ПцIы IэшIу нахьи шъыпкъэ дыдж - ГущыIэжъ Tatlı yalandan daha iyisi acı doğru - Atasözü
Doğrunun
kararlılığı karşısında insanlarda her zaman inatçı oluyorlar.
Fakat adaletsizlikle karşılaştıklarında gözyaşları dökülmeden
hemen 'doğru değil, doğru değil' diyerek telaşlanıyorlar. Her kim
olursan ol saçtığın, yaydığın şeyle sonra karşılaşıyorsun. Fakat
kim ne derse desin, kendi başına yetip, dile getirdiklerinle
davaranışlarını, yaptıklarını örtüştürdüğünde doğrularının başak
vereceğine, aydınlanacağına gün yüzüne çıkacağına inanıyorum.
Gönül
özgürdür. Fakat yaşam özgür olamaz. Onun içerisinde gelenekler,
yapılması gerekenler, devletin kuralları, ufak insanların dahi
arzuları-umutları yer alıyor. Yazar da tüm bunları inceleyen,
araştıran, değerlendiren sözleri ile yaşıyor. Bir yerde kesip
bırakmıyor iyiyi de kötüyü de birbirine komşu kılıyor. Gördüğü
çok, kavradığı ise ondan da fazla. Yazar, böyle herkes her şey
için gönlündeki kaygılarını düşüncelerini gün, ay, yıllar boyunca
kağıda aktarıyor - yaşamı ilerliyor.
Yazdığı her
şey bir soluklanma, her kitabı bir büyük adım. Fakat bütün yazar
ve şairler aynı değiller; hepsi derinlere uzanan, insanların hiç
farketmediklerini arayan, düşünen, sınırsız gözlemleyen, ilginç
kişilerdir de diyemeyiz. Tabiki herkes kendisinde olanı ortaya
koyabilir, Tanrı sadece bazılarının eline yeteneği bahşetmiştir.
Fakat herkesin emeğine, yeteneğine üretimine her açıdan adil
değerlendirmeyi yapacak olan şey zamandır. Özü olan dağılmıyor
özsüz olan ise un-ufak olma eğiliminde.
Belli bir,
dünyayı algılama kavrama yetisi olan etrafındaki insanların mut ve
umutlarını, dertlerini hissedip bütün bunlar karşısında kaygısız
kalamayan, kalabalık kitleleri kendisinden öne alan, onları
işiten, onlara yakın olan, yürek çırpıntılarını içinde hisseden
kaygılanan ve onlar için bir şeyler yapmayı becerebilen kişi büyük
yazardır. Herkes kendi sözcüklerini kullanabiliyor, bunlarda,
sanatının değeri de düşüncelerinin uzanımına bağlı.
Söylediklerinin yüklü olduğu anlamın dinletici yönlendirici gücü,
sımsıkı kavraması da bunun devamı.
Bu yüzden bu
günlerde doğum gününü kutlayan ÇESEBEJ İsako Kaplan'ın sanatı ve
yaşam öyküsüne değinelim. Adige edebiyatına 60-70'li yıllarda
giren, kendi düşünce ve kararları olan yazar şairler arasında
ÇESEBEJ Kaplan'da yer alıyor. Uzatıp sündürmeden, sözcüklerinde
güçlü olan bir dil kullanmayı becerebiliyor. Sözcüğün yılki atı
gibi olduğunu kavrayarak, onun geminden tutup istediği yöne
çekebiliyor. Doğruyu destek alıp olan-biteni her zaman derinden
kavradığının belirteci bu sözler. Şiirlerindeki farklı
farklı satırlar insanları gözlemlediğinin örneği. İyilikle
kötülüğün hiç durmadan birbirlerine karşı durduğu bu bu
yaşamın iki yakasını dile getirip kötülüğün tamamen yıkılması,
ortadan kaldırılması gerektiğinin altını çizerek anlatan ÇESEBEJ
Kaplan erken yaşlarda ilk gençlik yıllarında yazmaya başladı. İlk
şiirlerinin 'Kolhoz Yaşantısı' isimli rayon gazetesinde
yayınlanmaya başladığında henüz okul öğrencisiydi. Yaşamın
düğümleri-zorlukları o zaman gözlerinin önüne dikilmeye
başlamıştı. O tarihlerde genç delikanlı köy okulunda
okumaktaydı. Fakat çifçi bir ailede doğan-yetişen Kaplan, halktan
emekçilerin yaşamlarını birisinin kendisine anlatmasına gerek
olmadan yürekten-gönülden biliyor-anlıyordu.
Bu dönemde
yazdığı ilk şiirlerini 'Hıdze-Psıdze', 'Fekotl'ler', 'Yaşesıçe'
yayınlamaya başlamıştı. İnsanlar onun düşünce-kavrama yetisini
algılayarak şiirlerini ilgi ile okuyorlardı.
Genç
delikanlı henüz 16 yaşındayken 1959 yılında Adler'e gider. Burada
Tarım Okulu'nda okumaya başlar ardından Hıdıj kentinde eğitimine
devam eder. Ezelden beri gözleri ile gönülleri ile toprağa bakan
ilgi duyan Adigeler tarımsal meslekleri seviyorlardı, Kaplan bunun
yanısıra kendi yetenekleri doğrultusunda kültür eğitimi de
almıştı.
ÇESEBEJ
Kaplan ilk poemi 'Fışha Şıp'ı erken yaşlarında yazarak genç bir
şairin yetiştiğini gösterdi. Askerlik vazifesini de yerine
getirdi. 1965-970 yılları arasında Adige Devlet Öğretmen Enstitüsü
Filoloji fakültesi Adige Dili bölümünü okur. Gazetecilik ve
edebiyat alanında çalışmaya başlar. Rayon, Otonom Bölge, Eyalet
gazetelerinde Adigece ve Rusça yazdıkları yayınlanır. Mesleği olan
öğretmenlik dalında çalışmadı fakat radyo gazeteciliği, Otonom
Bölge Yürütme Komitesi Kültür Kuruluşuna bağlı Milli Sanat
Evi'nde metodist olarak çalışır.
ÇESEBEJ
Kaplan sadece yazmak için yazmadan hayatta olanları aydınlatmayı,
olanlarla olmayanların neden olmadığını, iyilik ve kötülüğün
altını çizerek bütün bunlarda da kendi görüş ve düşüncelerini
ortaya koyarak yazmayı adet edinmişti.Fakat her şeyi görüp
kavramayı örülmüş bir duvar gibi yönetimi ellerinde tutanlar kabul
edebilir miydi? ÇESEBEJ Kaplan’ın yazdıkları ile yazım stili ile,
edebiyat alanına anti duruş soktuğunu söylediler. Bunun
neticesinde 'Güvenilmez Şair' diye onu adlandırdılar. Yazdıklarına
değer vermeden, dışlıyorlardı. Şair ÇESEBEJ Kaplan o dönemlerde de
umudunu yitirmedi. Yıllar içinde kendi olanakları ile 'Güzel
Övgüleri Durdur' (1960), 'Bir Avuç Güneş Işığı' (1966), 'Hanın
Kundusuvu' (1969), 'Ademıye Köylülerini Su Götürüyor' (1967)
isimli kitaplarını yayınlar. O tarihlerde keskin şiirleri
ile Krasnodar baraj gölünün Adigelere hiç bir faydası olmayacağını
dile getirdi. Bu şiirinde bahsettiği şeylerin doğru olduğunu ise
daha sonra yaşam kanıtladı.
Aynı şekilde
'Fukara' isimli poetik poeminde Adige göçmeninin aile yaşamını,
'Biz Sizler Için Fakiriz', 'Minkutas'ın Haydisi' eserlerinde,
olanları evirip çevirmeden, açık açık dile getirdi. Fakat iktidarı
ellerinde tutanlara karşı koyduğunda, kim olursan ol, onlardan
iyilik göremezsin, şairde bu konudan muzdariptir.
Sovyet
ideolojisinin kararları katı olmasın arağmen ÇESEBEJ Kaplan'ın
kendi görüşlerini terk etmesini bırakın her zaman daha gür
sözleri ile olanları dile getiriyordu. Bu konuda kendisini özgür
kılmıştı. Fakat bunu kabul etmediler.
1972 yılında
Sovyet düzeni ve yaşantısına uymayan yazıları ile Sovyet
yaşantısını küçük düşürücü eserler verdiğini belirtrek Komünist
partiden atarlar. Bununla da yetinmeyerek, basın-yayın alanında
çalışmasını yasaklayarak yeniden onu 'eğitmek' için Mıyekuape
Karton fabrikasında çalışmasına karar verirler. Burada kendisine
verilen çalışma zorunluluğu bittiğinde 1992 yılına kadar Ağaç
İşleme tesislerinde çalıştırılır. ÇESEBEJ Kaplan'ın 70'li yılların
sonuna kadar ne düzyazı ne de şiir ve diğer alanlarda yazıları
gözükmez. Bazen binde bir gazete veya almanaklarda bazı yazıları
basılır.
1979 yılında
bir grup yazarın da eserinin yer aldığı 'Caddemiz' isimli kitap
Krasnodar Kitap basımevinin Adigece kısmınca yayınlanır. Bu
kitapta Kaplan'ın 'İdris' isimli poemi ve bazı şiirleri yer alır.
1982 yılında 'Benim payımdaki iş' isimli şiir kitabı yayınlanır.
Daha sonra bu kitabındaki eserleri 1982 yılında 'Çekiç sesi'
isimli kitabına da alır. Ünlü Adige şairi Jene Kırımıze ÇESEBEJ
Kaplan hakkında; 'İşçilikle iştigal eden genç şair ÇESEBEJ Kaplan
yaşıtı genç dostları içinde köylüsü yaşlı insanlar içinde en
önemlisi Sovyet halkının temiz yürekliliğini anlatıp dile
getiriyor' diyordu.
Şair 1992
yılında gazete-yayın kompleksi 'Tham Yineş'u' nün yöneticiliğini
yapar. Her hafta aynı ismi taşıyan gazete ile sanatsal edebi
yazıların yayınlandığı 'Kafkas fiili' dergisini yayınlar. ÇESEBEJ
Kaplan bu dönem içerisinde 'Nefap', 'Psem Gıj Yeş'ı', isimli
eserleri yayınlanır. Bu kitaplarda daha önceki tarihlerde
yazdığı pek çok şiiri de girer. Bu şiirlerde keskin derin bir
bakışla hayatı gözlemlediği, sanatsallıkla birlikte doğruyu da
muhafaza ederek yazdığını görüyoruz. ÇESEBEJ Kaplan'ın kaleme
aldığı yazılarda her zaman Adigeydeki yaşamın eksiklikleri ve
yapılan hatalar, sıradan halkın acıları, arzuları açık bir dille
anlatılır. Bunun yanısıra yazarın başka temalara, sevgiye
değindiği lirik eserleri de vardır. ÇESEBEJ Kaplan'ı insanlar
şair, yazar, gazeteci halkın faydası için emek sarfeden toplumsal
etkinliklerin katılımcısı olarak tanırlar. 16 yıldır da Rusya
Yazarlar Birliği'nin Adigey Dalı başkanı. Bu organizasyon içinde
kendisininde anlaştığı pek çok sanatla meşgul kişi de yer alır.
Yazıyorlar, düşünüyorlar sanatsal gelişim için çalışırken yaşamı
ele alıyorlar.
ÇESEBEJ
Kaplan'I doğum günü dolayısıyla tebrik ederken yarım asrı geçmiş
olan sanatsal yaşamınında ilerlemesini, sağlık ve esenlik
içerisinde tüm iyiliklerinin çoğalarak artması temennisinde
bulunuyoruz.
|