BİR YARGICIN MAHCUBİYETİ

 

Fehim Taştekin

Ajans Kafkas Genel Koordinatörü, Gazeteci, Nisan 2005

 
   
 

"Sizi demokrasinin geliştiği bir ülkede konuk etmek isterdim. Keşke ülkemde yaşanan hukuksuzluğu konuşmak zorunda olmasaydık sizinle."

Ruslan Muraçayev

Yargıç

 

Kabardey-Balkar Cumhuriyeti'nde Çegem'in başyargıcı. Bugünlerde Kabardey-Balkar'ın en mahcup yargıcı.

 

Nalçik'ten kendisini arayıp görüşmek istediğimizde bizi geri çevirmedi. En azından "657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabiyim" diyen Türkiye'nin memurlar gibi bir hukuksal mazereti yoktu. "Geri çevrilir miyiz" diye endişe duymuştum, endişelerim yersiz çıktı. Çegem, Nalçik'e çok yakın.

 

Muraçayev bizi beklediğini söyler söylemez yanımdakilere "Gitmemiz ne kadar zaman alır" diye sorunca "Gecikiriz diye endişe etmenize gerek yok, en fazla 20 dakika sonra oradasınız" denildi.

 

Çegem Mahkeme Binası'nın birinci katında iki dakikalık bir bekleyişin ardından Muraçayev'in makam odasına girdik.

 

Bizi kapı aralığından görür görmez oturduğu yerden ayağı kalkıp hemen odanın girişinde karşıladı, beyefendice.

 

Muraçayev bir politikacı değil. Maskesiz bir yüzün sahibi. Yenilmiş bir insanın değil, bir şeylerin ezikliğini hisseden yüz ifadesi ve alçak bir ses tonuyla kahır dolu sözlerle başladı konuşmaya.

 

Daha mahkeme binasına girerken birilerinin gözlerinin üzerimizde olduğu hissine kapıldım. Bizi gözetleyenlerin kimler olduğunu bilemem ama eminim ki Muraçayev de 13 Ocak'ta yapılan devlet başkanlığı seçimlerinde Valeri Kokov'un diğer rakipleri gibi bütün adımlarıyla kontrol altındaydı.

 

Muraçayev'e sandıktan yüzde 1 bile çıkmadı. Kahrettiği bu değildi. Yenildiği için üzgün, hiç değildi. Bir hukukçunun kahrıydı yüreğindeki. İlk kez karşılaştığım bir insanın konuşmalarından çıkardığım sonuçtu bu. Umarım yanılmıyorumdur.

 

"Afrika ülkesinin gerisine düştük"
 

Bir başyargıcın zamanını almayı, bekleyen çok sayıda insanın olduğunu düşünerek hemen sorulara geçtim:
 

Seçim sonuçları sizin için çok sürpriz olmalı?
 

"Biz zaten yönetimin yasalar çerçevesinde çalışmadığını, çalışmayacağını biliyorduk. Ama bir Afrika ülkesinin gerisine düşeceğimizi, silahların gölgesinde bir seçim geçireceğimizi beklemiyorduk."

 

Ruslan Muraçayev, ayağa kalktı ve yan tarafta kitaplığın altındaki dolabı açarak bir deste kağıdı önüme yığdı.
 

Tamı tamamına 240 oy pusulası. Hepsi mühürlü ve Kokov işaretli. Bir yargıcın odasında bu kadar oy pusulasını görmek şaşırtıcı elbette. "Bir seçimi iptal ettirmek için bunlar delil olarak yeter" diye düşündüm kendi kendime. Gerçekten yeter miydi?
 

Sordum:

Bunlarla seçimin iptalini sağlayabilir misiniz?
 

"Çok büyük yasa dışı işler yapıldı. Polisten en tepedeki adama kadar herkes bu işin içinde."
 

O halde seçimin iptali için ümidiniz yok...
 

"Her zaman ümitvar oldum. İmkanımız olan herşeyi yapacağız. Yasaların işlediği bir yer olsaydı burası şimdi bu insanlar çoktan cezalarını bulmuşlardı."
 

Tehdit ya da ahlaksız teklifle karşı karşıya kaldınız mı?

"Hepsi yapıldı. Yüksek makamlar teklif edildi. Şantaj da yapıldı."
 

Size ne vadettiler?
 

"Ben 'kendini makam için sattı' dedirtmem. Bu nedenle teklifleri reddettim."


Hep hukuksuzluktan söz ediyorsunuz. Seçimlerde hukukçu adayların çokluğu dikkatimi çekti. Bu bir rastlantı mı, yoksa hukuksuzluğa hukukçu duyarlılığı mı?
 

"Böyle olmasının nedeni şu: Bizler hukuksuzlukların daha fazla farkındayız. Çok derin yasadışılık var, o nedenle de bizler öne çıkıyoruz."

Bu sonuçların Moskova'nın istekleriyle örtüştüğünü söyleyebilir miyiz?

"Moskova'nın ne beklediğini bilmiyorum. Ama olup biten bütün yolsuzlukları Moskova'ya bildirdik. Bugüne kadar hiçbir şey yapılmadı."
 

Seçim bitti, kaybettiniz. Peki bu saatten sonra şahsınıza ve makamınıza yönelik bir operasyon bekliyor musunuz?
 

"Benim makamıma karşı bir takım provokasyon hazırlıklarının yapıldığının farkındayım."
 

Bu tecrübeden sonra yeniden aday olmak ister misiniz?
 

"Eğer normal bir ülkede olduğu gibi seçim yapılırsa yeniden katılırım ama sonuçları sipariş edilmiş ve halkın tercihlerinin hiçe sayılacağı bir seçime katılmak da anlamsız."
 

Mücadeleden vaz mı geçiyorsunuz?
 

"Çok yüksek makamlardaki insanlar, bölge yöneticileri yanlarına polisleri alıp sandık başına gittiler, bizim gözlemcilerimizi çekip, sandıkları çevirip size göstermiş olduğum pusulaları attılar."
 

İktidara bir ömür biçmek gerekirse ne dersiniz?
 

"Eğer böyle giderse, yasalar işlememeye devam ederse sonsuza kadar yaşar. Şu anda halk aşağılanmış durumda. Böylesi hiç olmamıştı."
 

Halkı tatmin eden bir tarafı yok mu Kokov'un? Örneğin barışı sağladığı yönünde sözler var...
 

"Barışı bozanlar Kokov'un yanındaki insanlar."

 

'Oy pusulalarından birini alabilir miyim?'diye soruyorum "al" diyor, "bunlardan her yerde var zaten".
 

Muraçayev'in adı birkaç yerde Kabardey-Balkar Yüksek Mahkemesi Başkanı'nın görevden alınması konusunda geçti. Rusya Federasyonu Yüksek Mahkemesi'nin verdiği bir kararı yerine getirmediği için hukukçular tarafından Moskova'ya bir dilekçe ile şikayet edilmiş. Şikayetçilerden biri de Muraçayev. Konu Valeri Kokov'un seçimle işbaşına gelmesi gereken yerel yöneticileri kendi kendilerini atamasıyla ilgili. Moskova'daki Yüksek Mahkeme, Kokov'un uygulamasını hukuka aykırı bulmuş. Kabardey-Balkar Yüksek Mahkemesi ise sözkonusu kararın uygulamasında kayıtsız kalmış. Bu nedenle mahkeme başkanı 15 Ocak'ta yani seçimlerden iki gün sonra görevden alınmış.

 

Muraçayev, Rusya'daki yasaların Kabardey-Balkar'dakilerden daha demokratik olduğuna inanıyor. Biz teşekkür edip izin isterken Muraçayev, birşeyler daha eklemek için yine alçak tonla konuşmasını sürdürdü.

 

Sohbete bir iki soru daha ekleme fırsatı buldum böylece:

İktidar, muhalefetin güçlü aday çıkaramadığını söylüyor. Buna ne diyorsunuz?
 

"Kokov provokasyonlarla kazandı. Halkımız onun dışında herhangi bir adaya oy atmaya hazırdı."
 

Seçimler normal seyrinde gitseydi Kokov yüzde kaç oy alırdı?
 

"Yüzde 5 ya da 6. Benim yaşadığım köyde ona 4 oy çıktı."

 

Muraçayev konuşmakta ısrarlı:

"Adige Ülkesi gazetesinin seçimlerden önceki iki sayısının dağıtılmasını engellediler. Muhalefetin sesi halka ulaşamadı."

"Muhalifler buradan kaçmanın yollarını arıyor. Polis herkesi izlemeye aldı, tehditler devam ediyor. Birkaç kişiyi gözaltına aldılar."

Kendisinden seçim öncesi propaganda döneminde dağıtılmış herhangi bir ilan ya da duyuru metni istiyorum. En azından söylemlerini ve halka ne vadettiklerini merak ediyorum:
 

"Sana programımı vermeyi arzu ederdim. Ama onu bile basmama izin vermediler. Televizyon ve basını yalnız Kokov kullandı."

 

Son soru:

Seçim demokratik olsaydı başkanlık kimin hakkıydı?
 

"Batırov'un kazanması gerekiyordu. Ben seçime son anlarda katıldım. Halka diz çökmemek gerektiğini göstermek için. İspanya'da Komünist Parti Lideri derdi ki, 'Diz çökerek ölmektense ayakta ölmek daha iyidir.' Ben onların bana teklif ettiklerini kabul etseydim, onlar gibi yaşayabilir, çalıp çırpardım. Ama onurumla yaşamayı tercih ettim."

 

Muraçayev, Çerkes adeti uygulayarak bizi binanın çıkışına kadar uğurladı. Ve ayrılışta selamımıza karşılık, uzaktan kolunu dirseğinden kırıp, elini yumruk haline getirerek selam verdi. Yumruğunun iç tarafı bize dönüktü. Aracımıza binip ayrılırken de aynı şekilde selam verdi. Bunun anlamı neydi, bilemiyorum? Ama işin bir ucunda cesaretin olduğu kesin.

Muraçayev'in tek dileği vardı: Konuklarını, övünebileceği bir sistemin sahibi ülkede ağırlayabilmek.