Bu
yıl, Adige yazı dilinin 5.yılını bütün bir yeryüzündeki
Adigeler olarak kutluyoruz. Bundan beş yıl önce, Mart 2003'te
Dünya Adige Khase-Xase (Хасэ) örgütünce, 14 Mart günü
bir Kutlama Günü olarak kabul edilmiştir. Çünkü 14
Mart 1853 günü ilk Adigece yazılmış kitap yayınlanmıştı. "Адыгэбзэ
псалъалъэр" (Adigece Sözlük) adını taşıyan bu ilk Adigece
kitap büyük bir bilim insanımız olan Wumar BIRSEY (Бырсей
Умар) tarafından yazılmıştı.
Yüksek eğitimden geçmiş bilgin bir Adige aydını olan Wumar Bırsey
1807 yılında doğmuş, henüz 8 yaşında iken de kaçırılarak Osmanlı
ülkesine götürülmüş, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya
satılmıştı. Kısa sürede çocuğun çok zeki biri olduğu anlaşıldı ve
böylece kendisine eğitim yolu açılmış oldu (*). Bırsey, daha 18
yaşında iken Adigece dışında Fransızca, Tatarca, Türkçe, Farsça ve
Arapça'yı da öğrenmişti.
1825'te öğrenim görmek üzere Fransız başkenti Paris'e gönderildi,
orada üç yıl politeknik enstitüsünde okudu, ardından doğduğu
topraklara, Kafkasya'ya döndü. 1843’te Kafkasya'daki Rus Ordu
Karargahı'nda çevirmenlik görevine başladı. Ardından Stavropol
kentindeki bir okula, Adigece dersi başöğretmeni olarak atandı.
Öğretmenlik yaşamı süresince araştırma ve derleme çalışmaları da
yaptı. Bunlardan biri de sözünü ettiğimiz Adigece ilk kitap
olan
"Adigece Sözlük" ‘tür. Rusya Bilimler Akademisi’nden
biliminsanları, Adigece gibi çok sesli bir dili, değişik harflere
dayanarak yazma yolu bulmanın kolay bir şey olmadığını, bir
yetenek ve başarı örneği olduğunu vurgulamışlardı.
Bu büyük Adige bilgininin Adigece'ye ilişkin çalışmaları dilimizin
gelişmesinde, kuşkusuz önemli katkılar sağlamıştır. Günümüz
araştırmacıları ve biliminsanları hala Bırsey'in çalışmalarından
yararlanmaya devam etmektedirler.
Yeryüzündeki dillerin en eskilerinden biri olarak kabul
edilen Adigece, ne yazıktır ki günümüzde önemli sorunlarla karşı
karşıya; bu durum Birleşmiş Milletler'in (BM) dillerle
ilgili çalışma komisyonu kayıtlarına da geçmiş durumda. Söz konusu
BM belgelerine göre, Adigece gelişen ve bir gelecek umudu vaat
eden dillerden biri değildir. Ayrıca Kızıl Kitap’ta gelişme
umudu vaat eden Rusya dilleri arasında Abhaz-Adige
dillerinden hiçbiri bulunmamaktadır.
Bu olumsuz durum, Adigece'nin gelişmesi için yoğun çabalar
harcayan sanat ve bilim adamlarımızı derinden
kaygılandırmaktadır. Adigece'nin koruma altına alınması ve yeniden
eski konumuna ulaştırılması (canlandırılması) amaçlı bir karar KBC
Parlamentosu tarafından alınmıştır. Bu yıl birkaç (20 kadar
okul -HCY) okulun ilk sınıflarında Adigece (ve
Karaçay-Balkarca -HCY) eğitime yeniden başlanmıştır.
Böylece Adigece'nin yeniden canlandırılması doğrultusunda
atılmış kalıcı bir ilk adım olmasını diliyoruz.
Adige aydını Şor NEGUME (1794-1844), halkımızın mutlu
ve aydınlık bir geleceğe kavuşması özlemi içindeydi: "Bugünkü
ve gelecekteki kardeşlerimden (yöneticilerden) tek isteğim,
anadilimize aşk ve sevgiyle bağlanacak yeni kuşaklar
yetiştirmeleridir" diyordu. Bu büyük bilim adamımızın bu yüce
özlemini boşa çıkarmamalıyız, "dilimizi yitirdiğimizde" ulusal
varlığımızı da sürdüremeyeceğimizi "yaşayan her Adige insanının"
(лъы зыш1эт адыгэ псом) bilmesi gerekir.
NOT:
O zamanki Osmanlı
gericiliğine karşın, Kavalalı Mehmet Ali Paşa Fransız
uzmanlardan yararlanarak Mısır’da reformları ve Batı tipi modern
eğitimi başlatmış, büyük bir kalkınma faaliyeti içine girmişti. Bu
bağlamda Fransa’ya öğrenciler gönderiliyordu. Wumar Bırsey de bu
öğrencilerden biridir. -HCY |