19 Temmuz 2010

CircassianCenter / Haber Merkezi

 
 
Trans-Kafkas otoyolunda kaza: 11 ölü

Kuzey Osetya Cumhuriyeti'nde Tshinvali Vladikafkas seferini yapan bir yolcu otobüsü Güney Osetya topraklarındaki Roki tüneli yakınlarında dağlık alanda uçuruma yuvarlandı.

Moskova saati ile 16:05 sıralarında meydana gelen kazada 11 kişinin yaşamını yitirdiği ve 14 kişinin de yaralı olarak hastanelere kaldırıldığı bildiriliyor.

Kuzey Osetya bölgesinden de yardım ekiplerinin olay yerine geldiği ve gerekli müdahalelerin yapıldığı bildirilen kazada, yaralıların Java ve Tshinvali hastanelerinde tedavi altına alındığı, Güney Osetya Cumhuriyet Hastanesi'nde bulunan ve durumu daha ağır olan 6 yaralının ise, gerek görülürse Kuzey Osetya’ya nakledilebileceği bildiriliyor.
 
 
Yaz dönemi çocuk gelişim merkezi

Adigey'in Krasnovardeysk bölgesinde ailelere ve çocuklara destek amaçlı yaz dönemi gelişim merkezi açıldı.

İlk etapta ilçedeki ailelerden başvuruların kabul edildiği ve 35 çocuğun kabul edildiği merkeze ikinci dönemde ise cumhuriyetin diğer bölgelerinden gelen başvurular kabul edilecek.

Çocukların 7-9 ve 11-14 yaş grubu olarak iki gruba ayrıldığı merkezin müdürü Larisa Adamenko yaptığı açıklamada “bizim merkezimiz daha çok sanatoryum tipi bir yapıda olsa da; masaj terapisti, konuşma terapisti, psikolog, tıbbi jimnastik eğitmeni gözetiminde programlar uygulanacaktır fakat çocuklara hiçbir şekilde ilaçlı bir tedavi yöntemi uygulanmamaktadır” dedi.

Adamenko programın 5 ana başlıkta yürütüleceğini belirtti. Bunlar; yemek, spor, açık havada oyun, çocukların pozitif duygularının ve becerilerinin geliştirilmesi biçiminde olacak.

Çömlekçilik, kuaförlük,sanat atölyeleri, spor – oyun odaları ve kukla tiyatrosu gibi çeşitli faaliyetlerle çocukların becerilerinin geliştirilmesi sağlanacak.
 
 
Din adamı öldürüldü

17 Temmuz gecesi Abhazya Müslümanları Gagra Bölgesi Başkanı ve Cumhuriyet Devlet Başkanı Danışma Komitesi Üyesi Emick Çakmakoğlu'nun öldürüldüğü bildirildi.

Savcılık tarafından yapılan açıklamada, 1961 doğumlu olan Emick Çakmakoğlu'nun gece saat 02:00 sıralarında Gagra şehri Nartan caddesi üzerindeki evinin avlusunda, bilinmeyen bir kişinin tabanca ateşi sonucu öldürüldüğü açıklandı.

Çakmakoğlu’nun evine yakın bir yerde olan mağazasından döndüğü ve aracını park ettiği sırada kendisine ateş edildiği bildiriliyor.

Güvenlik birimlerinin olay yerinde incelemeler yaptıkları, olay yerinden toplanan kovanların ve mermilerin balistik incelemeye gönderildiği, cinayet ile ilgili olarak geniş çaplı soruşturma başlatılacağı açıklandı.
 
 
Polis aracına saldırı

KBC Tırnauz şehrinde gece devriye görevi yapan polis aracı kimliği bilinmeyen kişilerce otomatik silahlarla tarandı.

Saldırının şehirde devriye görevi yapan polis aracının bir köprü üzerinden geçişi sırasında gerçekleştirildiği ve araçta bulunan birisi teğmen üç polis memurunun yaralandığı bildirildi.
 

Natalya Estemirov

Medvedev, Estemirova'nın katilinin belirlendiğini bildirdi

Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev, bir yıl önce öldürülen Rus insan hakları militanı Natalya Estemirova'nın katilinin kimliğinin belirlendiğini bildirdi.

Medvedev Ekaterinbourg'da Almanya Başbakanı Angela Merkel ile düzenlenen basın toplantısında, katilin maskesinin düştüğünü ve kimliğinin belirlendiğini söylerken, zanlının kimliğini belirtmedi.

Katilin kırmızı bültenle arandığını ifade eden Medvedev, "Soruşturma sadece katilin bulunması için değil, bu korkunç suça ortaklık edenlerin de yakalanması için yürütülüyor" dedi.

Almanya Başbakanı Merkel, Medvedev'in açıklamasından önce gün içinde erken saatlerde, Estemirova vakasının önemine işaret etmişti.

Çeçenistan'daki cinayet, kaçırma ve diğer insan hakları ihlallerini araştıran Natalya Estemirova'nın cesedi geçen yıl 15 Temmuz'da, Çeçenistan'ın başkentinde kaçırıldıktan saatler sonra komşu İnguşetya'da yol kenarında bulunmuştu.

Estemirova'nın çalıştığı Memorial adlı örgütün başkanı Oleg Orlov, 4 kişinin Estemirova'yı Grozni'de zorla bir otomobile bindirdiğinin görüldüğünü söylemişti.

Estemirova, Çeçenistan'da 1999'daki ikinci savaştan beri bölgedeki insan hakları ihlalleriyle ilgi bilgi topluyordu. (AA)
 
 

Medvedev-Merkel

Rus ekonomisine Alman teknolojisi

Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, iktidarının en önemli ve en hırslı projesi olarak ortaya koyduğu modernleşme hedefine ulaşabilmek amacıyla Almanya’nın ekonomik ve teknolojik desteğini almaya çalıştı.

İki ülke arasında düzenli temas kurulması amacıyla oluşturulan “St.Petersburg Diyaloğu” toplantıları çerçevesinde iki uçak dolusu bakan, bürokrat ve işadamıyla Urallar bölgesindeki Yekaterinburg kentine gelen Alman Başbakanı Angela Merkel iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri “başarı öyküsü”diye tanımladı. Medvedev’in modernleşme hedefine destek veren Alman Başbakan, yüksek teknoloji alanında Rusya ile işbirliği artırmaya hazır olduklarını belirtti.

Merkel’le önce kahvaltıda buluşan, ardından toplantılara katılan Medvedev, Alman şirketlerinin yabancılara da açılan dev işletmelere yatırımda bulunmasını beklediklerini söyledi.

Ortak projeler

İki ülke arasında imzalanan çok sayıda anlaşma arasında en önemlisi Alman Siemens’in Rusya Demiryolları’na toplam 2,2 milyar euro değerinde 240 vagon satmasıyla ilgili anlaşma oldu. Ayrıca Siemens’in Rusya’nın “silikon vadisi” olarak anılan “Skolkovo Projesi”ne katılmasıyla ilgili bir belge imzalandı.

Anlaşma uyarınca, Alman şirketi Moskova yakınlarındaki “Skolkovo”da bir araştırma merkezi kuracak. Siemens’i diğer Alman şirketlerinin izlemesini beklediklerini söyleyen Rus lideri, ”Modernleşme alanında Almanya bizim stratejik ortağımız” dedi.

Vize ve insan hakları sorunu

Ekonomik işbirliğinin ağırlıkta olduğu Rus-Alman zirvesinde taraflar bazı konularda görüş ayrılıklarını gidermeyi başaramadı. Merkel, Rusya ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki vizenin kaldırılması için ısrar eden Medvedev’e, "bunun zaman alacağını” söyledi.

Rusya’nın demokrasi sicili nedeniyle sık sık Batılı ülkelerin eleştirilerine hedef olan Medvedev, Çeçenistan’da bir yıl önce öldürülen ünlü insan hakları savunucusu kadın Natalya Estemirova’nın katilinin belirlendiğini ve hakkında uluslararası tutuklama kararının çıkarıldığını Merkel’le ortak basın toplantısında açıkladı. Görüşmelerde enerji ve İran’ın nükleer dosyası gibi konuların yanı sıra iki ülkenin tarih kitaplarının ortak yazılması olasılığı konuşuldu.

Paul'un arkadaşlarını yediler

Ortak basın toplantısında siyaset dışı konular da gündeme geldi. Dünya Kupası’nda Rus heyetinin çoğunluğunun Almanya’yı tuttuğunu söyleyen Medvedev, ”Çarşamba akşamı Merkel’le yemekte Paul’ün arkadaşını yedik!” sözleriyle kahin ahtopota atıfta bulundu. Rus, Alman ve Amerikan liderleri arasındaki ilişkiler konuşulurken Merkel, ”Aramızda en çok hamburger seven benim” dedi. (Deutsche Welle Türkçe)
 
 
Türklerin göç haritası değişti: 19 bin 500 Türk BDT'ye gitti

OECD göç raporu açıklandı. 1980′lerde özellikle hapishane korkusu, kötü muameleye tabi tutulma ve insan haklarından yeterince yararlanamama gibi nedenlerle umutlarını Avrupa’ya bağlayan Türk sığınmacılar, yeni rotalarını belirledi.

OECD’nin son göç raporuna göre Japonya’ya en fazla sığınmacı başvurusunun geldiği ülkeler, Myanmar, Türkiye ve Sri Lanka olarak sıralandı. Göçmen rotası üzerinde bulunan, başta dış Türkler ve Ermeniler olmak üzere birçok değişik uyruklu kişinin kaçak göçmen olarak çalıştığı, insan kaçakçılığı vakalarının sık görüldüğü Türkiye’de göç ile ilgili sağlam veri bulunmadığı belirtildi.

BAVUL TİCARETİNDEN 6.2 MİLYAR DOLAR

Türkiye’nin bavul ticaretinden 6.2 milyar dolar döviz geliri sağladığı kaydedilirken, ülke sınırları içinde 13 bin sığınmacı bulunduğu bildirildi. Rapora göre, 2008’de 7 bin dolayında Türk Avrupa’ya sığınma başvurusunda bulundu, oturma iznine sahip göçmen sayısı ise 2006’da 191 bine yükselmişken, 2008’de 175 bine düştü.

OECD’nin “2010 Uluslararası Göç Raporu (International Migration Report)” açıklandı. Raporun Türkiye bölümünde, Türkiye’de göç istatistikleri hakkında kıt bilgi bulunduğu belirtildi, “Ülkeye giriş çıkışlarla ilgili doğrudan ve güvenilir veri kaynağı bulunmuyor” denildi.

NORVEÇ’İN FİYORTLARINDAN FUJİYAMA DAĞINA: TÜRK SIĞINMACILARIN YENİ ROTASI

Raporda, 2007-2008 itibarıyla OECD ülkelerinin hangi ülkelerden en fazla sığınmacı talebi aldıklarına ilişkin bir tablo da yer aldı. Buna göre Japonya’ya en fazla sığınmacı başvurusu sırasıyla Myanmar, Türkiye ve Sri Lanka’dan yapılıyor. Verilere göre 2008 yılında 979 Myanmarlı, 156 Türk, 90 Sri Lankalı Japonya’ya sığınma başvurusunda bulundu. Japonya’ya sığınmacı gönderen diğer ülkeler şöyle: Etyopya, İran, Pakistan, Bengladeş, Kamerun, Nepal, Çin, Hindistan, Uganda, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Nijerya ve Kolombiya. Japonya’ya 2008’de 1599 kişi sığınmacı olarak başvurdu. Türk sığınmacıların Japonya ilgisi 2000 yılında patladı. 2000 yılında 40, 2001’de 123 sığınmacı rotasını Japonya’ya çevirdi.

Çek Cumhuriyeti’ne sığınmak isteyen ilk üç halk da sırasıyla, Ukraynalılar, Türkler ve Moğollar oldu. Almanya’ya en fazla sığınmacı başvurusunun yapıldığı ülkeler de Irak, Sırbistan ve Türkiye olarak sıralandı. Türkiye’ye en fazla sığınmacı başvurusu gelen ülkeler ise, Irak, Afganistan, İran.

TÜRK İŞÇİLERİ ORTA DOĞU VE BDT’YE GİDİYOR

Raporda şu bilgiler yer aldı:-Resmi devlet kanalları aracılığıyla gerçekleşen işçi göçüne ilişkin bilgi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca sağlandı. Türkiye İş Kurumu tarafından 2008’de dışarıya gönderilen geçici sözleşmeli işçi sayısı, önceki iki yıldaki 75 ve 80 bin rakamlarından 57 bin’e geriledi. İki ana işçi kabul bölgesi Orta Doğu (25 bin) ve Bağımsız Devletler Topluluğu (19 bin 500) oldu. Rakamlar aile birleşmesi, evlilik ve sığınmacılık gibi gerekçelerle çıkışları kapsamıyor.

-2008’de Türkiye’de oturma iznine sahip göçmen sayısı yaklaşık 175 bin idi. Rakamlar 2003’te 147 bin, 2004’te 148 bin, 2005’te 169 bin, 2006’da 191 bin, 2007’de 174 bin şeklinde ölçüldü. 2006 rakamındaki ciddi düşüş dikkati çekti.

-Türkiye’de oturma izni bulunan göçmenlerin köken ülkelerine göre dağılımları 2008’de şöyle: Bulgar (26 bin 200), Azerbaycan (15 bin 900), Rusya Federasyonu (11 bin 400), Almanya (9 bin 900), Irak 8 bin 900, İngiltere (8 bin 300), Afganistan (6 bin 600), Kazakistan (6 bin 200), ABD (6 bin), Yunanistan 5 bin 400), İran (5 bin 400), Ukrayna (4 bin 400), Çin (3 bin 800), Türkmenistan (3 bin 600), Moldova (3 bin 400), diğer ülkeler (49 bin 500), toplam (175 bin).

-Türkiye’ye gelen göçmenlerin önemli bölümünü komşu ülkelerin Türkçe konuşan halkları oluşturuyor. Ayrıca önemli sayıda kayıt dışı çalışan, transit göçmenler ve sığınma talepleri reddedilmiş kişilerin oluşturduğu kural dışı göçmen akışı bulunuyor. Türkiye’ye gelen transit göçmenlerin ana kaynağı Orta Doğu (İran, Irak, Afganistan) ve Asya ile Afrika. 2008’de Türkiye’de bulunmaları kural dışı olan yaklaşık 66 bin göçmen yakalandı.”

AVRUPA’YA GİTMEK İSTEYEN SIĞINMACILARIN SAYISI ARTMAYA DEVAM ETTİ

OECD Göç Raporu’nda 2008’de Türkiye’den Avrupa’ya gitmek isteyen sığınmacı sayısının artmaya devam ettiği belirtilirken “Avrupa’ya sığınma amaçlı gitmek isteyen Türklerin sayısı bir önceki yıl ile aynı olsa bile (7 bin’in altında) üçüncü ülke uyrukluların başvurularının sayısı (çoğunlukla Irak, İran ve Afganistan) arttı. Türkiye’de sığınmacıların başvuruları 12 bin 891’e ulaştı. 2 bin 642 sığınma başvurusunun yapıldığı Afganistan ve 647 başvurunun yapıldığı Somali’nin yanı sıra, Irak kaynaklı sığınmacı başvurusu sayılarında da önemli bir artış görüldü” denildi. Irak’tan yapılan sığınma başvurularının toplam sayının yarısını oluşturduğu belirtildi.

HABUR’A SCHENGEN STANDARDI

Raporda, “Türkiye sığınmacılık rejimini AB müktesebatına uygun hale getirmek için adımlar atıyor. Sınır geçiş noktalarını Schengen standartları doğrultusunda modernize ediyor” denildi. Rapordaki bir başka saptamaya göre de özellikle Türkiye’den göçedenler ve onların çocukları arasında Alman vatandaşlığı edinenlerin sayısı son yıllarda devamlı olarak düştü.

TÜRKİYE BAVUL TİCARETİNDEN 6.2 MİLYAR DOLAR KAZANDI

Raporda “bavul ticareti”ne de değinilerek “Dışarıda çalışanların Türkiye’ye gönderdikleri para 2008’de yeniden yüzde 10 dolayında artarak 1.32 milyar dolara ulaştı. Ek olarak Türkiye’ye gelen göçmenlerin yaptıkları ‘bavul ticareti’, 6.2 milyar dolarla önemli bir döviz akışı olmaya devam etti” denildi.

GÖÇMENLİK DAİRESİ VE SIĞINMACI DANIŞMANLIĞI’NIN KURULMASI BİR İLERLEME

İçişleri Bakanlığı bünyesinde 2008 yılında Göçmenlik Dairesi ve Sığınmacı Danışmanlığı kurulduğu belirtilen raporda “Kurum kısıtlı kaynaklara sahip olsa da uygulama, Türkiye’nin AB bazlı uluslararası göç ve sığınmacı rejimlerine entegrasyonu bağlamında yabancılar ve sığınmacılar yasalarıyla ilgili bir ilerleme anlamı taşıyor” denildi.

Raporda Türkiye’ye ilişkin derlenen kıt göç istatistiklerinden bazıları şöyle:
“-Avrupa’da sığınmacılık 2000 yılından bu yana en fazla, kıtanın çeperindeki, Yunanistan, İtalya, Polonya ve Türkiye gibi ülkelerde arttı.
-Türkiye’ye gelen yabancı göçmen sayısında artış yaşandı. 1995’te Türkiye’de bin kişide 1.3 olarak saptanan yabancı göçmen sayısı 2000 ve 2007 yıllarında binde 2.4, 2008’de ise binde 2.3 olarak ölçüldü. 1997-2002 ortalaması binde 2.2, 2003-2008 ortalaması ise binde 2.3 olarak saptandı.
-2008 itibarıyla Türkiye’ye en fazla yabancı uyruklu göçmen gönderen en üstteki 10 ülke şöyle sıralandı: Bulgaristan, Azerbaycan, Rusya Federasyonu, Almanya, Irak, İngiltere, Afganistan, Kazakistan, ABD, Yunanistan.
-Türkiye’de 2008 itibarıyla 12 bin 981 sığınmacı bulunduğu saptandı. Sığınmacıların bin kişiye oranları 1995’te 0.1 iken oran 2007’ye değin aynı kaldı.