23 Ekim 2010

CircassianCenter / Haber Merkezi

 
 
Pilia: "Abhazya'da 2010 tatil sezonundan 200 milyon Ruble vergi geliri elde etti

Abhazya Cumhuriyeti Vergi ve Harçlar Bakanı Vahtang Pilia 21 Ekim Perşembe günü gazeteciler ile yaptığı basın toplantısında “Almış olduğumuz ilk verilere göre, 2010 yılı Tatil Sezonu’ndan elde edilen vergi gelirleri 200 milyon Rublenin üzerinde belirlendi. Tatil sezonunun net sonuçları Kasım ayının ikinci yarısında açıklanacaktır” dedi.

Vahtang Pilia “Vergi ve Harçlar Bakanlığı olarak, ülkemizdeki tatil bölgelerinden elde edilen vergi gelirlerinin sonuçlarının olumsuz olmadığını düşünüyoruz. Bazı ekonomistler 2010 tatil sezonunun kötü geçtiğini belirtmelerine rağmen son iki ay olan Kasım ve aralık ayı gelirleri ile birlikte vergi gelirlerimiz de artış olacaktır” dedi.

Vahtang Pilia “2009 Tatil sezonunda toplana vergi gelirinin 184 milyon Ruble olduğunu unutmamak gerekir. Bizler hammadde ihracına bağımlı olmayan diğer ülkelere nazaran Abhazya Cumhuriyeti Bütçesinde açık yaratmamaya çalışıyoruz. Ancak bu da vergilerin ödenmesine bağlıdır. Genel olarak bizler uzun yıllardan beri vergi gelirlerimizin toplanmasında istenen boyutlara ulaşmış olduğumuzu düşünüyorum” dedi. (Abhazyam.com)
,
 
Yukarı Karabağ'da çözüm için üçlü zirve yeniden başlıyor

Azerbaycan'ın Ermenistan işgali altında bulunan toprakları Yukarı Karabağ'da çözüm için RF, Azerbaycan ve Ermenistan liderleri 27 Ekim'de RF'nın güney bölgesi Astrahan kentinde bir araya gelecek. Kremlin'den yapılan açıklamada üçlü zirvede Yukarı Karabağ sorunun çözümü ile ilgili müzakerelerin yapılacağı kaydedildi.

Son olarak liderler Temmuz 2010'da St. Petersburg'da bir araya gelmiş ve görüşmelerde somut bir adım atamamışlardı. 1988'de Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarında hak iddiası ile başlayan tartışmalar 1992'ye kadar süren savaşın ardından sona erdi. Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si işgal edilirken, 30 bin kişi hayatını kaybetti ve 1 milyon Azeri de göçmen konumuna düştü.

Kafkas bölgesinin temel sorunlarından biri haline gelen savaşın ardından 1994'de ateşkes imzalanmasına rağmen, henüz anlaşma sağlanamadı. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı bünyesinde oluşturulan Minsk grubu (RF, Fransa ve ABD) bugüne kadar gerçekleştirdiği yüzlerce toplantıya rağmen sorunu çözemedi. Ermenistan Birleşmiş Milletler'in aldığı Yukarı Karabağ ve yedi ayrı bölgenin boşaltılması yönündeki kararı uygulamaya yanaşmıyor.

Azerbaycan ve Ermenistan arasında Yukarı Karabağ'da sorunun çözümünde üç genel prensip belirlenmiş durumda. İşgalin sona ermesi, göçmenlerin evlerine geri dönmesi ve Yukarı Karabağ'ın statüsünün belirlenmesi. Önce Yukarı Karabağ'da statü belirlenmesini isteyen Erivan, Ermeni nüfusun yoğunlukta yaşadığı bölgenin Azerbaycan topraklarına dahil edilmesine şiddetle karşı çıkıyor. Azerbaycan ise işgal sona ermeden ve göçmenler evlerine dönmeden Yukarı Karabağ'ın statüsünün belirlenmesine karşı. Bakü, Yukarı Karabağ'da statü sorunun toprak bütünlüğü kavramı içinde çözülmesini istiyor.

Kasım 2007 Madrid'de belirlenen prensiplerde ise aşamalı olarak çözüme gidilmesi teklif ediliyor. Buna göre önce Yukarı Karabağ'ın dışında işgal altında bulunan beş bölge Azerbaycan'a verilecek. Uluslararası güvenliğin sağlanmasının ardından yedi bölge Azerbaycan'a devredilecek. Sonrasında da Yukarı Karabağ'ın statüsü ele alınacak. (RR)
,
 
Pakistan'a 2 milyar dolarlık yardım yapacak

ABD, Pakistan'a 2 milyar dolar askeri yardımda bulunacak.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, ABD ve Pakistan arasında Washington'da önceki gün başlayan 3. Stratejik Diyalog Toplantısı'nda yaptığı açıklamada, Pakistan'ın terörle mücadele konusunda ABD'nin en yakın ortağı olduğunu belirtti.

Kongre'nin onaylaması gereken yeni yardımın, ABD'nin Pakistan'a yapacağı 7,5 milyar dolar yardıma ek olarak verileceği bildirildi.

ABD Kongresi geçen yıl, Pakistan'a beş yıl süreyle 7,5 milyar ABD doları tutarında askeri olmayan yardım sağlanmasını onaylamıştı. (WCR)
,
 
Vakıfbank 3 milyar liralık tahvil ihraç edecek

Vakıfbank'ın bugün yapılan olağanüstü genel kurulunda, 3 yıl içinde 3 milyar lira tutarında tahvil ihracı için Yönetim Kurulu'na yetki verildi.

Vakıfbank'tan yapılan açıklamaya göre, Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı'nda konuşan Vakıfbank Genel Müdürü Süleyman Kalkan, bankacılık sektöründe özellikle uzun vadeli kredi talebinin de artmasıyla, bilançoda ortaya çıkan vade uyumsuzluğunu gidermeye katkı sağlaması amacıyla, mevduat dışında diğer fon kaynaklarının da kullanılmasının son dönemde büyük önem kazandığına işaret etti.

Ulusal ve uluslararası likidite koşullarının ve tahvil piyasasının gelişimi de göz önünde bulundurularak yurtiçi veya yurtdışında tahvil veya diğer borçlanma araçlarının ihracı yoluyla kaynak temin edilmesinin, banka kaynaklarının vade yapısının iyileştirilmesi açısından son derece olumlu olacağını vurgulayan Kalkan, açıklamaya göre, konuşmasına şöyle devam etti:

"Düşük enflasyon, düşük faiz ortamı, ekonomik ve siyasi istikrarın önümüzdeki dönemde de devam etmesini bekliyoruz. Piyasalardaki istikrar, beklentilerdeki iyileşme, uluslararası likidite koşulları ve piyasalardaki derinliğin artmasıyla birlikte banka tahvillerinin bankalar için uzun vadeli önemli bir finansal kaynak, yatırımcılar için de güvenli bir yatırım alternatifi olacağını düşünüyoruz."

Vakıfbank'ın, "ticari, kurumsal, yatırım, küçük işletme bankacılığı ile bireysel bankacılık alanlarında çağdaş ve müşteri odaklı ürünleri ile sektörün önemli aktörlerinden olduğu" belirtilen açıklamada, aktif büyüklüğünün yanı sıra birçok gösterge itibarıyla güçlü ve istikrarlı büyümesini sürdürdüğü kaydedildi.

Açıklamaya göre, Vakıfbank'ın aktif büyüklüğü, 2010 yılının ilk yarısında yüzde 10 büyüyerek 71,3 milyar liraya yükseldi. Menkul kıymet portföyü de 19,4 milyar liraya ulaştı. Toplam mevduatı ise yüzde 10,7 büyüyerek 49,4 milyar liraya çıktı. Toplam aktifler içinde faiz getirili aktiflerin payı yüzde 95,6'ya çıkan Vakıfbank'ın aktif kaleminde en yüksek artış kredilerde gerçekleşti. 2010 yılının ilk yarısı itibariyle yüzde 14,5 artarak 39 milyar 430 milyon liraya ulaşan canlı kredilerin aktifteki payı yüzde 55,3'e yükseldi. Yılın ilk yarısında mevduatın krediye dönüşüm oranı yüzde 80'e yaklaştı. Bu yılın ilk 6 ayında bireysel nitelikli kredilerini 11,7 milyar liraya çıkaran Vakıfbank'ın nakdi ticari ve kurumsal kredileri ise 27,7 milyar lira düzeyinde gerçekleşti.
(Dünya Gazetesi)
,

Timothy Geithner

Kur politikalarından avantaj sağlanmamalı

ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, G-20 ülkelerinin, döviz kuru politikalarını rekabetçi avantaj sağlamakta kullanmaktan kaçınması gerektiğini bildirdi.

Güney Kore'nin Gyeongju kentinde bugün başlayan G-20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankaları Başkanları toplantısına katılan Geithner, G-20 Maliye Bakanları'na yazdığı mektupta, "G-20 ülkeleri, para birimlerinin değerini düşürerek ya da değeri düşük paralarının değerinin yükselmesini engelleyerek, döviz kuru politikalarını rekabetçi avantaj sağlamada kullanmaktan kaçınmalı" dedi.

Gelişmekte olan ülkelerin cari fazlalarını azaltması ve para birimlerinin değerinin artmasına izin vermesi gerektiğini savunan Geithner, "sürekli cari fazla veren bu ülkelerin iç kaynaklarla büyümeyi desteklemek için yapısal, mali ve döviz kuru politikalarını üstlenmesi gerektiğini, buna karşın büyük bütçe açığı ve dış ticaret açığı bulunan ABD gibi ülkelerin sürdürülebilir orta vadeli mali hedefleri benimseyeceğini" ifade etti.

Geithner, ayrıca G-20 ülkelerinin cari fazla ya da açıklarının gayri safi yurtiçi hasılalarının yüzde 4'ü ile sınırlandırması gerektiğini açıkladı.

Çin, Hindistan, Suudi Arabistan ve RF önemli oranda fazla verirken, ABD ise açık veriyor.

Japonya Maliye Bakanı Yoshihiko Noda ise Geithner'ın cari fazlanın sınırlanması gerektiği görüşüne karşı çıkarak, "İlk olarak bu konuda konuşmaya ihtiyacımız var, ancak sayısal hedefler belirlemenin gerçekçi olmadığını düşünüyorum" diye konuştu.

Ekonomik esasların döviz kurlarında yansıması gerektiğini belirten Noda,"Ülkeler paralarının değerini düşürmek için rekabet ederlerse küresel ekonomi zarar görür. Döviz piyasalarındaki aşırı oynaklıklar küresel ekonominin ve finansal sistemin istikrarı için zararlı" dedi.

Brezilya Maliye Bakanı Guido Mantega, ABD Hazine Bakanı Geithner'e, döviz kuru konusunu G-20 toplantısının en önemli gündem maddesi yapması çağrısında bulundu. Mantega, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Ülkelerin döviz kuru sorununu çözmek için eşgüdüm politikasına ihtiyacı var" diye konuştu.

Mantega, son aylarda döviz piyasalarına müdahaleye rağmen Brazilya para birimi realin değerlenmeye devam etmesiyle ilgilenmek için Güney Kore'de yapılan toplantıya gitmedi.

G-20, Türkiye, ABD, Hindistan, Japonya, Brezilya, RF, Almanya, Arjantin, Fransa, Suudi Arabistan, Meksika, Güney Afrika, İngiltere, Güney Kore, İtalya, Çin, Kanada, Avustralya ve Endonezya ile Avrupa Birliğinden (AB) oluşuyor.

G-20 liderler zirvesi ise 11-12 Kasım'da başkent Seul'de yapılacak. (AA)