Bahsetmek istediğim kişiler köyüm Şıncıy'denler.
Ben onları hatırlamıyorum, fakat başlarına gelenler hakkında bilgi
sahibiyim. Köyümüzün yetiştirdiği, köylülerimizin sevdikleri,
hatırladıkları, değer verdikleri insanlar. Yaptıkları çalışmaların
okullarda, enstitülerde ele alınması incelenmesi, köyümüzde
yetişen çocukların bu köylülerini tanımaları, onlardan örnek
almalarını arzuluyorum.
Bu insanları hatırlayanlar köyümüzde yaşıyorlar, fakat yaptıkları
çalışmalar izledikleri yol hakkında yeterince bilgi sahibi
değiller. Ben bilmeyenlere bir şeyler aktarmak bilenlerin ise
anılarını canlandırmak istiyorum. Bu konuda elimdeki kitpalardan
pek çok şey ortaya koymak mümkün.
Köyümüzün bu delikanlıları ne kadar zorlu sınavdan geçtilerse de
kalemlerini bırakmadılar. TSEY İbrahim, TSEY Davut, TREHO Ramazan,
MAMIY Yerecıb...
Yaşamları kısa sürdü fakat isimleri tarih sayfalarında yer aldı,
yazdıkları eserler okullarda enstitülerde öğreniliyor, klüplerde
sahneleniyor.
İBRAHİM’İN KISA YAŞAM ÖYKÜSÜ
Bunların en büyüğü ama en kısa yaşayanlarından birisi TSEY
Saliheko İbrahim'dir. İbrahim 1890 yılında Şıncıy'de doğdu. 46
yaşına kadar yaşar. Şıncıy'de çok kıymet verildiğini hala
insanların anlattığı anne-babası çifçi bir ailedir.
TSEY İbrahim’in sülalesi büyük sülaledir, çok kardeştirler. Hemen
hemen hepsi okumuş eğitimli olanlardır. İbrahim yazar, dramaturg,
TSEY Vunaye RSFSC onursal sanatçısı, TSEY Eyup operacı aynı
zamanda askeri eğitimi de vardır, Varonej’de bulunan Opera
Tiyatrosu’nda şarkı söyler, 1920 yılında Gönüllü Ordu’ya katılır,
bu yüzden Kızıllar onu vurdular. TSEY Yevgenıy ünlü bir
sanatçıdır, Krasnodar'da yaşar. TSEY Davut ise Özerk Bölge Yürütme
Komitesi’nde çalışır. 1937 yılında 'halk düşmanı' ilan edilerek
daha sonra öldürülür.
İbrahim çocuk yaşlarda Krasnodar'a okumaya gider. Beşinci sınıfı
bitirdikten sonra okul ücretini verecek kimsesi olmadığından
okuldan ayrılır. Babasının parası bittiğinde İbrahim Okul Aile
Birliği’ne durumu izah etse de Okul Aile Birliği yardımcı olmaz.
Okulun müdürü çiftçi bir aileden geldiğini hatırlatarak 'yerini
bilmiyor musun' der. İbrahim bu dönemlerde devrimci
organizasyonlarda çalışmaya başlar. Sosyal demokrat gruba katılır.
Okul Aile Birliği’nin gereken parayı vermemesindeki sebepte budur.
İbrahim babasının yanında çalışmak üzere köye geri döner.
TSEY'lerin Kutırı isimli Şıncıye yakınlarındaki bir yer vardır.
Genç delikanlı buraya gider fakat gönlünden yazmaya bağlıdır. Bir
müddet sonra parasız bir şekilde çarıklı olarak Yekatarinador'a
giderek kent noterinde ücretini alamadan iki ay çalışır. Daha
sonra sinema gişesinde bilet satış elemanı olarak çalışmaya
başlar. Ardından Armavir’de bulunan bir depoda paketleme elemanı
olarak iş bulur. 1910 yılında Yekatarinador'a geri döner.
Çalıştığı firma ile Karadeniz sahilinde bağ evi inşaatlarında
çalışır. Daha sonra Traho Lıvu'n yanında çalışmak üzere yeniden
Yermelhable’ye (Armavir'e) döner. Fakat işçilerin kendisine karşı
olan tutumlarından hoşlanmayarak işi bırakır.
İbrahim nerede bulunsa, ne iş yapsa da kalemini bırakmaz. Durmadan
yazar, Adigelerin eğitimi konusunda kaygılar duyar. Üzerinde en
çok durduğu konular düzyazı, şiir ve Adige halkbilimidir. Sovyet
sisteminin kurulmasında da TSEY büyük emek harcar.
Sovyet sistemi kurulurken köylüleri toplayıp yeni yaşamın ne gibi
değişiklikler getireceğini anlatır. Yeni sistemin korunması için
de gruplar organize ediyordu. Ulusun kaygıları kendisinin de
kaygılarıydı. Seçtiği yoldan hiç ayrılmadan, başladığı işleri
çözümleye çözümleye Adigelerin gördükleri zorlukları hiç unutmadan
yaşamını sürdürdü. 1912 yılından sonra yazmaya başlamıştı.
'Koç'as', 'Femıy', 'Yalnız bir kişi', 'Tavşanın cenaze
yemeği' isimli piyesleri yazdı. Bu eserlerinde ulusun düşün
şeklini, kaygılarını dertlerini dile getirdi. Adige dilinin,
tarihinin, söylencelerinin derlenmesinde büyük çalışmaları vardır.
Şıncıyede bulunan beş-altı kişiden oluşmuş polis teşkilatını da
kurdu. İçsavaşın bitimi esnasında köylerde düzenin tesisinin
sağlanması için İbrahim kendisine eşlik edecek olanları topladı.
Onların arasında babam Yemt'ıtl Hacebiram, Can Kalebatır, Yemt'ıtl
Kerim, Taleko T'ahir vd. vardı. Sovyet sekreterini de seçip
çalışmaya başladılar. TSEY İbrahim daha sonra Yekatarinador'da
Adige Tiyatrosu açtı, tiyatroya köylerden yetenekli gençleri
götürdü, bunların arasında Şıncıyeli olanlarda vardı. Bu tiyatroya
götürdüğü gençlerden kendi kızkardeşi TSEY Vunay, Yemt'ıtl Nefset,
Abrec Anzavur (ikinci dünya savaşında öldü), Traho Muhammed,
Taleko Süleyman, Ç'ırjın Tamar, Parmeko Ayşet ünlü oldular.
Tiyatral okulu bitirdikten sonra aralarında Moskova'da eğitimini
tamamlayanları da çıktı. İbrahim onlara Leksika ve Tiyatral işler
hakkında ders veriyordu.
Köyleri gezip gençleri yatılı okula kaydediyordu. Yazdığı eserleri
yayınlamaya 1912 yılından itibaren başladı. İbrahim eserlerinde
köyden Abrec Yusuf, Beçıye Huseyn, Hemeheko Hap'ıt, Nehaye
Ahmed'in anlattığı şeylerden faydalanıyordu.
Ruscayı çok iyi bildiği için söylenceleri, fabları çeviriyordu.
İbrahim bir kaç dil biliyordu. Çingenece konuşuyordu, Arapçayıda
iyi biliyordu. Ukraynaca da yazıyordu.
TSEY İbrahim'in bütün eserlerini derleyip Şhalaho Abu yayınladı.
Hala bazı elyazmaları Adıge Cumhuriyeti Sosyal Bilimler enstitüsü
arşivlerinde var. 1938 yılında İbrahim'in yazdığı eserlerden
bazıları Paris'te yayınlanmakta olan 'Müslümanlar' isimli dergide
fransızca olarak basıldı. 1934 yılında TSEY İbrahim'in kendi
yazdığı fabllar yanısıra Krılov'un fabllarından Adigeceye
çevirdikleri de yayınlandı.
'Krılov'un fablalrından Adigeceye çevirdikleri 1934-1935 yılları
arasında 'Kolhoz Bayrağı' isimli gazetede basıldı. Ukraynaca
yazdığı 'Samotiy' isimli çalışması Harkov'da yayınlandı.
Krasnodarda yayınlanan 'İzvestiya Olika' isimli dergide Yalnız,
Femıy, Mühendis Hagupov, Otomobil, Pas, Koç'as, Fatima'nın
sevinci, Eski ve yeni, Karışıklık, Zavallı aydın isimli yapıtları
yayınlandı.İbrahim Adige yazarları Yevtıh Asker, Çeraşe Tembot,
Hatko Ahmed'e de büyük destek oluyordu. İbrahim'in eşi Nadiy'in
söylediğine göre; 'İbrahim ve Tembot birlikte çok çalışıyorlardı.
Yazdıklarını tercüme ediyorlardı'.
TSEY İbrahimin Adige ulusuna bıraktığı eserlerinden oluşan
hazineyi Adigelere yeniden bulduran ise Şhalaho Abu'ydu. Bu konuda
Şıncıye'liler Şhalaho Abudan çok razılar.
Layıkı olduğu üzere Adıge milli tiyatrosunun ismi TSEY İbrahim
tiyatrosu yapılarak anılıyor. Tiyatro onun bıraktığı kıymetli
mirasa değer veriyor ve halka iletiyor.
DAVUT'UN
KISA YAŞAM ÖYKÜSÜ
TSEY Davut, İbrahimin öz kardeşiydi. İbrahim gibi Adigelerin
eğitimi ve okuması yolunda mücadele ediyordu. Davut o dönem Adige
ulusunun sahip olduğu okumuş-eğitimli insanlardandı. 1920-1930
yılları arasında Adıge Özerk bölgesindeki ilk gazetecilerdendi.
Sadece Adıge Özerk bölgesi değil Kuzey Kafkasya'ya dahil olan
uluslarla alakalıda çalışıyordu. Fakat Davut'un tamamen unutulduğu
bir dönemde oldu. Çünkü 1937-1938 yıllarında 'Halk düşmanı' ilan
edilerek yokedilenler arasında O'da vardı.
Davut Şevcen Mos ve eşinin katillerinin izini sürüyordu. Mahkemede
O'nun katillerinin bulunmasına kadar davayı takip etmeleri yönünde
konuşmalar yapıyordu.
1928-1929 yılları arasında Adıge Özerk Bölgesi Parti Bölüm başkanı
seçilir. 'Devrim ve Dağlı' dergisinin de yayın kuruluna alınır.
Rostov-na-Donu'da yayınlanan dergide makaleleri, piyesleri
basılır. Davut Ruscayı çok iyi derecede bildiğinden yayın
kurulunda etkin olarak çalışır. İlk piyesi 'Şeriat'te bu dergide
yayınlanır. 'Eyalet Ulusal Sovyeti'nin vazifeleri' isimli
makaleside bu dergide basılır.
Davut bilgili ve akıcı bir dile sahipti. Bunlar değerlendirilerek
Kuzey Kafkasya Bölge Yürütme Komitesi Bölge Kolhoz'una başkan
olarak atanır. 1931 yılında da TSEY Davutu Eyalet Ulusal Sovyeti
Başkan yardımcısı olarak seçerler. Daha sonra Kuzey Kafkasyanın
önemli kenti Pyatigorska gider.
TSEY Davutun bilgili ve merhametli oluşundan hoşlanmayanlarda
vardı. Davut toplama kamplarına sürülenlerin ailelerinin yanına
giderek onlara yardım ediyor faydasını dokunduruyordu.
Birisi 'Halk Hainleri'nin çocuklarına gözkulak oluyor diye şikayet
etmişti. 12 Nisan tarihinde Kuzey Osetya Bölge Kommitesi
Sekreterinin bilgisi dışında Beslan kentine gitti diye Parti
üyesini olduğunu gösteren belgede elindeyken kendisinin nereye
götürüldüğünü bilmeden Stavropole hapse götürülür.
Görev üzerindeyken bu şekilde yakalanır. Çantasında sadece Siyasi
sözlük ve Mendelştam'ın eserlerinden derleme vardır. Hem bunları
hemde Troçki'nin yazılarını Adigeceye çeviriyordu. Troçkinin
yandaşı olduğu, bu konuda neler yaptığını açıklaması için Davutu
sorguluyorlardı. Davutsa böyle bir şey olmadığını, böylesi
şeylerle alakası olmadığını onlara bir türlü anlatamıyordu.Çok
işkence yaptılarsa da işlemediği-yapmadığı şeyleri üstlenmedi. Üç
yıl kadar onunla uğraştılar, soguladılar, fakat Davut kendisini
sorgulayanlardan daha akıllıydı. Davut daha önce Şovcen Mos ve
Goşevunay davasını araştırmıştı, dolayısyla kendisini
sorgulayanların sorularının delilik olduğunu düşünüyordu.
Daha sonra sorgulamayı üstlenen müfettiş Brusilov iyice kızgın bir
şekilde akıl dışı bir şekilde ' Adige yüreği taşırken seni kim
Bölge Yürtüme Komitesine seçti?' dediğinde Davut masadaki mürekkep
hokkasını kaptığı gibi onun alnına vurdu. Brusilov gardiyanları
çağırıp sabaha kadar onu dövmeleri talimatını verir. Davutun döve
döve dişlerini dökerler bacağı ve kaburgası kırılır.
'Kontrdevrimci Anti Sovyet organizasyonu' kurdu diye iftira atarak
8 yıl hapis cezası verilir. Vorkut'a hapse gönderilir. Kendisine
yapılanları, iftiraları kaldıramaz ağır hastalanır ve 1943 yılında
vefat eder. Fakat hiç bir akrabasına yakınına nereye götürüldüğü
başına ne geldiği söylenmez. Nerede öldüğü, nereye defnedildiği
bildirilmez.
Davut'un kızı Aminet öğretmendi. Adıge Öğretmen okulunundan ilk
mezun olanlar arasında yer alıyordu, çokta iyi çalışıyordu. O da
çok genç yaşta öldü, vefat ettiğinde sadece 27 yaşındaydı.
Davut'un kardeşinin oğlu TSEY Yevgenıy ünlü bir ressam olarak
Krasnodar'da yaşıyordu. Eserleri pek çok müzede yer alıyor.
Stalin rejiminde böylesi insanlar yokedilmişlerdi. |