Son yıllarda Türkiye'nin bir çok
yerinde birbirinden güzel festivaller
düzenlenmektedir. Öyle ki, aynı bölgede birkaç ilde, kısa zaman
dilimlerinde aynı kültüre ait festivalleri görebiliyoruz.
Geçen haftalarda Kayseri ve ardından Göksun Kafkas Kültür
Festivali'ne
katıldım. Bazen sevindiren, bazen de hüzünlendiren anlar yaşadım.
Fakat bir
sene içerisinde yaşadığım en güzel ve en özel anlar oldular.
Şöyle bir durup kendi kendime düşündüm. Kilometrelerce yolu
gidecek kadar, bizleri oraya çeken şey neydi acaba?
Merak etme mi?
Eskiye özlem mi?
Kültürel değerleri yaşatma mı?
Eski dostlar ve akrabaları görme mi?
Yeni yeni dostluklar edinme mi?
Bunlardan en az bir tanesini içende hisseden kişi kendisini
festival
alanında bulmuştur.
Festivalden bir gün önce dernek bahçesinde çayımızı yudumlarken,
bir köşede 7-8 kişinin ellerinde telefonları ile ertesi gün,
organizasyonda aksaklık çıkmaması için ne derece çaba
harcadıklarına şahit oldum. İçimden "kendilerine en ufak bir maddi
getirisi olmadığı gibi özel telefonları ile
ne kadar maddi külfet altına giriyorlar" diye düşündüm. Bu
emekler, sanırım
birileri rahat piknik yapsın diye harcanmıyordu.
Uykusuz gözlerle harıl harıl çalışan bu yüreği, emeği zengin
insanlar acaba
bizlere bir gün içerisinde neler yaşattılar ve en önemlisi, bu
emekleri ne
için harcadılar?
Festival günü her tarafta mızıka sesi duyuluyordu. Gençler arzu
ettikleri
grubun içerisinde izin almaksızın dans edebilmek için yer
alıyordu. Değişik
şehirlerden insanlarımız gelmişti. Ne mutlu sağ duyulu
anne-babalara.
Kızlarını, oğullarını bu güzel topluluğun içerisine göndererek
haftalar boyu
gönüllü olarak emek veren, uykusuz çalışan insanlara değer
verebiliyor.
Adım başı karşılaştığın; yıllarca
görmediğin akrabalar ile kucaklaşmak,
yeni yeni dostluklar edinmek ne kadar güzel bir duygu. Kabardey,
Abhaz,
Asetin, Karaçay, Abzegh, Lezgi, Çeçen, Shapsugh ve daha bir çok
yeni dostlara "seneye görüşürüz " diyebilmek çok güzel. Yeni
dostluklar edinmemiz için nasılda emek verilmiş, demeden edemiyor
insan.
Eskiyi yad ediyorsun her dakika. Karılaştığınız her kişi veya her
olay seni
çok farklı duygulara itiyor. Birisi sana, bu hayattan göçüp giden
sevdiklerin için hüzün verirken, bir diğeri yıllar önce yaşanan
komik bir
olayla seni güldürüyor. Geçmişe duyduğun özlem birilerinin
emekleri ile
nasılda ortaya çıkıyor.
CD'lerde izlediğiniz, sanatçıları karşında buluyorsun.
İnternetten saatlerce
indirmeye çalıştığın müzikleri dinliyorsun, minik dansçıları
izlerken
"nasıl yapıyor bu figürleri" diyorsun. Büyüklerin gösterisini
izlerken adeta
mest oluyor,elinde olmadan kendine övünmek için pay çıkarıyorsun.
Birdenbire kendini heyecanla, "bir gün şunları da yapalım" diye
etrafındakilere aralıksız bir şeyler anlatırken buluyorsun. Hele
karşındaki
seninle ortak düşünceyi paylaşıyorsa keyfine diyecek olmuyor.
Yukarıda saydığımız olaylardan ve
duygulardan en az bir tanesini festival
alanında yaşamışızdır. Fakat en güzel kısmı; bütün bu emekler,
bütün bu
çabalar, bizlere yaşatılması, sahip çıkılması gereken "kültürel
değerlerimiz" için veriliyor. Senede bir günde olsa bizleri bir
araya
getirerek nelere sahip olduğumuzu görmemiz sağlanıyor.
Düşünebiliyor musunuz, çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu binlerce
insan
farklı şehirlerden gelerek bir araya toplanıyor. Kavgasız -
nizahsız
danslar ediyor, şarkılar söylüyor. Eğer festivalin özüne
inebilirsek,
olaylara geniş bir acıdan bakarsak, kısa vadeli düşünceler
içerisinde
olmazsak bu festivalleri evimizde, çevremizde bir gün değil bir
sene
içerisine yayabiliriz.
Birileri uykusuz kalırken, kendi ceplerinden harcamalar yaparken,
binlerce
insanın sorumluluğunu alırken benim sadece günlük bir eğlence
olarak olaya
bakmam haksızlık olur. Birileri emeğini, yüreğini ortaya koyarak
"sahip çık"
diyorsa, bende üzerime düşeni yapıp kendi kültürüme sahip
çıkmalıyım. Benim gelecek nesillere aktaracak değerlerim olmalı.
Sadece bir katılımcı olarak kalmamalıyım.
Her iki festivalde benim için
birbirinden zengin ve güzeldi. Emek veren
herkese yürek dolusu şükran sunmaktan öte amaçlarına ortak olmak
için
elimden geleni yapacağıma, kendime söz vererek evime döndüm.
Derneklerimize desteğini esirgemeyen saygı değer insanlarımıza,
günlerce her türlü sıkıntılara göğüs gererek çalışanlara yürek
dolusu şükranlarımı
sunuyorum.
Değerli katılımcılar; kilometrelerce yol giderek, verilen emeğe
duyduğunuz
saygı için Tha'm fiğapsou. |