Batırbıy Bırsır tanınmış bir dil bilgini, dilbilimleri uzmanı,
profesör, pedagoji ve sosyal bilimler üzerine Rusya Akademisi
ve AMAN (AMAH) akademisyenidir. Kendisine “Halk eğitimcisi”,
Adigey ve Kuban yöreleri kıdemli bilim emekçisi unvanları da
verildi.
1966
yılından 2008 yılına değin Adigey Devlet Üniversitesi’nde
(önceleri öğretmen enstitüsü idi) öğretim üyesi olarak çalıştı.
1992-1996 yılları arasında AC Bilim ve Eğitim Bakanlığını yaptı.
Dilbilimi üzerine 50’yi aşkın çalışması vardır ve bu çalışmaları
yayınlanmıştır. Orta ve yüksek eğitim okulları Adigece ders
kitaplarını da yazdığı gibi, dilbilimi üzerine birçok öğrenciyi de
mastır düzeyinde eğitmiştir. Bu öğrencilerin birçoğu dilbilimleri
uzmanı olmuş ve bilimsel unvana hak kazanmıştır. AC Devlet Başkanı
Başkanlığında oluşturulan Adige Dil Kurumu’nun Başkan
yardımcısıdır. Adigey Devlet Üniversitesi (ADÜ) ile
Kabardey-Balkarya Devlet Üniversitesi’nin (KBDÜ) dilbilimi
tezlerini kabul etme kurulu üyesidir. Şu sıralar AC Sosyal
Bilimler Araştırma Enstitüsü (SBAE) müdürüdür.
Sözünü ettiğimiz bu kişi yetkin bir Adige’dir. Bu kişi Batırbıy
Bırsır’dır (Бырсыр Батырбый). Bilim ve eğitimle ilgili olup
da, Adige toprağında Batırbıy Bırsır’ı tanımayan yoktur. Kişinin
yaşı, sadece geçirdiği yıllarla ölçülmez. Yüz yılı aşkın yaşamış
olan, ama “yediği kaçmak ve gördüğü gökle” (пIастэ ыгъэшъоу,
уашъо ылъэгъумэ) yetinen çok kişi de vardır.
Kişinin değeri ortaya koyduğu çalışma ürünleri ile ölçülür.
Batırbıy Bırsır, bir dilbilimci, filoloji doktoru, ADÜ’nde
profesör ve SBAE müdürüdür. Adige dilbilimini ve Adige ulusunu
akılcı ve bilimsel bir çizgide bilinçlendirmeye, korumaya ilişkin
çok sayıda çalışması olan biridir. Bu nedenle ülke boyutunda
ünlenmiş olan Batırbıy Bırsır’a verilmiş çok sayıda başarı belgesi
de vardır.
Daha
çocukluk yıllarında, dünya kütürünün en üst değerlerine ulaşmayı
hedeflemiş biriydi Bırsır, bu da onu ulusal konulara daha duyarlı
yapmıştı. Adige Devlet Öğretmen Enstitüsü’nde (ADÖE) henüz bir
yıllık öğrenci iken Zeyneb K’eraş’ın desteğiyle, dil
eğitimi almak üzere Batırbıy Bırsır, Nuh Ğış ile
birlikte Tiflis Üniversitesi Kafkas Dilleri Bölümü’ne gönderildi.
Bu ikisi orada beş yıl içinde 11 dil öğrendiler:Eski yazılı
dillerden Latince, Arapça, şimdiki Avrupa dillerinden
Almanca, Rusça, Kafkas dillerinden Adigece, Abhazca, Wubıh
dili, Dağıstan dilleri, Gürcüce vb.
Üç
Çerkes genci -Batırbıy Bırsır, Açerdan Abreg, Nuh Ğış- bir grup
halinde özel bir eğitim aldılar ve Gürcistan’ın en yetkin
biliminsanlarından eksiksiz bir yardım alma olanağına kavuştular.
Akademisyen Arnold Çikobava dünya dillerini öğrenme
konusunda kendine özgü bir yol çizmiş bir biliminsanıydı, 8 cilt
tutarındaki Gürcüce ansiklopedik sözlüğün de baş redaktörü idi,
Kafkas dilbilimi ve dünya dilbilimi (Genel dilbilim) üzerine 2
cilt monografisi ve diğer alanlarda çalışmaları bulunuyordu.
Çikobava, beş yıl süresince, öğrencisini dilbilimi üzerine
derinlemesine eğitti, ayrıca Adige ulusunun tarihi ile kültürünü,
Bırsır ile birlikte belirli bir sisteme/temele oturtmaya çalıştı.
Çikobava, Adige gençlerinin bakış açılarını geliştiriyor, onlara
özgür bir ulusal bakış açısı sunuyor ve dünya kültürüne daha
yetkin yaklaşımlarda bulunmalarına yardımcı oluyordu, gençler de
aklı ve bilimi kullanarak yeteneklerini geliştirmiş ve ortaya
koymuş oluyorlardı.
ADÖE’nde birkaç yıllık öğretmen iken, uzmanlığını geliştirmek için
dört ay eğitim görmek üzere ikinci kez Tiflis’e gitti. Bu dört ay
boyunca Arnold Çikobava, her hafta dört saat genel
dilbilimi üzerine, teke tek Batırbıy Bırsır’a ders verdi. Bu dört
ay içinde bu biliminsanı ile bilime daha yetkin bir adım atmış
olan bu genç adam, hocası ve kendisi, birbirlerinin danışmanları,
yardımcıları ve sırdaşları oldular. Bu çalışmalar sonucu çizmiş
oldukları bilim yolu, izleyen yirmi yılda da (Bakan iken, Adige
Ulusal Fakültesi dekanı iken, bugün de) “Genel dilbilimi” (Общэ
языкознание) kuralları gereğince sürdürülmüş, ek olarak Rus
Filoloji Fakültesi’nde de sürdürülmektedir.
Dünya dilbilimi anlayışı ile Kafkas dilbilimi anlayışı konularında
Arnold Çikobava , Batırbıy Bırsır’a hocalık yaptı, ancak
kendisini Adige dilbilimi alanında derinleştiren kişi de Prof. Georgiy
Rogava oldu. Rogava’nın insanlığı, ince eleyip sık
dokuması, öğrendiği her şeyi öğrencileriyle paylaşması,
öğrencileri tarafından sürekli anlatılır.
Adige dilbilimci Zeyneb K’eraş da, ilk Adigece dil
eğitimini bir başına Porf. G. Rogava’dan almıştı. Zeyneb
anlatırdı: “Bazan Grigoriy Vassarionoviç Rogava, okuma
salonuna benden önce gittiğinde, başucumda iman tazelerdi:
“Zeyneb, bağışla beni, bugün bilmeden senden önce dershaneye
gelmiş oldum” derdi. Yapmacık bir davranışı değildi bu
davranışı. Bu, G. Rogava’nın bir inceliği, bir tür özür dileme
biçimi olurdu. O denli yoğun bir çalışma ve öğrenci topluluğu
içinde, birçok Adige genci de bilmedikleri bir bilim dalında
eğitim alıyor ve yetişiyorlardı. Batırbıy Bırsır da o
öğrencilerden biriydi.
G. Rogava’dan aldıkları bilimsel tat, Adige gençlerinin de ruhuna
yansıdı, Tiflis Üniversitesi’nde görmüş oldukları
eğitim, bu gençlerin gücüne güç kattı. Bırsır’ın yorulmadan,
usanmadan ve koşuşturarak Adigece’nin temel kurallarını önemli
bir boyutta geliştirmiş olması, almış olduğu bu yoğun eğitimden
kaynaklanmaktadır. Bırsır, hocası G. Rogava’dan söz
ederken, “Onun yardımları olmasaydı, biz Adige
dilbilimcileri, yüzyıl uğraşsak bile, Adigece’nin derinliğine
böylesine ulaşamazdık” diyor sık sık.
Arnold Çikobava
ve
Georgiy Rogava ile birlikte, aynı doğrultuda düşünce
dünyalarını ve dilbilimini geliştiriyor, ünlü Abhazca uzmanı
Ketevan Lomtatidze ve dil teorisi alanında önde
biliminsanlarından olan Tinatin Şaradzenidze’den yardımlar
alıyorlardı. Bu son iki bilgin kadın, Batırbıy Bırsır’ın Kafkas
dilbilimi ve dünya dilbilimi ile tanışmalarında yol gösterici
roller üstlendiler. Bu kişiler sayesinde Batırbıy Bırsır
fiil köklerini görme, tanıma, belirleme ve onları bir bilimsel
kurala bağlama olanağına erişti.
Bilim, insan aklını geliştiren bir olgudur. Sizi bilgilendirici
yanları olan bir insanla, özellikle bilime susamış öğrenciler
eğitmiş ve onları yetiştirmiş olan biri ile karşılaşmak bir
mutluluk kaynağı özelliği taşır .
Batırbıy Bırsır, Adige fiili üzerine dilbilimi çalışmasıyla
doktorasını verdi ve Adige fiili (eylemi) konusunda derinleşti.
«Структура и история глагольной основы адыгских языков» (Adige
dillerinin fiil yapısının kuruluşu) adlı çalışması/kitabı Adige
fiilinin (глагол) bir türküsü/müziği (пщыналъ) değerindedir. Bu
kitabı okurken ve bu arada fiillerin kök kuruluşunu yazarla
birlikte incelemeye alırken, büyük bir şiirle bezenmiş bir
bilimsel oluşumla karşılaşılıyor, şimdiye değin insan düşüncesinin erişmemiş
olduğu birçok gizi, saklı şeyi farkında olmadan kavramaya
başlıyorsun (*).
Batırbıy Bırsır’ın kitabı, dili düşüncenin bir öğesi olarak
sunmakla yetinmiyor, dili ölçüyor, sarsıyor, fiil köklerini diğer
Kafkas dillerindeki fiil kökleriyle karşılaştırıyor, ölçüyor,
benzeyen ya da aykırı düşen yanlarını gösteriyor. Bir insana değer
verir gibi, ulusunun düşüncesini, dünyaya bakış biçimini ve olup
biten her şeyi anlatan ve bir dil sözcüğü olan fiilin
özelliklerini bir dizgiye göre sıralanmış olarak kitapta
buluyorsun. Doğurulmuş (ЛъфыгъэмкIэ) sözcüğünden ana-babaların
varlığının algılanabilmesi gibi, fiil kuruluşu ile de ulusun
derin dünyasına bir dalış yapıyorsun ve böylece ulus bilgisi daha
bir anlaşılır oluyor, ulusun geçirdiği aşamaların anahtarları da
insanın eline geçmiş oluyor.
Bu
konuda bir örnek. Adigece ve Abhazca fiil kökleri bir fonem (ses)
farklılığı gösterir, bu farklılığa Bırsır’ın çalışmasında birkaç
yerde rastlanır. Bu tür farklı sesli sözcüklere de örnekler
veriliyor. Sözgelişi, Adige fiilindeki “d” [д] karşılığı
olarak Abhazca’da “dz”’nin [дз] kullanılması gibi.
Bu farklı ses özelliğine, ulus adı “zih” (зих)
sözcüğü de bir örnektir ve bir Abhaz sözcüğü olan “adzıh’e”
(адзыхэ) söylenişinin bir varyantı olarak eski Grekçeye de
geçmiştir, bu Abhaz sözcüğü “adige” (адыгэ) biçiminde yeni
bir ulus adına dönüşmüştür:Adigece- a-dı-ge (а-ды-гэ),
Abhazca –a-dz-ıh’e (а-дз-ыхэ), Eski Grekçe- z-ih’
(з-их).
Bırsır’ın çalışmalarında, bilimsel açıklaması yapılmamış tek bir
fiil, tek bir sözcük yoktur, ayrıca tek bir sözcüğün olsun,
gereksiz kullanıldığına ilişkin tek bir örnek bile
bulunmamaktadır. Batırbıy Bırsır, dilbilimi üzerine çalışmalarında
beklentinin çok daha fazlasını sunmayı başarmıştır, hiçbir şeyi
yapmamış olsa bile, fiil üzerine çalışması bile bir
başına,ünlenmek için yeterli olurdu. Ulusal bilim ve ulusal kültür
içinde fiilin köklerinin kaybolmaması ve fiilin belirlenmesi için,
o, gerekli yolu açma, her bir fiil kökünün açıklamasını sunarak,
ona bir düzen verme, bunu bilim dünyasına ve ulusuna bir armağan
olarak bırakma onuruna erişmiş bir kişidir Bırsır.
Bundan başka B. Bırsır’ın daha birçok çalışması, bir inci gibi
dizilmiş olarak Adige dilbilimi içerisindeki yerini almıştır.
Bunlar arasında Adigece’nin ses dizgesi içindeki lateral seslerden
“l” [л], “tl” [лъ], “l’” [лI] seslerinin Kafkas dillerindeki
dönüşüm biçimleri üzerine çalışmaları da vardır.
Bunun gibi, dilbiliminin dönemeç noktalarında, hala yeterince
çözümlenememiş, kesinlik kazandırılamamış, ancak arkeolojik
kazılarda, kazı örneklerine bakılarak, kazı yapılıp
yapılmayacağına karar verilmesi gibi, Batırbıy Bırsır’ın gidilecek
yola ilişkin olarak ışık tuttuğu daha birçok örnek çalışması
vardır. Bu kazanımların bundan sonrası için yapılacak dil
çalışmalarında birer örnek, birer dayanak ve birer çıkış yeri
oluşturmalarını umuyor ve diliyoruz.
(*)
Dostum Ali Çurey’in kulakları çınlasın. -HCY |