|
|
................... |
|
................... |
ARŞİVLERDEN SEÇMELER
-1 |
GHUNEKHO Savsır Özbay
|
|
|
................... |
|
................... |
GHUNEKHO K. Özbay'ın elinde
bir çok doküman bulunuyor. Bunları sık sık okuyup,
inceliyorum.
Bu dokümanların içinde fıkra, hikaye ve ağıtlar var. Bunların
hepsi Türkçe ve Adigece yazılmış.
Bu önemli belgeleri sizinle paylaşmayı arzuladım.
ŞEYTANLA ADİGE
Anlatan:
GUT'E Selahattin
Derleyen:
GHUNEKHO
K. Özbay
Pşıjhable, 1979
Bizim Adigelerden biri uzun bir yolculuğa çıkar.
Yolda şeytanla karşılaşır ve kısa bir muhabbetten
sonra birlikte yolculuğa karar verirler. Yol uzun
olduğundan yorulurlar.
Şeytan, Adige bu yolculuk böyle yürümekle geçmez,
dinlenmemiz gerekli. İstersen ben bir şarkı
söylerim. Şarkım bitinceye kadar sen beni sırtında
taşı, sonrada ben seni taşırım. Hem yolumuzdan
olmayız, hem de dinlenmiş oluruz, der.
Adige peki der ve şeytanı sırtına alır. Şeytan
şarkıya başlar ve bir müddet sonra bitince Adige'yi
sırtına alıp yola koyulur. Bizim Adige'de şarkısına
tinikum, tinikum diye başlar ve devam eder, bitmez
de.
Şeytan bakar ki Adige'nin tinikumu bitmiyor. Adige
bu ne biçim şarkı, bunun sonu yok mu, diye kızar.
Adige, bizim şarkımız budur sonu yoktur ve sonsuza
kadar gider diye şeytana kendini gideceği yere kadar
taşıtmış.
POST BEKLEME
Anlatan:
K'UBE Şemset
Derleyen:
GHUNEKHO
K. Özbay
Karamürsel, 1978
Yalova'nın
Adige köylerinden Fevziye'de (Derkhulı Habl) çok
gezmesi ve girginliğiyle tanınan bir Ghış Hasan
vardı. Kendisine bu hareketliliğinden dolayı da
Hasane Sher, yani koşan Hasan denirdi.
Hasan bir gün İzmit'in Ketenciler köyüne gider.
Sabah Uzuntarla'daki düğüne gitmek için kahve çıkıp
gençleri beklerken HATKHO Ahmet elindeki postla
gelir. HATKHO postu kahvehanenin önündeki asmaya
asıp Hasan'a, ben gelinceye kadar gözünü bundan
ayırma, köpekler yemesin, der ve oradan ayrılır.
Hasan postu beklerken köyün gençleri düğüne gidip
geldiklerinde Hasan'ı kahvehanede görürler,
- Hasan sen niye düğüne gelmedin?
- Nasıl geleyim, baksanıza HATKHO Ahmet'in derisini
bekliyorum ama henüz gelmedi.
Gençler gülüşerek,
- O, sana şaka yaptı, gerçektende Hasane Sher misin
değil misin onu öğrenmeye çalıştı, derler.
İşte HATKHO, Hasan'a bütün gün deriyi bekletmişti.
TİREN
Bizim, nenej torunuyla İzmit'te trene biner.
Tren kalkarken sirenleri çalar ve daha sonrada cuf,
cuf ses çıkararak yola koyulur.
Nenej torununa dönerek; Ya Allah, bu treni yapan
Adige galiba.
- Nereden biliyorsun nenej?
- Baksana kalkışta wowuy, wowuy dedi, şimdide wuxux,
wuxux diyor.
ÇETAW
Anlatan:
TSEY (Jhınt') Selvar
Derleyen:
GHUNEKHO
K. Özbay
Pşıj Hable, 1978
Bizim Adigelerden biri yaz günü uzun (Wune zepıt)
evlerinde kapı açık oturuyordu. Bir ara avludaki
tavular eşiğe (lheguts) gelirler ve açık kapıdan
girmeye çalışırlar. Bizim beyde onlara kış, mış der
ama yine girmeyede çalışırlar.
Kendiside rahatını bozmak istemiyor ama tavuklarda
rahat bırakmıyorlardı. Bir ara tavuklardan biri
kapıdan başını uzatınca yanındaki tüfekle onu vurur.
Komşularda meraklanıp eve gelirler ki, kapı eşiğinde
vurulmuş tavuğu görürler, İçlerinden biri, Açetır
yiwchıgh, o tavuğu vurdu der. O günden beri adamın
nesline çetaw denir.
THAÇETI
Abzegh ve Kabardey olan iki arkadaş komşu
köyleri geçmek yola koyulurlar. Uğradıkları
köylerden birinden geçerlerken kendini şişirmiş bir
thaçetı (hindi) karşılarına çıkar. Kabardey olanı
hiç thaçetı görmediğinden Abzegh'e dönerek;
- Bu ne arkadaşım?
- Thaçetı (hindi).
Bu söz üzerine Kabardey genci gülmeye başlar.
Abzegh meraklanır.
- Ne oldu niye gülüyorsun?
Kabardey bir yandan güler bir yandan sözünü
yetiştirir.
- Nasıl gülmeyeyim, baksan şu Allah'ın işine. O da
çok uyanık. Bizim için yarattığını küçük, kendisi
için yarattığını büyük. Şimdi ben gülmeyeyim de kim
gülsün. |
|
|
|
|
|
|
|