Сэлам
Зэхыжыгъуэм
Güler yüzle karşılaşmıştık,
arkadaşlarımla.
Selamlaşırken -
Göz yaşlarım sel olup dökülüyorlar,
Aramızdakilerden erkekliği ile öğünenler: - Erkekler ağlamaz,
Ağlama diye öğüt veriyorlar.
Ben üzmedim ki kimsenin kalbini.
Bilemem ben,
Kime;
Nasıl bir canı
Verdiğini tanrının.
Ben bir tek şey bilirim:
Yabancı topraklarda kalanlar mahrum,
O duyguyu kalbinde hissedene
Çok görülür mü ? Bilmem,
İçim, içime sığmadı üzüldüm.
Göz yaşlarımın akmasına neden
Sanmayın ki, on parmağımın
Bazılarının kesildiğinden.
Benim kalbimi üzen kahır;
Soyumun, köklerinden
Sökülüp
Evleri, hasret ve acılarla dolanlar...
-Bizlerden burada yaşayan
- İki milyon insan.
Fakat!
Dilini konuşabilenlerden
Çok az, geride kalan …
Yok oluyoruz Adigeler …
Diyerek üzgün tüm yüzler.
Anlatılanlar;
Akıtıyor kanlı göz yaşlarını
Tutamıyorsun kendini,
Hicran dolu duygularla!
Bizi yabancı topraklarda
Bırakıp gidiyorsunuz – diyorlar
Hep gözlerinde, bitmeyen ağıtlar.
- Hoşça kalın…
Sözü boğazıma takılmış,
Titriyor dudaklarım
Dikil taş gibi duruyorum.
Bir korku sarıyor o anda beni–
Bende kalsaydım…
Onlar gibi,
Ana vatan özlemiyle-
Yabancı topraklarda,
Yok olanların yanına
Eklenecekti, bir mahzun daha… |