"Sizi
demokrasinin geliştiği bir ülkede konuk etmek
isterdim. Keşke ülkemde yaşanan hukuksuzluğu konuşmak
zorunda olmasaydık sizinle."
Ruslan
Muraçayev
Yargıç
Kabardey-Balkar Cumhuriyeti'nde Çegem'in başyargıcı.
Bugünlerde Kabardey-Balkar'ın en mahcup yargıcı.
Nalçik'ten kendisini arayıp görüşmek istediğimizde
bizi geri çevirmedi. En azından "657 Sayılı Devlet
Memurları Kanunu'na tabiyim" diyen Türkiye'nin
memurlar gibi bir hukuksal mazereti yoktu. "Geri
çevrilir miyiz" diye endişe duymuştum, endişelerim
yersiz çıktı. Çegem, Nalçik'e çok yakın.
Muraçayev bizi beklediğini söyler söylemez
yanımdakilere "Gitmemiz ne kadar zaman alır" diye
sorunca "Gecikiriz diye endişe etmenize gerek yok, en
fazla 20 dakika sonra oradasınız" denildi.
Çegem
Mahkeme Binası'nın birinci katında iki dakikalık bir
bekleyişin ardından Muraçayev'in makam odasına girdik.
Bizi
kapı aralığından görür görmez oturduğu yerden ayağı
kalkıp hemen odanın girişinde karşıladı, beyefendice.
Muraçayev bir politikacı değil. Maskesiz bir yüzün
sahibi. Yenilmiş bir insanın değil, bir şeylerin
ezikliğini hisseden yüz ifadesi ve alçak bir ses
tonuyla kahır dolu sözlerle başladı konuşmaya.
Daha
mahkeme binasına girerken birilerinin gözlerinin
üzerimizde olduğu hissine kapıldım. Bizi
gözetleyenlerin kimler olduğunu bilemem ama eminim ki
Muraçayev de 13 Ocak'ta yapılan devlet başkanlığı
seçimlerinde Valeri Kokov'un diğer rakipleri gibi
bütün adımlarıyla kontrol altındaydı.
Muraçayev'e sandıktan yüzde 1 bile çıkmadı. Kahrettiği
bu değildi. Yenildiği için üzgün, hiç değildi. Bir
hukukçunun kahrıydı yüreğindeki. İlk kez karşılaştığım
bir insanın konuşmalarından çıkardığım sonuçtu bu.
Umarım yanılmıyorumdur.
"Afrika ülkesinin gerisine düştük"
Bir
başyargıcın zamanını almayı, bekleyen çok sayıda
insanın olduğunu düşünerek hemen sorulara geçtim:
Seçim
sonuçları sizin için çok sürpriz olmalı?
"Biz
zaten yönetimin yasalar çerçevesinde çalışmadığını,
çalışmayacağını biliyorduk. Ama bir Afrika ülkesinin
gerisine düşeceğimizi, silahların gölgesinde bir seçim
geçireceğimizi beklemiyorduk."
Ruslan
Muraçayev, ayağa kalktı ve yan tarafta kitaplığın
altındaki dolabı açarak bir deste kağıdı önüme yığdı.
Tamı
tamamına 240 oy pusulası. Hepsi mühürlü ve Kokov
işaretli. Bir yargıcın odasında bu kadar oy pusulasını
görmek şaşırtıcı elbette. "Bir seçimi iptal ettirmek
için bunlar delil olarak yeter" diye düşündüm kendi
kendime. Gerçekten yeter miydi?
Sordum:
Bunlarla seçimin iptalini sağlayabilir misiniz?
"Çok
büyük yasa dışı işler yapıldı. Polisten en tepedeki
adama kadar herkes bu işin içinde."
O
halde seçimin iptali için ümidiniz yok...
"Her
zaman ümitvar oldum. İmkanımız olan herşeyi yapacağız.
Yasaların işlediği bir yer olsaydı burası şimdi bu
insanlar çoktan cezalarını bulmuşlardı."
Tehdit
ya da ahlaksız teklifle karşı karşıya kaldınız mı?
"Hepsi
yapıldı. Yüksek makamlar teklif edildi. Şantaj da
yapıldı."
Size
ne vadettiler?
"Ben
'kendini makam için sattı' dedirtmem. Bu nedenle
teklifleri reddettim."
Hep hukuksuzluktan söz ediyorsunuz. Seçimlerde hukukçu
adayların çokluğu dikkatimi çekti. Bu bir rastlantı
mı, yoksa hukuksuzluğa hukukçu duyarlılığı mı?
"Böyle
olmasının nedeni şu: Bizler hukuksuzlukların daha
fazla farkındayız. Çok derin yasadışılık var, o
nedenle de bizler öne çıkıyoruz."
Bu
sonuçların Moskova'nın istekleriyle örtüştüğünü
söyleyebilir miyiz?
"Moskova'nın ne beklediğini bilmiyorum. Ama olup biten
bütün yolsuzlukları Moskova'ya bildirdik. Bugüne kadar
hiçbir şey yapılmadı."
Seçim
bitti, kaybettiniz. Peki bu saatten sonra şahsınıza ve
makamınıza yönelik bir operasyon bekliyor musunuz?
"Benim
makamıma karşı bir takım provokasyon hazırlıklarının
yapıldığının farkındayım."
Bu
tecrübeden sonra yeniden aday olmak ister misiniz?
"Eğer
normal bir ülkede olduğu gibi seçim yapılırsa yeniden
katılırım ama sonuçları sipariş edilmiş ve halkın
tercihlerinin hiçe sayılacağı bir seçime katılmak da
anlamsız."
Mücadeleden vaz mı geçiyorsunuz?
"Çok
yüksek makamlardaki insanlar, bölge yöneticileri
yanlarına polisleri alıp sandık başına gittiler, bizim
gözlemcilerimizi çekip, sandıkları çevirip size
göstermiş olduğum pusulaları attılar."
İktidara bir ömür biçmek gerekirse ne dersiniz?
"Eğer
böyle giderse, yasalar işlememeye devam ederse sonsuza
kadar yaşar. Şu anda halk aşağılanmış durumda. Böylesi
hiç olmamıştı."
Halkı
tatmin eden bir tarafı yok mu Kokov'un? Örneğin barışı
sağladığı yönünde sözler var...
"Barışı bozanlar Kokov'un yanındaki insanlar."
'Oy
pusulalarından birini alabilir miyim?'diye soruyorum
"al" diyor, "bunlardan her yerde var zaten".
Muraçayev'in adı birkaç yerde Kabardey-Balkar Yüksek
Mahkemesi Başkanı'nın görevden alınması konusunda
geçti. Rusya Federasyonu Yüksek Mahkemesi'nin verdiği
bir kararı yerine getirmediği için hukukçular
tarafından Moskova'ya bir dilekçe ile şikayet edilmiş.
Şikayetçilerden biri de Muraçayev. Konu Valeri
Kokov'un seçimle işbaşına gelmesi gereken yerel
yöneticileri kendi kendilerini atamasıyla ilgili.
Moskova'daki Yüksek Mahkeme, Kokov'un uygulamasını
hukuka aykırı bulmuş. Kabardey-Balkar Yüksek Mahkemesi
ise sözkonusu kararın uygulamasında kayıtsız kalmış.
Bu nedenle mahkeme başkanı 15 Ocak'ta yani seçimlerden
iki gün sonra görevden alınmış.
Muraçayev, Rusya'daki yasaların
Kabardey-Balkar'dakilerden daha demokratik olduğuna
inanıyor. Biz teşekkür edip izin isterken Muraçayev,
birşeyler daha eklemek için yine alçak tonla
konuşmasını sürdürdü.
Sohbete bir iki soru daha ekleme fırsatı buldum
böylece:
İktidar, muhalefetin güçlü aday çıkaramadığını
söylüyor. Buna ne diyorsunuz?
"Kokov
provokasyonlarla kazandı. Halkımız onun dışında
herhangi bir adaya oy atmaya hazırdı."
Seçimler normal seyrinde gitseydi Kokov yüzde kaç oy
alırdı?
"Yüzde
5 ya da 6. Benim yaşadığım köyde ona 4 oy çıktı."
Muraçayev konuşmakta ısrarlı:
"Adige
Ülkesi gazetesinin seçimlerden önceki iki sayısının
dağıtılmasını engellediler. Muhalefetin sesi halka
ulaşamadı."
"Muhalifler buradan kaçmanın yollarını arıyor. Polis
herkesi izlemeye aldı, tehditler devam ediyor. Birkaç
kişiyi gözaltına aldılar."
Kendisinden seçim öncesi propaganda döneminde
dağıtılmış herhangi bir ilan ya da duyuru metni
istiyorum. En azından söylemlerini ve halka ne
vadettiklerini merak ediyorum:
"Sana
programımı vermeyi arzu ederdim. Ama onu bile basmama
izin vermediler. Televizyon ve basını yalnız Kokov
kullandı."
Son
soru:
Seçim
demokratik olsaydı başkanlık kimin hakkıydı?
"Batırov'un kazanması gerekiyordu. Ben seçime son
anlarda katıldım. Halka diz çökmemek gerektiğini
göstermek için. İspanya'da Komünist Parti Lideri derdi
ki, 'Diz çökerek ölmektense ayakta ölmek daha iyidir.'
Ben onların bana teklif ettiklerini kabul etseydim,
onlar gibi yaşayabilir, çalıp çırpardım. Ama onurumla
yaşamayı tercih ettim."
Muraçayev, Çerkes adeti uygulayarak bizi binanın
çıkışına kadar uğurladı. Ve ayrılışta selamımıza
karşılık, uzaktan kolunu dirseğinden kırıp, elini
yumruk haline getirerek selam verdi. Yumruğunun iç
tarafı bize dönüktü. Aracımıza binip ayrılırken de
aynı şekilde selam verdi. Bunun anlamı neydi,
bilemiyorum? Ama işin bir ucunda cesaretin olduğu
kesin.
Muraçayev'in tek dileği vardı: Konuklarını,
övünebileceği bir sistemin sahibi ülkede
ağırlayabilmek.
|