BU GÜN
21 MAYIS
Bu gün
yirmi bir mayıs
Gemiler geçiyor gözlerimden
O gemiler ki halkımı sürgüne taşıyor.
O gemiler ki rıhtımlara yanaşıyor,
Tıka basa insan,tepeleme can yükleyerek
Bir azgın denizi aşıyor.
Bu gün
yirmibir mayıs
Gemiler geçiyor gözlerimden
O gemiler ki güvertelerinde çocuklar üşüyor.
O gemiler ki ölüme açılmış yelkenleri
Can çekildiğinde bedenden
Denize atıyorlar ölenleri.
Bu gün
yirmibir mayıs.
Geleceğimden sürüldüğüm,
Gurbete düşürüldüğüm gün bu gün.
Esarete ilk adımı atışım,
Son günüdür yurdumu görüşümün.
Bu gün
yirmibir mayıs.
İki kıyıyı
ve ortasındaki denizi mezar eylediğim gün.
Bu gün,
Yüz kırkıncı yılıdır sürülmüşlüğümün.
Bu gün
yirmibir mayıs.
Karadeniz kıyısında bir çocuğum.
Cesetlerle dolu her yer,
Sağlar,ölülerden beter…
Annemi arıyorum yarı canlı bedenler arasında.
Kim bilir belki denizin dibinde şu an
Belki gidenler arasında.
Bu gün
yirmi bir mayıs
Gemiler geçiyor gözlerimden.
Ve ben
sana sesleniyorum.
Tut elimi vatan !
Sürgün evladınım ben senin.
Çocuğunun çocuğuyum belki de,
yüz kırk yıl önce sürülenin.
Bu gün
yirmi bir mayıs
Gemiler geçiyor gözlerimden
Her yıl bu kıyılara gelir,
bu gemilere bakarım ben.
İki damla göz yaşına dönüşür tüm varlığım
Sessizce Karadeniz'e akarım ben.
Ergun
YILDIZ.
4/2004
SANA DÜŞEN
Sana
düşen yiğitçe ölmek değil.
Bilirim korkun yok ölümden.
Ama sen,
Yarınlara giden yolsun.
Sana düşen,
Yiğitçe yaşamaktır ne pahasına olursa olsun.
Yarın doğacak güneşe,
gözlerini kırpıştırarak bakacak nesli yaratmaktır işin.
Unutma !
Ölmek değil,
Yaşamaktır senin direnişin.
Ergun
YILDIZ
12- 2003
ARTIK YETER ! Aynı
engelleri aştık seninle,
Aynı cephelere koştuk ,aynı düşmanla savaştık.
Ve aynı toprağa düştük.
Ama sen;
zor günleri atlatınca beni aldattın.
Dünden kalan neyim varsa üstüne yattın.
Bu gün
sen her şeyin sahibisin.
Nesillerin hür,
destanların özgür,arş-ı alada yankı buluyor.
Ben de türkülerimi söylemek istiyorum.
Yemende ölenlerin,
Sarıkamış ta donarak can verenlerin ağıtlarını
kendi lisanımla söylemek istiyorum ben.
Artık yeter !
Dilimi geri ver.
Ben
Musul'da düşmedim mi, Sina'yı aşmadım mı ben.
Her cepheye koşmadım mı senin önünden.
Sana apaydınlık bir sabah vermişken,
kendi karanlığım yerli yerinde duruyor.
Görmüyor musun,
Senin vefasızlığın yüzünden,
Güzel yarınlara yürüyemeden,
Nesillerimin kökleri kuruyor.
Artık yeter !
Yolumu geri ver .
Üzerine
gece çöktüğünde ben vardım,
Herkes seni terk ederken, sırtından vurup giderken
Yanında ben durdum.
Ben tuttum senin ellerinden.
Ve bir daha hiç bırakmadım .
O günden bu güne el ele yürüdük,
Sana hiç yan gözle bakmadım.
Artık ahde vefa zamanıdır.
Benim kültürüm yok olurken,
Yasakladığın sözcüklerimi vermeyeceksen
Artık yeter !
Elimi geri ver.
Ergun
YILDIZ.
3 - 2004
NE ZAMAN
SENİ DÜŞÜNSEM
Ne zaman
seni düşünsem,
Gözlerimden bir güvercin havalanır.
Karadeniz'i aşar,
Ak kanatları al kan içinde Grozni'ye düşer.
Ne zaman
seni düşünsem,
Bir tay şaha kalkar içimde.
Top mermileri arasından süzülerek,
Koşar,koşar,koşar…
Ne zaman
seni düşünsem,
Yağmur bulutları yürür gözlerime.
Konuşamam böylesi anlarda.
Kelimeler beni çiğner aşar.
Ne zaman
seni düşünsem,
Bir mermi yırtar gecenin sessizliğini,
Bir yıldız kayar gökyüzünden,
Sessiz bir çığlık ruhuma düşer.
Ne zaman
seni düşünsem,
Bir çocuk canlanır gözümde.
Kafasında mermi izi,al kan içinde gül yüzü
İki damla yaş gözlerimi yakar.
Ne zaman
seni düşünsem,
Ellerim gelir aklıma,utanır gözlerimi kaçırırım.
Senden bana geri döndüğümde,
Avuçlarımdan kan akar.
Ne zaman
seni düşünsem,
Birbuçuk asır geriye savrulurum.
Sefil bedenini terk eder ruhum,
Alır başını dağlara çıkar.
Ergun
YILDIZ.
3 - 2004 |