...................
...................

HİNDİ

GONEPŞEY Nursel Yavuz & KEÇ-I Süleyman Yavuz

                         
...................
 
...................
Çook çok uzun yıllar önce: Adigeler yerküreyi, küre üzerindeki doğal
olayları henüz anlamaya çalıştıkları, bulundukları coğrafya üzerindeki
diğer canlı mahlukatlarla, çeşitli biçimde iletişimler kurmaya
başladıkları zamanın bir diliminde, bir takım hayvanları evcilleştirmişler, bunlardan çeşitli biçimde faydalanmaya başlamışlardı.
    
Tavuk (Ket) belki de bunların en başında yer alıyordu. O çok yakındı
Adigelere. Et veriyor, yumurta veriyor, tüyünden yatak yorgan
veriyordu. Nartıf'ın (Mısır) en iyi katığı olmuştu.
    
Tam bu zamanlarda idi, sürekli çevre araştırması ile görevli gençlerden
biri, bir gün Thamez (Allah'ın ormanı) kenarında dolaşırken o zamana kadar
hiç görmediği kocaman kara bir tavuk görür. Ne olduğunu bir türlü anlayamaz. Derhal köye dönerek gördüklerini thamadelere iletir. Çok
heyecanlanırlar Thamadeler, ''demek tavuğun daha da büyüğü haaa'' derler.

Varırlar Thamez'in kenarına başlarlar beklemeye. Bir vakit sonra görünür bizim kocaman kara tavuk, ormanın bir kenarında.
 
Bir anda thamadeler çok hayıflanırlar bu duruma. ''Görüyor musun
Mezitha'nın (Orman Tanrısı) yaptığını, tavuğun küçüğünü bize verdi
büyüğünü kendine ayırdı.''

Bir hışımla dönerler köylerine söylene söylene.
    
Köye vardıklarında toplanırlar köy meydanındaki büyük çınarın altında. Biraz wunafe (durum değerlendirmesi) yaptıktan sonra, aldıkları karar gereği gencin birine, ''çık şu çınarın tepesine sor bakalım Tha'ya (En büyük tanrı-gök tanrı-tanrılar tanrısı) Mezitha niye böyle yaptı?

Bir çırpıda çıkar en tepesine çınarın, genç. Var gücüyle bağırarak sorar thamadelerin sorusunu Tha'ya. Tam bu esnada, yaşamlarında hiç tanık olmadıkları doğal olaylardan dolu yağmaya başlar ki hiç sorma; ne dolu, deli dolu. Portakaldan ufak, cevizden büyük taneler, yakar Adigelerin canını
oldukça. Kızdırdıklarını düşünürler Tha'yı.
    
''Thar zekokığ, müjege tışha kıtavo'' (Tanrı kudurdu, başımıza taşla
vuruyor) diyerek evlerine kaçışmaya başlamışlar.
    
İşte o gün bugündür hindinin adı Thaket (Allah'ın tavuğu) kalmıştır ve Adigelerin hindi ile öyle pek işleri olmamıştır.