Tarihçi-yazar Cemal Kutay’dan:
“Dünyanın her yerindeki Çerkeslerin bir
ulus bilinci içinde birleşip varlıklarını,
kültürlerini ve Kafkasya’daki vatanlarını koruyup
yaşatmaları, tarihsel görevleridir.”
Basın Açıklaması
Halen
Kafkasya’da yaşayan Çerkesler 1864’ten beri, yani 137
yıldır Karadeniz’e böyle seslenir. 21 Mayıs’ta biten
savaşın sürgün ettiği, sürgün yollarında yitip giden
kardeşlerini, sevdiklerini geri isterler. Bizleri geri
isterler. Bunun için Karadeniz’e ilenir ve çiçek
verirler.
Daha
dün gibi anımsarız; rüzgar kanatlı atlarımızla
Kafkasya’nın bir yamacından diğerine coşan
özgürlüğümüzü. Ağustos yıldızları kadar sonsuz
düşlerimizi. Ve şarkılarımızı...
Daha
dün gibi anımsarız; savaşı, kıyımı ve acıyı.
Tuapse’den, Soçi’den, Suhum’dan itile kakıla lanetli
gemilere bindirilişimizi. Ölüm gemilerinde,
Karadeniz’in hırçın ve bilinmez sularında yol
alışımızı. Yenik, yorgun ve umutsuz geriye bakışımızı.
Hastalıktan, açlık ve susuzluktan kucaklarımızda ölen
çocuklarımızı. Karadeniz’in karanlığına gömdüğümüz
binlerce sevdiğimizi. Analarımızı, babalarımızı ve
kardeşlerimizi...
Daha
dün gibi anımsarız; Osmanlı topraklarına varışımızı.
Bataklık kıyılarına çıkışımızı. Sıtmadan, tifodan,
açlıktan bir kez daha kırılışımızı. Sağ kalanlarımızın
Anadolu’ya, Rumeli’ye, Ortadoğu’ya dağıtılışımızı...
Bu
deniz, bu toprak, bu gökyüzü sürgünümüze tanıktır. Bu
deniz ve toprak kanımız ve kemiklerimizle gebedir. Ve
bu deniz, bu toprak, bu gökyüzü daha dün gibi anımsar,
bütün bunları.
Bugün,
on yıllar süren bir savaşın sürgündeki çocukları
olarak burada buluştuk. Bugün diğer sürgündeki
parçalarımız Türkiye’nin başka yerlerinde, Suriye’de,
Mısır’da, Ürdün’de, İsrail ve Filistin’de, Rusya’da,
Avrupa, Kanada’da ve Amerika’da buluşuyor. Bugün
anavatandaki parçalarımız Kafkasya’nın pek çok
kentinde ve köyünde buluşuyor. Yüreğimizde aynı yas,
dudaklarımızda aynı söz ve gözlerimizde aynı gözyaşı.
Çünkü biz halkız...
Dün
yaşadığımız savaş, kıyım ve sürgün dünde kalsaydı,
belki kötü bir rüyaydı, deyip unutmaya
çabalayabilirdik ama savaş ve kıyım bugün de devam
ediyor. Hala yurtlarımızdan sürülüyoruz. Abhazya
elimizden alınmak isteniyor. Çeçenya’da soykırım devam
ediyor.
Bugüne
kadar başkaları için yaşadık, savaştık ve öldük.
Bugüne kadar başkalarının dinleri ideolojileri, hedef
ve çıkarları için kahramanlıklar yaptık. Bugüne kadar
başkalarının şarkılarını söyledik, oyunlarını oynadık.
Bugüne kadar başkalarının düşlerini gördük. Artık
kendi kendimize soruyoruz: Böyle mi devam edecek?
Tarihten silinişimize kayıtsız mı duracağız? Wubıhlar
gibi tüm kollarımızın tükenişine sessiz mi kalacağız?
Karadeniz bizler için sürgün ve ölüm deniziydi.
Karadeniz’le barışmak istiyoruz. Tarihimizle,
coğrafyamızla barışmak istiyoruz. Kendimizle,
kültürümüzle barışmak ve varolmak istiyoruz. Kendi
şarkılarımızı ve kendi düşlerimizi istiyoruz.
|