14 Ekim 2010

CircassianCenter / Haber Merkezi

 
 
Rusya Vietnam’daki eski üssüne geri dönüyor

Rusya, 1979 yılında kurulmuş ve üs 23 yıl kullanılmış olan Sovyet dönemi Vietnam'ın Kamran askeri deniz üssüne geri dönmeye hazırlanıyor.

Nezavisimaya Gazeta'nın haberine göre, Vietnam hükümeti ile yapılan anlaşma sonrasında üssün bulunduğu bölge 25 yıllığına Rusya’ya kiralanacak. Rusya Savunma Bakanlığı kaynak gösterilerek verilen haberde, anlaşmanın Ekim ayı sonunda yapılması düşünülen Medvedev’in, Vietnam ziyaretine sırasında yapılacağı öne sürüldü.

Kamram üssü Putin'in Devlet Başkanı olduğu 2002 yılının Şubat ayında faaliyetini durdurmuştu.

Kararın sadece kendisi tarafından verilmediğini, genelkurmay başkanlığı, askeri uzmanlar ve siyasilerin de bu konuda ona destek verdiklerini belirten Putin kararı "askeri ve siyasi" olarak nitelemiş ve devletin çıkarlarına uygun hareket ettiğini öne sürmüştü. Putin'in bu kararında ABD baskısının önemli bir rol oynamış olabileceği de iddia edilmişti.

Dönemin Uluslararası Askeri İş birliği Başkanı General Leonid İvaşov üssün kapatılmasına dair teklifin dönemin Genelkurmay Başkanı Anatoli Kvaşnin tarafından yapıldığını hatırlattı.

23 yıl boyunca SSCB’nin üs olarak kullandığı Kamran limanı dünyanın en önemli limanlarından biri olarak niteleniyor. 60 kilometrekarelik alanda bulunan limanda 1950li yıllara kadar ABD'nin 7. Filosu konuşlanmıştı. 1979’da SSCB’nin kullanımına geçen limanda savaş gemileri, aralarında nükleer silahlar taşıyanların da olduğu denizaltılar ve savaş uçakları bulunan üs faaliyet göstermişti. (RR)
,
 
WSJ: Fransa Türkiye'yi AB'ye hala istemiyor

Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, Fransa'nın Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili tutumunu değiştirmediği yorumunu yaptı.

Gazetenin internet sayfasında, "Türkiye AB Sürecine Destek Arıyor, Ancak Fransa Çok Az Destek Veriyor" başlığıyla yayımlanan haberde, Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner'in Ankara ziyareti sırasında, Türkiye'ye, "AB üyelik sürecini kurtarmak istiyorsa topun kendi sahasında olduğunu" söylediği belirtildi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, Fransız meslektaşından müzakere fasıllarının açılmasında aktif destek istediğini, Kouchner'in de üç faslın açılması için yardımcı olmaya hazır olduklarını belirttiğini hatırlatan gazete, ancak Kouchner'in Ankara'nın gerekli koşulları yerine getirmesi yönündeki sorumluluğunu vurguladığını kaydetti. Gazete, Fransa'nın Türkiye'nin üyeliğine karşı olan tutumunu değiştirmediğini belirttiği yorumunu yaptı.

Türkiye-AB müzakerelerinin, daha çok Fransa'nın muhalefetinden ve Kıbrıs Rum kesiminin, Türk limanlarının Rum gemilerine açık olmaması dolayısıyla getirdiği itirazlardan sekteye uğradığını yazan gazete, Avrupalıların arasında "görece fakir" ve büyük ölçüde Müslüman olan Türk nüfusunun Avrupa'ya ucuz işgücüyle göçmesinin yarattığı endişenin de AB'yi Türkiye'yi üyeliğe alıp almama konusunda ikiye böldüğünü kaydetti.

Gazete, konuyu yakından takip eden gözlemcilerin, "Ankara'nın yakın zamanda AB müzakerelerinin buzunu çözmesinin küçük çaplı bir mucize" olabileceğini düşündüklerini de belirtti.

Bazı AB ülkelerinin ve ABD'nin ise Türkiye'nin AB üyeliğinin Türkiye'yi Batı'ya kalıcı şekilde "demirleyeceğine" ve İslam dünyasıyla da sağlam bir köprü kuracağına inandıklarını yazan gazete, bu kapsamda Türkiye'nin İngiltere'deki hükümetten güçlü destek aldığını, aynı zamanda Almanya'daki koalisyon hükümetinin bir kısmından da Türkiye'nin AB üyeliğine açık olduklarına dair sinyaller aldığını vurguladı. (WSJ)
,

Hüseyin Akay

Borçlu çiftçiye taksit imkanı

Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Akay, "Üç taksit halinde ödeme yapmayı kabul eden ortaklarımızın icra yoluyla alınan tüm ekipmanları iade edilirken hapis cezası bulunanlar bu cezadan kurtulacak" dedi.

Birliğe bağlı bulunan 13 ilin kooperatifte incelemeler yapan Akay, Malatya Anemon Otel'de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye genelinde 87 bin borçlu çiftçiyi ilgilendiren yapılandırma çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Borçlu çiftçilerin affının ve ya borçlarının kısmen de olsa iptalinin söz konusu olmadığını dile getiren Akay, 1 Kasım ile 31 Aralık tarihleri arasında borçlarının yüzde 40'ını ödemeyi kabul edenlerin geriye kalan miktarı iki taksit halinde ödeyebileceğini kaydetti.

Çalışmanın yeni başlamış olmasına rağmen yüzde 40 oranında çiftçiye ulaştıklarını belirten Akay, yıl sonuna kadar yüzde 75'lik bir bölümüyle anlaşma sağlayacaklarına inandığını dile getirdi.

Hüseyin Akay, şöyle konuştu:

"Sorumluluğumuzda bulunan 13 ilde 5 bin 200 üyemiz borçlu durumda. Borçlarla ilgili yapılanmaya gittik. Bu yapılanma ortaklarımız ve alacaklılarımızın lehine olacak. Türkiye genelinde 1 milyon 100 bin ortağımız bulunuyor. 87 bin de bize borçlu olan ortağımız var. Şimdi bunlarla ilgili bir yapılanmamız var. 1 Kasım ile 31 Aralık tarihleri arasında borçlarının yüzde 40'ını veren ortaklarımızın geriye kalan borçlarını iki taksit halinde ödeyebilecek. Bu konuda anlaşmaya vardığımız ortaklarımızın icra kapsamında alınan tüm ekipmanları kendilerine iade edilecek. Hapis cezası alanları cezalardan kurtulmuş olacak."

"Mektuplar ihtarname sanıldığı için geri çevriliyor"

Borçlu olan çiftçilere yeni yapılanma hakkında bilgi vermek amacıyla mektup gönderildiğini anlatan Akay, çiftçilerin bir çoğunun bu mektupları ihtarname sandığı için geri çevirdiklerini kaydetti.

Hüseyin Akay, "İlk aşamada tüm borçlu ortaklarımıza mektupla bilgilendirme yapmak istedik. Ancak gördük ki bu mektuplar çoğu ortağımız tarafından ihtarname sanılarak teslim alınmıyor. Bu nedenle şimdi kurduğumuz ekipler sürekli olarak gezerek bire bir bilgilendirmeler yapıyor" diye konuştu. (AA)
,

Jim Townsend

ABD'den Türkiye'ye 'füze kalkanı' resti

ABD; İran ve K.Kore’nin uzun menzilli füzelerine karşı Türkiye’ye füze kalkanı kurmak istediklerini resmen açıkladı. Pentagon, “Türkiye kararını vermeli” açıklamasını yaptı. ABD’nin uzun zamandır Türkiye’yi iknaya çalıştığı, İran ile yakın ilişkileri olan Ankara’nın ise kararsız olduğu anlaşıldı. Proje Rusya’yı da kızdıracak

İran’a yaptırımlar için Türkiye’nin BM’deki hayır oyu sonrasında Washington ile Ankara arasında gerilen ilişkiler ikinci bir krize gebe... Çıkış noktası ise ABD eski başkanı George Bush tarafından ortaya atılan füze kalkanı projesi olacak. Bush, bu projenin İran ve Kuzey Kore’nin uzun menzilli füzelerine karşı geliştirildiğini açıklamış, Çek Cumhuriyeti ve Polonya ile sisteme ev sahipliği yapmaları için anlaşmalar imzalanmıştı. Ancak Rusya’nın “Bu proje aslında beni hedef alıyor. O zaman ben de aynı karşılığı verir Avrupa’nın göbeğindeki askeri üssüme füze yerleştiririm” şeklindeki çok sert tepkisi nedeniyle Başkan Obama tarafından rafa kaldırılmıştı.

ABD Savunma Bakanlığı’nın Avrupa ve NATO politikasından sorumlu müsteşarı Jim Townsend, füze kalkanı planının bir NATO projesi olarak yeniden masaya geleceğini, bu projeye Türkiye’nin ev sahipliği yapması için Ankara ile yoğun temaslar yürütüldüğü açıkladı. Townsend, gelecek ay Lizbon’da yapılacak olan NATO zirvesinde bu konunun NATO ülkeleri arasında oylanacağını duyurdu ve son dönemde İran ile yakın ilişkiler içinde olan Türkiye’yi diplomatik olmayan bir dil kullanarak uyardı:

Türkiye 2 hususu düşünsün

Projeye ev sahipliği yapması için görüştüğümüz ilk ülkelerden biri, bildiğiniz gibi Polonya idi, kapasitenin bazı unsurlarına ev sahipliği yapıp yapamayacaklarını öğrenmek istiyorduk. Çeklerle, Romanya ile, Türkiye ile konuştuk. Türkiye, NATO içinde en başından beri çok güçlü ve çok aktif bir müttefik oldu ve dolayısıyla Türkiye ile çalışmak bizim için çok doğal birşey. Türkiye, coğrafi konumundan dolayı bu programda önemli bir rol oynuyor. Balistik füze tehditlerinin nereden gelebileceğine baktığımızda, bize göre Türkiye çok fazla ön cephede yer alıyor. Dolayısıyla coğrafi açıdan, Türkiye, sistemin bazı bölümlerine ev sahipliği yapmada iyi bir yer olabilir. Türkiye ile çok iyi, derin görüşmelerimiz oldu.

Şimdi Ankara bir karar verecek, hem Türkiye’nin rolü konusunda, hem de özellikle, İttifak içinde, füze savunma sistemini bir NATO kapasitesi olarak üstlenmeye dair siyasi kararla ilgili oylama olduğunda Türkiye’nin nerede duracağı noktasında. Türkiye’nin ve tüm müttefiklerin öne çıkarak, füze savunmasının NATO kapasitesi olarak kabul edilmesinde anlaşma içinde olacağından umutluyuz. Lizbon’daki NATO zirvesinde Türkiye en az iki hususun üzerinde düşünmeli. Birincisi, NATO’nun füze savunma sistemini kabul edip etmeyeceğine yönelik verecekleri oy. İkincisi de, Türkiye’nin bu projenin bazı bölümlerine ev sahipliği yapmak isteyip istemeyeceği... (AA)
,
 
Tarım Bakanlığı geri adım attı

İthal ette uygulanan ve deli dana, brusella, tüberküloz ve IBR hastalıklarının varlığını araştıran 4'lü test sistemi iptal edildi.

İthalatçı firmalardan gelen talebi dikkate alan Tarım Bakanlığı, ithal ete 4'lü test uygulamasını iptal etti. Besilik danada 5'li test sürdüğü için firmalar kesilmiş ete ithalatına ağırlık verdi.

Yüksek et fiyatlarını engellemek için önce et ithalatını serbest bırakan, fakat daha sonra çıkardığı yönetmelikte Avrupa'dan getirilecek etlerin 4 testten geçirilmesi zorunluluğu getiren hükümet, bu konuda geri adım attı.

Avrupa Birliği ülkelerinde getirilecek olan ithal ette daha önce istenen ‘deli dana, brusella, tüberküloz ve IBR hastalığı için istenen 4'lü testler özellikle et ithalatını oldukça yavaşlatmış ve birçok ithalatçı firmanın etlerinin gümrüklere takılmasına neden olmuştu. Özellikle ithalatçı firmalardan gelen yoğun talebi de dikkate alan Tarım Bakanlığı Koruma Kurulu önceki gün yayınladığı genelge ile test uygulamasını iptal ettiğini açıkladı.

Etçi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Arslan, besilik dana ithalatında ise uygulamanın sürdüğünü açıkladı. Arslan "Zaten bu testlerin hepsi ithalat yaptığımız AB ülkelerinde yapılıyor. Bir kere daha Türkiye'de yapılması anlamsız. Süreci uzatıyor. Özellikle birçok firmanın etleri gümrüklerde bekliyordu. Bu uygulama nedeniyle etler gümrükte beklemesin diye henüz bir ithalat yapmamıştık" dedi.

Şimdi ithal ette test uygulamasının kalkmasıyla birlikte ithalata başlayacaklarını belirten Arslan, şunları söyledi:

"Özellikle Belçika, Hollanda ve Fransa'dan daha önce canlı olarak getirmeyi planladığımız canlı hayvanları şimdi bu ülkelerde kesip getireceğiz. Çünkü besilik dana ithalatında halen 5 adet test uygulaması var. Bu nedenle bu hayvanları ithal ettiğimiz ülkelerde kesip et olarak Türkiye'ye getireceğiz. Böylelikle hem süreç kısalacak hem de maliyet daha ucuzlayacak.'' (CHA)