s  
   

ÇAĞRI

 

Süleyman Yançatoral

Kafdağı, 25 Mart 1989

 
   
 
  • Bu arada sözü: Bencillik, nemelazımcılık çukurunda gün getikçe duyarsızlaşan Kuzey Kafkasyalı aydınlara getirmek istiyorum. "Ne oldu size beyler? Neler yaptılar size beyler? Şimdi nerelerdesiniz beyler?" diye soruyor, her şeye karşın onlara MERHABA diyorum.

Doğada, toplumda, insanda değişim kaçınıImaz bir olgudur. Değişme olmadan gelişme, gelişme olmadan değişme olamaz. Doğada, toplumda insanda değişim, "Tez-Anti Tez Sentez" şeklindeki diyalektik tarzda kendini gösterir. Değişme olmadan yaşamın kendisi de olmaz. Yaşama enerji ve güç sağlayan, değişmenin kendisidir. Insan oğlu var olduğundan bu yana sürekli bir değişim ve gelişim içerisindedir. İnsanoğlu taş devrinden uzay çağına geldi ve uzaya egemen olma yolunda önemli mesafeler katetti. Teknolojik gelişmeler yaşamı alabildiğine koIaylaştırırken, doğa ve toplum dengelerini de alt üst etti. Doğayı, toplumları, insanları açıkIamaya çalışan bir çok düşünsel akımlarda kendi kalıplarını kırıp, dünyayı, insanı, doğayı yeniden kucaklamaya ve yorumlamaya başladılar. Gelişen ve değişen dünya iletişim ağı, dünyayı daha da küçülttü. Bu sayede siyasal sistemler arasındaki çeIişkiler azalarak, evrensel barış, eşit paylaşma, özgürlük, insan haklarına saygı ilkelerinden hareketle yeni bir dünyanın kurulması doğrultusunda önemli adımlar atıldı. İnsanın temel alındığı, her şeyin insanın mutluluğu için olduğu bir dünyanin yaratılması doğrultusunda uluslararası ilişkilerde yoğunlaşan çalışmalara karşın, bazı toplumların bilinçli şekilde duyarsızlaştırıldıkları görüldü. Değişme ve gelişmeyi engelleyebileceklerini sanan bir takım madrabazlar, ellerine geçirdikleri olanakları, insanların refahını sağlamaya yönelik çabalara harcamak yerine, kendi bireysel çıkarlarında kullandılar. Yine bu madrabazlar, en mükemmel canlı varlık olan insanoğIunu bencillik, nemelazımcılık çukurunda boğmaya çalıştılar.

 

Bu arada sözü: Bencillik, nemelazımcılık çukurunda gün getikçe duyarsızlaşan Kuzey Kafkasyalı aydınlara getirmek istiyorum. "Ne oldu size beyler? Neler yaptılar size beyler? Şimdi nerelerdesiniz beyler?" diye soruyor, herşeye karşın onlara MERHABA diyorum. Her şey gibi sizde değiştiniz. Evlendiniz. çocuklarınız, eviniz, arabanız ve belki de torunlarınız bile oldu. Uzun yıllar bırakın kitap okumayı, gazete okumaktan bile çekindiniz. Saçlarınıza kır düştü. çocuklarınız boylarınıza gedi. Geçim derdi. Arabanın, evin, eşyanın, taksidi derken zaman su gibi akıp gitti. Şimdi sıcak evlerinizde varsa bir kaç dostunuzla pişpirink oynayıp balık tutarak zamanınızı geçiriyorsunuz. Belki eski günleriniz gözlerinizin önüne geliyor, 0 zamanlar yaptıklarınıza seviniyor, gururlanıyorsunuzdur. Belki de keşke o günler böyle şeyler yazıp; konuşmazsaydım diyorsunuzdur. Belki de.... Belkileriniz çoğalıp gidiyor. Benimkisi birer tahminden ibaret... Belki de ne geçmişi, ne bugünü, ne de geleceği düşünmüyorsunuzdur. Yok Yok . Hiç birşeyi düşünmediginizi sanmiyorum. Bu kadar duyarsızlaştıgınızı düşünmek bile istemiyorum.

 

Hayır…Hayır... Bu günkü siz, geçmişteki siz değilsiniz. Siz değişmişsinizdir. Elbette değişti be adam. Bir de değişimden söz ediyorsunuz. Değişti insanlar beyefendi. Değişti… Ya da değiştirildi. Hani değişme olmadan gelişme olmaz diyordun ya, daha ne istiyorsun. Değiştiklerine göre geliştiler demektir. Galiba haklısın. Hem değiştiler, hem de enine boyuna geliştiler, palazlandılar. AMA DUYARSIZLAŞTILAR. Değişerek gelişen, duyarlılıklarını sürdüren yok mu? Var. Onlara bir sözüm yok zaten. Eskiden yok oluşa itilen toplum üzerine nutuklar atıp, yazılar yazan insanlar nerede? Gerçekten neredesiniz beyler? Bir çok dergide çeviriler özgün yazılarla K.Kafkasya kültürüne katkıda bulunanlar neredesiniz?

 

Beyler. 0, içine düştüğünüz bencillik ve neme lazımcılık çukurundan başınızı şöyle bir uzatıp, etrafınıza bakınız. Neler oluyor ülkede ve dünyada. Sizin gibi, her şeyin değiştiği ülkede, dünyada, "Hiç olmazsa ne olduğunu öğrenin. Hiç olmazsa geçmişte söylediğiniz konularda, her şeye karşın, duyarlı insanların var olduğunu" görün. Görün ve şapkanızı önünüze koyup düşünün. HEPSİ BU KADAR MIYDI? Bu soruyu kendinize, eşinize, dostunuza sorun. Evet gerçekten HEPSİ BU KADAR MIYDI? Eğer bu kadarsa güle güle, yolunuz açık olsun. İnsanlık ve Kuzey Kafkasya tarihi sizi elbette değerlendirecek. "Yok... Hepsi bu kadar değil" diyorsanız. Buyrun. Gelin. Kültürün, dilin geliştirilip, yaşatılması doğrultusundaki çalışmalara sizde katılın.