...................
...................
ADİGE DİLİ VE EDEBİYATI     -10
HAPİ Cevdet Yıldız
                         
...................

...................
Adige sözlü ürünleri, özellikle 10'uncu yüzyıldan başlayarak bulanıklıktan çıkmakta ve duruluğa kavuşmaktadırlar. Kahramanlık üzerine anlatımlar arasında  "Aydemirkan" (Kab. Андэмыркъан) ve Koç'as (Къок1ас) üzerine olanlar ünlüdür.

Birkaçı dışında şarkılar, öyküleri de eklenmeden sırf şarkı (şiir) yoluyla olayları anlatamamaktadırlar. Bu nedenle sözlü ürünler daha çok birer şarkı (şiir) ve öykü karmaları biçimindedirler.  

18 ve 19'uncu yüzyıllarda Çarlık Rusya'sının Adigelere karşı başlattığı istila, etnik temizlik ve soykırım hareketine karşı, Adigelerin sürdürmüş olduğu Kurtuluş Savaşını anlatan sözlü ürünler çok üstün bir demokratik anlayış ve örnek insancıl özelliklerle donanmışlardır. Sözgelişi büyük Adige/Kabardey yazarı Askerbi Şorten (Шэрт1анэ Аскэрбый) şunları yazmaktadır: "Önce şurasını belirtmeliyiz:18 ve 19'ncu yüzyıllarda oluşturulmuş olan halk şarkıları Adigeleri Kabardiya, Şerces (şimdiki Karaçay-Çerkesya) ve Adigey gibi yöre adlarına dayandırarak bölmüyorlardı. Ulusa yönelik bir saldırıyı, bir felaketi anlatan herhangi bir şarkı Kabardey, Şerces (Kabardey ve Besleney) ve Shapsugh yörelerinde aynı biçimlerde söyleniyor ve karşılanıyordu. "Felaket karşısında bütün Bjedughlar kardeştir" özdeyişini anımsatırcasına, folklorumuz da ulusumuzu oluşturan bu toplulukların tümüne tek bir yürek, tek bir çehre ve tek bir ulus biçiminde yaklaşmıştır. Halk geleneğimiz her zaman için insanca  bir anlayışa (hümanizme) ve evrenselliğe (enternasyonalizme) öncelik vermektedir. Sözgelişi "Elmıshan Ağlıyor, Hanıy Psığo da Gözyaşlarını Döküyor" adlı şarkı Kabardey, Bjedugh, Abaza (Abazin) ve Şerceslerde (şimdiki Karaçay-Çerkesya'daki Kabardey ve Besleneylerde) bulunmaktadır. Şarkının öyküsü de öz bakımından birbirine uymaktadır" (Age, s. 45 ;parantez içindekiler ve yazı koyulaştırmaları, vb bize aittir. -HCY).

Şimdi yukarıdaki insancıllık ve evrenselciliği kanıtlayan ve ünlü Adige yazar ve derlemeci Şaban K'ube tarafından Ürdün'den 1950'lerde Kual Hatko'dan (Хьаткъо Къуал) Abzegh (Абдзах) lehçesinde derlenmiş olan iki örnek şarkı sunalım. Şarkıların ilki "Halkların Kardeşliği", ikincisi de  "Yurt Sevgisi" konularını işlemektedir. İlki "Thavyeğ-mez"/"Тхьэ1егъ-мэз" (Thaçağ Ormanı)* adını taşımaktadır:

"Rus ordusu, bizi, Thaçağ ormanı yöresindeki topraklarımızdan çıkarıyor/Bu koca ordunun başındaki subaylar, askerleri üstümüze yürütüyorlar… /Birer emir kulu durumundaki bu erleri korku salarak  (kılıç zoruyla) denetim altında tutuyorlar/Birliğinden kaçabilmiş çok sayıda asker (er) saflarımıza katılıyor…/Bize sığınanları, kötü gözle değil, kardeşçe karşılıyoruz/Bizler aynı soydan (ulustan) olmasak da, onlar bize karşı kardeşçe görevler üstleniyorlar/Başlarındaki komutanlarını yakalamamıza yardımcı oluyorlar/Bizden yakalanmış olanları da esir kamplarından kaçırıyorlar".


Şarkı, ezilenlerin saldırganlara karşı nasıl kardeşçe bir enternasyonalist (uluslarüstü) dayanışma kurabilmiş olduklarını dile sergilemektedir.

Anayurt Şarkısı
(Хэкужъым ыгъыбз/Xekuzhım yığıbz) adlı ikinci şarkının sözlerinin o zamanki Kurtuluş Savaşı dönemi Adige/Vıbıh önde gelenlerinden Berzeg Gerandıko Hace'ye (Бэрзэдж Джэрадыкъо Хьаджэ) ait olduğu söylenmektedir:


"Bu şarkı söylenmeye başlandığında, susun ve kulaklarınızı dört açın, duyduklarınızı da kalbinizde saklayın.

Kurtuluş Savaşı'nı yitirdik, ama insanlığımızı yitirmedik.

Savaşı düşman ordusu kazandı, ama kazandıranlar içimizden çıkmış olanlardır.

'Odun küskünün paraladığı odundur'  derler, bizi de paralayanlar bu içimizden çıkanlardır.

Yurdumuzu terk ediyoruz, ama onu sonsuza değin yüreğimizde taşıyacağız.

Kaderimize boyun eğip o yerlerde kalacak olursak, düşmanın bize yapacağı işlem (kötülükler) bellidir.

Bize uygulanacak onca aşağılık işlemden sonra, asla başımız dik gezemeyiz.

Ülkemizi şimdilik terk ediyoruz, ama amaçlarımızı asla terk edemeyiz.

Bir anne gibi sevdiğimiz öz ülkemizi gözümüz gerilerde terk edip gidiyoruz.

Gemideki gençlerin birçoğunun gözlerinden yaşlar dökülüyor.

Yurdu terk etmeyi kendine yediremeyen birçok genç koca denize atlıyor.

Dalgalarla boğuşarak Kafkas toprağına yeniden ayak basıyorlar.

Ve Thaçağ Ormanı'na varıp son direnişe (**) katılıyorlar.




Kaynak: Şaban Kube
, Adighe Folklor, NewYork, ABD, 1963, No. 3, s. 55).
(*) Thaçağ-mez (Kutsal Orman)-Adigey'de her yörede Orman ve Avcılar Tanrısı Mezıtha'nın orada yaşadığına ve onun tarafından korunduğuna inanılan orman. -HCY
(**) Son direniş ya da Hacret Zav-1870'li yıllara ya da yok edilmelerine değin Adige/Hak'uçların (Хьак1уцу) ve onlara katılan Adigelerin sürdürdüğü direniş (Daha çok bilgi için Bkz. Hak'uç, internet).

 
1.Bölüm      2.Bölüm      3.Bölüm      4.Bölüm      5.Bölüm      6.Bölüm
7.Bölüm      8.Bölüm      9.Bölüm      10.Bölüm      11.Bölüm      12.Bölüm