|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
13
Kasım 2010
|
|
|
CircassianCenter
/
Haber Merkezi
|
|
|
|
|
|
|
|
Yalçın Karadaş’ın yeni
kitabı çıktı
Türkiye,
dünyayla birlikte hızlı bir
değişim süreci içine girdi. Kimse
kimseyi dinlemiyor ve herkes
karşısındakini suçluyor. Diyalog
kurulamıyor. Dünyanın ve ülkemizin
bu “yeniden yapılanma süreci”nden
en çok etkilenecek halkların
başında gelen Çerkeslerin tavrı
ise belirsizliğini korumakta.
Genel olarak Çerkes halkları
bir izleme durumunda olsalar da
bazı aydınlar Çerkeslerin
geleceğine ilişkin ortak dili ve
yolu bulabilmek adına Yalçın
Karadaş’ın yönlendirmesiyle aynı
konulara farklı yorumlarla bu
kitapta bir araya geldiler.
Yazar, bir önceki kitabında
Çerkesler kadar olmasa da yine bir
muamma bütünü olan Türkiye’yi
aykırı sorular sorarak anlamaya ve
anlatmaya çabalamıştı. Aynı
şekilde yılmadan Çerkesleri de
anlama gayreti içine girdi.
2009 yılında aykırı sorulara
cevap verebileceğini düşündüğü
onlarca aydına 100 aykırı soruyu
çağdaş haberleşme yöntemi olan
e-posta yoluyla iletti ve gelen
yanıtlar bu kitabı oluşturdu.
Soru ve yorumlardaki
tartışmaya açık durumun -ki amaç
zaten tartışmaktır- takdiri okura
bırakılıyor.
Hermes
Yayınları kuruluşu olan İmleç
Kitap tarafından piyasaya sürülen
‘’Çerkesleri Anlamak’’ isimli
kitabı; Ticarethane Sk. Hakkıbey
İşhanı 11/2 Sultanahmet / İst.
Tel: 0 212 519 45 14 e-mail:
info@hermeskitap.com satın
alabilirsiniz. (CC). |
|
, |
|
|
Rahr: Son yüzyılda haritaya
bakıldığında yeni ülkelerin
doğduğu açıkça görülür
Almanya Berthold Beitz
Dışilişkiler Konseyi Başkanı
Aleksandr Rahr Nezavisimaya
Gazetesi’ne "Независимой газете"
yaptığı açıklamada “Dağlık Karabağ
sorununun askeri senaryolar ile
çözülmesi asla kabul edilemez”
dedi.
Aleksandr Rahr “Eğer
Kosova olmasa idi, Azerbaycan’ın
toprak bütünlüğünü geri
istemesinin doğruluğu hakkında
konuşulabilirdi, bu kesilmiş oldu.
Ancak Ermenistan’da Kosova’yı
emsal göstererek Dağlık Karabağ’ın
bağımsızlığını talep hakkını elde
etmiş oldu. Ben Karabağ’ın
egemenlik haklarını alma ile
ilgili olarak böyle bir çıkışın
olacağını kabul ediyorum, şimdi
değil, ancak gelecekte olacaktır”
dedi.
Aleksandr Rahr
“Azerbaycanlı mültecilerinde
koşulsuz olarak evlerine
dönmelerinin gerektiğini
belirtiyorum, bu senaryonun aynı
zamanda gürcü mülteciler için
Abhazya’da da uygulanması
gerektiğinden eminim” dedi.
Aleksandr Rahr “Bugün için
uluslar arası toplum Avrupa
toprakları içerisinde yeni
devletlerin yaratılmasını
istemiyor. Ülkelerin doğması ve
kaybolması doğal bir süreçtir ve
son yüzyıl içerisindeki haritaya
bakıldığında bunu görmek oldukça
kolaydır” dedi. (Abhazyam.com) |
|
, |
|
|
Orhan Bartsız "Mister
Yardımcısı" ve "Mister Baştan
Çıkarıcı Öğrenci" ödüllerini
kazandı
Moskova’da bulunan
üniversitelerin temsilcilerin
katıldığı “Miss ve Mister Öğrenci”
Yarışması 10 Kasım’da Moskova
"Мир" (Barış) Konser Salonu’nda
gerçekleştirildi.
Abhazya
Cumhuriyeti’nin Rusya Federasyonu
Büyükelçiliği Basın Bürosu
tarafından verilen bilgide,
Moskova Devlet Üniversitesi
İşletme Fakültesi Üçüncü Sınıf
Öğrencisi Abhazya Vatandaşı Orhan
Bartsız, birçok güçlü yarışmacı
arasından kız öğrencilerin ona
vermiş olduğu destekle başarıya
ulaştı.
Yarışmacılar jüri
üyeleri önünde sadece yüz ve vücut
güzellikleri ile değil, bireysel
yeteneklerinin ortaya çıkarıldığı,
aktif vatandaşlık davranışları vb.
rekabet koşulları ile de
yarıştılar. Yarışmaya hazırlık
çalışmaları çok önceden başladı.
Kız ve erkek katılımcılar,
öğretmenler nezaretinde oyunculuk,
dans, sahne hareketleri ve ses
çalışmaları yaptılar.
Moskova Bölgesi Merkez Yönetimi
Müdürü Aleksandr Mishakov, Moskova
Devlet Üniversitesi Rektörü Vasily
Glushchenko, Abhazya Cumhuriyeti
RF Büyükelçiliği Müsteşarı Tatiana
Gulia yarışmada davetli olarak
bulundular.
İzleyiciler,
vücut güzellik yürüyüşü,
yakışıklılık, sportmenlik, şiir
okuma, skeç okuma vb yarışma
koşullarının bulunduğu sunumu
izlediler. Jüri üyesi olan genç
kızlar yarışmacılar arasında
“Centilmen” seçimini yaptılar.
Orhan Bartsız, yarışma
sırasında Beyaz Abhaz Giysisi ile
Abhaz dilinde şiirler okudu,
ekranda yansıyan Abhazya
görüntüleri ile ülkesini tanıttı
ve Abhaz Halk Dansları Müziği
eşliğinde yaptığı dans ile
gösterisini bitirdi. Salon gösteri
sonrasında onu uzun süre
alkışladı. MGU Öğrencileri yüksek
sesle bağırarak Orhan Bartsız’a
olan desteklerini gösterdiler.
Sonuç olarak, yarışma jürisi
Orhan Bartsız’ı “Mister
Yardımcısı” ve ayrıca “Mister
Baştan Çıkarıcı” unvanları ile
ödüllendirdi. (Abhazyam.com) |
|
, |
|
|
BDP: Sadece Kürtçe savunma
yapacağız
Merkez Yürütme Kurulu (MKY)
toplantısını Diyarbakır’ın merkez
Bağlar İlçesi’neki parti binasında
gerçekleştiren BDP’de toplantıda
alınan kararları Genel Başkanı
Selahattin Demirtaş açıkladı.
Demirtaş, dün KCK/TM davası
nedeniyle Diyarbakır’da
bulunduklarını ve MYK
toplantısında burada yapmayı uygun
gördüklerini söyledi. MYK
toplantısında özellikle KCK/TM
davasına ilişkin alınan bazı
kararları paylaşmak istediğini
belirten Demirtaş, şöyle dedi:
“Bizim açımızdan bu davada
yaklaşık 20 gündür süren
duruşmalarda yargılanan Kürt
siyasetçiler değil, yargılanan
devletin yasakçı zihniyetidir. Dün
yasakçı zihniyet mahkum olmuştur.
Bundan sonra sürecek duruşmalarda
bugüne kadar olduğu gibi bu
zihniyeti oradaki arkadaşlarımız
yargılamaya devam edecektir.
Devletin suçüstü yakalandığı bir
durumdur, bunu bir daha tescil
edeceklerdir. Kürt siyasetçilerin
yargılanması, KCK davası ile
kamuoyu gündemine geldi.
Yargılanan sadece
Diyarbakır’dakiler değil. Sayıları
10 binleri bulan Kürt siyasetçi ya
yargılanıyor, ya cezalandırıldı,
ya da davaları Yargıtay’dadır.
Kürt siyasetçileri yargı eliyle
tasfiye sürecine tabi
tutulmuşlardır. 1990’lı yıllarda
ensesine kurşun sıkarak infaz etme
dönemi yerine, yargı eliyle hukuk
hiçe sayılarak tasfiye yerine
almıştır. Geçmişte kontrgerilla,
Başbakan, bakan ve valilerin
bilgisi dahilinde yapılan
infazlar, şu anda yine Başbakan,
bakan, siyasetçiler ve valilerin
de içinde bulunduğu oluşumun
bilgisi dahilinde siyasi infaza ve
soykırıma dönüştürülmüştür.
Partimizde bulunup da
yargılanmayan, ceza almayan hiçbir
arkadaşımız kalmadı. 1-2 yıl
içinde bütün BDP’liler ya
cezaevine girecek ya da tırnak
içinde söylüyorum sicili bozulan
siyasetçiler olacaktır. Siyasi bir
soykırım ile karşı karşıyayız.
Bunun bilinmesi lazımdır.”
"Kürtçe sadece AKP’ye ve
devlete serbesttir"
Demirtaş, Ak Parti’nin
zihniyetinin Kenan Evren, Tansu
Çiller, Mehmet Ağar zihniyeti ile
özü itibariyle farklı olmadığını
ileri sürüp şöyle dedi: “Bütün
zihniyetler aynı şekilde bize
yaklaşmıştır. O günden bu yana
muhalif Kürtlere yaklaşım
değişmemiştir. Anayasa değişikliği
paketi ile bir halk sırf kendi
dilini konuşmak istediği için
hakarete uğruyor. Anadiliyle
savunma yaptıkları için
tutuklulukları devam ediyor. 12
Eylül’de Diyarbakır Cezaevinde
Esat Oktay Yıldıran da aynı
gerekçe ile işkence yapıyordu.
‘Türkçe konuşun’ diyen zihniyet
ile bugünkü mahkeme arasındaki
zihniyet arasında bir fark yoktur.
Referandumdan evet çıkmış olması
Kürtlere zulmün sürdürülmesi
konusunda sadece pay düşmüştür.
Kürtçe, AKP ve devlete serbesttir.
Yasal zemini olmasa bile TRT 6
Kürtçe yayın yapıyor, Mardin
Artuklu Üniversitesi’nde Kürtçe
bölüm açıldı. Muhalif Kürtlere bu
ülkede yaşam şansı yoktur.
Arkadaşlarımızın sadece ve sadece
30 sayfalık bir savunma yapmasına
20 gün boyunca direnilmiştir.
Kürtçe ‘AKP’ye serbest ama Kürt
halkına yasaktır’ demiştir.”
"Kürt siyasetçileri tasfiye
operasyonu"
Bu krizin
çözülmesi için anayasal ve yasal
değişikliklerin yapılmasının şart
olduğunu söyleyen Demirtaş, şöyle
dedi: “Bu zihniyetin değişmesi
lazımdır. TCK’daki bazı maddeler
ve TMK değişmedikçe kimse ifade
özgürlüğünden söz edemez.
Diyarbakır’daki tavır, 3 hakimin
tavrı değil. AKP yasalarının
uygulanmasından kaynaklanıyor. AKP
yargıya talimat vermiştir. Dava
Ankara’nın yarattığı siyasi baskı
altında yürümektedir. Ankara’nın
siyasi otoritesi, duruşma yürütme
otoritesi altında olmuştur.
Arkadaşlarımızın duruşu devlet
zihniyetinin yargılanmasına yol
açmıştır. AKP eliyle yürütülen
Kürt siyasetçilerini tasfiye etme
operasyonudur.”
Polis,
savcılık ve mahkemede ana dilde
konuşacağız
BDP olarak
aldıkları karar gereği bundan
sonra hem poliste, hem savcılıkta
ve hem de mahkemelerde ana dilde
savunma yapacaklarını söyleyen
Demirtaş, şöyle konuştu:
“Aldığımız kararla, bundan sonra
yargılanan bütün BDP’iler gerek
kolluk, gerek savcılık ve gerek
mahkemelerde kendi ana dillerini
kullanacaklardır. Yargılandığımız
her davada bütün aşamalarda kendi
ana dilimizi kullanacağız. Bu
hakkın kullanılmasını engelleyen
bütün yasalar gerici yasalardır.
Bu sorun sadece yargılanması devam
eden arkadaşlarımızın sorunu
değildir. BDP olarak herkese
anadiline sahip çıkma ve kullanma
çağrısında bulunuyoruz.
Asimilasyon bir insanlık suçu ise
bu suça kendi elimizle ortak
olmayacağız.
Arkadaşlarımızın Kürtçe savunma
konusundaki kararı tarihi onurlu
bir karardır. Kimse geri bu
karardan geri dönüşü beklemesin.
Geri dönüş yapması gereken mahkeme
ve devletin kendisidir. Biz de
tutuklansak 1000 yıl tutuklu
kalsak da tavrımız
değişmeyecektir. Meclis’te grup
toplantıları için Kürtçe konuşmaya
yasal sınırlama yoktur.
Arkadaşlarımız bundan sonra bu
tavırlarını zaman zaman
sürdürebilirler.” (DHA) |
|
, |
|
|
G20'nin aşırı iyimserliği
işbirliğini zorlaştırıyor
IMF Başkanı Dominique
Strauss-Kahn, G20 üyesi ülkelerin
gerek kendi, gerekse global büyüme
için gerçekçi olmayan bir
iyimserlik içinde bulunduklarını
belirterek, bunun finansal krizin
tepe noktasında görülen
işbirliğine benzer bir
işbirliğinin bugün yapılmasını
engellediğini vurguladı.
Strauss-Kahn, bu aşırı
iyimserliğin dünya liderlerinin
global ekonominin yeniden
dengelenmesi için işbirliği yapma
motivasyonlarını baltaladığını
ifade etti.
"İrlanda
ile temas kurmadık"
Strauss-Kahn İrlanda ile son
dönemde temas kurmadıklarını
belirtti.
G20 Liderler
Zirvesi'ne katılmak için Seul'de
bulunan Strauss-Kahn,
gazetecilerin ciddi bir borç
kriziyle karşı karşıya bulunan
İrlanda'nın durumuna ve IMF'in
süreçte nasıl yer alabileceğine
ilişkin sorularına, günlük
faaliyetlerinin dışında İrlanda
ile son zamanlarda herhangi bir
temasta bulunmadıklarını söyledi.
Strauss-Kahn, konuya
ilişkin daha fazla yorum yapmak
istemedi.
Öte yandan
İtalya Merkez Bankası Başkanı
Mario Draghi ise G20 liderlerinin
İrlanda konusunu görüşmediğini
bildirdi.
İrlanda'nın 10
yıllık ülke tahvillerinin
getirisi, dün yüzde 9,25'e çıkmış,
10 yıl vadeli İrlanda/Almanya
devlet tahvili kar marjının 685
baz puana yükselmişti.
"İrlanda etkilemez"
Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya
ve İspanya Maliye Bakanları G20
toplantısı için bulundukları
Seul'de İrlanda'nın finansal ve
politik durumuna ilişkin
spekülasyonlarla sarsılan
piyasaların güvenini sağlamak
amacıyla ortak bir deklarasyon
yayımladı.
Deklarasyon
metninde, Avrupa Birliği'nde (AB)
zor durumdaki Euro Bölgesi
ülkeleri için yeni bir kriz
mekanizması konusunda sürdürülen
müzakerelerin, İrlanda'nın cari
borç sıkıntılarına etkisi
olmayacağı vurgulandı.
AB
kriz çözüm mekanizmasının 2013
yılı ortalarında yürürlüğe
gireceğine işaret edilen
deklarasyon metninde, söz konusu
mekanizmanın her hangi bir mevcut
borç için uygulanmayacağı
belirtildi.
İrlanda Maliye
Bakanı Brain Lenihan da yaptığı
açıklamada, AB'nin 5 büyük
üyesinin tahvil yeniden
yapılandırması konusunda
yaptıkları ortak açıklamayı
memnuniyetle karşıladıklarını
belirterek, açıklamanın, AB'nin
yeni kriz mekanizmasının herhangi
bir mevcut borca ve cari
enstrümanlar çerçevesindeki
herhangi bir programa
uygulanmayacağını açıkça ortaya
koyduğunu ifade etti. (Dünya
Gazetesi) |
|
, |
|
|
30 bin öğretmen 6 Aralık'ta
atanacak
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB),
öğretmen atamalarının 6 Aralık
2010 tarihinde yapılacağını ve
atanan öğretmen adaylarının 7
Aralık'ta göreve başlayacağını
bildirdi.
Bakanlığın
internet sitesinde yapılan
açıklamada, ağustos ayında
yapılması planlanan 30 bin kadrolu
öğretmen alımının, "KPSS'ye
ilişkin yürütülen soruşturma
nedeniyle, başvuruda bulunan
öğretmen adayları açısından
telafisi güç hukuki ihtilafların
doğmaması adına durum netleşinceye
kadar ileri bir tarihe
ertelendiği" anımsatıldı.
Tekrarlanan KPSS Eğitim Bilimleri
Sınavı sonuçlarının netleşmesi
üzerine, Bakanlık tarafından yeni
atama takvimi belirlendiği
belirtilen açıklamada, şunlar
kaydedildi:
"5-12 Kasım
2010 tarihleri arasında
kontenjanların güncellenmesi
işlemi yapılmıştır. 22-24 Kasım'da
taban puanlar belirlenerek,
kılavuz yayınlanacaktır. 25
Kasım-3 Aralık tarihleri arasında
başvurular kabul edilecektir.
Öğretmen atamaları 6 Aralık 2010
tarihinde yapılacaktır. Atanan
öğretmen adayları 7 Aralık'ta
göreve başlayacaktır." (AA) |
|
, |
|
|
Ekonomi ısınmadı, bugünden
tedbir alıyoruz
Merkez Bankası Başkanı Durmuş
Yılmaz, önümüzdeki dönemde dünyayı
etkisi altına alacağını
düşündükleri yeni konjonktürün
bazı önlemlerin alınmasını
gerektirdiğine işaret ederek, yeni
konjonktürün temel özelliğinin
güvenilir ve dinamik yükselen
piyasa ekonomilerine yoğun sermaye
akışı sonucunda bu ekonomilerde
aşırı ısınma, aşırı borçlanma ve
varlık balonları oluşması riskinin
belirmesi olduğunu bildirdi.
Yılmaz, "Biz şu anda
ekonomimizin ısındığını
düşünmüyoruz. Ama ileriye yönelik
özellikle cari açık tarafından
baktığımızda birtakım finansal
istikrarla ilgili risklerin ortaya
çıkabileceğini düşünüyoruz. O
nedenle bugünden tedbir alıyoruz"
dedi.
Merkez Bankası
Başkanı Durmuş Yılmaz, iç
talepteki canlanmanın enflasyon
üzerinde olumsuz etkisi olmadığını
belirterek, "Dolayısıyla iç
talebin bugün geldiği nokta
itibarıyla enflasyonun tehdit
oluşturduğunu düşünmüyoruz" dedi.
Durmuş Yılmaz, bankacılık
sisteminin büyütülmesinin
yavaşlatılması diye bir şeyin söz
konusu olmadığını kaydederek,
"Ölçülü bir büyümenin, kontrol
edilebilir bir büyümenin ülkemiz
için uygun olduğunu düşünüyoruz.
Dolayısıyla bankacılık sisteminin
büyümesinin engellenmesi gibi bir
şey söz konusu değil. Aklımızın
ucundan da geçmiyor"
değerlendirmesini yaptı.
Öte yandan Merkez Bankası Başkanı
Durmuş Yılmaz, gecelik faiz
oranlarının borçlanmada yüzde
5,75'den yüzde 1,75'e
düşürülmesine ilişkin, "Şu anda
aldığımız bu kararla yabancıların
satarak elde ettikleri TL'yi kısa
vadeli para piyasasında park etmek
yerine daha uzun vadeye
gitmelerini, daha uzun vadeli swap
yapmalarını ve biraz daha kalıcı
olmalarını amaçlıyoruz" dedi.
Zorunlu karşılık düşebilir
Merkez Bankası Başkanı Durmuş
Yılmaz, "Finansal istikrarı
güçlendirici bir tedbir olarak yıl
sonuna kadar bir yıldan daha uzun
vadeli mevduata uygulanan zorunlu
karşılık oranlarının bir miktar
düşürülmesi gündeme
gelebilecektir" dedi.
Durmuş Yılmaz, TÜSİAD-Koç
Üniversitesi Ekonomik Araştırma
Forumu'nun (EAF) düzenlediği,
"Kriz Sonrası Yeni Finansal Düzen"
başlıklı konferansta yaptığı
konuşmada, finansal istikrar
hedefleri ile ilgili olarak önem
verdikleri bir konunun gerek
yurtiçi gerekse yurtdışı borçlanma
vadelerinin uzatılması ve mevduat
yapısının daha uzun vadeye
yayılması olduğunu söyledi.
Yılmaz, "Bu kapsamda özel
sektörün yurtdışından sağladığı
uzun vadeli kredi borcunun
yarısından fazlasının vadesinin
2013 yılından sonra gelecek olması
Türkiye firmalarının kısa dönemli
şoklara karşı direncini
artırmaktadır" dedi.
Öte
yandan Türkiye'de mevduatın vade
yapısının ise oldukça kısa olmakla
birlikte giderek daha da
kısaldığının görüldüğünü ifade
eden Yılmaz, "Bu doğrultuda
finansal istikrarı güçlendirici
bir tedbir olarak yıl sonuna kadar
bir yıl ve daha uzun vadeli
mevduata uygulanan zorunlu
karşılık oranlarının bir miktar
düşürülmesi gündeme
gelebilecektir" şeklinde konuştu.
(AP) |
|
, |
|
|
Euro Bölgesi yüzde 1,9 büyüdü
Euro Bölgesi, geçen yılın aynı
dönemine göre üçüncü çeyrekte
yüzde 1,9 büyüdü. 16 üyeli Euro
Bölgesi'nin ortalama büyüme oranı,
bir önceki çeyreğe göre ise yüzde
0,4 oldu.
AB istatistik
kurumu Eurostat'ın verilerine göre
27 üyeli AB de 2010 üçüncü
çeyrekte, geçen yılın aynı
dönemine göre yüzde 2,1 ve bir
önceki çeyreğe göre yüzde 0,4
büyüdü.
Üçüncü çeyrekte
Euro Bölgesi'nde en hızlı büyümeyi
yüzde 3,9'la Almanya
gerçekleştirirken Fransa ve
Hollanda yüzde 1,8'de, İtalya
yüzde 1'de ve İspanya yüzde 0,2'de
kaldı.
2010'un üçüncü
çeyreğinde ABD'nin büyüme oranı
yüzde 3,1 olarak açıklanmıştı.
Bu arada Eurostat, Euro
Bölgesi sanayi üretiminin eylül
ayında, geçen yılın aynı dönemine
göre yüzde 5,2 artmasına rağmen
bir önceki aya göre yüzde 0,9
gerilediğini duyurdu. (RR) |
|
, |
|
|
AB'ye sokmamak yükselişini
engellemez
Financial Times gazetesinde yer
alan makalede "Türkiye üye olmasa
da yükselişi engellenemez" ifadesi
kullanıldı.
Financial
Times gazetesi yazarı Philip
Stephens, "Türkiye Eski Avrupa'ya
meydan okuyor" başlıklı
makalesinde Türkiye'nin Avrupa
Birliği üyelik sürecini
değerlendirdi.
"Türkiye'nin siyasi olarak baskıcı
ve ekonomik olarak geri olduğu
günlerde, hayatın Paris ve
Berlin'deki bazı Avrupalılar için
daha kolay" diyen Stephens,
Türkiye'ye uyumlu bir NATO üyesi
olarak Avrupa'nın doğu
cephelerinden birini bekleme
görevi biçildiğine dikkat çekiyor.
"AKP kendi otoriter
eğilimlerini sergiliyor"
Üyelik müzakerelerinde Türkiye'nin
de çeşitli sorunları olduğunu
belirten Stephens'a göre,
Türkiye'de askeri yönetim devri
geride kaldı. Ancak, siyaset ve
güvenlik düzeni karanlık bir taraf
barındırmaya hala devam ediyor.
Yargı sistemi mükemmel
olmaktan çok uzakta olduğunu,
AKP'nin kendi otoriter
eğilimlerini sergilediğini
belirten Stephens makalesinde
Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini
şöyle açıklıyor: "Türkiye'nin
Avrupa Birliği'ne tam entegrasyonu
onlarca yıl alabilir. Türkiye'yi
içeri sokmamak, onun yükselişini
engelleyemez. Sadece daha uzağa
itilmesine neden olur. Avrupa'nın
önünde basit bir seçim var: Ya
gücünü paylaşacak, ya da bu gücün
elinden kayıp gitmesini
izleyecek." (WCR) |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|