|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
BİR ÖNERİ:
BEYİN GÖÇÜNÜ TERSİNE ÇEVİRMENİN ZAMANI GELDİ
|
|
|
Can Dündar
Milliyet
Gazetesi, 12 Şubat 2005
|
|
|
|
|
|
Bulgu araştırma
şirketi "Onyedi" dergisi için bir anket yaptı.
İstanbul'da yaşayan 14-19 yaşında gençlere
"Yurtdışında 'sürekli olarak' yaşamak ister miydiniz?"
diye sordu.
"Evet" diyenlerin oranı yüzde 38'di.
Bu sonuç size ürkütücü görünebilir; ama değil.
Elimde bir başka araştırma var: "1990'ların gençliği"
başlıklı... Tam 10 yıl önce, Şubat 1995'te, yine
İstanbul'da yapılmış. İstanbul Mülkiyeliler Vakfı
Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından...
Diğer
cevaplardan yoğun bir karamsarlık içinde olduğu
anlaşılan 1078 gence aynı soru sorulmuş: "Olanağınız
olsa başka bir ülkede yaşamak ister miydiniz?"
O zaman her 3 gençten 2'si "Evet" demiş.
Yani 10 yıl içinde dışarıya kaçma eğilimi
neredeyse 3'te 1 oranında gerilemiş.
Bu, önemli
bir veri...
Bir başka önemli veri de
yurtdışından...
Bu kez istatistik yok elimde;
gözlem var.
Son 2 yıldır çok sık seyahat
ediyorum. Gittiğim her yerde her meslekten, çok
başarılı Türkiyeli göçmenlerle karşılaşıyor, sohbet
ediyorum. Ve onlar arasında dönüş niyetinin belki hiç
olmadığı kadar arttığını fark ediyorum. Yani gitmek
isteyenler azalırken, dönmek isteyenler çoğalıyor.
Bunu bir kez yazdım da... (Milliyet, 3.10.2004)
Ardından dünyanın dört bir yanından mesaj geldi:
"Biz de dönüyoruz" diyorlardı.
Çoğu dönüş
fikrini aklına koymuştu; ancak ölçüp biçiyor,
dönenlerle haberleşiyor, uygun fırsat kolluyordu. Ne
yazık ki, dönenlerin çoğu gönül rahatlığıyla "Siz de
gelin" diyemiyordu.
Bu yazının önerisi de bu
işte...
Türkiye büyük bir dönüşüm projesine
başladı. AB perspektifi, tarihi bir değişim sürecini
ateşledi.
Bu süreçte Türkiye'nin yetişmiş
elemana ihtiyacı var: Dil bilen, dünyayı tanıyan
insanlara, bu atılım hamlesine omuz verecek nitelikli
işgücüne...
"Dönüyorlar" diye yazdıktan sonra
şunu gördüm: Mesaj gönderenler arasında Rusça, Arapça,
İspanyolca, Çince bilen gençler vardı. Beyin
cerrahları, bilgisayar mühendisleri, genetikçiler,
sosyal bilimciler, turizmciler vardı.
Çoğu
Türkiye'de ihtiyaç duyulan türde insanlardı.
Tek korkuları, gelip burada istediği işi bulamamak
veya üniversite bünyesinde ağır ders yükü altında
kaybolup gitmekti.
Tam bu aşamada, beyin göçünü
tersine çevirecek bir proje geliştirilemez mi?
Bir büro veya internette bir site kurulsa...
Dünyaya dağılmış beyinlerimize hitaben bir mektup
yazılsa: "Yerde sürünürken arkanızda bıraktığınız
ülkeniz ayağa kalkmaya çalışıyor. Gelin omuz verin"
denilse...
Herkesten özelliklerini bildirmesi
istense...
Sonra kamudan, özel sektörden
aradıkları elemanlar öğrenilse....
Bunlar
eşleştirilip birbirleriyle görüştürülse...
Beyin cerrahı arayan hastane, Amerika'daki beyin
cerrahıyla haberleşse; Rusça tercüman arayan turizmci,
Rusça bilen gençle...
Ve tabii en önemlisi,
döneceklere, yurtdışında elde ettikleri olanaklara
yakın olanaklar sağlayacak bir "Tersine beyin göçü"
politikası uygulamaya konsa...
Türkiye, dünyaya
savrulmuş beyniyle buluşsa...
Bir mucize gerçek
olabilir. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|