|
|
................... |
|
................... |
ARŞİVLERDEN SEÇMELER
-2 |
GHUNEKHO Savsır Özbay
|
|
|
................... |
|
................... |
GHUNEKHO K. Özbay'ın elinde
bir çok doküman bulunuyor. Bunları sık sık okuyup,
inceliyorum.
Bu dokümanların içinde fıkra, hikaye ve ağıtlar var. Bunların
hepsi Türkçe ve Adigece yazılmış.
Bu önemli belgeleri sizinle paylaşmayı arzuladım.
ABAZA
Derleyen:
GHUNEKHO K. Özbay
Karamürsel, 1978
Not: Kimse yanlış anlamasın Adigelerle ilgi olanı da
daha sonra yazacağım.
Bir gün Karamürsel derneğinde oturmuş Abhaz
arkadaşlarımızla muhabbet ediyorduk. Konu
Adige-Abhaz’a döndü. Bu arada dernekte oturmakta
olan GHIŞ Hasan’a konuyla ilgili düşüncesi sorduk.
Hasan bey,
GHIŞ Hasan sözü aldı:
- Bir gün Çerkesya’da savaş olmuştu. Bütün Çerkesler
savaşa katıldı ama savaştan korkan birkaç genç
katılmamış köyün karşısındaki dağın eteğinde
saklanıyorlardı. Çerkes adetleri gereği savaşa
katılmamak ayıptı. Bunu da bildiklerinde ne
yapacaklarını bilemeden düşünüyorlardı.
Bir ara bunlardan birine bir sinek musallat olur.
Bizimki sineği öldürmek için epey uğraşır ve sonunda
öldürünce arkadaşı, ‘’Vallahi savaştan korkuyor
dedik ama "Abadzer yiwchıgh" o sineği vurdu’’ der.
Bu olaydan sonra arkadaşlarına Abadze lakabı
takılır. İşte bu adamın nesline de Abadze denir.
ON GERÇEK
Derleyen:
HASHOKHO Adil
Çeviren: GHUNEKHO K. Özbay
Günün birinde Janxhotkho ava gider. Orman
Tanrısı’nın ormanında geyik izi sürerken, Tanrı
Janxhotkho’yu ensesinden yakalar. Kızgın kızgın,
‘’ey insanoğlu, benim ormanıma sen nasıl girersin,
sana kim izin verdi?
Janxhotkho titremeye başlar,
- Kimse vermedi ulu Ttanrı’m (Thashxo), kimse
söylemedi. Beni buraya açlık getirdi. Evde yiyecek
bir şeyim yoktu, bir tavşan avlayıp eve götürmek
istemiştim. Açlık olmasa hiç gelir miydim?
Janxhotkho’nun korkuyla yalvarması karşısında Tanrı
yumuşar;
- Söylediğin gerçekse o zaman on gerçeği de söyle
seni affedeyim.
Janxhotkho saymaya başlar;
- Bir dersen, ulu Tanrı birdir.
- İki dersen, göz iki olunca daha iyi görür.
- Üç dersen, sofra üç ayakta durur.
- Dört dersen, dört memeli inek daha iyi süt verir.
- Beş dersen, beş parmağın getirdiği helaldir.
- Altı dersen, denize (xı) düşen boğulur.
- Yedi dersen, yılanın soktuğu şişer.
- Sekiz dersen, kötü söylersen karşılığını bulursun.
- Dokuz dersen, arkadaşın iyiyse sende iyisin.
- On dersen, on inek versen de bir daha gelmem.
Tanrı, ‘’söylediklerin doğru’’ diye Janxhotkho’yu
salıverir.
AT, EŞEK, KOYUN
Anlatan:
KHUŞHA Rıza Yıldız
Derleyen: GHUNEKHO K. Özbay
Karamürsel, 1985
Bingöl’deki Çerkesler çevredeki diğer halklarla
birlikte yaşarlar. Çerkesler ata düşkün
olduklarından atçılıklarıyla da övünürler. Bir gün
Çerkes atına binip etrafta gezinmeye çıkar. Mevsim
bahar olduğundan Kürt arkadaşı atını bağlamış ot
biçmektedir. Yanına varıp, kolay gelsin der ve
muhabbete başlarlar. Başlarlarda bizimkinin gözüne
Kürt’ün tayı ilişmiştir ve de aklı taydadır. Kürt’e
döner.
- Bu tay senin mi?
Kürt,
- Evet benim. Nasıl beğendin mi?
- Bilmem, şöyle bir tur atayım da bakayım, iyi mi
kötü mü tayın.
Bizimki taya atladığı gibi gözden kaybolur. Çerkes
geri dönmeyince Kürt şikayetçi olur ve Çerkes
tutuklanır.
Hakimin karşısına çıkartırlar bizimkini. Hakim
kaşlarını çatar.
- Sen bu adamın tayını çaldın mı?
- Yo hayır, çalmadım.
- Nasıl olur? Tayı bu adam yetiştirmedi mi? Sende
bunu alıp gitmişsin.
- Söylediklerinin hepsi doğru ama ben çalmadım.
- Peki bu tay nasıl sana ait oluyor?
- Bakın hakim bey, size ait bir şey kaybolsa,
bulununca geri almaz mısın?
- Alırım ama bununla ne alakası var?
- Bakın hakim bey, sizlere bir şey söyleyeceğim,
dediklerim çıkmazsa vereceğin cezaya razım ama
çıkarsa da tayı alırım.
Hakim meraklanır.
- Peki. Nedir söyleyeceğin bakalım.
- Hakim bey, binanın arka tarafına bir at, bir eşek,
bir koyun bağlayım. Sokaktan da bir Çerkes, bir
Kürt, bir Türk bulun. Bunlardan Çerkes atı, Kürt
koyunu, Türk eşeği seçecek.
Hakim Çerkes’in dediklerini yapar. Türk eşeği, Kürt
koyunu, Çerkes de ‘’wolahi pek iyi değil ama başka
olmadığına göre alayım bari’’ diye atı seçer.
Çerkes, hakime döner,
- Gördün mü hakim bey, ben çalmadım. Dediğim gibi
bana ait olanı geri aldım.
Hakim gülümser ve tayı Çerkes’e verir.
|
|
|
|
|
|
|
|