KHALEJJ: Sayın Erhan abi bu Khalejj fazla oluyor artık.
Asıl baş mavracı odur. Yani ben Sayın Vunerov olayını çok
heyecanlandığım için abartmış olabilirim. Ne yapayım ben öyle
gördüm öyle hatırlıyorum. Yalan mı atayım yani aklımda ne
kaldıysa onları anlattım.
KHALEJJ : Ade ade, hepsi gerçek, arı.
Ama ben size bu Khalejji bir anlatayım kim daha
mavracı siz karar verin.
Geçen bir yabancı köye geliyor sordum hoşbeşten
sonra nereye diye khaleje gidiyorum dedi. Ama adamın
kıyafeti bir garip, kışlık kalpağı, yamçısı, yedek
battaniyesi yanında. Ağabey af buyur hoş geldin
sefalar getirdin de dedim, bu kıyafet ne böyle?
Misafir ne dese beğenirsiniz.
Yaw bu khalejj şimdi palavraya başlarsa
yazı güzü yetirmez, bu kış burada kalırız diye
hazırlıklı geldim dedi, var sen düşün.
Bu khalejın palavracılığı meşhur ya geçen
bir Acem geldi, bununla palavra yarıştırmaya. Acemi
uyarmaya çalıştım ama hey gidi.
Khalejj hemen Acem’in yaşını sordu oda hemen attı
palavrayı; Adem’den önceki canlı neslinin 9 göbek
ötesinde doğdum dedi. Kasılıp oturdu başköşeye.
Khalejj başladı ağlamaya hem de hüngür hüngür.
Şaşırdık hepimiz ne oldu dedik bir ağızdan. Bu
hinoğlu ne dese beğenirsiniz.
Benim 9. gencecik çocuğum tam o sene doğmuştu de
kuşpalazından ölmüştü, şimdi aklıma gelince böyle,
demez mi. Bizim Acemi Beyi serumla zor yetiştirdik
hastaneye.
KHALEJJ : Zevallı.
Bu khalejın palavraları saymakla bitmez, geçen bir
inek almış,
ineğin bir memesinden sadece kaymak çıkıyormuş
öbüründen tereyağı. Vallahi korktum ineğin diğer
memelerinden ne çıktığını dinlemeden ayrıldım
oradan.
KHALEJJ: Ama inek cins idi.
Ya aslında sorun biraz kişisel ben size anlatayım
kararı siz verin.
Ben kışları odun ihtiyacını toptan hallederim
giderim maktaya 15 en fazla 16 yıllık odun
ihtiyacını karşılar gelirim.
KHALEJJ: Maşeleh-maşeleh ne kadar da sürrealist.
Bu güz de aynısını yaptım. Gittim ormana ama orman
sarp, neyse buldum bir çift öküz geliyorum, öküzün
biri biraz yaralanmış çekemiyor, durdum yanına biraz
yardım ettim. Bunu gören khalejj bana çuıkho dedi,
(öküz oğlu). Böyle lakap taktı hemen, her yerde
söyleyip beni rencide ediyor. Bende bir şey
demiyorum, ya sabır.
KHALEJJ: Hayır ne diyecen, şeref duy, onore
olmışındır sen.
Hani o sakatlanan öküz var ya onu da iyileşsin diye
ovanın kenarına salmışım, sürüdeki ineklerle
otluyor. Bir akşam kahvede oturuyoruz, sürü gelmiş
çoban inekleri dağıtıyor. Bu khalejde tam bu sırada
bana öküz gücünde adam filan diye takılmaya başladı.
Yine sabır dedim.
KHALEJJ: Arı arı, Zığesabır nıne.
Dedim ama benim zavallı öküz kahvenin önünde durup
bana minnettar bakışlar la bakmasın mı. Khalejj
çıldırdı tabi, laf sokuşturmaya başladı. Bende
öküzün yanına gidip başını okşadım, seni anlıyorum
der gibi. Bu Khalejj hemen zıpladı, kahkahalarla
güldü, bak bak arkadaşı dedi nasılda anlaşıyorlar.
Bütün kahve güldü peşimden.
KHALEJJ: Gülmesin mi?
Bende gülüşmelerin geçmesini bekledim, Allah varya.
Ortalık sakinleşince, öküzün bana ne dediğini merak
ediyor musunuz diye sordum herkese, hepsi merak
kesildi.
Öküz diyor ki dedim; YAV AHÇIPS BİZ SENİ ÖKÜZ
BİLİRDİK BU iNEKLERİN ARASINDA NE İŞİN VAR.
KHALEJ: İmanı zıkocsımılh, kötü mahlûk.
Ondan beridir Aramız serin.
KHALEJJ: Brah yauv. |