...................
DİN OLARAK YAHUDİLİK

Projetaladin.org

                         
...................
 
...................

Hahamlar

Haham, dini kanunla ilgili tartışmaları çözebilecek ve soruları yanıtlayabilecek düzeyde Alaha'yı (dini kanunlar) ve gelenekleri bilen, topluma yol gösteren bir çeşit öğretmendir. Hıristiyan papazların aksine, dinsel törenleri uygulama yetkisi herhangi bir yetişkin Yahudi erkeğinden fazla değildir. Gerekli öğrenimi tamamlayan kişilere "Semiha" belgesi, yani bu kararları alma yetkisi verilir. Her Yahudi erkeği gibi Hahamların da evlenmesi serbesttir.

Yahudilikte ayinlerin ve duaların Hahamlar tarafından yönetilmesi zorunluluğu olmadığı halde örgütlenmiş toplulukların bir manevi lidere ihtiyacı vardır.


Sinagog, Yahudi dua evi

Bir Sinagog en basit anlamıyla bir dua evidir (Bet Tefilla); Yahudilerin toplu dua ettiği yerdir. Yahudiler günlük dualarını her yerde yapabilirler, ancak bazı dualar sadece "minyan" (10 tane yetişkin erkek) eşliğinde yapılabilir. Ayrıca geleneksel olarak grup halinde dua etmek yalnız dua etmekten daha erdemlidir. Bu açıdan bir sinagogun kutsiyeti, Kutsal Tapınak'tan hemen sonra gelir.

Sinagog ayrıca bir öğrenim yeridir (Bet Midraş). Genel inancın aksine, Yahudilik eğitimi Bar Mitzva (on üç yaş) döneminden sonra bitmez. Dindar Yahudiler için kutsal metinlerin öğrenimi hayat boyu süren bir uğraşıdır. Bu nedenle sinagoglarda cemaat bireylerinin öğrenimi için kutsal metinleri içeren kütüphaneler bulunur. Sinagoglar ayrıca çocukların da temel din eğitimini aldıkları yerlerdir.

Birçok sinagogda ayrıca dini veya dini olmayan sosyal etkinliklerin yapıldığı bir salon bulunur. Sinagog bazen cemaati ilgilendiren önemli konuların tartışıldığı bir toplantı salonu olarak da kullanılır.
Ayrıca sinagog bir sosyal yardım kurumu gibi de çalışır. Para veya diğer ihtiyaç maddeleri toplayıp cemaatte fakirlere ve ihtiyaçlılara yardım eder.


Yahudi olmayanlar sinagoga girebilir mi?

Sinagoglar kâh meraktan, kâh Yahudi bir arkadaşının kutlama törenine davetli olduğundan, sebebi ne olursa olsun gitmek isteyen herkese açıktır. Sinagoga giderken kiliseye veya camiye gider gibi resmi ve kapalı giyinilir. Erkekler takke giymelidirler. Takkeler kapının girişindedir. Bazı sinagoglarda evli kadınların da başını örtmesi gerekir. Yahudi olmayanlar tallet (dua şalı) veya tefillin giymezler. Ortodoks sinagoglarda kadınlarla erkekler ayrı oturur.


Yahudi kanunları nedir?

İslam'ın, Müslüman inançlısının yaşam biçimi olduğu gibi, Yahudilik de bir Yahudi'nin günlük hayatının her açıdan belirlendiği kurallar, gelenekler, ritüellerle dolu bir yaşam biçimidir: Sabah uyanınca ne yapılır, ne yenebilir veya yenilemez, ne giyilebilir veya giyilemez, vücut temizliği, iş yönetimi, kiminle evlenilebilir, bayramlarda ve Şabat (kutsal Cumartesi)'ta ne yapılır ve en önemlisi Tanrı'ya, insanlara ve hayvanlara nasıl davranılır. Bu kurallar Yahudilikte "Alaha" olarak bilinir.

Alaha sözcüğü genellikle "Yahudi kanunu" diye çevrilirse de doğru anlamı "kişinin yürüdüğü yol"dur. Bu sözcüğün kökeni İbranice'de "gitmek, yürümek" sözcüğünden kaynaklanır.

Yahudi olmayan bazı kişiler ve dindar olmayan bazı Yahudiler, geleneksel Yahudiliğin bu ayrıntılı kanunlarının, dini ruhsuzlaştırıp bir ayin zinciri haline getirdiği şeklinde eleştirir. Alaha'ya riayet edenler ise Alaha'nın, aksine, günlük basit yaşamı, dini önemi olan hareketlere dönüştürerek hayatlarındaki ruhaniliği arttırdığını iddia ederler. Duaların ve dini kuralların, daimi olarak kendilerine Tanrı'yla olan ilişkilerini hatırlatarak varoluşlarının bölünmez bir parçası olduğuna inanırlar.


Yahudilere serbest (ve yasak) olan yiyecekler

Kaşerut, Yahudi kanunlarının yenmesi yasak ve serbest olan yiyecekler ve onların hazırlanması ve yenilmesi ile ilgilenen kurallarıdır. Kaşerut sözcüğü İbranicede "uygun", "doğru" sözcüğünün kökünden gelir. Daha genişçe kullanılan ve aynı kökten gelen "Kaşer" sözcüğü de bu normlara uyan yiyecekler için kullanılır. "Kaşer" sözcüğü ayrıca ayinlerde kullanılan, Yahudi kanununa uygun, ritüelik dini nesneleri tanımlamak için de kullanılır.

Genel düşüncenin aksine, hahamlar veya dini kurumlarda çalışan diğer kişiler yiyecekleri "kutsayarak" Kaşer yapamazlar. Dindar Yahudilerin yemekten önce söyledikleri dua da yemeği Kaşer yapmaz.
"Kaşer -tipi" yemek diye bir şey yoktur. Kaşer, bir mutfak stili değildir. Fransız, Fas veya Hint yemekleri Yahudi kanununa uygun hazırlanmışsa Kaşer olabilir.

Yahudiler karada yaşayan hayvanlar arasında çift tırnaklı ve geviş getiren her hayvanın etini yiyebilir. Tevrat'a göre deve, porsuk, tavşan ve domuz bu iki koşuldan biri eksik olduğu için Kaşer değildirler. Koyun, inek, keçi ve geyik eti ise Kaşer'dir.

Deniz mahsulleri arasında Yahudiler yüzgeçli ve pullu olan her şeyi yiyebilir. Istakoz, istiridye, karides, midye ve pavurya gibi kabuklu hayvanların yenilmesi yasaktır.

Avcı veya leş yiyen kuşlar yasaktır.

Yenmesi yasak olan hayvanlara ait süt, yumurta, yağ veya iç organlar da yenemez.

Yenmesi dinen caiz olan hayvanların kesimi Yahudi kanunlarına göre olmalıdır. Bu işlem çok keskin bir bıçakla tek darbede, hayvanın boğazına çok hızlı ve derin keserek yapılmalıdır. Bu yöntem iki saniye içinde şuursuzluk getirdiği için ölümün mümkün olduğu kadar acısız olmasını sağlar. Ayrıca kanın etten çabuk ayrılmasını da sağlar ki, bu da eti Kaşer yapmak için gereklidir.

Doğal yollardan ölen veya başka hayvanlar tarafından öldürülmüş olan hayvanları yemek yasaktır.

Sütlü ve etli yiyecekler karıştırılamaz. Yiyecekler dışında tencereler, kaplar, tabaklar ve çatal bıçaklar da Kaşer olmalıdır.


Yahudi hayırseverliği nedir?

Geleneksel Yahudiler gelirlerinin en az %10'unu "Tsedaka" olarak verirler. Normal yas duası, yas tutan kişinin ölünün anısına bir bağış yapacağını içerir. Yardımsever bağışlar Yahudi yaşamında kurban kesmenin yerini almıştır. Yahudi inançlı kişi için bağış yapmak Tanrı'ya şükretme, Tanrı'dan özür dileme veya bir istekte bulunma adına neredeyse düşünmeden yapılan, içgüdüsel bir davranıştır. Yahudi geleneğine göre fakire yardım etmek yardımseverin ruhunu zenginleştirdiğinden aslında yardımı alan, (kendisine Tsedaka yapma imkânını sağladığı için) yardımsevere daha büyük bir iyilik yapmış olur.

İbranice Tsedaka sözcüğü, Türkçedeki "hayırseverlik" sözcüğü gibi "fakirlere, ihtiyaçlılara veya diğer değerli amaçlar için para vermek ve yardımda bulunmak" anlamına gelir. Ancak Tsedaka'nın anlamı, hayırseverlikten farklıdır. Hayırseverlik gönüllülük ve cömertliktir, zenginlerin ve kudretli kişilerin fakir ve ihtiyaçlı kişilere yardımıdır. Tsedaka ise İbranicede "adalet ve doğruluk" anlamındaki bir kökten gelir. Yahudilikte fakirlere yardım bir hayırseverlik değil de adil bir davranış, fakire hak ettiğini verme görevi olarak kabul edilir.

Yahudilikte fakire yardım bir zorunluluktur, ihtiyaçlı kişiler bile vermeye mecburdur. Bazı bilgeler Tsedaka'nın en büyük, hatta bütün emirlerin toplamından da daha büyük emir olduğunu, Tsedaka vermeyen kişinin putpereste eşdeğer olduğunu söylemişlerdir. Bu da Tsedaka'nın Yahudilikteki önemini gösterir. Tsedaka, tövbe (teşuva) ve dua gibi, günahlar için af dilemenin üç yolundan biridir.


Şabat (Cumartesi)

Şabat Yahudiliğin en çok bilinen ve en az anlaşılmış kuralıdır. Çoğu kişi Şabat'ı kısıtlayıcı, yasaklarla dolu bir dua etmeye atfedilen gün olarak düşünür. Dindar Yahudiler için Şabat bütün hafta sabırsızlıkla beklenen, haftalık dertlerini bir kenara bırakıp kendilerini daha yüce konulara adayabilecekleri neşeli bir gündür.

Şabat Yahudilikteki en önemli dini görenektir. On emirde adı geçen tek dini uygulamadır. En önemli özel gündür, hatta Yom Kipur'dan bile daha önemlidir. Şabat öncelikle dinlenmeye ve ruhani zenginliğe ayrılmış olan bir gündür. Şabat sözcüğü "sona ermek, bitirmek ve dinlenmek" eş anlamına sahip bir kökten gelir.

Modern toplumlarda ‘beş günden oluşan çalışma haftası' bugün bize son derece doğal geldiğinden, eski zamandaki "dinlenme günü" fikrinin o dönemler için ne kadar radikal bir kavram olduğunu unutuyoruz. Haftalık dinlenme günü kavramı, tarihte başka hiç bir uygarlıkta görülmemiştir. Eski zamanda dinlenme sadece zengin ve hükümran sınıfının yapabildiği bir şeydi. Hizmet edenlerin veya isçi sınıfının dinlenme hakkı yoktu. Ayrıca her hafta tekrar eden bir dinlenme günü düşünülemezdi bile. Yunanlılar haftada bir günü dinlenmeye ayırdıkları için Yahudileri tembel olarak görürlerdi.



YAHUDİ BAYRAMLARI

Roş Aşana, Yahudilerin Yılbaşısı

İbranicede Roş Aşana "yılın başı" veya "yılın birinci günü" demektir. Yahudilerin yeni yılı olarak bilinen Roş Aşana, Eylül ve Ekim ayları arasında bir güne düşer.

Roş Aşana'da çalışmak yasaktır. Günün büyük bölümü sinagogda duada geçer; günlük olağan ibadet biraz daha uzun sürer.

Yahudilerin çoğu için Roş Aşana bir içgözlem, kendine bakış, geçmiş yılın hatalarını gözden geçirme ve yeni yılda yapılması gereken değişiklikleri planlama zamanıdır. Aile bireylerinin bir araya gelip birlikte yemek yemesine vesile olur. Bu bayramda, tatlı bir yeni yılı temsilen bala batırılmış elma yemek adettir. Ayrıca yeni yılda iyi dileklerin bol ve bereketli olması için nar da yenir. Diğer bir yaygın uygulama ise ilk günün sonunda su kenarına gidip, günahları simgesel olarak suya atma eylemi "Taşlik"dir.


Yom Kipur

Roş Aşana'dan sekiz gün sonraya denk gelen Yom Kipur Yahudi takviminin en önemli bayramıdır. Bazen başka hiç bir geleneği yerine getirmeyen birçok Yahudi bu gün suresince çalışmaz, oruç tutar ve sinagoga gider.

"Yom Kipur" "kefaret, günah çıkarma günü" anlamını taşır. Ruhun arındırıldığı, geçmiş yılın günahları için özür dilendiği bir gündür. Yom Kipur'da sadece Tanrı'ya karşı işlenmiş günahlar af olur; başkalarına karşı işlenilenler değil. Kişiye yapılan günahlardan kurtulmak için önce öbür kişiden özür dileyip yanlışları düzeltme yolu aranır. Bu, Yom Kipur'dan önce yapılmalıdır.

Yom Kipur aynı Şabat günü gibidir, hiç bir iş yapılamaz. Yahudiler o gün yemek yememeli ve (su dahi) içmemelidir. Bu, önceki akşam güneş batmadan başlayıp ertesi gece biten 25 saatlik bir oruçtur. Talmud'ta ayrıca daha az bilinen başka kısıtlamalar da vardır. Yıkanmak, kozmetik veya parfüm gibi maddeleri vücuda sürmek, deri ayakkabı giymek ve cinsel ilişki Yom Kipur'da yasaktır.

Her zamanki gibi bu kısıtlamaların her hangi biri, hayati veya sıhhi tehlike karsısında kaldırılır. Hatta dokuz yaşından küçük çocukların ve loğusaların (hamilelik süresince ve doğumdan 3gün sonrasına kadar) oruç tutması kendileri istese bile yasaktır. Bayramın büyük bölümü sinagogda duayla geçer. Bu bayramda saflığı simgeleyen beyaz giysiler giymek adettir, insanlara günahlarının kar gibi paklanacağını hatırlatır. Bazı erkekler, ölülerin birlikte gömüldüğü uzun beyaz gömlek (kitel) giyerler.


Pesah (Hamursuz bayramı)

Hamursuz bayramı, Yahudi takviminin Nisan ayının 15'inde kutlanır. Tarihi ve zirai önemi olan üç büyük bayramın birincisidir (diğer ikisi Şavuot ve Sukot'tur). Zirai yönden İsrail'deki hasat mevsiminin başlangıcını temsil ettiği halde bayramın bu yönü fazla dikkate alınmaz. Pesah'ın öncelikli kutlaması, nesiller boyu süren kölelikten sonra Mısır'dan çıkış ile ilgilidir.
Pesah sözcüğü İbranicede "geçmek veya atlamak" anlamında bir kökten gelir. Yahudi inanışına göre, Mısırlıların ilk doğan çocuklarını öldürmeye gelen Tanrı'nın Yahudi evlerini atlamasını simgeler. Pesah ayrıca bu bayramda Kudüs'teki tapınakta kurban edilen kuzuya verilen addır. Bu bayram Bahar Bayramı olarak da anılır.
Pesah'la ilgili en belirgin gelenek Yahudi evlerin "Hamets"ten (mayalı hamur) arındırılmasıdır. Bu, Yahudilerin Mısır'dan aceleyle çıkarken ekmeklerinin mayalanmasına bile vakitleri olmadığını hatırlamak içindir. Ayrıca insanların içindeki "şişliğin" (kendini beğenmişlik, gurur) simgesel olarak çıkarılmasıdır.

Pesah'ta yenilen buğdaydan yapılmış mamulün adı "Matsa"dır (hamursuz). Matsa mayasız ekmektir, un ve su karışımını çok çabuk pişirerek yapılır. Yahudilerin Mısır'dan kaçarken aceleyle pişirdikleri ekmek budur.
Pesah'ın ilk gecesi Yahudiler aileleriyle birlikte, kendilerine hürriyetin önemini ve ‘köleliğe hayır' dediklerini hatırlatan, pek çok ritüelin uygulandığı bir yemek yerler. Bu bayramın diğer önemli bir mesajı da bütün yabancıları evine kabul etmektir, çünkü bu onlara atalarının Mısır'da yabancı olduklarını hatırlatır. Bu yemeğin adı, İbranice anlamı "düzen" olan "seder"dir çünkü bu gece Yahudilerin hikâyesi belli bir düzen'de anlatılır.
Pesah yedi gün sürer. Baştaki ve sondaki günler çalışmak yasaktır.


Sukot Bayramı

Sukot bayramı Yom Kipur'dan beşinci günde başlar. Yılın en kutsal, en vakur bayramından en neşe dolu olanlardan birine geçiştir.

Tarihi yönden Sukot, İsrailoğullarının çölde geçici barınaklarda yaşayarak dolaştığı kırk yılı temsil eder. Zirai olarak Sukot hasat bayramıdır. Sukot kelimesi ‘çardaklar' anlamına gelir ve ‘geçici barınaklara' gönderme yapmak için kullanılır. Yahudilere bu bayramda, çölde geçirdikleri kırk yılı hatırlamak için, çardakların altında yaşamaları buyrulmuştur. Yahudiler antik Filistin topraklarından kovulduklarından beri Kudüs'e dönüp yıkılan kutsal tapınaklarını tekrar inşa etmek hayaliyle yaşadılar.

Sukot yedi gün sürer. Birinci ve ikinci günler çalışmak yasaktır.


Işıklar Bayramı Hanuka

Yahudilerin ‘yeniden adama' bayramı Hanuka, ayrıca ışıklar bayramı olarak da bilinir ve Yahudi takviminin Kislev ayının 25inci gününde başlayıp sekiz gün sürer. Büyük dini simgesi açısından değil, Noel bayramına yakınlığı yüzünden Batıda en çok bilinen Yahudi bayramıdır. Yahudi olmayan birçok kişi bu bayramı Yahudi Noel'i olarak düşünür.

İbranicede "adama" veya "kutsama" anlamına gelen Hanuka, Yunan hükümdarı Antiokus IV'ün askerlerinin kutsiyetini kirlettiği Kudüs'teki kutsal tapınağın tekrar adanmasına işaret eder. Bir günlük yağın mucizevî bir şekilde sekiz gün yanmasının kutlar. Talmud'a göre, Yahudilerin Antiokus'un askerlerine başkaldırısının ardından tapınağı tekrar ithaf ettiklerinde ebedi ateşi yakmak için kullanılan kutsal yağdan sadece bir günlük yağ kalmıştı. Bir mucize sonucu bu yağ yenisi hazırlanana kadar sekiz gün boyunca yanmaya devam etti.

Hanuka Roş Aşana, Yom Kipur, Sukot ve Pesah kadar önemli bir dini bayram değildir. Tek dini geleneği kandil veya mum yakmaktır. Mumlar, Menora ya da Hanukiya denilen dokuz kollu özel bir şamdanda, her gece için bir mum, ayrıca bir de onlara "hizmet" eden "şamaş" (hizmetkâr) yakılır.


Purim

Purim Yahudi takvimindeki en neşeli bayramlardan biridir. Yahudilerin eski İran'da yok edilmekten kurtulmalarını kutlar.

Purim'in hikâyesi Eski Ahit'te "Ester'in Kitabı"nda anlatılır. Hikâyenin kahramanları eski İran'da yaşayan çok güzel bir genç Yahudi kızı olan Ester'le onu kızı gibi yetiştirmiş olan kuzeni Mordehay'dır. Ester İran kralı Ahaşveroş'un sarayına gelin gider. Ahaşveroş Ester'i bütün öbür kadınlarından daha çok sever ve onu kraliçe yapar. Bu süre içinde Mordehay'ın tavsiyesi ile kimliğini saklamış olan Ester'in Yahudi olduğunu bilmez.

Hikâyedeki kötü adam Kral'ın bencil ve kibirli veziri olan Aman'dır. Aman, kendisinin karşısında eğilmeyen Mordehay'dan nefret eder ve bu nedenle bütün Yahudileri cezalandırmayı planlar. Kral'a, "Hükmettiğiniz diyarlarda kendi halkınızın içinde, farklı kanunlarla yaşayan ve Kral'ın kanunlarına boyun eğmek istemeyen bir zümre var. Bu kişilere hoşgörü Kralımıza yakışmaz" deyince Kral Yahudilerin kaderini Aman'a bırakır. Aman da bütün Yahudileri öldürmeyi planlar.

Durumu öğrenen Mordehay Ester'i Yahudiler adına Kral'la konuşmaya ikna eder. Bu durum Ester'i tehlikeye atar çünkü Kral'ın karşısına çağırılmadan çıkmanın cezası çoğunlukla ölümdür. Ester kendini hazırlamak için üç gün boyunca oruç tuttuktan sonra Kral'ın karşısına çıkar. Kral onu sıcak karşılar. Ester daha sonra Kral'a veziri Aman'ın Yahudilere karşı entrikasını açıklar. Yahudiler kurtulur ve Aman Mordehay için hazırlatmış olduğu darağacına asılır.

Purim genellikle Mart ayına düşen, Yahudi takvimindeki Adar ayının 14'üncü gününde kutlanır. 13 Adar tarihi Aman'ın Yahudileri öldürmeyi planladığı, Yahudilerin hayatlarını kurtarmak için düşmanlarıyla çarpıştıkları gündür. Artık yıllarda iki Adar ayı olduğundan, Purim ikinci Adar ayında, Pesah'tan bir ay önce kutlanır.

Purim sözcüğü "kur'a" anlamına gelir ve Aman'ın katliamın gününü saptamak için seçtiği kur'ayı temsil eder.

Purim'de karnavalvari kutlamalar yapmak, temsil ve parodiler sahnelemek gelenekseldir. Purim'de diğer bayramlarda olan kısıtlamalar yoktur ancak bazı kaynaklara göre bayrama saygı olarak iş yapmamayı önerir.

 
1     2     3     4