Adige
sözlü ürünleri, özellikle 10'uncu yüzyıldan başlayarak
bulanıklıktan çıkmakta ve duruluğa kavuşmaktadırlar.
Kahramanlık üzerine anlatımlar arasında "Aydemirkan" (Kab.
Андэмыркъан) ve Koç'as (Къок1ас) üzerine olanlar
ünlüdür.
Birkaçı
dışında şarkılar, öyküleri de eklenmeden sırf şarkı (şiir) yoluyla
olayları anlatamamaktadırlar. Bu nedenle sözlü ürünler daha çok
birer şarkı (şiir) ve öykü karmaları biçimindedirler.
18 ve 19'uncu yüzyıllarda Çarlık Rusya'sının Adigelere karşı
başlattığı istila, etnik temizlik ve soykırım hareketine karşı,
Adigelerin sürdürmüş olduğu Kurtuluş Savaşını anlatan sözlü
ürünler çok üstün bir demokratik anlayış ve örnek insancıl
özelliklerle donanmışlardır. Sözgelişi büyük Adige/Kabardey yazarı
Askerbi Şorten (Шэрт1анэ Аскэрбый) şunları yazmaktadır:
"Önce şurasını belirtmeliyiz:18 ve 19'ncu yüzyıllarda oluşturulmuş
olan halk şarkıları Adigeleri Kabardiya, Şerces (şimdiki
Karaçay-Çerkesya) ve Adigey gibi yöre adlarına dayandırarak
bölmüyorlardı. Ulusa yönelik bir saldırıyı, bir felaketi anlatan
herhangi bir şarkı Kabardey, Şerces (Kabardey ve Besleney) ve
Shapsugh yörelerinde aynı biçimlerde söyleniyor ve karşılanıyordu.
"Felaket karşısında bütün Bjedughlar kardeştir" özdeyişini
anımsatırcasına, folklorumuz da ulusumuzu oluşturan bu
toplulukların tümüne tek bir yürek, tek bir çehre ve tek bir ulus
biçiminde yaklaşmıştır. Halk geleneğimiz her zaman için insanca
bir anlayışa (hümanizme) ve evrenselliğe (enternasyonalizme)
öncelik vermektedir. Sözgelişi "Elmıshan Ağlıyor, Hanıy Psığo da
Gözyaşlarını Döküyor" adlı şarkı Kabardey, Bjedugh, Abaza (Abazin)
ve Şerceslerde (şimdiki Karaçay-Çerkesya'daki Kabardey ve
Besleneylerde) bulunmaktadır. Şarkının öyküsü de öz bakımından
birbirine uymaktadır" (Age, s. 45 ;parantez içindekiler ve
yazı koyulaştırmaları, vb bize aittir. -HCY).
Şimdi yukarıdaki insancıllık ve evrenselciliği kanıtlayan ve ünlü
Adige yazar ve derlemeci Şaban K'ube tarafından Ürdün'den
1950'lerde Kual Hatko'dan (Хьаткъо Къуал) Abzegh (Абдзах)
lehçesinde derlenmiş olan iki örnek şarkı sunalım. Şarkıların ilki
"Halkların Kardeşliği", ikincisi de "Yurt Sevgisi"
konularını işlemektedir. İlki "Thavyeğ-mez"/"Тхьэ1егъ-мэз"
(Thaçağ Ormanı)* adını taşımaktadır:
"Rus ordusu, bizi, Thaçağ ormanı yöresindeki topraklarımızdan
çıkarıyor/Bu koca ordunun başındaki subaylar, askerleri üstümüze
yürütüyorlar… /Birer emir kulu durumundaki bu erleri korku
salarak (kılıç zoruyla) denetim altında tutuyorlar/Birliğinden
kaçabilmiş çok sayıda asker (er) saflarımıza katılıyor…/Bize
sığınanları, kötü gözle değil, kardeşçe karşılıyoruz/Bizler aynı
soydan (ulustan) olmasak da, onlar bize karşı kardeşçe görevler
üstleniyorlar/Başlarındaki komutanlarını yakalamamıza yardımcı
oluyorlar/Bizden yakalanmış olanları da esir kamplarından
kaçırıyorlar".
Şarkı, ezilenlerin saldırganlara karşı nasıl kardeşçe bir
enternasyonalist (uluslarüstü) dayanışma kurabilmiş olduklarını
dile sergilemektedir.
Anayurt Şarkısı (Хэкужъым ыгъыбз/Xekuzhım yığıbz) adlı ikinci
şarkının sözlerinin o zamanki Kurtuluş Savaşı dönemi Adige/Vıbıh
önde gelenlerinden Berzeg Gerandıko Hace'ye (Бэрзэдж
Джэрадыкъо Хьаджэ) ait olduğu söylenmektedir:
"Bu şarkı söylenmeye başlandığında, susun ve kulaklarınızı dört
açın, duyduklarınızı da kalbinizde saklayın.
Kurtuluş Savaşı'nı yitirdik, ama insanlığımızı yitirmedik.
Savaşı düşman ordusu kazandı, ama kazandıranlar içimizden çıkmış
olanlardır.
'Odun küskünün paraladığı odundur' derler, bizi de paralayanlar
bu içimizden çıkanlardır.
Yurdumuzu terk ediyoruz, ama onu sonsuza değin yüreğimizde
taşıyacağız.
Kaderimize boyun eğip o yerlerde kalacak olursak, düşmanın bize
yapacağı işlem (kötülükler) bellidir.
Bize uygulanacak onca aşağılık işlemden sonra, asla başımız dik
gezemeyiz.
Ülkemizi şimdilik terk ediyoruz, ama amaçlarımızı asla terk
edemeyiz.
Bir anne gibi sevdiğimiz öz ülkemizi gözümüz gerilerde terk edip
gidiyoruz.
Gemideki gençlerin birçoğunun gözlerinden yaşlar dökülüyor.
Yurdu terk etmeyi kendine yediremeyen birçok genç koca denize
atlıyor.
Dalgalarla boğuşarak Kafkas toprağına yeniden ayak basıyorlar.
Ve Thaçağ Ormanı'na varıp son direnişe (**) katılıyorlar.
Kaynak: Şaban Kube, Adighe Folklor, NewYork, ABD, 1963, No. 3,
s. 55).
(*) Thaçağ-mez (Kutsal Orman)-Adigey'de her yörede Orman ve
Avcılar Tanrısı Mezıtha'nın orada yaşadığına ve onun
tarafından korunduğuna inanılan orman. -HCY
(**) Son direniş ya da Hacret Zav-1870'li yıllara ya
da yok edilmelerine değin Adige/Hak'uçların (Хьак1уцу) ve onlara
katılan Adigelerin sürdürdüğü direniş (Daha çok bilgi için Bkz.
Hak'uç, internet). |