Bilim insanı olarak 'Txıbze -
Alfabe'den başka çalışması olmasa dahi, bilim alanında kendisine
verilen değerde bir azalma olmayacaktı.
TAMBIY Cantığ çalıştığı işyeri olan üniversiteye uzun yıllar,
sakin sakin yürüyerek gitti. Pek çok defa onu görüyordum. Her
zaman rahat acelesi olmayan bir şekilde ikinci evi olan
üniversiteye, 50 yıl kadar gitti. Üzücü olmakla birlikte günümüzde
Cantığ'dan geçmiş zaman kipiyle bahsediyoruz. Geçtiğimiz ay vefat
etti. Büyük bir kayıp, her zaman denildiği gibi doğmuş olup
ölmeyecek kimse yok. Güzel bir yaşam sürdü, evlatları, sevdikleri
baş ucundayken, kıymet vererek etrafında dönerlerken ahrete
intikal etti. Allah cenneti ile mükafatlandırsın. Eğer Cantığ sağ
olarak aramızda bulunsaydı 25 ağustosta 87 yaşına girecekti. Oysa
aynı gün kırkını yaptılar.
Adige toprakları üzerinde TAMBIY Cantığ'ı tanımayan olmadığını
sanıyorum. Onun yazdığı Thıbze - Alfabe ders kitabıyla okudular,
ardından çocukları ve sonraki nesillerde Adıgabze okumasını ondan
öğrendiler. Cantığ'ın alfabesinin girmediği Adige ailesi, Adige
topraklarında yoktur sanıyorum.
Günümüzde aramızda pek çok bilimadamı var, fakat aralarında ulusun
yetiştirdiği, alfabe yazan bir tek TAMBIY Cantığ'dı. Onun yaşıtı
Adige bayanlar arasında üniversitede çalışmak nasip olanı da azdı.
Uzun yıllar, bilim dalında çalışırken yaklaşık 60 eser yazdı,
bunlardan 40 tanesi yalnız başlarına yayınlandı. 14 tane eserini
'aydınlanma' kitap basımevi yayınladı. Bilim insanımızın eserleri
sadece Adigey'de değil, ülkede yaşayan Rus olmayan halklara ait
okullarda da okutuldu.
Bilim insanımızın yazdığı pek çok eserin arasında 'Thıbze -
Alfabe' en çok ön plana çıkıyor. TAMBIY Cantığ, Adige okullarının
ilk açılışından sonra, ilk defa bu eseri yardımcı kitapları ile
birlikte 7 bölüm halinde oluşturdu. Bunun içerisinde 'Joğo Nef',
dört çalışma defteri olan 'Thenır - yazma', tabloların nasıl
kullanılacağına dair yardımcı kitap, 'harfler ve heceler sınıfı',
'Thıbze - Alfabe'nin nasıl öğretileceğine dair yardımcı kitap ve
diğerleri.
Cantığ'ın sağlığında kendisiyle çok sohbet ettiğim olmuştu.
Televizyonda ufak çocuklar akıllıca konuşurken veya ezbere şiirler
okurken Cantığ'ın söyledikleri aklıma geliyor. Çok ufakken, daha
okuma yazma bilmezken ablasına verilen uzun şiirleri, poemleri
birlikte öğrenerek, ne anlattığını anlamadan insanların ilgisini
çekecek şekilde güzel okuyordu. Devamlı öğrenme heveslisiydi, her
zaman okumaya bağlıydı.
Bilimsel pek çok çalışmaya sahip
bayanın yaşamı kolay ve basit değildi. Babası dini eğitim aldıktan
sonra Ademey'e geri dönüp yerleşmişti. İnsanlarca sayılıyor,
kıymet veriliyordu. Fakat, diğer suçu olmadan devletin
cezalandırdığı insanların arasına, o da düştü.
Biliminsanın alfabeyi yazması da o kadar çabuk olmadı. Bunun
öncesinde de köy okulunda ve öğretmenlerin kalifikasyonunu sağlama
enstitüsünde çalıştı. O tarihlerde P'atı'ko Askerbıy ONO'nun
yöneticisiydi. Askerbıy Cantığ'a alfabe yazılması gerektiğini
söylediğinde, Cantığ çok düşündü. Fakat o dönemlerde sadece ana
okullarında uzmanlar vardı. Cantığdan çok rica ettiklerinde
alfabenin yazımına başladı. Bu basit bir iş değildi. Kendisi de
bunun diğer ders kitaplarına benzemediğinin bilincindeydi.
Kendisini iyi bir metodist olarak alfabeyi yazdıktan sonra görmeye
başlamıştı. Bu eser defalarca yeni baskı yaptı. Cantığ daha
sonraları bu eseri 'Thıbze' olarak adlandırdı.
Cantığ'ın bilimi - metodik eserleri devlet tarafından defalarca
takdir edildi. SSCB ve RSFC yüksek öğretim kurumları en iyi
çalışanı, Uşinski Madalyası, VDNH madalyası, George Soros
ödülü.... Bunlara daha da ilave edilecek çok şey var, fakat, O'na
Allahın hediyesi evlatları, torunları yaşlılığında ona aydınlık
uğurlu olanlardı.
Bilim, eğitim-öğretim metodolojisi oluşturucularının yavaş yavaş
aramızdan ayrılıyor olmaları üzücü fakat zamana karşı duracak hiç
kimse henüz çıkmadı. |