MAYKOP
NASIL BİR YER?
SİYUGH Setenay Süzer
Sevgili Dostlar,
MAMIRIKO Nuriyet'in nefis Maykop
anlatımı benim göndereceğim fotograflara çok güzel ön bilgi oldu.
Ben sadece Maykop hakkında yaşadığımız duygusallığı paylaşacağım.
9 günlük Adigey gezimizin Krasnodar hava alanına dönüşünde Pşakho
Dilber, mini bir anketle,
"hanımlar!
Evinizi,
yaşadığınız şehri özlediniz mi"
diye tek tek fikrimizi sordu.
Düzce'den birimiz hariç 7 kişi, hayır keşke daha kalabilseydik
cevabını verdik (eşlerimiz,
çocuklarımız alınıp gücenmesin).
Daha sonra ben sordum.
Dönüşü gerçekleştirecek olsaydınız Nalçik'te
mi, Maykop'ta
mı yerleşirdiniz? Toplu cevap Maykop oldu. Nalçik,
görkemli yemyeşil güzelliğine, daha büyük şehir özelliğine rağmen
İstanbul gibi daha kozmopolit sanki ama Maykop tam bir Adige şehri
bana göre.
Türkiye'den bir şehirle karşılaştırmak gerekirse Eskişehir
diyebilirim.
Filarmoni konser ve kültür merkezi, tiyatro salonları , içindeki
nehirden yapılandırılmış yüzme havuzu ile muhteşem parkı, Adigey
Devlet ve Teknik üniversiteleri. Ulusal
müzesi trafik sıkıntısı olmayan bol ağaçlı geniş bulvarları,
kırmızı tuğladan yapılı bahçeli şık villaları,
ibadet isteyene görkemli camisi, huzur içinde ebediyete kadar
kalınacak Adige mezarlığı ile Eskişehir'den fazlalığı var eksiği yok.
2006'daki
ziyaretimizde,bize mezarlığı gösteren sevgili Ubıh (Nihat) Berzeg
"İstanbul'a gittiğimde en
büyük korkum,
pat diye orda ölür kalırsam kim uğraşıp ta cenazemi Maykop'a
getirecek?
Orada gömüveriler kesin,
onun için Maykop dışında bir yerde fazla kalmayı, hiç sevmiyorum"
demişti. Tanrı korusun,
daha dur
(!)
önce bir mürvetini görelim diyoruz uzun ömür ve sağlık dileyerek.
Dün akşam,sevgili arkadaşım Meşfeşşü Necdet Hatam'ın CC yayınlarından
"Türkiyeli Çerkes Çemberi"
kitabını okumaya başladığımda kendimi sorgulayıp durdum. Dilimizi
bilmemem en büyük eksikliğim, gençlik zamanımda
değerli bilim adamı Yediç
Batıray'ın Adigece dil dersi ve Danef gibi değerli çalışmalar,
dil kursları olsaydı öğrenmek zor olmazdı ama yaşlılığın kendini
hissettirdiği bu yaşta kaç kez niyetlendiysem başarısız oldum.
Bu son
gezimde eksikliğini ve ezikliğimi çok fazla hissettim ve diğer 7
arkadaşımı çok kıskandım.
Adigelik ruhunu hisseden genç arkadaşlarıma önerim,
dilimizi biliyorlarsa ne mutlu bilmiyorlarsa,
istedikten sonra internet ve derneklerimizdeki dil kursları sayesinde
öğrenmek mümkün.
Meşfeşşü Necdet'in
(bu değerli kitabı çok iyi motive edici harika bir eser),
CC'deki yazılarını
sıkı takip etmeleri,
gezi niyeti ile bile olsa Adigey'i
mutlaka görmeleridir.
O uçsuz bucaksız bereketli toprakları gördüğümüzde 150 yıl
savaşacağımıza bükemediğimiz eli sıksaydık, bu güzelim vatan,
başlangıçta hepimize yeterdi,
nüfusumuz kaybolmasaydı yeri ve zamanı geldiğinde Gürcistan,
Azerbaycan gibi bağımsız devlettik şimdi diye düşünüp kederlendik.
Koşhable belediye başkanı ile söyleşimizde Adigey'de
yerleşmek için başvuranların oranında maalesef diğer uluslara göre
Adige nüfusunun çok az olduğunu öğrenmek ayrı bir üzüntü kaynağı oldu.
Yaşamını anavatana adamış Meşfeşşü Necdet'in dediği gibi
topraklarımızı tam olarak
kaybetmemenin tek çaresi, genç dinamik nüfusun geri göçü, başka YOLU
yok.
Nalçık'tan Utij Mecit Teber'in
"Suriye'li Adigeler gibi
savaşı mı bekliyorsunuz? Bir an önce gelin ki yerinizi, yurdunuzu,
işinizi gücünüzü güzellikle kurun"
söylemi kulaklarımdan hala gitmiyor.
Maykop nasıl bir yer mi?
İşte yanıtı
fotograflarda... |