|
|
................... |
|
................... |
BABAMLA BİR SOHBET
|
GHUNEKHO Savsır Özbay |
|
|
................... |
|
................... |
Bayramda ailece köye (Pşıjh hable)
gittik. Havada güzel olunca tadını çıkartmak istedim. Bayram
namazından çıktıktan sonra camidekilerle sırayla bayramlaşıp,
topluca mezarlık ziyareti yaptık ama babam beni alıp ikinci
günü tekrar mezarlığa götürdü. Dedem, babaannem ve diğer
orada defnedilmiş olanlarımızın mezarlarını tek tek
gösterdi.
Daha sonra eve birlikte dönüp balkondan beraber köyü
seyretmeye koyulduk. Babam dalgın gözlerle doğup
büyüdüğü köyü gözlerken bende,
- Baba, köyümüzden, Adigelerden, Çerkeslerden biraz
bahseder misin, dedim.
Babamda, köyü, aileleri, yaşayanları, kopanlar anlattı
ve ''bak, eskiden köydekilerin hepsi buradaydı,
Adige'ydiler, hayatı birlikte paylaşıyorlardı.
Şimdilerde yarıya düştük, daha sonraları azınlığa, belki
de hiç kalmayacağız ve burada Çerkesler yaşamıştı
diyecekler. Buradaki sorun Adigey'de de var. Bana
sorduğun Adige ve Çerkes ise kökende ayrı, görünüşte
birdir. Adige, yıllardır Adigey'de yaşamış, kan birliği,
dil birliğine sahip topluluğun ismidir. Çerkes ise, o
topraklarda yaşayıp kan birliği olmayan ama kader
birliktelikleri olup, kalpaklı, fişeklikli, kemerli,
kamalı, çizmeli obje ve içindeki insanlara denir.
Adige olmayan birine o elbiseyi giydirip dışarıdan
birine bu kimdir diye sorarsan Çerkes diyecektir. Adige
veya Abhaz demeyecek. Çerkes isminin anlamı kadar bölge
insanına verilişi daha da önemlidir. Çerkes ismi, o
topraklarda yaşayan tüm insan topluluklarını kapsayan
bir şemsiyedir. Bölge insanın geliştirdiği ve daha
sonraları, Azeri, Ermeni ve Gürcülerce de benimsenen bu
giyimden dolayı da Çerkesli yerine Kafkasyalı tabiri
kullanılır. Gürcülerde, severek giydikleri bu elbiseye
Çerkeska derler. Bundan da orijinali Çerkeseydendir.
Günümüzde, buranın insanı Çerkes diye dışarıdan bilinir
ve benimsenmiştir de. Bir kısmı biz bu elbiseyi giymek,
bu şemsiyenin altında olmak istemiyoruz diyebilirler.
İşte o zamanda sorunlar başlar, kader birlikteliğinden,
halkçılıktan ayrılınmış olur. Vatanda, Adige, Abhaz,
Karaçay-Balkar ve diğerleri birlikte yaşayacaklarsa
Çerkes kimliği altında o elbiseyi giymek zorundalar.
Değilse, etnik kimlikleriyle başbaşa kalırlar.
Doğal olarak buranın insanı birlikte yaşayacaksa da
bölgesel, etniksel olarak da bir sınırlarının olması
gerekir. Buradakilerden en sorunlu olanı Adigelerdir.
Karşılıklı bazı ödünler verilerek, Adigey-Kabardey,
Çerkesey, Shapsugh bölgesi tek bir Adige ismiyle sınır
bütünlüğü sağlanmalıdır. Karaçay-Balkar ve Abhazlarda
öyle. Kendi iç devletlerinin ismi etnik isimleriyle
olmalı ama ortak devlet olunacaksa da Çerkes adı altında
birleşmek zorundalar.
Bu tip örgütlenmelerin yolu DÇB'nden geçer. Bunun içine
okumalıyız, özellikle bilim adamı, siyasetçi olmalıyız
ki isteklerimizi yapalım, yaptırabilelim. Yoksa işimiz
çok zor. Zoru başarmanın tek yolu da anavatanda
toplanmak, başka yolumuzda sanırım yok.''
Babam bunları anlatırken misafirler gelince birlikte
kalktık, ben sadece söylenenleri kaleme aldım.
Tha'm tıkherewxhum. |
|
|
|
|
|
|
|
|