Gazetemizde daha önce yayınlandığı gibi, 27 Ocak günü
Uluslararası Adige Bilim Akademisi’nin (UABA) Adigey Bölüm
toplantısı vardı. Akademinin Adigey şubesi yönetim kurulu
başkanlığına Sosyal Bilimler Enstitüsü Başkanı, filoloji bilim
dalında doktor olan BIRSIR Batırbıy seçildi.
Toplantının bir kaç gün ardından BIRSIR Batırbıy ile akademinin
önümüzde yıllarda yapmağı planladıkları üzerine bir görüşme
yaptık.
Geçtiğimiz Kasım ayında UABA’nin yönetim kurulunun Nalçik’te bir
toplantısı gerçekleştirildi. Bu toplantıya 50 kişi katıldı. Bizde
Adigey’den (Ben, Ç’IRĞ Ashad, MEKHULE Cebrail) üç kişi olarak
katıldık. Daha önce bu organizasyonun Adigey’deki ayağı şube idi,
bu toplantıda bölüm yapılması yönünde karar alındı. Bu
sorumluluklarımızı artırmış olmasına rağmen imkanlarımızı da
genişletti. Artık Kıyıboyu ve Krasnodar’da yaşayan biliminsanları
da bölümümüze bağlandı. Bölümümüzün başkanı aynı zamanda
akademinin ikinci başkanı olarak da sayılmaya başlandı. Bu yeni
düzenleme içerisinde beni de böylece görevlendirdiler. Bu benim
iyi olmam veya olmamamla ilgili değil. Görevim dolayısıyla, böyle
bir gelenek var. Elimizdeki imkanlar açısından ise gelişme var,
örneğin dergi (R.F.’de bilim adamlarının bilimsel eserlerinin
yayınlandığı belli dergiler var, bu dergilerin yayınladıkları
makaleler bilim çevrelerince bilimsellikleri açısından daha ön
planda değerlendiriliyor, BIRSIR’ın da söz konusu ettiği böyle bir
dergi. -ç.n-) yayınlayabileceğiz.
Akademi Yönetim Kurulu Adige tarihi hakkında Adigey bölümünün bir
prospekt hazırlayarak yazılmasını sağlamasını kararlaştırdı. Bu
konuda çalışması gerekenleri de belirleme sorumluluğunu bize
verdiler. Önümüzdeki ‘’Nisan Toplantısı’’nda net olarak bu
konudaki ön çalışmamızı kurula sunmamız gerekiyor.
- Tarihin yazılması hakkında uzun zamandır konuşuluyor...
BIRSIR Batırbıy: Evet, Uzun zamandır bu konu hakkında
konuşuluyor, Hazırlanmış pek çok prospektte var. En
ileri-ayrıntılı olanı AWUTLE Malıç’ın hazırlamış olduğu. Bu
prospektle Adigey tarihi 8 cilt olmalı. Şimdi bizim acilen
üzerinde durmamız gereken husus ise tarihin yazılması. Kabardey-
Balkarya ve Karaöay-Çerkesya cumhuriyetlerindeki
biliminsanlarından bazıları da yazıma iştirak edecekler. Akademiye
bağlı olarak Adige Tarihi Enstitüsü de kuruldu. Bunun başına ise
MEKHULE Cebrail getirildi. Akademinin yönetim kurulu her
akademisyenin çalışmalarını belirtmesini, yönetmeliğe uymayanların
ise çıkartılması hakkında da karar alındı.
SEAUH Goşnağu: Tarih yazımını nasıl gerçekleştireceğiniz
hakkında bir şeyler söyleyebilir misiniz?
BIRSIR Batırbıy: Günümüzde tarihimizin yazımı için hala
yeterli değiliz. Krasnodar eyaletinde yaşayan biliminsanlarımız da
yurtdışındakileri de ele alsak bile yeterli gelmez. Neden diyecek
olursanız, biz Adigelerin tarihi çok eski çağlardan başlıyor, konu
ile alakalı çok şey var. Fakat var olan materyaller farklı
dillerde yazılmışlar. Bunlar İstanbul, Ankara, Kahire, Londra, ve
pek çok sayıda olmak üzere Vatikan arşivlerinde eski İbranice ve
Rumca olanlarda var. Belgelerin var olduğunu biliyoruz. Fakat
günümüzde bunları okuyacak insanımız yok. Böylesi bilimsel gücümüz
yok. Bunun için eski diller üzerinde çalışan, gençler arsından
acilen yetiştirip ön plana çıkarmamız gerekiyor. Günümüzde eski
(antik) diller konusunda Adige Devlet Üniversitesi Gimnazyumunda
eğitim veriliyor. Bu tip dilbilim çalışanlarını teşvik etmek
gerekiyor.
SEAUH Goşnağu: Bu şekilde bir metot izlenecek olursa Adige
Milli Tarihi’nin yazılımı çabuk olmayacak.
BIRSIR Batırbıy: Evet Adigelerin tarihini günümüzde hemen
yetkin yeterli olarak hazırlayıp insanların önüne sunmamız mümkün
değil. Bu konuda bir bilim, metodoloji bulmakta gerekiyor. Bilge
Gürcü biliminsanı Arnold Çikova bu konuda: ‘’Adigelerin tarihi
yeterli bir şekilde hazırlanıp, yazılıp insanların bilgisine
sunulursa, yaşamı (tarihi) bambaşka göstermek mümkün olur, buna
hayret etmeyecek kimse çıkmayacaktır.’’ Bu söylemin basit bir
varsayım olmadığını kanıtlar bazı materyallere günümüzde elimize
geçiyor. Çağımızda Rusya’da da başka ülkelerde de büyük
biliminsanları var. Onların bilgilerinin gücünden de
faydalanmalıyız.
SEAUH Goşnağu: Tarih yazılımı devlet işi olmadan, yeterli
geliri olmayan akademi tarafından gerçekleştirilebilecek mi? Bunun
altından akademi kalkabilecek mi?
BIRSIR Batırbıy: Akademinin gücü elinde olan mülkle
ölçülürse bir hiçtir. Fakat aslında çok güçlü. Akademimizin
başkanı HEFIŞ Adam canla başla çalışıyor.
SEAUH Goşnağu: Biz yeniden tarih yazımı konusuna dönelim.
Bu işi akademinin Adigey bölümü kaç yıl içerisinde
gerçekleştirebilir?
BIRSIR Batırbıy: Tarihi bizim elimizdeki bilgi birikimi ile
de yazabiliriz. Örneğin yalnız bizim enstitümüz iki ciltlik bir
tarih kitabı çıkartıyor. İlk cildi hazır, bu yıl basılacak. İkinci
cildini ise önümüzdeki yıl yayınlayacağız.
SEAUH Goşnağu: Bu akademinin görevlendirmesi harici bir
çalışma değil mi?
BIRSIR Batırbıy: Evet bunu enstitümüz ayrıca yayınlıyor.
Tarih enteresan. O gerçekten olmuş olaylar ama farklı kişilerin
konuya farklı yaklaşımları var. Bu bakış açıları ile tarih yazmak
mümkün ama ben yine belirtiyorum: Derinlemesine olayları olduğu
gibi gösterebilmek için bütün materyallere ulaşmak gerekiyor.
Günümüzde Adigey’de yaşayan biliminsanları tarihin eski
çağlarından günümüze ‘’Batı Çerkesya’’ diyerek kitaplar
yazıyorlar. Eski çağlardan başlayarak denilince Batı Çerkesya diye
bölmek mümkün değil. O zamanlar bir Çerkesya vardı. Böyle
düşününce metodoloji konusunda yeniden düşünmek gerektiği
görüyoruz. Bizim sorumluluğumuz Adigelerin bir millet, bir
coğrafya ve aynı yoldan süzülüp gelmiş olduklarını netleştirerek
yazmak. Bunu birisi başka diğeri daha başka bir açıdan görüyor.
Ortak bir yaklaşım tarzı geliştirmemiz için akademi bizi
görevlendirdi. Bütün imkanlarımızı kullanarak, uyum ve anlaşma
içerisinde konuyla ilgili çalışacağız.
SEAUH Goşnağu: Her bilim dalında da farklı yaklaşımlar
olduğunu görüyoruz...
BIRSIR Batırbıy: Evet gerçektende öyle. Ünlü yazar
Nabakov’unda babası olan Raşid Nabakov’un ‘’Rusya Tarihi’’ isimli
bir eseri, Solovev’inde kendi görüşlerine yer verdiği benzer bir
çalışması var. Fakat biz önümüzdeki bu büyük çalışma için
birbirini yalanlamayan, ortak ve gerçekçi yaklaşım tarzına
biliminsanlarımızın sahip olarak çalışacaklarına inanıyoruz.
SEAUH Goşnağu: Batırbıy, enstitünün başkanı olduğunuz için
akademinin sizi bölümünde başkanı yaptığını söylediniz. Dediğiniz
gibi bile olsa bu organizasyonda yönetici olarak seçilmiş olmanıza
bir anlam yüklüyor musunuz? Ayrıca günümüzde akademinin öneminin
azaldığı yönünde görüşlerde var. İlk yıllarında ulusa büyük
umutlar vermiş olmasına rağmen, bu gün bu ilgi sönmüş gibi
gözüküyor. Parası olmayan organizasyon büyük işlerin altından
kalkabilecek mi?
BIRSIR Batırbıy: Ben Akademiye büyük bir önem veriyorum. O
söz konusu ettiğin görüşü taşıyanlar büyük yanılgı içerisindeler.
Neden diyecek olursan akademinin başarısı sadece paraya bağlı
değil. Örneğin bizim enstitüde yalnızca verilen maaş için
çalışılıyor olsa, hiç gelinmese de olur. Doktorlar, profesörler 6
bin ile 8 bin Ruble maaş alıyorlar. Fakat bu gün enstitü milli
değerlerin koruyucusu ve kurtarıcısı olan bir güç konumunda. Dil,
kültür, etnografya v.b konularında bilimsel değerlendirme ve bakış
açısıyla materyalleri insanlara sunuyoruz. Ders kitabı olarak,
kitap olarak yazılanlar enstitümüzün yayınladığı bu eserleri
kaynak olarak alıyorlar. Akademinin konumu da farklı değil. Büyük
bir bütçesi olmasa da Adigelik için çalışacağım diyen dünyadaki
bilim adamlarını bir araya toplayabildi. Bu kişiler bir araya
geliyorlar, düşüncelerini birbirlerine ulaştırabiliyorlar, ulusu
ilgilendiren konuların çözümü için çalışıyorlar. Akademi bu tip
imkan ve güce sahip. Bu yüzden akademi ulusun en önemli
kazanımlarından birisi. Cumhuriyetimizin kurulması, Adige hasenin
açılması gibi akademinin de önemi var.
SEAUH Goşnağu: Akademideki yeni görevin sorumluluklarının
artmasına sebep oldu, işlerinin yoğunluğunu arttırdı.
BIRSIR Batırbıy: Evet, dediğiniz doğru. Devamlı akademinin
toplantılarına katılmam, aldığı kararları, planlarının
oluşturulmasını ve uygulanmasını takip etmem gerekiyor. Fakat
üşenmeden bıkmadan diğer yaptığım işler gibi bu konuda da
çalışmağa gayret göstereceğim. Çünkü milletimiz için bu önemli.
SEAUH Goşnağu: Teşekkür ediyor ve dileklerinizin
gerçekleşmesini temenni arzuladığımı da belirtiyorum. |