Kafkaslıların giysilerinin her birinin gerek işlemecilik gerekse
görsel zenginlik açısından sanat yapıtı olduğunu söylemek abartılı
olmaz. Hazar Denizi'nden Karadeniz'e kadar uzanan Kuzey Kafkasya,
dünyada dillerin ve lehçelerin en yoğun olduğu bir yöredir. Burada
yaşayan halklar ortak bir kültürü paylaşır. Erkeklerin eskiden
günlük, şimdilerde ise sahne ve tören giysisi olan Çerkeska bu
ortaklığın simgesidir. Kadın elbiseleri kapalıdır ama
dekoratiftir.
1925-1926 yıllarında etnograf B.A. Kuftin Kuzey Kafkas
giysilerinden oluşan zengin bir koleksiyonu Sovyetler Birliği
Halkları Müzesi'ne teslim etmiştir. Bu giysiler 1948'de Devlet
Etnografya Müzesi'ne aktarılarak korumaya alınmıştır.
Çar'ın imrendiği elbiseler
Kafkasya'daki Kuban ve Elbruz bölgelerindeki arkeolojik bulgular
arasında çıkan taşlardan kabartma ve oymalar, duvarlara çizilmiş
erkek ve kadın figürleri; mezarlar ve kurganlarda yapılan
incelemeler Kafkas giysilerinin ilk biçimini MÖ. 5.yüzyılda almaya
başladığını, MS. 19.yüzyılda ise gelişimini tamamladığını
gösteriyor.
Yaşamlarını dağlarda ve dağ yamaçlarında sürdüren bu insanların
giysilerindeki en önemli özellik yalın ve kullanışlı olmasıdır.
Bakıldığında farklılık göze çarpmamaktadır. Giysiler sahip
oldukları bu fonksiyonel ciddiyetin ötesinde vücudu da düzgün
göstermekte, hareketlere doğallık ve özgürlük kazandırmaktadır. Bu
nedenlerle Kafkas elbisesinin benzerleri 19.yüzyılda Rusya'da
Kazak kökenli süvarilere Çar tarafından askeri üniforma olarak
giydirilmiştir.
Erkekler Zarif ve Ciddi Giyinirdi
Erkekler ev yaşamında iç gömlek, pantolon ve beşmetten (gömlek)
oluşan yalın giysileri, dışarıda ise üzerine "Çerkeska", kalpak ve
yumuşak çizme giyerlerdi.
Çerkaska'nın öyküsü
1917
Sovyet İhtilali'nden önceki Çarlık döneminde Kafkas erkeklerinin,
bel kısmına kama takılan "Çerkeska" adlı ulusal giysilerini günlük
yaşamlarında giymeleri yüzlerce yıl öncesinden gelen bir töreydi.
Devrimden sonra getirilen yeni yasalarda ateşli ve ateşsiz silah
taşımak yasaklandı. Kamasız olamayacağı için Çerkeska da günlük
yaşantıdan çıktı. Yalnızca gösteri ve törenlerde görülür oldu.
Araştırmalar Çerkeska'nın ilk aşamalarda el tezgahlarında
üretilmiş ev çuhasından yapıldığını göstermektedir. Bu dönemde
kollar ana parçaya doğru açı oluşturacak biçimde, koltukaltı
kısmında hareketi engellemeyecek şekilde dikilir, Çerkeska'nın ön
ve arkası tek parça kumaştan, dizin epey altına kadar uzun
yapılırdı. Giysi vücudu bele kadar tamamen sarmaktaydı. Belden
aşağı kısımların hareketini kısıtlamayacak ve doğallık
kazandıracak bir etek şeklinde yapılmıştı. Dağlılar 18. yüzyıldan
başlayarak barutluklar (hazır) kullanmaya başlamıştı. İlk önce
bele takılan barutluklar, atış sırasındaki kullanışsızlığı
nedeniyle göğse takılmaya başlamış ve böylece Çerkeska'nın oluşumu
tamamlanmıştı. 19. yüzyılda sonlarında artık son biçimini alan
Çerkeska'nın "hazır"ları da içi tüfek mermisi alacak şekilde
ceplere yerleştirilen sert ve dayanıklı ağaçlardan yapılmıştır.
Üzeri altın, gümüş ya da kemik kapaklarla süslenerek giysiye
özgünlük kazandırılmıştır.
18. yüzyıldan günümüze kalpak
Bugünkü şekline 18. yüzyıl ortalarında kavuşmaya başladığı
sanılıyor. İklim, töre ve zamana göre çeşitlilik gösteriyor.
Çeçen-İnguş ve Dağıstanlılarda geniş uzun tüylü ve yüksek
biçimlidir. 19. yüzyıl sonlarında batıda Adige ve Abhazlardan
bütün Kafkasya'ya yayılan kısa tüylü, zarif biçimli "Kubanka"
günümüze kadar gelmiştir.
Andi'nin zarif yamçıları
İlk
çıkış yeri ve zamanı kesin olarak bilinmemekle beraber Rusya ve
Kafkasya'da en zarif en güzel yamçı Dağıstan'ın en dağlık
yörelerinden olan Andi bölgesi civarında üretilir. Toprak ve
hayvancılıkla uğraşan Kafkasyalıların yamçıyı hava
değişikliklerinden korumak, rüzgar, yağmur ve toza karşı
kullandıkları biliniyor.Yamçı binicinin yanı sıra atı da korur.
Özellikle keçi kıllarından dövülerek yapılır. Genellikle siyah
olur. Dış kısmındaki kıllar doğal haliyle bırakılırken içi
keçeleştirilir. Pelerin biçiminde topuklara kadar uzun yapılır.
Boyun kısmında gümüşten yapılan tutturucular vardır.
Terbiye edilen çizmeler
Günlük olarak iş yapılırken, boğa derisinden elde terbiye edilerek
yapılan kalın ve sert bir ayakkabı giyilirdi. Ayağı vurmaması için
içi ot doldurulurdu. Ayak bileğine kadar yapılan bu ayakkabı
çarığa benzer, bileğe ve bacağa altından dolaştıkları kayışlarla
bağlanırdı. 19. yüzyılda Rus Edebiyatı’na giren "Kafkas çizmesi"
yumuşak olup, ayak parmaklarını sıkmazdı ve siyah deriden
yapılırdı. Tabanları bazen yumuşak köseleden olurdu.
Kamanın kalitesi gurur konusuydu
Dağlı giysisini tamamlayan en önemli aksesuar kuşkusuz bele özel
biçimde takılan "kama" dır. Kafkasyalı için estetiği ve kalitesi
gurur konusudur. Sapı altın, gümüş işlemeli olup, her iki yanı
keskindir. Kın süslemeleri apayrı bir güzelliktedir. Kafkas kaması
ve kılıcı dünyanın çeşitli müzelerinde yerini almıştır.
Bele sıkıca bağlanan kemerin birkaç işlevi vardır. Kemere takılan
toka ve çengellere barutluk, kılıç ve yağdanlık asılırdı. Kama ise
göbeğin hemen altındaki kemerin orta tokasına sapı ile kınının
birleştiği noktadan sıkıca bağlanırdı
Çobanların ayrılmaz parçası başlıklar (Şarkhon)
Siyah, kemik rengi, kahverengi ya da griye çalan renkli çuha ya da
özel olarak deve tüyünden yapılır. Başı yağış ve rüzgardan korur.
Hazır durumda iken üçgen biçiminde, kenarları uzun su-işi,
kurdele, kaytan ya da sim sırma işlidir. Dağlardaki çobanların
devamlı yanındadır.
Kadınların Zarafet Seçimi
Kafkas kadın giysileri dış görünüşleri ile tam bir zarafet ve
asalet örneğidir. Biçimi yüzyıllarca bozulmadan korunabilmiştir.
Dağlı kadınlar giyimlerine özen gösterir ve vücutlarını korurlar.
Küçük yaşlardan başlayarak ince belli ve dik orantılı vücutlarını
korumaya çalışırlar.
Göznuru kaftanlar
Vücudun üst bölümüne tam oturan bu giysi, bele takılan kemerin
aşağısında önden açık ve yere kadar uzun dikilir. Giyside
oluşturulan mükemmel kompozisyonda, göğüsteki üçgen şeklindeki
açıklıktan gümüş, altın ya da pirinçten yapılmış maden düğmeler,
kemerin aşağısındaki açıklıktan ise içlik görünmektedir. Kaftanlar
genellikle koyu vişne, kırmızı, koyu mavi, koyu yeşil, siyah
kadife, ipek ya da atlas gibi kumaşlardan dikilir.
Üzerlerinde omuz ve kemer altından başlayarak etek uçlarına kadar
uzanan altın, gümüş sırma şeritlerle bezenmiş motifli süsler
bulunur. Kol yanları çok değişik modellerle yapılır. Üzerindeki
süslemeler altın, gümüş simlidir.
Kaftanın bel altındaki kısmının geniş ve yere kadar, kollarının
bol ve uzun oluşu rahatlık, zenginlik ve soyluluğu simgeler. Dağlı
kadınların giysileri sosyal yaşantılarının içine girmiş olan
terzilik hünerlerinin birer ürünüdür. Dikiş tekniği üstün beceri,
süslemeleri göznuru, altın gümüş işlemeciliği sanat ürünüdür.
Bu denli değerli giysiler kuşaktan kuşağa saklanmak yoluyla
aktarılır ve halk arasında kimde nasıl bir giysi olduğu bilinir.
İçlikler ise kaftanın içine giyilir ve uzun ya da kısa kollu
olabilir. Yuvarlar dik yakalıdır. Kaftanın altından üçgen şeklinde
görünen göğüs kısmında altın, gümüş vb. madeni düğmeler vardır.
İki ya da tek parça olabilir. İki parçalı olan bluz, tek parça
olanı ise kaftan biçiminde olabilir; ancak önü kapalı olur.
İçliğinde belin altında, kaftanın açıklığından görünen kısmı altın
gümüş sim sırma işlemelidir ve yere kadar kaftan boyunca uzanır.
Süslemecilik harikası kemerler ve kepler
Kaftan
üzerine takılan kemer Kafkas süslemeciliğinin bir harikasıdır.
Bele sıkıca takılan kemerin çok değişik modelleri vardır.
Keplerin ise değişik biçimleri vardır. Üzeri altın gümüş sim sırma
ve inci işlemelidir. Başa dik olarak giyilir. Değişik renkli ama
genellikle beyaz ipek kumaşlardan olur. İçleri saçaklıdır.
Kaynakça
1) Musa Ramazan, Tekin Koçkar - Kafkas Halk Dansları, İstanbul:
Şamil Eğitim ve Kültür Vakfı Yayını, 1988. |