|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
24
Ağustos 2010
|
|
|
CircassianCenter
/
Haber Merkezi
|
|
|
|
|
|
|
|
Drujba Angusht'a değil hakeme
yenildi 1:0
Adigey Cumhuriyeti'mizdeki
takımımız Drujba deplasmanda
Angush'tan yediği tek golle
puansız döndü.
Nazran
Central stadyumunda yapılan maçta
baştan sona üstün oynayan takımız
hakem engeline takıldı. Çok kötü
bir maç yönetim orta hakem Vitaliy
Anisomov takımımızın 3 puan
alamamasına neden oldu.
İlk
yarısı 0-0 biten maçın ikinci
yarısında Angusht sahasından
çıkamadı. Kontrataklarla sonuca
gitmeye çalışan Angusht 79.
dakikada golle buluştu. 1-0
Maçın kalan bölümlerinde
takımımızın çabaları sonuç vermedi
ve Maykop'a puansız döndük.
(CC-SS) |
|
|
|
|
Abhaz güreşçiler RF Güreş
Şampiyonası'na katılıyorlar
Abhazya
Serbest Güreş Takımı Antrenörü
Manuçar Beşiroğlu Apsnypress Haber
Ajansı’na yaptığı açıklamada
“Abhazya’lı sporcular Rusya
Federasyonu Serbest güreş
şampiyonası eleme turlarında
başarı kazanarak Ekim ayında
Orenburg kentinde yapılacak olan
Rusya Federasyonu Serbest Güreş
Şampiyonasına katılma hakkını
kazandılar” dedi.
Rusya
Federasyonu eleme karşılaşmaları
Alberta Bekizhava’nın anısına
Kabadino-Balkarya’nın Argudan
Köyünde düzenlendi. Turnuvaya
Abhazya’nın suhum, Gudauta ve
Gagra Bölgesi’nden güreşçiler
katıldı. Turnuva’da Rusya
Federasyonu Gençler güreş Takımı
Teknik direktörü Eric Agaev'de
bulundu.
32 Kg.da Adgur
ADLEYBA (Suhum) Birinci ve Daur
PSARDİYA (Suhum) üçüncü oldu.
35 kg. da İnal KETSİYA
(Gudauta) birinci ve “turnuvanın
en iyi güreşçisi” özel ödülü
sahibi oldu.
42 kg. da
Osman DJUGELİYA (Gudauta) birinci
oldu ve Satbey TRAPŞ (Suhum)
üçüncü oldu.
46 kg. da
Almashan KETSBA (Suhum) üçüncü
oldu.
120 kg. da Şamil
ÇUKBAR (Gagra) ikinci oldu.
Abhazya’lı güreşçileri
turnuvaya, Dzuk ve Astamuır BENİYA
(Gudauta), Manuçar BEŞİROĞLU ve
Timur DJOPUA (Suhum), Adgur GULİYA
(Gagra) hazırladılar.
(abhazyam.com) |
|
|
|
|
RF ile Batı dünyasının ittifakına
5 engel
RF
Dışişleri Bakanlığı’nın diplomasi
akademisinin, uluslararası
ilişkiler bölümünde yardımcı
başkanlık görevini yürüten Yevgeni
Başanov’un yazdığı bir makaleyi
sizlerle paylaşıyoruz. “The Moscow
Times” gazetesinde yayınlanan
makalede Başanov, RF ile Batı
Dünyası arasındaki ilişkilere
engel teşkil eden nedenleri
sıralıyor. İlişkilerin
geliştirilmesi yönünde RF'na
öneriler de getiren Başanov’un
yazdıkları, Amerika-Avrupa-RF
üçgenindeki ilişkilere ışık tutar
nitelikte.
RF topluluğu,
yüzyıllar boyunca, batıcılık ve
slavofili gelenek arasındaki
tartışmaya sahne olmuştur. RF
imparatorluğu’nun, Avrupa’nın
askeri, politik ve ideolojik
gücüne karşı geliştirdiği korunma
refleksi, Avrupa ile yürüttüğü
ilişkilerde, rahat olmasının önüne
geçmiştir.
1917 yılında,
Bolşevikler, ülkeyi temellerinden
sarstılar. Marx’tan esinlenen
Bolşevikler –ki bu da batıdan
ithal edilmiş bir ideoloji-
sosyalizm ve komünizmin bayrağı
altında toplanan kardeş ulusların
oluşturduğu global bir yapının
hayalini gördüler. Ama sükut-u
hayale uğradılar. Kapitalist batı,
bir bütün olarak komünizmin
düşmanıydı. Bolşevikler, sonuç
olarak uluslararası sosyalist
devrim fikrinden uzaklaştılar.
Fakat, Afrika, Asya, Latin Amerika
gibi ülkelerde batının kronik
düşmanlarını kendi saflarına
çekmeyi başardılar. 1945 senesinin
ardından, bu jeopolitik ve
ideolojik rekabet, Sovyetler
Birliği ve Batı’nın soğuk savaş
çağına girmelerine neden oldu.
Sovyetlerin son lideri Mikhail
Gorbaçov, Rusya Federasyonu’nun
ilk başkanı Boris Yeltsin ve diğer
batı taraftarları, soğuk savaşı
sona erdirerek, RF'nu “çağdaş
uluslar ailesine” dahil etmeye
çalıştılar. Bugün, soğuk savaşın
sona ermesinin üzerinden 20 yıl
geçti. Peki, halen RF ile Batı
dünyasının yakın birer partner
olmasının önünde duran engel ne?
Birincisi, soğuk savaşın
hatıraları halen zihinlerde. Soğuk
savaş döneminde, bütün batı
dünyası, RFlar için düşman
manasına geliyordu. Bugün bile,
birçok RF, batılı güçlerin RF'na
karşı, agresif ve düşmanca
niyetler içinde olduğunu
düşünüyor. NATO’nun doğu yönünde
genişlemesi ve Amerika Birleşik
Devletleri’nin global hegamonya
kurma mücadelesi, RF’nun,
şüphelerinde haklı olduklarına
inanmalarına yetiyor.
İkincisi, RF ile Amerika arasında,
jeopolitik bazda gelişen
anlaşmazlıklar. RF, soğuk savaşı
kaybetmiş olmasına rağmen, devlet
geleneği olarak kabul ettiği süper
güç rolünden vazgeçemiyor ve
global ilişkilerde itaatkar ülkeyi
oynamayı reddediyor. Buna
karşılık, Amerika Birleşik
Devletleri RF'nun, sadece eski
Sovyet coğrafyasında bölgesel
lider olmasına bile şiddetle karşı
çıkıyor.
Üçüncü neden,
politik duruşlardaki uyuşmazlık.
Batı, RF’da otoriter bir rejim
geliştiğini iddia ederken, RF da
batı dünyasının böyle bir bahane
uydurarak, ülkeyi huzursuzluğa
sevkettiğini düşünüyor. RFların
bir kısmı, batının bu
politikalarının, istikrar
açısından RF'na pahalıya mal
olduğuna inanırken, batının ülkeyi
bölmek için bu yola başvurduğunu
dile getirenler bile var.
RF ile batı arasındaki ilişkileri
içinden çıkılmaz hale getiren bir
diğer başlık ise Ekonomi. Enerji
konusunda satıcı taraf olan RF,
doğal olarak gaz ve petrol
fiyatlarını yüksek tutmak istiyor.
Alıcı konumunda bulunan batı da,
yine normal olarak düşük
fiyatlarla alışverişi
gerçekleştirmek istiyor. Avrupa,
enerjinin geleceği konusunda
birbiri ardına çalışmalar yapıp,
RF'na alternatifler üretmeye
çalışırken RF, bütün Avrupa
pazarını domine etmeyi arzuluyor.
Ticari ilişkilerde de, RF
ürünlerinin, Avrupa
standartlarıyla olan uyumsuzluğu
sıkıntı yaratıyor.
Son
olarak, Avrupa ve Amerikalı
yatırımcıların, RF’daki
yolsuzluklardan ve organize suç
örgütlerinden korkuyor. RF'nun
ayrıca, Asya ile Avrupa arasında,
yasadışı göç ve uyuşturucu trafiği
için koridor oluşturuyor olması da
Avrupa’da rahatsızlık yaratıyor.
Bütün bu gözle görünür
engellere rağmen, RF ile Batı
arasındaki ilişkilerin
güçlendirilmesi için şans var. Bu
doğal buluşmanın arkasındaki itici
güç, RF'na kendini modernize etme
ve ekonomisini çeşitlendirme
yönünde baskı yapıyor. Sovyet
dönemi sonrası RF, market
ekonomisi ve demokratik bir toplum
inşa etmeye çalışıyor. Sonuç
olarak, belki de tarihte ilk defa,
RF'nun takip ettiği ekonomik,
sosyal ve politik modeller, batı
modelinin karşısında düşmanca
durmuyor. Bilakis Batı, düzgün
işleyen bir sivil hayat ve zengin
market ekonomisine sahip RF'nun,
kendi çıkarına olacağına inanıyor.
Modernleşme ve globalizasyon
süreci, RF'nun kati surette Sovyet
tipi izolasyonist politikalardan
uzak durmasını gerektiriyor.
Dünyanın ekonomik merkezleri
–Amerika, Avrupa Birliği, Çin,
Hindistan, Güneydoğu Asya- gün
geçtikçe birbirine bağımlı hale
geliyor. RF bu güç merkezleriyle
ilişki kurmayı reddetmesi halinde,
parçalanacak kadar zayıf hale
gelebilir.
Bir diğer önemli
faktör, RF'nun “yenilmiş süpergüç”
kompleksi. RF'nun bu konuda
kendisiyle barışarak, global
alanda daha mütevazı bir rolü
kabul etmesi, kendi çıkarları
açısından da RF'na fayda
sağlayacaktır. RF, bunu
gerçekleştirdiği takdirde, batı
dünyası da RF'nu jeopolitik bir
rakip olarak görmeye son
verecektir.
Son zamanlarda,
RF ile Batı arasındaki ilişkilerin
pozitif yönde olduğu ortada. Fakat
gözden kaçırılmaması gereken
nokta, RF'nun bir Fransa,
İngiltere yahut Almanya gibi
tamamen batı medeniyetine entegre
olmuş hale hiçbir zaman
gelemeyeceği. Kendine özgü
gelenekleri, topraklarının devasa
büyüklüğü ve jeopolitik
hırslarıyla RF, doğuyla da,
batıyla da, tamamıyla
bütünleşmeyen, ikisinin arasında
dengeleyici rol oynama
kapasitesine sahip bir güç merkezi
olarak, hayatına devam edecek.
(RR) |
|
|
|
|
Gazprom İgdaş'a talip
Elektrik dağıtım bölgeleri ile
Başkent Do-ğalgaz'ın
özelleştirilmesinin ardından
gözler İstanbul Gaz Dağıtım Sanayi
ve Ticaret AŞ'ye (İGDAŞ) çevrildi.
4,2 milyon abone ve 4 milyar
metreküplük doğalgaz tüketimi ile
Başkentgaz'ın iki katı
büyüklüğündeki İGDAŞ'a yerli ve
yabancı 20'yi aşkın dev şirketin
talip olduğu belirtiliyor. RF
Gazprom, Gaz de France, İtalyan
Eni, Alman EWE, ENBW, Merrill
Lynch, Credit Suisse ve Kuveytli
yatırım fonu St.Martins Property
de bu şirketler arasında
bulunuyor.
Koç Holding,
Limak, Aksa, Akfen, Zorlu Holding,
Oyak Grubu ve Yıldızlar Holding
gibi yerli şirketlerin de İgdaş'ın
özelleştirilmesi ihalesine girmeye
hazırlandığı belirtiliyor.
İgdaş'ın satışıyla ilgili
hazırlanan danışmanlık raporunun
tamamlandığını belirten İstanbul
Büyükşehir Belediyesi'nden üst
düzey bir yetkili, "Kurumun yıllık
4 milyar metreküplük hazır bir
pazarı var, bu yüzden dev
şirketler bu ihaleyi dört gözle
bekliyor. Çalışmalarımız hızla
sürüyor, bu konuda belediye
başkanımızla yapılacak son görüşme
ile birlikte önümüzdeki günlerde
ihale konusunda bir tarih
açıklanacak." diye konuştu.
İgdaş ihalesinden elde
edilecek gelir, İstanbul
Büyükşehir Belediyesi'ne kalacak.
Büyükşehir, satıştan gelecek
kaynağı başta metro yatırımları
olmak üzere tüneller, kavşak ve
yol çalışmalarında kullanacak.
İgdaş'ın özelleştirilmesine
danışmanlık yapacak kurumların
belirlenmesi için açılan ihaleyi,
Citigrup Global Markets
Limited-EFG İstanbul Menkul
Değerler-AK Yatırım Menkul
Değerler konsorsiyumu kazanmıştı.
25 Aralık 1986 tarihinde kurulan
İgdaş, 2009 yılında 2 milyar 841
milyon 501 bin 603 TL değerinde
net satış gerçekleştirdi. 4 milyon
100 bin abonesi ve 14 bin
kilometreye ulaşan şebekesiyle
kurum, 2009 yılında yaklaşık 4
milyar metreküp doğalgaz satışı
gerçekleştirdi. 2009 yılındaki tüm
faaliyetleri sonucu 24 milyon 448
bin 664 TL Kurumlar Vergisi ödeyen
şirket, vergi rekortmenleri
listesinin 71'nci sırasına girmeyi
başardı. Hesaplamalara göre
satılan 100 kuruşluk doğalgazın
12,9 kuruşu şirkete kalıyor. Geri
kalan bölüm ise Botaş'a doğalgaz
parası ve Maliye'ye vergi olarak
gidiyor. Şirket, 8 milyonu geçen
Türkiye toplam doğalgaz
abonelerinin yarısını elinde
tutuyor.
İgdaş
özelleştirmesi öncesi gözler,
geçen hafta Başkentgaz'a (Ankara)
1,2 milyar dolar ödeyen MMEKA
Makine İthalat Pazarlama ve
Ticaret AŞ Ortak Girişim Grubu'na
çevrildi. Başkentgaz'a ödenecek
para için finans arayışına
yoğunlaşan Grup, İstanbul için
henüz kesin kararını vermedi.
Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı
Mehmet Kazancı, İgdaş'la ilgili
olarak, "Şu an için net bir
kararımız yok. Ancak zamanı
gelince ne olur bilemeyiz. Şu an
için Başkent'e yoğunlaştık."
açıklamasını yaptı. Daha önce
Kazancı Holding Yönetim Kurulu
başkanı olan Mehmet Kazancı,
geçtiğimiz günlerde, aile içi
sorunlar sebebiyle görevinden ve
şirketten ayrılmıştı. Kazancı,
Çukurova Grubu Başkanı Mehmet Emin
Karamehmet ile sürpriz ortaklık
kurarak, kamuoyunda 'Mehmet'lerin
şirketi' olarak adlandırılan
MMEKA'yı kurmuştu. Yeni şirket,
İş-Kaya İnşaat Sanayi ve Ticaret
Ltd. Şti. ortaklığıyla, Boğaziçi
Elektrik Dağıtım ihalesine
(İstanbul Batı Yakası) 2 milyar
990 milyon dolar, Gediz Elektrik
Dağıtım'a (İzmir) 1 milyar 920
milyon dolar teklif vermişti.
MMEKA geçen hafta da Başkent
Doğalgaz Dağıtım ihalesine 1
milyar 211 milyon dolarla en
yüksek teklifi veren şirket
olmuştu. Grup, 3 ihaleye 6 milyar
dolar gibi yüksek bir rakam
vermesi nedeniyle kamuoyunda
dikkat çekmişti. (AA) |
|
|
|
|
RF sıcak denizlere iniyor
RF Deniz
Kuvvetleri Komutanı Vladimir
Visotski, Suriye’nin Tartus
Limanı'nda bulunan RF deniz
üssünün modernizasyon projesinin
başlatıldığını açıkladı. Komutan,
2012 yılı sonunda Tartus
Limanı'nın, uçak gemilerinin dahi
demirleyebileceği bir hale gelmiş
olacağını söyledi.
1971
yılında imzalanan anlaşma uyarınca
RF Deniz Kuvvetleri Tartus’u deniz
üssü olarak kullanıyorlardı.
Fakat, 1992 yılından bu yana
bakımı yapılmayan üs,
kullanılamayacak bir hale
gelmişti.
Uzmanlar, Tartus
Üssü'nün modernizasyonunun
tamamlanmasıyla beraber RF Deniz
Kuvvetleri'nin Akdeniz’de kalıcı
hale geleceğini belirtti.
Başkan Medvedev de geçtiğimiz yıl
yaptığı bir konuşmada RF'nun Deniz
Kuvvetleri'ni güçlendirmeyi
sürdüreceğini belirterek, bu
konuya verdiği önemi ifade
etmişti. (AA) |
|
|
|
|
İMKB, 30 Ağustos'ta tatil
İstanbul Menkul Kıymetler
Borsası'nda (İMKB) 30 Ağustos 2010
tarihinde işlem yapılmayacak.
İMKB'nin, Kamuyu Aydınlatma
Platformu'nda (KAP) yayımlanan
açıklamasında şunlar kaydedildi:
"Tahvil ve Bono Piyasası Kesin
Alım Satım Pazarı ve Repo Ters
Repo Pazarı'nda 30 Ağustos 2010
tarihinin resmi tatil olması
nedeniyle işlem ve takas
yapılmayacaktır. Hisse Senetleri
Piyasası'nda 30 Ağustos 2010
tarihinde işlem yapılmayacak.
26 Ağustos 2010 tarihinde
yapılacak işlemlerin takası 3l
Ağustos 2010 tarihinde, 27 Ağustos
2010 tarihinde yapılacak
işlemlerin takası ise 1 Eylül 2010
tarihinde gerçekleştirilecektir.
İMKB Yabancı Menkul Kıymetler
Piyasası Uluslararası Tahvil
Pazarı'nda 30 Ağustos 2010
tarihinin resmi tatil olması
nedeniyle işlem ve takas
yapılmayacaktır." (Dünya Gazetesi) |
|
|
|
|
RF'da tahıl rekoltesinde kayıp
yüzde 38'e ulaştı, ithalat
planlanmıyor
RF'da
mevsim normallerinin çok üzerinde
seyreden sıcaklıklar ve
kuraklıklar nedeni ile tahıl
rekoltesinde kayıp yüzde 38'lere
ulaştı. Dünyanın üçüncü büyük
tarım ambarı olan RF, 5 milyon ton
ithalat yapılacağı ile ilgili
bilgileri yalanladı.
RF
Tarım Bakan Yardımcısı Aleksander
Petrikov 19 Ağustos'a kadar ki
sürede 40,3 milyon ton tahıl hasat
edildiğini 32,5 milyon tonluk
rezervlerle birlikte yerel
ihtiyacı karşılayabileceğini
söyledi. Petrikov RF'nun yıllık
tahıl tüketiminin 77 milyon ton
olduğu bilgisini de verdi.
Uzmanların RF'nun 1,5-2 milyon ton
tahıl ithalatı
gerçekleştirebileceği ile ilgili
değerlendirmesine yer veren
ekonomik gazetesi Vedomosti, Tarım
Bakanlığı'nın da 5 milyon ton
tahıl ithal etmeyi planladığını
iddia etmişti.
RF'nun kendi
ihtiyacını karşılayabilecek hasat
yapıldığını ifade eden Petrikov,
"2010 için tahminimiz iyimser
senaryoya göre 65-67 milyon ton.
En kötü duruma göre de 60 milyon
ton da kalacak..." dedi. Mevcut
şartlarda RF gelecek yıl için de
11-12 milyon ton rezerv
ayırabilecek.
Uzmanlar
Kazakistan ve Ukrayna'da tahıl
ithalatı yapılması alternatifini
de değerlendiriyor. Tataristan
Belarus'dan yarım milyon ton tahıl
ithalatı yapmak istiyor. Geçen
yıla göre ürün rekoltesinde düşüş
yaşayan Belarus, 100-200 bin ton
arasında tohumluk ürün
verebileceklerini açıkladı. |
|
|
|
|
RF Hiddink’e borcunu ödedi
RF’dan
borcunu alamadığını iddia eden RF
milli futbol takımı eski teknik
direktörü Hollanda asıllı Guss
Hiddink’in nihayet parası ödendi.
Hiddink Ocak ayından itibaren
alamadığı maaşları için mahkemeye
gideceği yönünde RF'na uyarıda
bulunmuştu.
RF Ulusal
Futbol Akademisi (NAF), Hollanda
asıllı teknik direktöre borcunu
ödediklerini belirtti. NAF Başkanı
Sergey Kapkov, borcu kendi
üzerlerine alma gerekçesini de
şöyle açıkladı: “Biz akademi
olarak
Hiddink’in
adaylığını desteklemiştik. Son 95
milyon rubleyi önceki gün bankaya
aktardık, burada da dolara
çevrilerek Hiddink’in şahsi
hesabına yatırıldı.” dedi. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|