151. Bazı
günahları diğerlerinden daha kötü yapan nedir?
Bazı günahları diğerlerinden daha kötü yapan şeyler:
150.Tanr’nın emirlerine karşı işlenen suçların
tümü, kendi içlerinde ve Tanrı’nın gözünde eşit derecede kötü
müdür?
Tanrı’nın emirlerine karşı işlenen suçların tümü,
eşit derecede kötü değildir; bazı günahlar kendi içlerinde ve daha
ağırlaşan bir kötülüğe sebep vermeleriyle Tanrı’nın gözünde
diğerlerinden daha kötüdür.
151. Bazı günahları diğerlerinden daha kötü yapan
nedir?
Bazı günahları diğerlerinden daha kötü yapan
şeyler:
1. Kişiler: olgun yaşta olanların, lütfu
daha fazla tecrübe edenlerin, üstün hizmetlere, armağanlara,
konumlara, ve mesleklere sahip olanların, başkalarına kılavuzluk
ve önderlik edenlerin günahları daha büyüktür.
2. Taraflar: Doğrudan doğruya Tanrı’ya,
O’nun sıfatlarına ve tapınmaya, Mesih’e ve O’nun lütfuna, Kutsal
Ruh’a, O’nun tanıklığına ve işlerine, ilişki ve sorumluluk içinde
olduğumuz üzerimizde bulunan yetkililere; kutsallardan herhangi
birine, özellikle zayıf olan kardeşlere, onların canlarına ya da
başkalarına ve herkesin yararına karşı işlenen günahlar daha
kötüdür.
3. İşlenen suçun doğasına ve niteliğine göre
Tanrı’nın yasasının açıkça belirtilen hükümlerine karşı gelen,
birçok buyruğu çiğneyen, başka birçok günaha yol açan, yalnızca
yürekte kalmayıp sözlere ve eylemlere dökülen, başkalarını rezil
eden ve tamiri mümkün olmayan, günahlar daha kötüdür:
merhametlere, yargılara, doğanın ışığına, vicdanın yargısına,
açıkça ya da gizli bir şekilde azarlanmaya, kilisenin disiplinine,
kanuni yaptırımlara karşı işlenen günahlar da böyledir ve
dualarımızı, amaçlarımızı, vaatlerimizi, yeminlerimizi,
antlaşmalarımızı ve Tanrı’ya verdiğimiz sözleri çiğneyerek işlenen
günahlar daha kötüdür. Bütün bunlar bilerek, isteyerek,
küstahlıkla, övünerek, kibirlenerek, zalimce, sıkça, inatla,
zevkle, süreklilikle işlendiğinde ve tövbeden sonra da bunlara
dönüldüğünde daha kötü olurlar.
4. Günahları daha kötü yapan şeyler zamana
ve yere göre değişir: eğer Rab’bin gününde ya da başka tapınma
zamanlarında ya da bu zamanlardan hemen önce ya da sonra kötülük
ve günahlara engel olmaya çalışan birine karşı yapılırsa halkın
önünde ya da başkalarının önünde işlendiğinde onların da
kışkırtılmasına ve kirlenmesine neden olan günahlar daha kötüdür.
152. Her günahın Tanrı’nın elinden hak ettiği
karşılık nedir?
En küçük bile olsa her günah, Tanrı’nın
egemenliğine, iyiliğine, kutsallığına, doğru olan yasasına karşı
gelmek demek olduğundan günahlar hem bu dünyada hem de gelecek
olan dünyada O’nun gazabını ve lanetini almayı hak eder ve bunlar
sadece Mesih’in kanının kefareti olmaksızın temizlenemez.
153. Tanrı’nın yasasını çiğnediğimizde Tanrı’nın
gazabından ve lanetinden kurtulmamız için Tanrı bizden ne talep
ediyor?
Tanrı’nın yasasını çiğnediğimiz için Tanrı’nın
gazabından ve lanetinden kurtulmamız için O bizden O’na dönmemizi
ve Rabbimiz İsa Mesih’e iman etmemizi ve Mesih’in aracılığının
yararlarını bize veren dışsal araçları gayretli bir şekilde
kullanmamızı talep eder.
154. Mesih’in aracılığının yararlarını bize veren
dışsal araçlar nedir?
Mesih’in aracılığının yararlarını O’nun kilisesine
veren dışsal ve genel araçlar O’nun düzenlemiş olduğu özellikle
Kelam, Sakramentler ve duadır; bütün bunlar seçilmişlerin
kurtuluşunu etkin kılmak için çalışır.
155. Söz, kurtuluşta nasıl etkin olur?
Tanrı’nın Ruhu, Sözü okumamıza yardımcı olarak; ama
özellikle Sözün vaaz edilmesi ve etkin bir şekilde aydınlatması
için, günahlıları ikna etmesi, alçaltması, onları kendilerine
güvenmekten [alıp] Mesih’e doğru çekilmelerini Mesih benzerliğine
dönüşmelerini, O’nun iradesine boyun eğmelerini sağlamak,
ayartılara ve sapkınlıklara karşı direnmeleri için güçlendirmek,
lütufta bina etmek, imanla gelen kurtuluşun kutsallığını ve
tesellisini yüreklerde sabit kılmak için etkin olur.
156. Tanrı’nın Sözünü herkes okumalımıdır?
Tanrı’nın Sözünü kilise topluluğunun önünde
herkesin okumasına izin yoktur. Ancak her insan bunu kendi başına
ve aileleriyle birlikte okumakla yükümlüdür. Bu amaçla Kutsal
Yazıların yerli (diğer) dillere çevrilmesi gereklidir.
157. Tanrı’nın Sözü nasıl okunur?
Kutsal Yazılar yüksek bir saygınlıkla ve ciddiyetle
Tanrı’nın gerçek Sözü olduğuna kesin bir şekilde onları anlamamızı
yalnızca Tanrı’nın sağlayabileceğine inanarak Tanrı’nın Kutsal
Yazılarda açıkladığı iradesini bilmeyi, inanmayı ve itaat etmeyi
arzu ederek gayretli bir şekilde ve dikkatlice Sözün anlamına ve
mesajın genişliğine bakarak, derin düşünmeyle, [hayatımıza]
uygulamayla, kendimizi inkar ederek ve duayla okunur.
158. Tanrı’nın Sözü kimler tarafından vaaz
edilmelidir?
Tanrı’nın Sözü yalnızca yeterli armağanı olan ve bu
göreve çağrısı olan ve atanan kişiler tarafından vaaz edilmelidir.
159. Tanrı’nın Sözü çağrılanlar tarafından nasıl
vaaz edilmelidir?
Söz’e hizmet için görevli olarak çağrılanlar sağlam
doktrini gayretli bir şekilde, zaman uygun olsun ya da olmasın,
açıkça insanların bilgece [kandırıcı] sözlerine değil, fakat
Ruh’un kanıtlayıcılığına ve gücüne dayalı olarak vaaz etmelidir.
Tanrı’nın öğüdünü sadık bir şekilde bildirmeli, hikmetli olarak
dinleyenlerin ihtiyaçlarına ve anlayışlarına göre vaazı
düzenlenmeli, istekli bir şekilde, Tanrı’ya karşı ve halkın
canlarına karşı ateşli bir sevgi ile, içtenlikle, Tanrı’nın
yüceliğini, dinleyenlerin [Tanrı’ya] dönmesini, kendilerini buna
göre düzeltmelerini ve kurtuluşlarını amaçlamalıdır.
160. Tanrı’nın Sözünün vaaz edildiğini iştenler ne
yapmalıdır?
Tanrı’nın Sözünü vaaz edildiğini işitenler gayretli
bir şekilde ve hazırlıklı bir şekilde ve dua ederek dikkatlice
dinlemeli; duyduklarını Kutsal Yazılara göre sınamalı, gerçeği
iman ile sevgi ile yumuşak huylulukla ve aklımızı hazırlayarak ve
Tanrı Sözü olarak kabul etmeli; derin düşünerek ve Söz üzerinde
konuşarak yüreklerde saklamalı ve [işittikleri Söz’ün]
hayatlarında meyve vermesine çalışmalıdırlar.
161. Sakramentler nasıl kurtuluşun etkin araçları
olurlar?
Sakramentler kendilerindeki bir güçten ya da
bunları uygulayan kişilerin dindarlığı ya da amacından gelen bir
erdemden (iyilikten) dolayı değil, Mesih’in bereketi ve Kutsal
Ruh’un işleyişiyle kurtuluşun etkin araçları olurlar.
162. Sakrament nedir?
Mesih’in kendi kilisesinde teşkil ettiği kutsal
düzenlemeler olup Mesih’in aracılığının yararlarını Lütuf
Antlaşması içindeki kişilere belirler, mühürler ve sergiler; imanı
ve diğer bütün lütufları güçlendirip ve büyüterek; itaate
zorlar [Hristiyanların] aralarındaki paydaşlık ve sevgiyi doğrular
ve aziz tutmalarını destekler ve dışarıdakilerle aralarındaki
farkı ortaya koyar.
163. Sakramentin kısımları nelerdir?
Sakrament iki kısımdan oluşur; Mesih’in kendisinin
kullanılması için belirlediği dışsal (fiziksel) ve duyusal
işaretler; ve bunların işaret ettiği içsel ve ruhsal lütuf.
164. Mesih, Yeni Ahit altında kilisesine kaç tane
Sakrament teşkil etmiştir?
Yeni Ahit altında Mesih, vaftiz ve Rab’bin Sofrası
olarak kilisesine yalnızca iki sakrament vermiştir.
165. Vaftiz nedir?
Mesih tarafından Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adında su
ile yıkanmamızın emblackildiği vaftiz, Yeni Ahit’in bir sakramenti
olup, vaftiz olanların O’na aşılanmasının işareti ve mührü olarak
kendi kanında günahların bağışlanmasını Ruh’u aracılığı ile
yeniden doğuşunu, evlatlığa alınmasını, sonsuz hayata dirilişini,
ciddi olarak gözle görülen kiliseye katılışını, herkes önünde
tamamıyla ve sadece Rab’be ait olduklarını belirtir.
166. Kimler vaftiz edilmelidir?
Gözle görülen kilisenin dışında kalan ve vaat
antlaşmasına yabancı olan kişiler, Mesih’e iman etmedikçe ve O’na
boyun eğmedikçe vaftiz edilmemelidir. Anne ve Baba ya da bunlardan
biri Mesih’e imanını ve itaatini ikrar ederse çocuklar da bu
bakımdan antlaşmanın içindedir ve vaftiz edilmelidir.
167. Vaftizimiz nasıl ilerletilir (geliştirilir)?
Gerekli olmasına karşın vaftizimizi ilerletme
görevimizi çoğu kez görmezlikten geliyoruz, tüm hayat boyunca,
özellikle denendiğimiz zamanlarda, başkalarının vaftizinde
bulunduğumuz zamanlarda, ciddiyetle ve şükranla vaftizin doğasını
ve Mesih’in bunu teşkil etme amacını, vaftiz aracılığı ile verilen
ve mühürlenen ayrıcalıkları ve yararları düşünmeli ve [vaftizde]
verdiğimiz ciddi andı turarak; günahlı kirliliklerimizle
alçaltılarak vaftizin lütfuna ve sorumluluklarına doğru gitmek
yerine, tersine kendimizi bunlardan yoksun bırakıyoruz; günahtan
bağışlandığına emin olarak ve bu sakramentte bize mühürlenen diğer
bereketlerde büyüyerek kendisine vaftiz edildiğimiz Mesih’in
ölümünden ve dirilişinden güç alarak ve günahı öldürerek ve lütfa
ağırlık vererek (lütufta yaşayıp), iman ile yaşamaya çalışarak,
kutsallıkta ve doğrulukta yaşam sürerek ve bu işlerdeki kimseler
olarak benlikten vazgeçip kendilerini Mesih’e vererek ve aynı
Ruh’ta bir bedene vaftiz edilmiş diğerleriyle kardeşlik sevgisiyle
yürüyerek.
168. Rab’in Sofrası nedir?
Rab’bin Sofrası Yeni Ahit’in bir sakramentidir, İsa
Mesih’in buyurduğu şekilde ekmeğin ve şarabın verilmesi ve
alınması ile O’nun ölümü sergilenir; bu sofraya uygun olarak
katılanlar ruhsal gıda ve lütufta büyümek için O’nun bedeninden ve
kanından beslenirler, Mesih’le birlik ve paydaşlığa katılır ve
bundan emin olurlar; Tanrı’ya bağlanırlar, aynı mistik bedenin
üyeleri olarak birbirleriyle olan sevgi ve beraberliğe
tanıklık ederler ve şükranlarını yenilerler.
169. Rabbin Sofrası sakramentinde Mesih ekmek ve şarabın nasıl
alınıp verilmesini buyurdu?
Mesih, Rab’bin Sofrası sakramentinin Söz’ün
hizmetkarlarınca yapılmasını, ekmek ve şarabın [üzerine] Sözün
ilan edilmesi, şükran ve dua ile sıradan kullanımın dışına
çıkarılması (kutsanması); ekmeğin alınıp kırılması, ekmek ve
şarabın katılımcılara verilmesini: katılımcıların Mesih’in
kendileri için kırılan ve verilen bedenini ve dökülen kanını
şükran ile hatırlayarak aynı buyruk altında ekmeği yemesini ve
şaraptan içmesini buyurdu.
170. Rab’bin Sofrasına uygun bir şekilde katılanlar
Mesih’in bedeninden ve kanından nasıl beslenirler?
Rab’bin Sofrasındaki ekmek ve şarapta Mesih’in
bedeni ve kanı bedensel ve maddesel olarak ya da bunların içinde,
yanında veya altında bulunmaz; fakat [bu fiziksel] hakikat ve
gerçeklikten daha az olmamak üzere, Sofrayı oluşturan unsurların
dışsal duyumlarında, Sofradan pay alan kişinin imanında ruhsal
olarak [Mesih’in bedeni ve kanı] vardır. Böylece Rab’bin Sofrası
sakramentine uygun bir şekilde katılan kişiler bedensel ve
maddesel olarak değil, ruhsal bir şekilde, ancak gerçekte ve
hakikatte Mesih’in bedeninden ve kanından beslenirler, aynı
zamanda çarmıha gerilmiş Mesih’i ve Mesih’in ölümünün yararlarını
imanla alıp kendilerine uyguluyorlar.
171. Rab’in Sofrası sakramentini alanlar [sofraya
gelmeden] önce kendilerini buna nasıl hazırlarlar?
Rab’in Sofrası sakramentini alanlar buna
yaklaşmadan önce kendilerinin Mesih’te olduklarını, günahlarını ve
eksiklilerini, bilgilerinin gerçeğini ve ölçüsünü, imanlarını,
tövbelerini, Tanrı’ya ve kardeşlere olan sevgilerini, bütün
insanlara karşı karşılıksız sevgilerini, kendilerine karşı suç
işleyenleri bağışlayıp [bağışlamadıklarını], Mesih’e olan
sevgilerini ve yeni itaatlerini sınayarak ve bu lütufları
kullanarak yenilenmiş (tazelenmiş) olmalı, ciddiyetle derin
düşünerek ve hararetli dualarla kendilerini hazırlamalılar.
172. Mesih’te olmadığından veya Rab’bin Sofrasına
yaklaşmak için yeterince hazır olmadığından kuşkulanan bir kişi bu
Sofraya katılabilir mi?
Mesih’te olmadığından ya da Rab’bin Sofrası
sakramentine katılmak için yeterince hazır olmadığını düşünen biri
bundan tam olarak emin olmasa da gerçekten Mesih’te olabilir; eğer
endişe (korku) ile Mesih’te olmadığını ve Sofra’ya katılmak için
yeterince hazır olmadığını hissediyorsa, Mesih’te bulunma
isteğinde samimi ise ve kötülüklerden kaçmayı arzu ediyorsa, [bu
kimse] Tanrı’ya göre Mesih’tedir; bu durumda (bu vaatlerin
edildiği ve sakramentin buyurduğu rahatlık zayıf ve şüpheli
Hristiyanlar içindir de) inançsızlığına ağlıyorsa (üzülüyorsa) ve
kuşkularını silmeye çalışıyorsa; öyleyse daha da güçlendirilmek
için Rab’bin Sofrasına gelebilir ve gelmesi de gerekir.
173. İman ettiğini söyleyen ve Rab’bin Sofrasına
katılmak isteyen kişiler alıkonulmalı mıdır?
Böyle kimseler bilgisiz (cahil) ve rezil biri ise,
imanlarını açıklamalarına ve Rabbin Sofrasına katılmak
istemelerine rağmen, yeterli eğitimi alana kadar, kendilerinin
değiştiklerini gösterene kadar Mesih’in kilisesine bıraktığı yetki
ile sakramentten alı konulabilir ve alıkonulmalıdır.
174. Rab’bin Sofrası yapılırken buna katılacak
kimselerden ne talep edilir?
Rab’bin Sofrası sakramentini alacak kimselerden
Rab’bin Sofranın yapıldığı sırada bunun düzenlenmesine uygun
olarak bütün kutsal saygı ve dikkatleriyle gözlerini Tanrı’ya
çevirmeleri, dikkatle unsurlara ve bu sırada yapılan işlere
bakmaları, Rab’bin bedenine önemseyerek bakmaları, Mesih’in ölümü
ve acıları üzerinde derin bir şekilde duygusal olarak düşünmeleri,
sahip oldukları lütufları harekete geçirmeleri ve güçlendirmeleri:
kendilerini yargılamaları, ve günahları için üzülmeleri kararlı
bir şekilde Mesih’e acıkmaları ve susamaları, iman ile O’nda
beslenmeleri, O’nun doluluğundan almaları O’nun doğruluğuna
güvenmeleri O’nun sevgisinde sevinmeleri lütfu için O’na
şükretmeleri Tanrı ile olan antlaşmasını ve tüm azizlere
sevgilerini yenilemeleri talep edilir.
175. Rab’bin Sofrası sakramentine katılan
imanlıların bundan sonraki görevleri nelerdir?
Rab’bin Sofrası sakramentini aldıktan sonra
Hristiyanların görevi, o zamanda (sakramentin yapıldığı zaman
boyunca) nasıl davrandıklarını ve bunda ne kadar başarılı
olduklarını çok ciddiyetle gözden geçirmelidir; eğer kendileri
[bu cevaptan] bir güçlenme ve teselli buluyorlarsa Tanrı’ya
şükretmeleri ve bunun [güçlenme ve teselli] devam etmesi
için yalvarmaya devam etmeleri gerekir, kötü yola sapmaya karşı
dikkat etmeli adaklarını yerine getirmeli sıklıkla Rab’bin
Sofrasına katılmak için kendi kendilerine gayret göstermeli:
eğer bir yarar bulmadılarsa sakramente
hazırlanmalarını ve davranışlarını daha fazla gözden geçirmeliler:
eğer hazırlanmada ve davranışlarda kendilerini Tanrı ve vicdanları
önünde uygun görüyorlarsa meyve çıkması için uygun bir zaman
beklemeleri gerekmektedir: fakat, eğer [sakramente hazırlıkta ve
davranışlarında] başarısız oldularsa alçaltılmalılar ve bundan
böyle daha dikkatli ve gayretli bir şekilde katılmalıdırlar.
176. Vaftiz ve Rab’bin Sofrası sakramentleri hangi
noktalarda uyuşmaktadır?
Vaftiz ve Rab’bin Sofrası sakramenti her ikisinin
de yazarının (yaratanının) Tanrı olması sebebiyle uyuşmaktadır;
her ikisinin de ruhsal yönü Mesih ve O’nun yararlarıdır her ikisi
de aynı antlaşmanın mühürleridir, her ikisi de başka herhangi bir
kimse tarafından değil, sadece Müjde’nin [atanmış]
hizmetkarlarınca verilmelidir; her ikisi de Mesih’in kilisesinde
O’nun ikinci gelişine kadar devam ettirilmelidir.
177. Vaftiz ve Rab’bin Sofrası sakramentleri hangi
noktalarda farklıdır?
Vaftiz ve Rab’bin Sofrası sakramentleri şu
noktalarda birbirinden farklıdır: vaftiz bir kez, suyla, yeniden
doğuşumuzun ve Mesih’e aşılanışımızın işareti ve mührü olarak
uygulanması verilmesi gerekir, bebeklere bile uygulanmalıdır;
Rab’bin Sofrası sıklıkla uygulanmakta iken ekmek ve şarap
unsurları canlara ruhsal gıda olarak Mesih’i temsil eder ve
sergiler, Mesih’te devam etmemizden ve büyümemizden bizleri emin
kılar ve sadece kendi kendilerini sınayabilme yaşına ve yeteneğine
(olgunluğuna) sahip olanlar içindir.
178. Dua nedir?
Dua, arzularımızı Tanrı’ya Mesih’in adında, Kutsal
Ruh’un yardımıyla, günahlarımızın itirafıyla ve O’nun
merhametlerini bilerek şükranla sunulmasıdır.
179. Yalnızca Tanrı’ya mı dua etmeliyiz?
Yalnızca Tanrı yürekleri araştırabilir, ricaları
işitebilir, günahları bağışlayabilir, herkesin arzularını yerine
getirebilir; ve yalnızca Tanrı’ya inanılmalı, yalnızca Tanrı’ya
dindarca tapınılmalıdır; bunun da özel bir parçası duadır ve başka
hiç kimseye değil yalnızca O’na yapılmalıdır.
180. Mesih’in adında dua etmek nedir?
Mesih’in adında dua etmek, O’nun buyruğuna uyarak
ve vaatlerinden emin olarak O’nun adına dayanarak merhamet
dilemek; yalnızca O’nun adını [düşüncesizce] söylemek değil,
Mesih’ten ve O’nun aracılığından aldığımız teşvik ile cesaretle,
güçle dualarımızın kabul edileceğini, umut ederek dua etmektir.
181. Neden Mesih’in adında dua etmeliyiz?
İnsanın günahlılığı ve Tanrı’dan uzaklığı o denli
büyüktür ki, aracı olmaksızın O’nun huzuruna giremeyiz; bu
görkemli işi yapabilecek gökte ve yerde atanmış ya da uygun başka
biri olmadığından, sadece Mesih [olduğundan], başka birinin adıyla
değil sadece O’nun adıyla dua etmeliyiz.
182. [Kutsal] Ruh dua etmemize nasıl yardımcı olur?
Ne için dua etmemiz gerektiğini bilmeyiz, Ruh bize
güçsüzlüğümüzde yardım eder, doğru bir şekilde dua edebilmemiz
için kim için ve ne için ve nasıl dua etmemiz gerektiğini
anlamamızı sağlar; gerekli korkular, duygular ve lütuflar
aracılığı ile yüreklerimizde çalışarak ve bunları güçlendirir
(herkeste aynı şekilde ve aynı ölçüde olmasa da).
183. Kimler için dua etmeliyiz?
Mesih’in yeryüzündeki bütün kilisesi için dua
etmeliyiz, yöneticiler, pastörler, kendimiz, [iman] kardeşlerimiz,
düşmanlarımız ve yaşamakta olan bütün insanlar ve bizden sonra
yaşayacaklar için dua etmeliyiz; ölüler için ve ölümcül günah
işlemiş olanlar için dua etmemeliyiz.
184. Ne için dua etmeliyiz?
Tanrı’nın yüceltilmesine yönelik olan her şey
için,. kilisemizin gelişmesi, kendimizin ve başkalarının iyiliği
için dua etmeliyiz; fakat yasal olmayan şeyler için dua
etmemeliyiz.
185. Nasıl dua etmeliyiz?
Korku dolu bir anlayış ile Tanrı’nın görkemini
için; kendi değersizliğimizi, ihtiyaçlarımızı, ve günahlarımızı
derinden kavrayarak, tövbe ile, şükran ile ve Tanrı önünde açık
yüreklerle dua etmeliyiz; anlayışla, imanla, içtenlikle, gayretle
(hararetle), sevgiyle ve dayanmayla Tanrı’nın için (önünde)
bekleyerek O’nun iradesine alçakgönüllülükle boyun eğmeliyiz.
186. Dua görevimizdeki yönümüz için Tanrı bize
hangi kuralı vermiştir?
Tanrı’nın Sözlerinin tamamı bizlere dua konusunda
yön vermek için faydalıdır ancak Kurtarıcımız Mesih’in havarilere
öğrettiği, yönlendirme için özel bir dua formu vardır ki, buna
müşterek olarak “Rab’bin Duası” denir.
187. Rab’bin Duası nasıl kullanılmalıdır?
Rab’bin Duası
bir model olarak diğer bütün dualarımıza sadece bir yön vermek
için değil, fakat bir dua olarak anlayışla, imanla, saygıyla ve
dua görevimizi doğru yapmamız için diğer gerekli lütuflarla
birlikte kullanılabilir.
188. Rab’bin duası kaç kısımdan oluşur?
Rab’bin Duası
üç kısımdan oluşur, giriş, ricalar ve sonuç.
189. Rab’bin duasına giriş bizlere ne öğretir?
Rab’bin Duasına giriş (Göklerdeki Babamız,
sözlerindedir) bize öğretir ki, dua ettiğimizde Tanrı’ya, O’nun
Babalık iyiliğinden ve bizimle ilgileneceğinden emin olarak
saygıyla, bütün diğer çocuklar gibi isteklilikle göksel
duygularla, O’nun egemen gücünü, görkemini ve lütufkar
alçakgönüllülüğünü bilerek yaklaşmalı, başkaları ile ve başkaları
için dua etmeliyiz.
190. İlk ricada ne için dua ediyoruz?
İlk ricada (Adın kutsal kılınsın) Tanrı’ya
yücelik vermek için kendimizin ve diğer bütün insanların tamamen
yeteneksiz ve isteksiz olduğunu bildirerek, Tanrı bize ve
başkalarına, kendisini, unvanlarını, sıfatlarını, düzenlemelerini,
sözünü, işlerini ve açıklamaktan hoşnut kaldığı her şeyi bilmeyi,
bildirmeyi, yüksek değer vermeyi; O’nu düşüncede, sözde ve eylemde
yüceltebilmeye: Tanrı tanımazlığı, bilgisizliği, puta taparlığı,
kutsal şeylere saygısızlığı, O’nu onurlandırmayan her şeye engel
olması ve ortadan kaldırması; her şey üzerindeki sağlayışı
aracılığı ile her şeyi kendi yüceliği için yönlendirip düzenlemesi
için imkan tanısın ve yönlendirsin dua ediyoruz.
191. İkinci ricada ne için dua ediyoruz?
İkinci ricada (Egemenliğin gelsin), kendimizin ve
tüm insanlığın doğal olarak günahın ve şeytanın egemenliği altında
olduğunu bildirerek, günahın ve şeytanın krallığının yıkılması,
Müjde’nin bütün dünyaya yayılması, Yahudilerin çağrılması, [öteki]
ulusların sayısının tamamlanması, kilisenin Müjde’nin bütün
hizmetçileriyle ve Müjdesel düzenlemelerle dolması, [kilisenin]
çürümekten arınması, hükümet tarafından desteklenerek korunması,
Mesih’in düzenlemelerinin paklıkla etkin bir şekilde yapılması
(verilmesi), [Mesih’in düzenlemeleri aracılığı ile] günah
içinde yaşayanların dönmesi (tövbe etmesi) ve halen tövbe etmiş
olanların onaylanması, teselli ve bina edilmesi, Mesih’in
yüreklerimizde hüküm sürmesi, ikinci gelişinin ve O’nunla sonsuza
dek hüküm sürmemizin çabuklaştırılması, O’nun gücünün krallığının
en iyi bir şekilde sonuçlanarak, [Tanrı’yı] hoşnut edici bir
şekilde bütün dünyada hüküm sürmesi için dua ediyoruz.
192. Üçüncü ricada ne için dua ediyoruz?
Üçüncü ricada (Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de
senin istediğin olsun) doğal olarak bizim ve bütün insanların
Tanrı’nın isteğini bilmek ve yapmak için sadece yeteneksiz ve
isteksiz değil fakat O’nun Sözüne karşı isyana meyilli olduğumuzu,
O’nun sağlayışına söylenip homurdanarak, benliğin ve iblisin
isteklerine uyup tamamen bunları yapmaya eğilimli olduğumuzu
bildirerek, Tanrı’nın Kutsal Ruh’u aracılığı ile bizlerden ve
diğerlerinden körlüğü, zayıflığı, isteksizliği, yürek sapkınlığını
kaldırması ve lütfu ile bütün her şeyde O’nun isteğini bilmeye,
yapmaya ve O’nun isteğine boyun eğmeye istekli ve yapmaya
yetenekli olmam için
[ve bütün her
şeyde]
aynı gökteki meleklerde olduğu gibi, alçakgönüllülü, sevinçli,
sadakatli, gayretli, tutkulu, içtenlikli, ve kararlılıklı olmam
için dua ediyoruz.
193. Dördüncü ricada ne için dua ediyoruz?
Dördüncü ricada (Bugün bize gündelik ekmeğimizi
ver) hem Adem’de hem de kendi günahlarımız aracılığı ile bu
yaşamda hakkımız olan bütün dışsal bereketleri yitirdiğimizi ve
Tanrı tarafından bütün bunlardan mahrum edilmeyi hak ettiğimizi ve
bunların üzerimize lanet getirmesini hak ettiğimizi; ne dışsal
bereketlerin kendisinin bizim yaşamamız için yeterli olduğunu ne
bu dışsal bereketleri iyiliklerimizle kazanabileceğimizi ne de
kendi gayretlerimizle bu dışsal bereketleri kazanabileceğimizi
fakat bu dışsal bereketleri yasal olmayan bir şekilde arzulamaya,
almaya ve kullanmaya meyilli olduğumuzu bildirerek, kendimiz ve
başkaları için [dua ediyoruz], kendimiz ve diğerleri için
Tanrı’nın sağlayışını günden güne yasal bir şekilde kullanmayı
bekleyerek, kendimiz ve başkaları için olan karşılıksız
armağanlarından ve O’nun babalık hikmetinin bütün bunlarda en iyi
şekilde görünmesi ve bu dışsal bereketlerin yeterli bolluğundan
pay almaktan hoşnut olarak kutsallıkla ve uygun bir şekilde
bunları (dışsal bereketleri) kullanmaya ve bunları almamızın ve
bizi bereketlemesinin devam etmesi ve bunlardan hoşnut olmamız
için ve bütün her şeyde geçici olan destek (refah) ve [geçici
olan] refahtan alıkonulmak için dua ediyoruz.
194. Beşinci ricada ne için dua ediyoruz?
Beşinci ricada (Bize karşı suç işleyenleri
bağışladığımız gibi, sende bizim suçlarımızı bağışla) hem özgün
günahtan hem de kendi günahlarımızdan dolayı suçlu olduğumuzu ve
Tanrı’nın adaletine borçlu olduğumuzu; ne kendimizin ne de diğer
bir yaratığın bu borcu ödemesinin mümkün olmadığını bildirerek;
kendimiz ve başkaları için Mesih’in bizlerin borcunu ödemesi ve
itaati aracılığı ile Tanrı’dan gelen karşılıksız lütfu imanla
tutarak ve [hayatımıza] uygulayarak günahın suçluluğundan
ve cezasından bizi aklaması için, Sevgili’de
(İsa’da) kabul etmesi için, O’nun lütfunun ve iyiliğinin bizlere
devamı için, gündelik hatalarımızı bağışlaması için, günden güne
artan bir şekilde bağışlanmanın güvencesini vererek esenlik ve
sevinçle bizi doldurması ve bize karşı suç işleyenleri yürekten
bağışlamakla içimizde verdiğimiz tanıklıkla [bağışlama güvencesi]
dilenmeye cesaretimiz ve bunu beklemeye teşvikimiz olsun diye dua
ediyoruz.
195. Altıncı ricada ne için dua ediyoruz?
Altıncı ricada (Ayartılmamıza izin verme. Kötü
olandan bizi kurtar) en bilge, en doğru ve en lütufkar olan
Tanrı’nın, kendi kutsal ve adil amaçları uğruna her şeyi
düzenlediğini, ayartılar tarafından bir süre için tutsak alınarak
saldırıya uğrayabileceğimizi, engellenebileceğimizi, şeytan, dünya
ve benliğin bizi güçlü bir şekilde yoldan çıkarmak ve tuzağa
düşürmek için hazır olduğunu, günahlarımız bağışlandıktan sonra
bile, düşmüşlüğümüz (bozulmuşluğumuz), zayıflığımız ve
dikkatsizliğimiz nedeniyle sadece ayartılmadığımızı ve sadece
ayartılara karşı korunmasız olmayıp kendimizi bunlara açtığımızı
ve aynı zamanda bunlara karşı direnmek için yeteneğimiz ve
isteğimiz olmadığını, ayartılardan kaçmadığımızı ve bunlardan ders
almadığımızı, denenme altında kalmayı hak ettiğimizi bildirerek,
Tanrı’nın dünyaya ve üzerindeki her şeye hükmetmesi için ve
benliğin [Tanrı’nın] boyunduruğunun altına girmesi için, şeytanı
zapt etmesi için, her şeyi [hükmederek] düzenlemesi için,
lütfun bütün araçlarını üzerimize koyarak bizleri bereketlemesi ve
böylece bizleri lütufta güçlendirip uyanık tutması için, O’nun
sağlayışı aracılığı ile bizim ve bütün Tanrı halkının günah ile
ayartılmaktan korunması için, eğer ayartılıyorsak O’nun Kutsal
Ruhu aracılığı ile ayartı saatinde dayanmamız için, ya da
düşmüşsek tekrar kaldırılmayı ve günahtan iyileşmeyi, bu durumdan
kutsanmayı ve olgunlaşmayı almak için, kutsallaşmamız ve
kurtuluşumuz mükemmelleşsin diye şeytan ayaklarımızın altına
serilsin diye, günahtan, ayartıdan ve tüm kötülükten sonsuza dek
özgür olalım diye dua ediyoruz.
196. Rab’bin duasının sonucu bize ne öğretir?
Rab’bin duasının sonucu (Çünkü egemenlik güç ve
yücelik sonsuzlara dek senindir. Amin) ricalarımızın üzerinde
konuşma ile güçlendiğini (uygulandığını), [ricalarımızın]
kendimizin ya da başka bir yaratığın değerinden dolayı değil,
Tanrı’nın yüceliğinden dolayı [kabul edildiğini]; ve dualarımızı
övgülerle birleştirmemizi, sonsuz egemenliği, sonsuz gücü, sonsuz
görkemi ve yetkinliği sadece Tanrı’ya vermemizi, buna göre
Tanrı’nın bize yardımcı olabilecek güçte ve buna istekli olduğunu
ve böylece iman aracılığı ile O’na yalvarmak için
cesaretlendirildiğimizi, [iman aracılığı ile] sakinlik
içinde O’na güvenerek ricalarımızı gerçekleştireceğini bize
öğretir. Bu arzu ve güvenceyle tanıklık vererek “Amin”
diyoruz. |