08 Kasım 2010

CircassianCenter / Haber Merkezi

 

Dimitri Medvedev

Medvedev Abhaz yazar Muşni Lasuriya'ya ''Puşkin Madalyası'' verdi

RF Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, RF’nun Dünya Ulusları ile dostluk, işbirliği ve kültürel bağlarının güçlenmesine katkıda bulunan yabancı uyruklu kişilere devlet ödülleri verdi. Puşkin Madalyası Ödülü alan kişiler arasında Abhazya Cumhuriyeti Yazarlar Birliği Başkanı Muşni Lasuriya’da bulunuyordu.

Muşni Lasuriya, ödül töreni sırasında Dimitri Medvedev’e karşı olarak yaptığı teşekkür konuşmasında, Suhum’da Puşkin Caddesi bulunduğunu belirterek Puşkin’in “Eugene Onegin” "Евгения Онегина" şiirinin ilk dörtlüğünü Abhaz dilinde okudu.

RF Devlet Başkanı Dimitri Medvedev Tören sırasında yaptığı konuşmada “Bu salonda, özel atmosfer içerisinde ödül alanlar çok dokunaklı ve anlamlı sözler kullandılar. Biliyorsunuz, Eugene Onegin şiirini Abhaz dilinde dinlediğim zaman, her şey anlaşılıyordu, çeviri yapılmasına gerek yoktu. Bu bizlerin düşüncelerimizin bir olduğunun bir göstergesidir. Bizler, Rus kültürünün her koşulda evrensel kültürün ayrılmaz bir parçası olduğuna inanıyoruz. Özellikle, bu özel günde bizler bu toplantıda bir arada bulunuyoruz” dedi. (Abhazyam.com)
,
 
Rus halkının yarısı en az bir yabancı dil biliyor

RF’nda Kamuoyu Vakfı (FOM) araştırma merkezi tarafından yapılan ankete göre Rus halkının yüzde 42’sinin yabancı bir dil bildiği tespit edildi.

Ekim ayında araştırma düzenleyen FOM RF genelinde 34 bin kişiye “Yabancı bir dil biliyor musunuz?” sorusunu sordu. Araştırma sonucunda elde edilen verilere göre Rus halkının yüzde 42’sinin en az bir yabancı dil konuştuğu ortaya çıktı. Ankete katılan vatandaşların yüzde biri fikrini söylemekten çekinirken, yüzde 57’si ise yabancı dil bilmediğini ifade etti. Yabancı dil konuşanların yüzde 29’u İngilizce, yüzde 12’si Almanca, yüzde 2’si Fransızca ve diğer dilleri konuşan kişi sayısının yüzde 3 olduğu belirtildi.

Yabancı dil konuşanların çoğunluğunun RF’nun doğu ve batı kısmında yaygın olması dikkat çekti. Yüzde oranlarına bakıldığında, yabancı dil bilenlerin yüzde 48’i başkent Moskova’da, yüzde 47’si ülkenin doğusunda bulunan Kamçatka yarımadasında, yüzde 47’si Sahalinsk ve yüzde 46’sı Magadan bölgesinde bulunurken yüzde 43’lük oranla St. Petersburg şehri, takip ediyor. (CHA)
,
Pasaportlar yine değişiyor

Türkiye, AB standardında çipli pasaport için 2004'te düğmeye bastı. Yeni pasaportların basımını üstlenen Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, 2005'te 'çipli pasaport kapağı' ihalesi açtı. İhaleyi, Malezyalı IRIS Technology Berhad Firması kazandı. Darphane, 5 milyon çipli kapak için IRIS'e 15 milyon 475 bin avro ödedi.

Uzun çalışmanın ardından dağıtım tarihi üç kez ertelenen yeni pasaportlar, nihayet 1 Haziran'da verilmeye başlandı. Ancak IRIS'ten alınan çipli kapakların istenilen nitelikleri tam taşımadığı ortaya çıktı. Çipli karton kapakları 'dayanıksız' bulan Emniyet, pasaportların kapaklarını yenilemek için çalışma başlattı. Yeni kapakların, kartondan çok daha dayanıklı olan 'polikarbon'dan yapılması benimsendi.

BAŞKA DEĞİŞİKLİK YOK

Emniyet'in bu çalışması, biyometrik pasaportların koordinasyonunu üstlenen Dışişleri, İçişleri ve Ulaştırma bakanlıklarınca da uygun görülürse değişiklik yapılacak. Polikarbon kapaklı yeni pasaportlar, gelecek haziran ayından itibaren dağıtılılacak. Darphane'nin IRIS'ten aldığı çipli karton kapaklarla bastığı 5 milyon adet pasaport defterinin, gelecek haziran ayına kadar bitmesi planlanıyor.

BAKANLIKTAN AÇIKLAMA

Haberle ilgili Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklama:

"Bugünkü internet basınında yer alan bazı haberlerde, "pasaportlarımızın 2011 yılında bir kez daha yenileneceği" yönünde ifadelere yer verildiği görülmüştür.

"e-Pasaport" olarak bilinen makinede okunabilir ve biyometrik özellikli pasaportlar, bilindiği gibi, 1 Haziran 2010 tarihinden itibaren vatandaşlarımıza verilmeye başlanmıştır. E-pasaportlar yüksek teknoloji ürünleri olup vatandaşlarımızın seyahatlerinin azami güven ve kolaylıkla yapmalarını sağlamaktadır.

E-pasaportların ilerleyen teknolojiye ayak uydurarak daha da güvenli hale getirilmesi, İçişleri, Dışişleri Bakanlıkları ve diğer devlet kurumlarının katılımıyla yürütülmekte olan projenin bir parçasıdır. Bu çerçevede e-Pasaportların kişiselleştirilmesinin endüstriyel ölçekte cihazlarla tam otomatik olarak gerçekleştirilmesi planlanmaktadır.

Bununla birlikte, e-Pasaportların format ve temel tasarımında herhangi bir değişiklik öngörülmemekte, kullanımda olan pasaportların değiştirilmesi gibi bir planlama da kesinlikle yapılmamaktadır.

Saygıyla duyurulur." (AA)
,

Mihail Kutuzov

"Rus elçi Kutuzov Harem’de"

Rus aylık Soverşenno Sekretno gazetesi, RF-Türkiye ilişkileriyle ilgili ilginç bir makaleyi ele aldı. Makaleye göre, 18. yüzyılın sonlarında RF başta Boğazlar konusu olmak üzere Osmanlı İmparatorluğu ile sorunlarını çözmeye çalışıyordu. RF çok deneyimli komutan Mihail Kutuzov’u İstanbul’a elçi olarak atıyor. Deneyimli istihbarat uzmanı da sayılan Kutuzov, Sultan 3. Selim’in annesini etkilemek için gizlice Harem’e girmiş. Olay İstanbul’u karıştırmıştı. Rus tarihinde Kutuzov’un geçmişiyle ilgili yazıda da kendisinin sultanın annesiyle görüşmeler yapabilmek için gizlice Harem’e girdiği kaydediliyor.

Gazetenin muhabiri Olga Dmitriyeva’nın kaleme aldığı “Kutuzov Harem’de” başlıklı yazısında 18. yüzyılda yaşanan siyasi olayları anlatılıyor. Eylül 1793’te RF Çariçesi 2. Katerina ünlü komutan Kutuzov’u İstanbul’a elçi olarak atıyor. 1787-92 yıllarında yaşanan Rus-Türk savaşları yeni bitmiş ve RF’nun Osmanlı ile ilgili başka planları vardı. Başta Boğazlar olmak üzere RF, Osmanlı ile ilişkilerini düzeltmeye çalışıyordu. Fakat RF Osmanlı yönetiminde güçlü istihbarat ağını da kurmayı planlıyordu. Rus-Türk savaşının kahramanı Kutuzov’un tilki zekası dillere destan idi. Rus komutan Kırım’da faaliyet gösterebilmek için bir Tatar öğretmene iyi para vererek Türkçe öğreniyor. Kutuzov’un Kırım’da böyle başarılı faaliyeti 2. Katerina ve sağkolu Prens Grigori Potyomkin’in dikkatini çekiyor. Potyomkin aynı zamanda RF’nun güney topraklarından sorumlu valisi idi. Potyomkin’in kafasında Osmanlı’yı İstanbul boğazlarından atmak ve Rum İmparatoluğu’nu kurmayı öngören “Rum projesi” başlıklı planı vardı.

Kutuzov göreve gelir gelmez Osmanlı ordusuyla ilgili gizli bilgileri toplamaya başladı. Osmanlı yönetimi yeni elçiyi güzel törenle kabul ediyor. Eski elçiden farklı olarak daha pahalı pırlanta ve altın hediyeler gönderiyor. Osmanlı Kutuzov’a cesur bir savaşçı olarak saygı duyuyordu. 1 Kasım 1793'te Sultan Kutuzov’u kabul ediyor. Görüşmede Rus gemilerinin Boğazlar’dan geçmesiyle ilgili hassas konu masaya yatırıldı. Daha sonra Sultan kendi kurmaylarıyla istişare yapıyor. İstişarede deniz amiralı Şeremet Bey Rus gemilerinin boğazlardan geçmesine kesinlikle karşı çıkıyor. Osmanlı kurmaylarından biri sultana, “Bu aynı zamanda Rusların Harem’e girmesine izin vermek gibi bir şey” dedi. Daha sonra bu bilgiler Kutuzov’a aktarılınca Rus elçi gülerek, Harem harem olabilir, ama görev de görevdir” diyor.

Rus elçi Kutuzov Harem sözünü duyunca aklına başka bir fikir doğuyor. Elçi, Sultan’ın Gürcü asıllı annesi Mihrişah Valide’nin Harem’de olduğunu biliyordu ve Valide’nin oğlu üzerinde güçlü etkisini de öğrenmişti. Boğazlarla ilgili görüşmeler çıkmaz sokağa girdiği zaman Kutuzov hemen harekete geçti: Rus elçi risk alarak (bunun suçunun idam cezası olduğunu biliyordu) gizlice Harem’e giriyor. Elçi girişte koruma müdürüne değerli hediye veriyor. Kutuzov’un daha önce Harem koruma yetkilileriyle tanıştığı da iddia ediliyor. Valide Kutuzov’u samimi şekilde kabul ediyor. Başta Boğazlar olmak üzere bazı konular görüşülüyor. Rus elçinin Harem’e gizli girmesi tüm İstanbul’u ayağa kaldırdı. Her yerde dedikodular dolaşıyordu. Sultan suçluların sert cezalandırılacağını duyurdu. Fakat Kutuzov’dan iyi hediye alan Harem koruma müdürü, “Kutuzov 2. Katerina’nın en yakın arkadaşı” diyor. Tarihçilere göre Sultan bu olayla ilgili RF ile ilişkilerin gerginleşmesini istemiyordu.

Rus tarihçiler Kutuzov’un Harem ziyaretinin ikili ilişkilere fayda sağladığı görüşünde. Mihrişah Valide, oğluna bazı önerilerde bulunuyor. Osmanlı Fransa’ya karşı RF ile koalisyona girmeye razı oldu. 1798’te iki devlet ittifak kuruyor. Rus donanması İstanbul Boğazı’ndan geçiyor. 1794’te görevini tamamlayan Elçi Kutuzov, 1812 yılında RF’na saldıran Napolyon ordusunu da yenmişti. (RR)
,

Aydın Sezgin

RF-Türkiye dev projeleri uygulamaya başlıyor

Ekonomik, siyasi ve kültürel alanda gelişen RF-Türkiye ilişkileri stratejik ortaklık yönünde hızla ilerliyor. Samsun-Ceyhan petrol boru hattında 2012'de kazma vurmaya hazırlanan iki ülke, Mersin-Akkuyu nükleer santral anlaşmasını parlamentolardan geçiriyor. 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine ulaşmayı mümkün kılacak yeni bir ivme yakalanırken, RF Devlet Başkanı Dmitri Medvedev ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eş başkan oldukları ortak kabine 'Üst Düzey İşbirliği Konseyi' (ÜDİK) 2011'in ilk yarısında Moskova'da toplanacak. Zirve için hazırlıklara başlayan taraflar ÜDİK'in alt yapılarından biri olan 'Toplumsal Forum' kurullarını oluşturmuş durumda. Türkiye-RF ilişkilerinin tarihin hiç bir döneminde olmadığı kadar üst seviyede olduğu bir dönemde Moskova'da göreve başlayan Aydın Sezgin, kendini 'en şanslı büyükelçi' olarak tanımlıyor. Sezgin'le uygulama aşamasına doğru hızla ilerleyen dev projeler ve iki ülke ilişkilerinin geleceğini konuştuk.

RF Devlet Başkanı Medvedev'in Mayıs 2010 Ankara ziyaretinde kurulan ÜDİK'in çalışmalara başladığına değinen Sezgin, "RF ekonomik alanda Türkiye'nin en önemli ortaklarından biri. Ekonomilerimiz birbirini tamamlıyor. 2009 ekonomik kriz sürecinde bir miktar gerileyen toplam ticaret hacmimiz yeniden toparlandı ve gelecek yıl kriz öncesi rakamlara ulaşacağımızı ümit ediyorum. Ocak-Ekim dönemi toplam ticaret hacmimiz 18,5 milyar dolar. Her ay artarak devam eden bir ivme var. Enerji alanında Mersin-Akkuyu nükleer santrali ve Samsun-Ceyhan petrol boru hattı gibi dev projeler uygulamaya geçiyor. Türkiye'yi ziyaret eden Rus turist sayısının bu yıl 3 milyona ulaşmasını bekliyoruz" dedi.

Samsun-Ceyhan'da kazma 2012'de vurulur

RF Devlet Başkanı Medvedev'in Ankara ziyaretinde Samsun-Ceyhan petrol boru hattı ile ilgili mutabakat zaptının imzalandığını hatırlatan Büyükelçi, önümüzdeki aylarda hattın inşasına yönelik hükümetlerarası anlaşmanın imzalanacağını ümit ettiğini söyledi. Eylül ayında başlayan müzakerelerin devam ettiğini kaydeden Sezgin, "Stratejik öneme haiz büyük çaplı projelerin sağlam temellere oturtulması gerekiyor. İstanbul ve Türk boğazlarının güvenliği açısından da projenin önemi büyük" dedi. Büyükelçi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın 2012'de proje ile ilgili ilk kazmanın vurulabileceği yönündeki açıklamasını hatırlattı. Türkiye bu projenin muhtelif veçheleri itibariyle RF'nun ortaklık yönündeki taleplerine olumlu bakıyor. (AA)