İki Kabardey genci sohbet ediyorlar.
- Voley demiş birisi, benim dedemin bir at ahırı vardı,
öylesine uzundu ki; Kısrak at ön kapıdan girer arka kapıdan
tayıyla birlikte çıkardı.
- Onu tam bilemiyorum da demiş öbürü, benim dedemin
uzun bir mesesi (uzun sopa) vardı ki, avlusuna
semaveri kurdurup Zekrey’e çay ikram ederken,
yılkısından afacan bir tay Torosları aşmaya
kalkarsa, mesesiyle burnuna hafifçe dokunup geri
çevirirdi hayvanı.
- Hadi len demiş ilki, nerde salkıyacak deden, o
uzunlukta mesesi, deyince
- Dedenin ahırı var ya, demiş öbürü, ne güne duruyor
o.
AHÇIPS
Maykop’ta iki Adige meyhaneye giderler. Gündüz
girerler meyhaneye ama çok uzun oturup adamakıllı
içerler. Çıktıklarında artık gecedir ve gökyüzündeki
bir cisme bakıp tartışmaya başlarlar.
Yukarıdaki aydır - güneştir diye. Sonra bakarlar
karşı kaldırımda Nalçik’ten tanıdık bir Kabardey.
Kabardey’i hakem seçerler bu anlaşmazlığı çözmek
için. Bu yukarıdaki derler, Ay mı, Güneş mi?
Kabardey bir gökyüzüne bakar bir de dönüp bu iki
sarhoşun sonu riskli hallerine ve bana niye
soruyorsunuz kardeşler der, bun buralı değilim
ki. |