|
|
................... |
|
................... |
TEWÇOJ TSIGHU (1855-1940) |
GHUNEKHO K. Özbay |
|
|
................... |
|
................... |
15 Ağustos 1855 yılına
Ghobekhuaye köyünde (Tewçoj habl) fakir bir çiftçi ailesinin
oğlu olarak dünyaya geldi. Çıralık, saraççılık işlerinde
çalıştı. Fakat, uzun yaşamı zorluklarla geçti. Daha çocukluk
yıllarında halkın sözlerini ve çilesini ele alan şarkılar
söylemeye ve kısa öyküler yazmaya başladı. Ekim Devrimi’nden
sonra sanatında güç kazandı.
Adige halkı, kendine ait bir
edebiyatı yaratabilme imkanını buldu. Adige dilinde gazeteler
çıkmaya ve Tewçoj'unda şiir ve hikayeleri hayat kazanmaya başladı.
Bjedugh köylülerinin ayaklanmaları üzerine şarkılar yazdı. Daha
sonra bu şarkıları, "Bjedugh Ayaklanmaları" adını taşıyan bir şiir
kitabında topladı.
1935 yılında Tewçoj, o zamanın Sovyet Yazarlar Birliği üyesiydi ve
"O Eski ve Yeni Hayat" sözleriyle ateşli bir konuşma yaptı.
1939’da Kızıl Bayrak ödülünü aldı. Aynı yılda iki şiir daha yazdı.
Bunlar "Vatana" ve "Mefak'o Wurısbiy"di. 1939 Aralık’ında Bölge
İşçi Temsilcileri Meclis Temsilcisi seçildi. Sanat planlarıyla
dolu olan Tsıghu, 85 yaşında vefat edince bu çalışmaları hayat
bulmadı.
28 Ocak 1940’ta Pravda Gazetesi; ‘’Tsıghu’nun edebiyat mirası
Sovyet edebiyatı şiir hazinesine ,Ekim Devrimi’ne, özgürlüğe
kavuşan halkın gerçek sesi olarak girmiştir" diye yazdı. 1940
yılında bir ciltlik olarak yazıları toplanıp Rusça olarak da
basıldı. İsmi bir çok yerlere verilen halk ozanının mezarı
Perenıkhuaye köyünde ve mezarının yanında da heykeli
bulunmaktadır.
EMEKÇİLER
1
Ah rüzgar, kalbini çok kırdım senin,
Her zaman çürük samanlıkları uçururdun,
Ne bıraktıysan hepsini geri al.
Eski evi de veriyorum sana,
Her yağmur yağışında yer değiştirip,
Geceleri çabuk bitmesini beklerdim,
Sisli gök yüzünün sabahında da,
Çokta erken uyanırdım.
Bana hiç acımayışını da,
Bu gün affediyorum.
Samanlıkla evimi de sana veriyorum,
Benim yeni evime,
Buyur edersem de sakın kızma.
4
Köyümüzün ortasındaki kavak ağacı,
Gençliğimde, bir çubuk olarak dikilmişti.
Ben ihtiyarladım, seneler geçti,
Kavak ağacı ululukla,
Yaprakları birbiriyle fısıldaşırken,
Dallarında kuşlar ötüşürler.
Gölgesi, ihtiyarların buluşma yeri,
Ben ölünce de,
Kavak ağacı duracak yerinde,
Gençliğimden beri şarkı bestelerim,
Sözlerimiz yayılması için.
Çokça, eski evimde yaşadılar,
Şimdiki güzel dünyada,
Şarkılarım kanatlanarak,
Çok insanlara ulaşacak,
Ben ölsem de şarkılarım yaşayacak,
Benden sonrakiler neşeyle söylerken,
Onlarda büyük ağaçlar yetiştirecekler. |
|
|
|
|
|
|
|