Uh,bıgır çocuk yok
O sıralar Abazalar arasında Türkçe bilen sayısı
azdı, çünkü Abazalar Kafkasya'dan Düzce'ye yeni
gelmişlerdi.
Abaza’nın biri tek arabasına kısrağını koşmuş köyden
şehre, Düzce’ye doğru gidiyor, tayı da arabayı
geriden izliyormuş.
Abaza bir geriye baktığında tayını görememiş, "Uh,
bıgır çocuk yok!" diye, biraz geride, yol kenarında
bulunan köy çamaşırhanesi çeşmesinde çamaşır yıkayan
kadınlara doğru bakıp bağırmış. Ardından arabadan
inip yerden bir avuç at dışkısı ile bir tutam ot
almış ve kadınlardan birine seslenmiş:
- Abla, bizim bıgır çocuk gördü mü?
Türk kadın Abaza'nın ne demek istediğini
anlayamamış. Bunun üzerine Abaza elindeki otu ve
kuru dışkıyı gösterip,
- Abla, bunu yiyen, bunu da sıçanı gördü mü, diye
sormuş.
Kadın adamın ne dediğini anlayamamış.
Abaza umarsız ve boynu bükük arabaya, kısrağının
yanına döndüğünde, küçük tayını anasını emer halde
bulmuş.
Bizim çocuk Alamanya'dan vep'al (оп1аль) getirdi
Abaza'nın oğlu Almanya'ya çalışmaya gitmiş. Ertesi
yıl Abaza, altında bir araba ile Almanya'dan
Düzce'ye yıllık izne gelmiş, etrafa ve kızlara da
caka satıyormuş. Dostları babasına gözaydına
gelmişler, söyleşi arasında baba:
- Bizim çocuk Alamanya'dan vep'al (Opel) getirdi,
demiş.
Abaza damat
Pek adetten olmasa da Abaza’nın biri, köylü bir Türk
kızını beğenmiş ve evlenmiş.
Aradan belli bir süre geçtikten sonra, delikanlı
karısını yanına alıp el öpmeye kayınpederlere
gitmiş. Zengin kayınpederler damatlara tarla bile
bağışlarmış ama Abaza’nın kayınpederi yoksul ve
verecek bir şeyi yokmuş…
Bir gün, iki gün,üç gün... Damat da bir türlü evine
dönmek nedir bilmiyormuş.
Baba kızına sormuş:
- Kızım, bu kocan ne diye evine dönmüyor böyle? Ona
Allah’ın her günü sofra kuracak gücümüz yok bizim…
- Baba, Abazalarda adet, damada kızın evine ilk
gelişinde dana ya da öküz keserler. Kocam bir şey
demedi ama bunu bekliyor olmalı.
Türk ailenin tek bir danası varmış, bir türlü de
kıyamıyorlarmış. Kayınpeder sonunda umarsız kararını
vermiş:
- Damat gideceğe benzemiyor, danayı keselim bari,
demiş karısına.
Ertesi sabah adam bıçağı bileyip kesmek üzere danayı
bahçeye çıkarmış. Damat hemen öne atılmış:
- Allah aşk'ına (ашк1ына) benim için kesmeyin bu
danayı, demiş.
- Peki öyleyse, demiş kayınpeder ve çok da sevinmiş.
Ancak damat yine gitmemiş.
- Karı, anlaşıldı, danayı kesmemiz gerekiyor. Yoksa
damadın gideceği yok, demiş kayınpeder.
Ertesi sabah danayı yine bahçeye çıkarmış.Abaza
damat yine öne atılmış:
- Ne olur benim için kıymayın bu danaya, demiş.
- Peki, öyleyse, demiş kayınpeder, damadın
gideceğini sanarak ama Abaza damat yine gitmemiş.
Ertesi sabah kayınpeder danayı getirip yere yıkmış.
Abaza damat yine koşmuş:
- Allah aşk'ına, ne olur benim için kesme bu danayı,
diye öne atılmış ama kayınpederin:
- Allah aşkına kestim bile bu danayı, diyerek bıçağı
hızla çektiği anlatılır.
Ertesi gün Abaza, karısını da alıp evine dönmüş. |