|
|
................... |
|
................... |
KEMAL TAHİR
KİMDİR? |
|
|
1910’da İstanbul’da dünyaya geldi.
Ortaöğrenimini Galatasaray Lisesi onuncu sınıfa kadar
sürdürdü. Daha sonra bir süre avukat katipliği yaptı. 1932’de
gazeteciliğe başladı ve 1938’de hapse girene kadar bu
mesleğini sürdürdü.
1938’de yazdığı bir yazıdan dolayı on beş yıl hüküm giydi;
Çankırı, Çorum, Kırşehir ve Malatya cezaevlerinde on iki yıl
yattı. Ve bu dönemde içinde bulunduğu dünya görüşünün Türkiye
uzantısını eleştirmeye başladı ve kalıplaşmış inançlardan
sıyrılarak düşüncenin genel karakterine dönük fikirler
geliştirmeye başladı. Halit Refiğ hazırladığı kitabında bu
konuşla ilgili şunları söylüyor:
“"Kemal Tahir, kendisini kimseye ve hiçbir gruba bağımlı
hissetmeden, düşüncelerini, karşısındaki ister anlasın ister
anlamasın, herkese açardı. Düşünce onun için hiçbir zaman son
durağını bulamayan sonsuz bir gelişim halindeydi. İleri
sürülmüş ve ileri sürülen her düşüncenin mutlaka karşıtlarını
bulurdu. Bu karşıtların vardığı sentezlerle de yetinmez, çoğu
zaman etrafındakileri şaşırtırcasına sentezlerin içindeki
kendi karşıtlarını arardı.
Onun teorik olarak karşıtlıklardan sentezler bulma düşüncesi,
pratikte, çelişkili Türkiye gerçeklerinden, akılcı ve millî
birlik kavramına erişmenin yollarını gösteriyordu. Bu açıdan
Kemal Tahir, birbirinden farklı özellikleri kullanılarak,
parçalanmaya ve bölünmeye çalışılan Türk toplumunun,
bütünleşme arayan "kollektif vicdanı"nın temsilcisidir."
Sanat hayatına önce şiir (1932-1934), sonra hikayelerle (1935)
giren Kemal Tahir; konularını Çankırı, Çorum dolaylarından,
cezaevi yaşantılarından, Kurtuluş Savaşı’ndan, eşkiya
menkıbelerinden alan romanlarında, törelere bağlı, kökü
geçmişlerde köy düzen ve sorunlarını inceledi, eleştirdi.
Yerli dekor ve renkleri ustalıkla kullanarak gerçek bir
Anadolu romanı oluşturdu. Kemah Tahir bunun yanında bir çok
inceleme eser de yazdı.
Özellikle Marksist terminolojiyi yerlileştirerek, Anadolu’ya
uygun bir terminoloji oluşturmaya çalıştı. Bu yüzden de
dönemin bir çok aydını tarafından da eleştirildi. Bu yüzden de
çevresine bu tazyiklerden sıkıldığını sık sık dile getirirdi.
Ölümü de böyle bir tartışma esnasında geçirdiği kalp krizi
nedeniyle oldu (21 Nisan 1973) |
|
Kaynak:
Kimkimdir.gen.tr |
|
|
|
|
|
|
|
|
|