İslamiyet; Dağıstan, Çeçenistan
taraflarından girer coğrafyaya ve yayılmaya başlar
hızla. Demeye kalmaz Kabardey peşinden Adigey,
Psıufe'ye ulaşır, Abzeghlerin arkasından
Shapsughlar, dayanır kapısına Wubıhların.
Emanete hıyanet olmaz, alınır emanet, bısım (akraba) Apsuwalara
iletilmek üzere.
Zamanlama kötü. Güzelim Apsuwa üzümlerinden yapılmış,
canım şaraplar henüz yeni basılmış fıçılara. Mahzenler
dolu küp küp şarapla. Teklifin kabul görmesi kabil
değil.
Şarap yapmakta geciken birkaç sülale ikna edilir ancak
emanetin çoğu elde kalır.
O gün bugündür emanet, biraz emanet durur Wubıhların
üstünde ve serzenişte bulunurlar, üzerimize kaldı diye!
Bu serzeniş devam ededururken Kbaada vadisinde susar son
silahlar. Büyük sürgün kapıya dayanmıştır. Acılar
açlıklar, hastalıklar, alırlar soluğu Anadolu
topraklarında, sürgünde.
Abhazya'dan Anadolu topraklarına ilk sürgünler olduğunda
halkın büyük bir
kısmı ya Hıristiyan ya da şarap yapımında geç kalıp
Wubıhlardan emaneti alanlardan oluşmaktaydı, ancak bu
işi pek kavrayamamışlardı, kısacası her koşulda doğru
dürüst Müslüman değillerdi.
Zamanın sadrazamı bu durumu öğrenir ve pilot bir köy
belirler.
İlgililere emir verir.
- Derhal gidile. Din, adabıyla öğretile. Eksikler
giderile.
İlgililer köye gelir. Önce bir mescit yapılır, peşi sıra
ahaliye İslamiyet
tüm şart ve şurtları ile öğretilir. Geri dönülür.
Aradan yıllar geçer. Sadrazamın aklına bu köy düşer.
Gerekli emirleri verir,
teftişçileri yollar.
Teftişçiler köye geldiğinde ne görsünler.
Mescit sarmaşık ve örümcek ağından görünmez bir halde,
ilk günden beri hiç kapısının açılmadığı aşikar. Bu
duruma çok kızarlar.
Komutan emrini verir, askerlere.
- Tüm ahali meydana toplana...
Tüm Abhaz erkekleri meydandadır. İçlerinde çok yaşlı nur
yüzlü bir ihtiyar
vardır. Onu kenara ayırırlar, diğerlerine yüzer değnek
falaka emrini verir
komutan.
Millet falakada inlerken yaşlı Abhaz gülümser durur.
''Ben size demedim mi'' gibilerinden.
Bunu fark eden birliğin komutanı da ha bire ihtiyara
bakar ''Nasıl, iyi
gidiyor değil mi''der gibi gülümsemekte.
Dayak faslı bittikten sonra nur yüzlü Abhaz'a saygı ile
sokulur, komutan.
''Nasıl iyi yaptım mı muhterem?'' der.
Nur yüzlü ihtiyar.
- Yavrum eline sağlık. Ben bunlara zamanında söyledim.
Bu mescit bize bela verecek, yıkalım dedim,
dinlemediler. |