 |
 |
|
 |
|
|
|
|
KAFKASYA KABİLELERİNDE ARMA ve DAMGALARA
İLİŞKİN HİKAYELER, OLAYLAR |
|
|
Tl'ap' El Hac Mustafa Mahir Efendi
Osmanlıca'dan
Çeviri: BİDANIKO Mahmut Fidan Yayına Hazırlayanlar: Dr.
Batıray Özbek Yedic, İrfan Genel 14 Ocak 2004
Mısır, 1865
Bulak Matbaası Ethnographie der Tscherkessen, 10 Edingen, 2004
|
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
..................................................................................................................................... |
Önsöz
Bjedughlu Tl’ap El hac Mustafa Mahir
Efendi’nin seyahatnamesini
sadeleştirmeye çalışarak sizlere sunmaktayım.
Kitabın orijinalini damga sayfalarında bir iki
sayfa eksiğiyle Antalya/Korkuteli/Yeleme
köyünden Kaseyko Aziz Uzun bana gösterince
şaşırıp kalmıştım. İlgi ve dikkatle
dinlediğim, Adigeler hakkında verdiği
bilgilerin kaynağı bu yolla açıklığa kavuşmuş
oldu.
Rahmetli Aziz Uzun, "sen bu
kitabın değerini bilirsin" diyerek hediye
ettikten sonra eksik sayfalarını aramaya
başladım. Rahmetli olan T`eşu Yasin
Çelikkıran’a kitaptan söz edince,
Karamürsel’de oturan saygıdeğer hemşehrimiz
Cemalettin Özbay’da bir nüshasının olduğunu
söyleyerek fotokopisini gönderdi. Yapıtın
eksik sayfalarını ekleyerek tamamladıktan
sonra, kitabın fotokopisini yaparak, bir
örneğini Aziz Uzun’a geri gönderdim.
Rahmetli Bidanıko Mahmut Fidan eski Türkçe’den
sadeleştirerek çevirisini yapmıştır. Bidanıko
Adige diline vakıf bir kişi olarak Adige
kökenli kelimeleri doğruya yakın telaffuz
ettiğine inanıyorum. Latince yazım kuralı
olarak Fahri Huaj’ın hazırladığı alfabeyi
kullandım. Köln’de yaşayan Kenet İrfan Genel,
bilgisayarla son şeklini vererek yayına
hazırlamıştır. Görüldüğü gibi bu yapıtta bir
çok hemşehrimizin emeği ve yardımları
olmuştur. Vefat edenlere rahmet, yaşayanlara
da uzun yaşamlarla; Adigece, ‘’tha şöğepsew!’’
diyorum.
Bjedughlu yaşam hikayesini
okuyunca, masa başı teorisyeni değil pratik
bir araştırmacı olduğunu görüyoruz.
Araştırmacılığı kitabına daha çok değer
kazandırmaktadır. Kendisini minnet ve rahmetle
anıyorum. Onun araştırmacı yolunu takip
edenlerimiz olsaydı, diasporada Adige sözlü
edebiyatı; Nart destanları, hikayeler,
masallar, ağıtlar ve benzeri belgeler diri
diri mezarlara gömülmezdi.
Bjedughlu
efendinin kitabının daha bir çok hemşehrimizin
kütüphanesinde bulunduğuna inanıyorum. Her
nedense, yapıt araştırma özelliği veren
tekstleriyle birlikte yayınlama gereği
görülmemiştir. Acaba neden? İstanbul’da
yayınlanan Yeni Kafkas dergisinde sadece
‘’Damgalar’’ yayınlanmıştır. Yayınlayıcı
Vasfi Güsar bey damgaları nereden aldığını ve
kendisinin de bazı eklemeler yaptığını
yazmaktadır. Hangi damgaları eklediği ve
bilgileri nereden bulduğu gibi önemli
bilgileri ise vermemektedir. Benim yaptığım
karşılaştırmada Bjedughlu, 242 damga tespit
etmiş ve bunların içinde 212’sinin sahiplerini
yazmış, gerisini ise bulamamıştır. Vasfi Güsar
ise 215 damgayı, alfabetik sıralama
yaparak sahipleriyle vermektedir.
Bildiğim kadarıyla Adige "sülale" adları
üzerinde sosyolojik ve etnolojik anlamda
bilimsel araştırmalar yapılmamıştır. Hemen
hemen herkesin hemfikir olduğu, bir damganın
bir "sülaleyi" temsil ettiği şeklindeydi.
Bjedughlu’nun araştırmalarını okuyunca bu
anlayış ve bilginin yanlış olduğunu
görebiliyoruz. Çünkü bir "ailede" kardeşlerin
ayrı ayrı damgaları olduğu, gereğinde ekleme
ve çıkarmalarla yeni damgaların geliştirilerek
diğer kullanıldığını görmekteyiz.
Zafer Süren (İstanbul 2001) de değerli bir
derleme yaptı "Çipxe Kafkas ‘Aile’ Adları"
isimli kitabı yayınlandı. Güzel bir yapıt.
Kendisini kutlarım. Zeki Süren "aile"
sözcüğünü tırnak işaretleri içine alarak
kullanması yerinde bir kullanım.
Ayrıca Dr. Otger Wedekind’in (Hannover;1975,
Brandzeichen bei Pferden) At Damgaları adlı
yapıtının 67-71 sayfalarında yayınladığı
Çerkes damgalarını da ekleyerek ilgi
duyanların yararına sunmayı yerinde buldum.
Dr. YEDİC Batıray Özbek
|
.
|
.
|
 |
|
001- Kırım hanlarının damgasıdır.
Sıkke üzerinde kullandıkları budur. |
|
|
 |
|
002- Alışılmış Çerkes ve Bjedugh'lu
hanların damgasıdır. |
|
|
 |
|
003- Tloko Muhamkeriy adlı kişinin süt
beslemesi tanınmış Han'ın damgasıdır. |
|
|
 |
|
004- Şecray Han’ın damgasıdır.
Besleney’dir. |
|
|
 |
|
005- Hacmuk Cankılıç adlı kişinin süt
beslemesi Azimçeri Han’ın damgasıdır.
Tüm Çerkeslerin ittifakı ile bunların
her birinin diyeti (kan bedeli) bin
insan canıdır. |
|
|
 |
|
006- Abazaların birinci Han’ın
damgasıdır. |
|
|
 |
|
007- Abazaların ikinci Han’ın
damgasıdır. |
|
|
 |
|
008- Canbot'un damgasıdır. Kabardey’in
birinci beyi ve soyludur. Ve bu
kabilenin en ünlü kişisi Kaytuk
Aslanbi'dir. Ancak Kabardey, Karaçay
ve Balkar gibi çevrede yaşayan kabile
ahalisinden vergi almıştır.
Kabardey’in bayrağı beyaz kaş (= haç)
ortasında ay yıldız resminde kırmızı
işarettir. |
|
|
 |
|
009 - Musost, Kabardey’in ikinci bey
ve asilidir. Lakin şimdi düşkündür. |
|
|
|
|
|
.....................................................................................................................................
|
|
|
010 - Hatığujukok, Kabardey’in üçüncü
bey ve asilidir. Kabileden sonraları
şöhret sahibi olan Hatığujuko Muhammed
Paku'dur. Paku bir gün ava gider.
Balkar sınırına girdiğini oradaki halk
ve beyler haber alınca, başına
toplanır ve ikramiye olmak üzere bir
kaç bin hayvan toplayarak armağan
ederler. Paku ise yalnız av için
gezdiğini ve ancak bir kaç ahbabının
hatırlarını sormaya o taraftan
geçmekte olduğunu ve hiç bir şeye
ihtiyacı olmadığını ve onlardan
ziyadesiyle memnun olduğunu söyler.
Paku kendisine verilen armağanı
oradaki halka vermek ister. Ancak
halk; ‘’biz artık Hatığujuko gibi ünlü
bir kişi kamil Balkar memleketine
girdi de eli boş çıktı diye, alem bizi
ayıplar, olmaz‘‘ diye armağanı Paku’ya
vermede ısrar ederler. Bunun üzerine
Paku Çaresiz armağan edilen hayvanları
alır ve döner.
Yol boyunca
karşılaştığı yoksullara vererek bu
hayvanları bitirir. İstememişken böyle
itibar edilen zata, mal toplamak için
bir tarafa gidip de bir şey isteyecek
olsa şöhretine layık olarak pek çok
malı fazlasıyla verecekleri bir
gerçektir. Ancak halkın sevdiği gerçek
bir beye, böyle mal gerekmemektedir.
Bu kabileden Hatiğujukok Kuğuruk
Doletmirze adında bir kişi yetim
kalınca kaçıp Rusya'ya gider. Ruslar
bunun prenslerden olduğunu anlayıp çok
ikram ederler ve bir kaç sene Fununi
-Harbiye ve Kanuniye vs. eğitirler ve
rütbesini kaymakamlığa kadar
yükseltirler.
Vatanına döneceği
zaman, Çar tarafından gümüşten
yapılmış yaldızlı sofra ve çay
takımları da hediye edilir.
Memleketine vardığında, kıymetini
bildiği takımları amcasına hediye
eder. Amcası da Bahsan nehrinin
üzerinde yaptırmış olduğu köprünün
yanına herkesi çağırarak hediye edilen
eşyayı, merhumeyi göstererek,
‘‘bunları aziz oğlum bana Rusya’dan
getirdi ‘‘ der. Herkes kendisini
kutladıktan sonra, ayağa kalkarak;
‘‘ey aziz dostlarım! Ey din
kardeşlerim! Bu sizin güzel dediğiniz
şeyler benim gözüme pek çirkin ve
bulaşık gözüküyor. Belki de leke ve
mundar şeyler gibi anlıyorum. Benim
için kabulü bir türlü ihtimal
değildir. Zira bunların ardından
ülkemizde neler ortaya çıkacak ve
olacak? Bir memleketin yok olması,
böyle hile ile ithal olunan şeylerden
başlar. Ben bunları istemem, ’‘diye
köprünün ortasında durup tümünü suya
atar. Gerçektende bunun kardeşi gibi,
sonradan Rusya'ya eğitim için gidip
gelenlerin yüzünden çok zaman geçmeden
Kabardey vatanı elden gitti, desek
hiçte yanılmış olmayız.
Kabardey’de peri misali bir kız ortaya
çıkar. İzini gören, yüzünü görmeden
aşık olur derecesinden nazik bir
yaratıkmış. Görenler, ‘’acaba bu kız
yüzünden, köyde ne çok fitneler
olacak, ne kadar anlaşmazlıklar
büyüyecek?’‘ diye düşünüyorlardı. Bu
nazik ve güzel kız Biberd köyünde
yaşamaktadır. Bir akşam komşularının
evinden yalnız gelirken, atlı
bir baba dostuna rastlar. Kızcağızla
biraz konuştuktan sonra, ‘‘gel kızım
seni evinize kadar götüreyim‘‘ der.
Çocukta hem bu kişiyi tanıdığından,
hem de böyle şeyler adet olduğundan
çekinmeyerek kabul eder. Ata biner
binmez ç’ak'o (*) ile yüzünü örterek
doğru kendi evine götürür ve annesine
teslim eder. Annesine ‘‘bu kızı canın
gibi sev. İyi bak ve eğit! Günü gelir
hem sana, hem bana yarar‘‘ diyerek
iyice tembihler ve kalkarak kızın
babasına gider. Bakar ki, orada bir
kıyamet. Kız kaybolduğu için herkes
bir tarafa koşuşturmaktadır. Ancak
boşuna. Neticede kızın babasıyla kızı
çalan, o gece sabaha kadar uyku
uyumadan otururlar. Sabah erken
geceden hazırlanmış atlara binerek,
Timurkapı ile Anapa'nın arasında
sormadık adam, gezmedik yer
bırakmazlar. Bulmak mümkün mü? Sonuç
olarak, ‘‘bu kız periye benzer bir
şeydi, şimdi başka aleme karışmış olsa
gerektir‘‘ diyerek, babasını güç hal
kandırarak dönerler.
Çok
geçmeden bir düşmana karşı savaşırken
kızı kaçıran adam ölür. Cenazesi evine
götürülüp annesi tören yemeği
hazırlanırken, cenazyi getirenlerden
bazıları kızı tanır. Hemen köye dönüp
babasına bilgi verirler. Adam;
‘‘eyvah dostumun niyeti fena değildi
ama ne Çare ömrü yetmedi. Yas
bitinceye kadar kız orada kalsın’‘
der. Ancak, Kaberdey büyükleri‚ ’’bu
olmaz. Evladını kendi korumalısın ki,
o çektiğin mihnete bir daha
uğramayasın’‘, diyerek kandırırlar.
Kızı besleyen kadın karardan
haber alınca, vefat eden oğlunun
derdini unutarak, kızın ayrılığına
yanmaya başlar. Topluluk kız çocuğu
alarak, ağlaya ağlaya, babasının evine
getirirler. Çocuk yine ağlar. Bir
ağlamak ki, susturmak mümkün değil. O
zamanlarda kızın eski adını
değiştirip, hanım ağlatan anlamında
'’Guaşeğeğı’' adını vermişler. Meskür
kadına da bir takım güzel sözler ve
pek çok hediyeler verilerek, istediği
zaman yine görmek koşuluyla evine geri
gönderirler. Guaşeğeğ şimdi babasının
evinde başka memede (sütannede) iken
bile yine oradadır. Gençliğini
görenler gördükçe yine görmek
isterler.
Hatta Kanşavş'u
namında bir beyzade, kızı bir defa
beşikte görüp, gözü kalmıştır. Bu
çocuk kaybolduğu zaman, ondan haber
alabilmek için gece gündüz durmadan
gizli gizli aramıştır. Bu sefer
çocuğun bulunduğunu işittiğinde, kılık
kıyafet değiştirerek köye gelir. Kızın
babasına hizmetkar olur. Memleketi
uzak, kılık kıyafetini de
değiştirdiğinden herkes onu gerçek bir
hizmetkar olarak bilir.
Silah
ve eyer takımı dahil her şeyi kendisi
yapar, çamaşır vs. gereksinimini
Çerkes adeti olarak Guaşeğeğı’ya
diktirir. Hem hizmetkar hem silahşor
süvari olur ve en sonunda da beyinin
önemli işlerine karışmaya başlar.
Şöyle ki; efendisi bir düşman için
tedarikte bulunduğunu görünce, gece
Şhaloch atına binip işini bitirir
döner. Efendi sabah olunca at, silah
gibi hazırlık istediğinde, yavaşça
yanaşarak, “yorulmayınız onun işi
bitti”, der. Bey de adı geçenin adi
hizmetçi olmayıp bey durumunda
olduğunu bilirse de yine belli etmez.
Ancak nereye giderse beraber alır ve
saygı gösterir.
Bir gün bey
odasında oturmaktadır. Pencerenin
karşısında ise Kanşavuş'u atıyla
uğraşır. Guaşeğeğı'da kapının bir
kanadını açıp delikanlıya bakmakta
iken, kendi işleriyle uğraşan
delikanlıya, Şoloch cinsi atına
binerek bir iki dizgin almasını ister.
Oğlan zırhına varıncaya kadar her
şeyini mükemmel bir şekilde giyinerek
at biner ve kızın istediklerini yerine
getirir. Bir dizgin eder. Bir daha
artık ejder mi aslan mı desek caiz.
Efendi beğendi ve bir de kamçı vurarak
gitmesini ister.
Olaylara
seyirci kalan Guaşeğeğ’ının beni
önünde hazır bulacaksın, diye işaret
verdiğini anlar. Beye hitaben; ‘‘kamçı
vurursam bir kusur etmiş olurum. Belki
de bir daha hizmetinde bulunamam‘‘,
dediyse de efendinin zorlaması üzerine
bir kamçı vurur. Amir ; ‘‘bir vuruş
maşallah kurşun gibi, bir dönüş
tebarekallah, yıldırım gibi der‘‘.
Üçüncü defa kamçısını vurunca daha
öncelerden beri güzelliğiyle bilinen
15 yaşında ki genç kızı, atının
üzerine attığı gibi memleketine
götürür. Bey de ardından bakarak
güler. Çünkü bu olay işine gelir.
Sonra ‘’bu nasıl şey, hali meçhul adi
bir hizmetçi kıymetli kızını kaçırsın
da, bu adam yine rıza göstersin’’
diyenler olduysa da ‘’Hey arkadaşlar o
sizin adi dediğiniz kişi, merhum falan
beyin oğludur. Yetim kalınca edep ve
terbiye öğrenmek için yanıma geldi.
Keşke onun gibi bir yiğit daha bulsam
da büyük kızımı versem‘‘ diye karşılık
verir.
Gelelim Kanşavuş'a.
Gelini ile beraber salimen memleketine
vardığında İslam adetlerine göre
evlenerek, otuz cariye ve güzel at ve
eğer takımları, kıymetli şeyleri nikah
adeti olarak kayın babasına göndererek
muhabbetleri artar.
Yine bey
münasip bir zat bulup büyük kızını da
evlendirmiş ise de Guaşeğeğ sırası
gelmeden evlendiğinden ve kocası da
yakışıklı olduğundan, küçük kız
kardeşini kıskanır. Bir birinden
ayırmak için bin türlü hileler
düşünmeğe başlar. Uzun müddet uğraşır.
Sonunda fırsatını bulup, bir gece
küçük kız kardeşinin yatağına yatar.
Gece yarısı olunca Kanşavuş işin
farkına varır. Kanşavuş sabahleyin,
olan işi anlayınca, silahlanarak
oradan geçmekte olan bir Tatar
kervanını, “haydutlardan muhafaza
ederek, Karadeniz iskelesine kadar
götüreceğim,” bahanesiyle evden çıkıp
gider ve bir daha da geri dönmez.
Guaşeğeğ o günden sonra ne yer ne
içer, dokuz gün ve gece durmadan
ağlar. Hain kadın “gayeme ulaştım bu
bana yeter“ diyerek o da kaybolur
gider. Bir daha da yüzünü gören olmaz.
Guaşeğeğ için bestelenen ağıtı duyan
kızlar, muhakkak ağlayacaklardır.
A Biberdi kuace guşeme sira pşaşe
ğeş'üağ A cır sipace yi dişe pxevu
pşehuce sepxiğ A xedziğe seç'ı
pşıtl'ıpxum sırı neçıha se, A çıpxu
hade-sade guşem sişhağuse guşeri
yiğek'odiy Se sivunej guşeri
çiğeğupşiy se. A sıtl'emi sı
kumışhe hajıxer yemıptlınev sıkenaği
se. A se kısexul'ağem kınevij,
şı'açer guğek'od kısfexuğa se..
“Biberd ahalisinin birinci nazlı
kızı idim. Şimdi odamın altın
direğine esaret zinciri ile bağlandım.
Seçme otuz adet cariye nikahım iken,
sihirbaz cadı ve hain kancık, aziz
kocamı zayi etti. Evimi yıktı. Ölsem
köpekler kemiklerime bakmaz bir halde
beni bıraktı.Vay başıma gelenler
haller.Şimdiden sonra yaşamak benim
için haram demektir“ diyerek göçüp
gitti
|
|
|
|
011 - Bolotuk. Çemguy kabilesinin beyi
ve büyüğüdür. Kırım hanı Çerkes’e
gittiğinde beraber vekil bıraktığı
kabiledendir. Bu damganın sahibi
Bolotuk Mısost, gayet zalim ve
merhametsizdir. İçlerinden burada üç
hikaye yazacağız:
1. Bolotuk
kabilesini zulme adet ettiği üzere
beşikten ayrılıp ilk at bindiği gün
cesur bir kaç kişiyle bir köye hücum
ederek, Çüpeşiş ismiyle bir
oğlan çocuğu kaçırır. Köy ahalisi
gelip çocuğu istemelerine rağmen geri
vermez. İstediğinde üç kat daha fazla
ödeyeceğini söylediyse de, kabul
etmez.
2. Kabardey beylerinden
birisi Mısost'a gelir: ‘’Altmış
beş hane kölem var. Her bir hanede şu
kadar nüfus var. Bu köleler yavaş
yavaş benden kaçıp gidiyorlar.
Hizmetimden kaçıyorlar. Bunları birden
def etmek isterim ama Kabardey beyleri
haber alırsa, beni kıskandıklarından
kölelerimin hepsini ayağa
kaldıracaklar veya birer ikişer firar
ettirecekler. Artık bunun çaresini siz
bulursunuz‘’ düşüncesiyle ricaya
geldim der. ‘’Olur Mısost, çok güzel.
Sen git rahat et’’ yanıtını alır.
‘’Ben bu işi hatırınız için yaparım.
Bu zorluğunuz hallederim’’, diyerek
söz vermesi üzerine bey ona inanıp
memleketine geri döner. Bolotuk ise
‘’kendiliğinden rızkımız ayağımıza
geldi’’ diyerek uygun bulduğu karanlık
bir gece Petaksı köyüne cesur 300 kişi
ile gider. Habersiz köleleri basar,
birbirine bağlar ve beş günlük mesafe
olan Wubıh memleketine götürüp satar.
Geri döndüğünde, ‘’paralarımızı
alacağız’’ diye bey de sevinerek
geldiyse de, bu baş belası, alır amma
vermez adamlardan olduğundan bir
akçesine bile alamaz. Zor kullandıysa
da başaramaz, kendini yedi bitirir.
3. Tatar kabilesinden Kupçak köyü
derler, hayvanatça zengin köy varır.
Köy yeşillikler üzerinde kurulmuş
geniş topraklara sahiptir. İlkbaharın
ikinci ayında askerleriyle köyü basıp
köyün bütün hayvanını sürüp götürür.
Arkasına sözü geçen adamlar giderek
hayvanlarını geri çevirmesi için
yalvarırlar. Ne kadar kadın varsa
küçük çocuklarını omuzlarına alarak
Bolotuk'unun evine gelirler: “Bey biz
hayvanattan vazgeçtik. Fakat
hayvanatın yavruları elimizde kaldı,
bağırıyorlar, açlıktan ölecekler.
Bazımızda sütü olmadığından işte bu
çocukların çoğunluğunu inek sütü ile
besliyoruz. Yeni doğurmuş yavrulu
inekleri ver diyerek”, ağlayarak
yalvararak rica etseler de yine kabul
edilmez. “Her şeyden vazgeçtik her üç
hanenin çocukları için bir yavrulu
inek tertip ederek bizi memnun ederek
geri çevir”, diyerek, yine yakarırlar
ancak yine kabul edilmez. “Evet
hakkınız var ama benimde hakkım
vardır. Halkımı korumaya mecburum.
Zira benim elime geçen şeyi bir daha
geri vermemeyi kendi nefsime kanun
tutmuşum. Nafile hiç yorulmayınız”.
diyerek ricalarını red edince adı
geçen köyün tüm ahalisi çocuklarını
omuz ve kucaklarına alıp bir nehrin
kenarına toplanarak, zalim beye beddua
ve lanet ederler. Bu bedduaları tutar
ki, çok zaman geçmeden helak olur.
Bunun hısım akrabasından bir kaç kişi
kalmıştır. Onlardan kim bey olursa
elinden geldiği kadar halka zulüm
eder. Meşhur Şeyh Şamilin zamanında bu
zalimler yok edilir.
|
|
|
|
012 - Şeceruk . Hatukuay kabilesinin
bey ailesindendir. İsmi Kekanuk
Cangeri’dir. Cinsi güzel seçme kısrak
attan olmak üzere 1700 kadar hayvanı
vardır. Çerkes beyleri kıskanıp uzakta
olan Abzegh düşmanlarına katılarak
yağma derler. İntikam alamadan vefat
eder.
Bu beyin Femiye han isminde bir kızı
kalmıştır. Göçte Anadolu’da
Uzunyayla’ya yerleşmiştir. Zengin ve
asil güzelliği nadir olup, nasipleri
çoktur. Önce Hatukjukok Musa adlı zata
kısmet olur. Sonra Kekanuk Talustan'la
evlenir. Sonra Bolotuk kabilesinden
ünlü Aytekok Karbeç adlı kişiye, sonra
Pedıs Hüseyin, sonra Pşımaf adlı
biriyle, sonra Zanoğlu Seferzade
Paşaoğlu olup daha sonra Dersaadet’te
bulunan, Kara Batır ve diğer ismi Leva
İbrahim Paşa’nın nikahlısı iken
vefat etmiştir. Kız için bu kişilerin
hiçbiri bir türlü münazaa edip öylece
tehl etmiştir. Femiye hanımın bir tek
çocuğu olup, (sene 1301) 20 yaşında
olduğu halde Sultaniye askeri okuluna
girer.
|
|
|
|
013 - Kırımzok Adelgeri, bey ve
aslidir. Ancak Nogay’dır. Besleneylere
yakın, Dombai Berk denen, Kuban
nehrine yakın bir ovada oturur. Çok
hayvanat sahibidir.
|
|
|
|
014 - Kanıko Bekmerz, Besleney
kabilesinin beyi ve asilidir. Bu
kabileden, bir erkek zorla atından
aşağı atılamamıştır, diye şöhretleri
vardır. At dizgin kullanmakta usta
olduklarından, damgaları dizgin
şeklinde yapılmıştır.
|
|
|
|
015 - Hacmuk Alkas; arka çıkan,
koruyucu olanlardandır. Bjedugh’dur.
On iki köyün beyi ve asilidir. Nüfuz
sahibi bir kişiliktir. Sultan
Mahmud'tan bereat fermanı vardı. Anapa
Ç'emguy hasılatından 5000 kuruş ücreti
vardı. Çok ünlüydü. Tehu Temirkuay
köyü civarında, Satruk yolu kenarında
bir tepecikte gömülüdür. Vefatından
beş sene sonra eski düşmanlarından
biri o yoldan geçerken, "al böylesine
bir kurşun!" diyerek mezara kurşun
sıkarak mezar taşını kanatmıştır.
Şehittir diye herkes mezarını ziyaret
eder. Bayrağı; yeşil atlas, ortasında
ay yıldız alemeti vardır.
Kabardeylerden başka, diğer tüm
Çerkeslere bu bayrak mal edilir.
Bjedugh kabilesi her ne kadar sayı
bakımından az iseler de, yine önemli
şeylerde, içtenlikle ve doğrulukları
bilindiğinden kendi meraları üzerinde
namusluca iş görürlerdi.
Büyük
kişiliklerden biri Bjedugh hakkında;
"bir taraftan deniz, diğer tarafında
domuz ne yapsın Bjedugh’umuz" demiş.
Yani bir taraftan Moskof, bir taraftan
İbrah, Shapsugh ve Hatukuay ve
Çemguy'dan, diğer yönü ise Abzegh
olmak üzere dört tarafı düşman ile
çevrili iken yine neşeleri sayesinde
bunların ara yerinde iyi yaşıyorlar.
Bir zamanlar onların Bjedugh aleyhinde
olan niyetleri fenadır. Ancak
elbirliği ile çalıştıklarında vakai
kurlara gelmemişlerdir ve burada bir
savaşı parlak surette kazanarak
şerefleri artmıştır. Şöyle ki;
Kabardey’de Baksan adlı büyük nehrin
üzerinde kudretten çekilmiş bir kara
kayanın üstüne yapılmış, kız burunla
çetin ve korunmalı kalenin fethine
Kırım hanı yürümüştür. Giderken
yolunda bulunan kabilenin meşhur
ahalisinden bir miktar asker alarak
çokça asker tedarik etmişti. Ancak
kalenin pek sağlam olduğunu görünce
‘’birden hücum ederse çok asker
kırar’’ diyerek, nöbetle askerlerini o
kaleye hücum ettirir. Bütün Bjedugh
kabilesi de nöbeti bekler, kırılan
kabileleri gördükçe, usul
bilmediklerindendir diye canları
sıkılırdı. O derece savaşa
alışkınlardı ki; bir gün atları
çayırda otlar iken, bir atın kaçtığını
gören nöbetçi delikanlı bunu
yakalayınca, ‘’atlarımız bile
bıkmışlar ve kaçıyorlar’’ dediğini Han
işitince, haydi yarın nöbet
Bjedughların olsun diye sırayı onlara
vermiştir. Bjedughlar sevinerek o gece
hazırlıklarını yaparlar. Önce baltacı,
kazmacı, piyade daha sonra ok, tüfek
nişancıları iki kolda silahşor süvari
askere başka kabile karışmamak ve
kaleye kimse girip çıkmamak için,
etrafta da karakollar tertip ederek
sabaha karşı hücum ederler. Doğruca
kalenin duvarına kadar dayanıp temel
kapılarını söktükten sonra içeri
girerler. Düşmanı perişan ve malını
yağma ederek bulunan pek çok ganimeti
Han’ın huzuruna yığarlar. Han'da sebat
ve yeteneklerini takdirle onlara üç
kez ‘’aferin’’ demiş, ganimetten çokça
mal vermiştir. Bu savaşta Bjedugh
kabilesi için söylenen bir uzun destan
şu iki sözle belirtilmektedir: "Ya
pşaşexer xerdışe blerıps, ya şavexer
yıpse yemıblej. (Kızları altın
gerdanlı, erkeleri canlarını
çekinmeden feda eden yiğit kişiler)"
Bjedughların cesaret ve tedbir
sahibi olduklarına kanıt; bey aşırı
derecede zulüm ve taadide
başladıklarından senei 1266’da tümünü
Buntşukuay köyüne davet ederek, güzel
ile adaleti icra etmelerini
söylemişler ve çok nasihat etmişler
ise de bu tür emirleri ve nasihati
hakaret gördüklerinden, "sizde kim
oluyorsunuz, efendilerimize akıl
öğretiyorsunuz?" diye bulundukları
konağın kapısından, pencerelerinden
halka kurşun atmaya başlayınca,
akıllıca düşünerek ve ilimleri
irşadiyle konağı ateşe verirler.
Verkler yanacaklarını anlayınca, birer
birer kapıdan fırlamağa başlarlar.
Halk da, "fırsat elde iken işlerini
bitirmeli" diyerek kim kapıdan önce
çıktıysa onu vurur. Sonra kafasını
kesip işlerini bitirirler. Bu olay
bütün Çerkesler için çok faydalı olur.
Çünkü emirleri dinleyerek bundan sonra
şeriatı kabul ettiler ve bu tür
zulümden uzak oldular.
Bjedugh kızlarından ve bilhassa Hacmuk
kabilesinden, daha beşikteki bir kızı
alacağını bilse on beş yaşında olan
delikanlı onu beklemek işten değildir.
Oldukça makbuldür. Kızlar kendilerine
çok dikkat ederler ki, bir kızın
namusundan zerre kadar şüphe edilmez,
etselerdi hemen yok ederlerdi. Zikri
sebahat eden kayaya Kızburun denmesi
yine bu kabileden gayet güzel bir kıza
bir töhmet altında kalınca, ‘’bizi
lekedar edecek, kurtulmaktan başka
çare yoktur’’ diyerek, başına siyah
bir çarşaf örtüp kayanın tepesinden
aşağı suya atmalarından gelmiştir.
Sözü edilen kayanın biraz uzakça,
Çetığujkokuay ve ikinci
Hatğujkuay isminde iki köy
vardır.
Bu kabilenin kızları
akıllıdırlar, bağlıdırlar. Hacmuk
Alkas'ın büyük biraderi Hacmuk
Batgeri'nin güçlü bir düşmanı ortaya
çıkar. Askeri az olup karşı
duramayacağından Petersburg'a azimetle
meşhur kraliçe Katerina'ya iltica
eder, yardım ister. Kraliçe -deneme
amaçlı- domuz başı ile beraber
domuzdan yapılmış yemek takdim
ettirir. Batgeri sofrayı görünce bunu
büyük bir ihanet sayarak ve rezil
olduğundan, sefalete dayanamayarak
ağlar. Sonra "ya Allah, İslam dininde
yasak olan, bana sırf haram olan şeyi
yemeye mecbur ettiren düşmanım
hakkında uğursuz, benim için uğurlu,
düşmanım rezil ve rüsfan ve beni onun
üzerine başarılı ve hükümran et" diye
elini yemeğe uzatınca, kraliçeden
verilen talim ve emre göre sofracılar
domuzdan yapılma yemeklerini alıp
çekerler. Kendi arkadaşlarının
marifeti ile koyun etinden mamul
yemekler ile ağırlanır. Rütbe ve
ihsanlar alır. İstediği zaman gereği
kadar yardım verilmesine Çerkes
havalisi komutanlığına emir yazarak
ülkesine geri gönderir.
Düşmanı
olan Shapsugh kabileleri 600 köyden
ibarettir. Batgeri'nin Rusya’daki
görüşmelerinden haber alarak ve olayın
önünü alıp daha yardım yetişmeden
işini bitirmek için harbe
hazırlanırlar. Batgeri daha az askeri
ile koşarak geçidi tutar. Nişancıları
yerleştirerek 5000 düşmanını kırar.
Kurtulan bazı neferler memleketlerine
giderken iki oğlu askerde bulunan bir
hatuna rastlarlar. Hatun durumu sorar.
Askerler; - İyi savaştılar, çok ölü
verdik. - Ben ‘’Batgeri’yi
soruyorum. Nasıl bıraktınız?
- Vuruldu... - İşte şimdi rahat
oldum. Biz Shapsugh kadınları asker
yerine asker yetiştiririz ama Bjedugh
kadınları bir daha Batgeri gibi adam
yetiştiremezler, diye teselli olur.
Vefat eden iki oğlunu dahi sormaz.
|
|
|
|
|
016 - Kırımkeri Yenceldir,
Bjedugh’dur. Ancak Tuma Nevf’da
derler. Bolotuk kabilesinden, babası
aşağı beylerden olmakla beraber (Ata
ve bey) onlar gibi sayılmamaktadır.
Her hali ile Bjedugh beylerindendir.
|
|
|
|
017 - Ançokok Talustan'ın
damgasıdır. Bjedugh’dur. Büyük kişidir
ve asildir.
|
|
|
|
018 - Aşcakopşıko Pşık'uy,
Bjedugh’dur. Meşhur ve cesudur. Merhum
Talustan'ın babasıdır. Xarixan kızdır.
|
|
|
|
019 - Pşıj Gosşım. Bu dahi Boltok'un
kardeşidir. Ancak kardeşi ile
anlaşamayarak dağa kaçmış ve elli
seneye yakın dağda yaşamıştır. Daha
sonra barışıp eve dönmüş gelmiş ve
eski beylik unvanını Pşij olarak
değiştirerek damgasına da bir
kuyruk ilave edilmiştir.
Bu
kabileden Pşij Musa namında zat
Petersburg'da dil, okuma ve yazma
öğrenip Çar’dan rütbe aldıktan sonra
vatanına geri dönerek meşhur
Abdulgerij Han’ın kız kardeşi ile
evlenmiştir. Bu kadın Musa ile
evlenmeden önce Yedic namında bir
kişiyle, ondan sonra Nakparıchu
Noğay'la evlenmiş, iki kocası da vefat
etmiş bir duldur. Hanımın üçüncü eşi
Musa vasıtasıyla, kardeşlerini dava
ederek, merhum babasının ve general
kardeşinin miraslarından 20 pike baliğ
moskof karbulu, bir çok eşyayı alarak,
hanzadeleri biraz kocasına düşman
etmiştir.
Musa gezmek için
1306’da İstanbul’a gelerek kendisine
göre bir yer hazırlatmakta iken,
"aniden vefat etti" diye hanımını
başka bir zatla evlendirdiklerini
işitince, intikam niyetiyle
memleketine geriye döner. "Kendisinden
sakınınız. Düşmanınız geliyor" diye
telgraf verilmiş ve orada da hükümete
haber vererek çok dikkatli
davranmışlardır. Moskof rençperi
kıyafetine girip, kolayca memleketine
varır ve hanımını alan adamı öldürür.
Hükümetin o kadar dikkatli tedbirler
almasına rağmen yinede yakayı
kurtararak İstanbul’a geri gelir.
Şimdi Anadolu’ya geçmiş muhacirlerin
arasında yaşamaktadır. İntikam almakta
niyet ettiklerini yerine getirmekte
her biri, her tehlikeyi göze alabilen
cesur beylerdendir.
|
|
|
|
|
|
..................................................................................................................................... |
|
|
020 - Abazaların birinci bey (=Maan) ve
asillerindendir. |
|
|
|
|
021 - Kırım Sukal. Karaçayların bey ve
asilidir. Çağatay’dır. Para ve sayısız hayvan
sahibidir. |
|
|
|
|
022 - Kankok Karbeç bey, asil
cömert bir kişidir. Bjedugh’dur. Kardeşi
Kankok Pşımaf, onu kıskançlığından bir gece
karanlıkta boğdurur. Cenazesini bir derede
saklar. Ertesi yıl cenazeyi bir çoban bulup
tanır. Elbisesine varıncaya kadar temiz
vücuduna bir şey olmamıştır. Halk toplanıp
kendi mezarlığına nakil ettirmiş, diye her
yerde anlatılır. Bu kabileden ve aileden
Pşekok isminde bir pehlivan yetişmiş ve Kırım
Han’ının pehlivanını yenmiştir.
|
|
|
|
|
023 - Yelbızıko Yendar Bjedugh bey ve
asilidir. |
|
|
|
|
024 - Hacı Kazıyıko Bjedugh bey
ve asilidir. Bir vakit Kırım hanlarına
yaverlik etmiş ve bazı aralıklarla onlarla
müşaverede bulunmuştur.
|
|
|
|
|
025 - Lok Machgerij Kabardey’dir. İsmi
Pusatış'tır. Basxiğ, Mıdacov, Cerakhi de
derler. Ğalebe, Lakli ve Cebaği üç kabile
vardır. Bunun kabilesi Basxığ'dır ve en
büyüklerindendir. |
|
|
|
|
026 - Pşıpş Katavıl oğlu Timurkan Kabardey bey
ve asilidir. General rütbesi vardır. |
|
|
|
|
027 - Kateznarıç Kabardey cesur ve cömert ve
maldardır. Sibirya’da doğmuştur. |
|
|
|
|
028 - Eski Sukuluk damgasıdır. Kabardey’dir. |
|
|
|
|
029 - Yeni Sukuluk damgasıdır, generaldir. |
|
|
|
|
030 - Tığenıko, damgasıdır, zengindir.
Tatar’dır şimdi Besleney’dir. |
|
|
|
|
031 - Tığenıko Musa, adıyla yukarıdaki
Hacı’nın oğludur. Pek akıllı ve güzel atlar
sahibidir. |
|
|
|
|
032 - Ağın, Besleney’dir.
|
|
|
|
|
033 - Katğan Besleney’dir. |
|
|
|
|
034 - Altıyak, aslı Tatar ve şimdi
Besleney’dir. |
|
|
|
|
035 - Hamğaşoko Musa, Kabardey’dir. |
|
|
|
|
036 - Gorşoloh. Kabardey’in 4.
bey ve asilidir. En iyi birinci atlar bunun at
sürülerinden çıkar. Çerkesler için en makbul
at Şoloh'tur
Sözünü ettiğimiz Şoloh'un
oğlu küçük iken, bir gün dayısı gelerek;
"oğlum hazır ol! Seni uzakça bir yere
götüreyim de hem sefere alışır hem de adam
olursun" diye babasının izniyle çocuğu beraber
alır ve Kalmuk Han’ın memleketine doğru gider.
Adı geçen Han’ın bir kaç bin at kısraktan
ibaret olan yılkısını bir arada ve bir dağın
eteğinde bulur. Sözü edilen çocuktan başka
kırk-elli yaşlarındaki bahsi geçen kişide
beraberinde olduğu halde, asıl maksadı yılkıyı
sürüp getirmek olduğundan, atların etrafını
çevirerek, bir kerede hepsini sürdüyse de,
yılkıda öyle aygırlar olur ki, çobandan daha
çok işe yarar ve yılkıyı korurlar. Nitekim bu
aygırlar bazen saklanır bazen ısırır ve tekme
atar yani neticede süvarilere hücum ederler ve
kısraklarını müdafa etmeğe başlarlar. Neyse
güç olsa da yılkıdan binden fazla hayvan
bölerler ve geriye dönerler.
İçlerinde
bir aygır kalmıştı ki; o kadar kurşun ve kılıç
yarası almışken, yine ejder gibi. Yılkısını
koruyarak mücadelesini bırakmaz. Onlar bir iki
güne kadar bir mesafe alırlar. Kalmık Han’ın
memleketinin sınırlarından dışarı çıkarak bir
vadide yorgun hayvanları dinlendirirlerken her
nasılsa bir iki kısrak ile sözünü ettiğimiz
azgın aygır kaçarlar. Bu aygır hergeleye
dönmeden, ağasının kapısının önüne gelip
durur. Han bu hayvanın halini ve karakterini
bildiğinden "Vay düşmanlar!" diye çabucak
atına biner aygır kılavuzluk yaparak tam
kaçtığı vadiye Hanı getirir. Ne yazık ki,
düşman çoktan oradan ayrılmıştır, Han’da
çaresiz köyüne döner.
Gelelim oğlanın
dayısına. Kendi hududuna girmiştir. Aygırın
kaçtığına ne kadar üzüldüklerini yazmaya gerek
yok. Yine hayvanatı rahat ettirmek ve otlatmak
için bir otlakta mola verirler. Çocuk atların
durumlarına dikkat etmektedir. Bir gece baktı
ki bir tay; ne yatar ne de uyur. Daima
etrafına koşar, yatan atların üzerinden atlar,
devamlı bu tür hareketlerde bulunur. Oğlan
kendi kendine: "eğer kaçan aygırın bir yavrusu
tarafımızda kaldıysa mutlaka bu olacaktır"
diye gözünü ona diker. Bir kaç gün sonra daha
evlerine varmadan, ganimet taksime başlanıp
çocuğa hangi cinsten ve hangi soydan isterse
vereceğini, dayısı söyleyince, oğlan göz
koyduğu tayı gösterir. Dayısı bunu görünce
güler. "Utanma payını tamamıyla iste!" dediyse
de çocuk yine tayda ısrar eder. Sonunda tayı
alır ve evine gider. Ona bakar, besler iyi bir
at haline getirir. Daha dört yaşında iken
yapılan bir yarışta güzel bir cariye kazanır.
İkinci defa bir savaşta adeta insan gibi
acayip hallerde bulunarak, savaşı kazanmaya ve
pek çok esir almağa sebep olur. Üçüncü defa
Kabardey beylerinden (…) adlı kabilenin uçar
derecesinde hızlı olan ve o tüm ülkede onun
gibisi bulunmayan Ferman atıyla yarışa
çıkarılarak bir haftalık mesafeyi altı saatte
alarak geride bırakır. Bu derece ünlü atı bir
saatlik yolda geride bırakır. Bu başarıları
onun iyi cinsli ve birinci olduğunu ispat
eder.
Çok geçmeden o tarafa kuvvetli bir
düşman dadanır. Bu durumlarda adet olduğu gibi
köy ahalisi ailelerini dağlara çıkarırlar.
Yalnız baba Şoloh buna razı olmaz. Evinde
kalır. Oğlu ise sözünü ettiğimiz at ile gündüz
savaşa gider, geceleri döner. Cepheden de
babasına haber verir. Böylece bir kaç gün
geçer derken düşman yaklaşmağa başlar. Oğlanın
atı aç, susuz, terli ve yaralı olduğu halde
süratle geri gelir, babasını bindirdiği gibi
kendiside terkine binerek ailelerinin
bulunduğu dağa kadar kaçarlar. Ne yazık ki bu
yorgunluk ve çektiği zahmetlerle gücünü
yitirdiğinden bir daha ayağa kalkamaz. Hane
halkı da etrafına toplanarak, bahtımız döndü,
diyerek çok ağlarlar, çok üzülürler. Ancak
hergelelerinde en güzel kısraklar o attan gebe
olduğunu oğlan haber verdiğinde herkes teselli
bulur. Şoloh’un emriyle ölen atın derisini
yüzerler, yenisi eskisi yüze yakın yara
sayarlar. Ciğerini daha sıcak iken ister ve
koklar; "dokuz yaşına girmişti," der. "Dünyada
bunun bir eşi daha olmaz" diye tekrar üzülür.
İşte Şoloh atının çok aranması ve beğenilmesi
bunun cinsinin en iyi olmasındandır.
|
|
|
|
|
037 - Beçhan Bıtmağt. Jane
adında muteber ve asil bir kabiledendir. Bütün
Çerkesya’da bilinir ve tanınırlar. Düşman
geliyor diye tellal çağrıldığı zaman,
herkesten önce bu kabileden çokça ve süratle
asker çıkarır. Bir gün bunların başlarını traş
ettirirlerken muharebe sesleri işittiklerinde
yarı traşla koşarak savaşarak öldükleri
söylenir. Bu kabileden ancak 7-8 kişi Shapsugh
tarafında kalmıştır. Asıl ortaya çıkışları ve
büyümeleri de oradan olsa gerek.
Beçhan
atı Çerkes’te ikinci cins attır. Rengi yeşil,
boyun, bacak yele ve kuyrukları uzun,
yakışıklı ve heybetli uğurlu, yorulmaz bir
cins hayvandır.
|
|
|
|
|
038 - Tambi. Kaberdey hanedanıdır. İlk defa
Kabardey arzında temel atarak sakin olan
budur. Tambiyko Tarçkan namı meşhur zat
yakında Memaliki Osmaniye’ye göç etmiştir. |
|
|
|
|
039 - Şermet Kılınç, Kabardey’dir.
Karıştırıcılığıyla ünlüdür. |
|
|
|
|
..................................................................................................................................... |
|
|
040 - Anzor, Kabardey’in ikinci beyidir. Anzor
Kutayıs hayattadır, köy reisidir. |
|
|
|
|
041 - Anzor Kuhatıy, diğer köy
reisidir. Kabardey’dir, zengindir.
|
|
|
|
|
|
|
042 - Dochuğuko Ç'emguy’dur ve
Boltokuğ kabilesinin beyi ve vekilidir. Gayet
cesur ve hilekardır. Boltokuğ diyeti yüz can
insandır. Boltokuğ'un zürriyetinden hiç bir
işe yaramaz bir adam zuhur ederek, bu ailenin
şeref ve namuslarını lekedar etmeğe az
kalmıştır. Mumaili Dokujuk Boltokuğ ile
aralarında düşmanlık ortaya çıkar. Kıssas
istediler. Dokujuk ise diyet olmak üzere elli
kişiyi gösterir. Boltok bir kere oldu. Sonra
yaramaz adamları def olduğuna memnuniyet
badiresi olmayla az buçuk usul yerini bulsun
diye, yarısını diyet olarak kabul eder ve
barışırlar. Fakat Dokujuko yine çok geçmeden
Boltokuğların en büyük zalimini öldürür. Artık
haddi aştık diye Boltokuğ ayağa kalkar. "Ya
kısas ya tamamen diyet", başka yok der.
Dokujuko yine elli can vermek ister. Kabul
etmezler. Dokujuko "bekleyiniz, kıssası
elinizden gelirse zorla alınız. Ben size yine
evvelki gibi diyet vereceğim" der. Maldan yana
korkusu yoktur. Zira anlatıldığına göre, bir
gün bir ejderi mağarasına girişte öldürmüş ve
mağarasına girerek define bulup zengin
olmuştur. Neyse hem zengin hem de cesur,
cömert olduğundan ve nüfuzda Boltokuğları
geçmiş olduğundan, Boltukuğlar bir şey
yapamayacaklarını anlayarak yine az diyeti
kabul edip, anlaşırlar. Dokujuko'nun Batmerze
isminde bir biraderleri daha vardır. Sırtları
acayip insanlardır. |
|
|
|
|
|
043 - Hachuşuko Velekuk bu iki
kardeş, Ç'emguy’dur. Bolotuk'un beylerinden bu
iki zat dahi imtiyazlı idiler. Yani çerakesten
birisi bir fenalık işleyip de bunların
himayesine girse usul üzere mahkemesi
bitinceye kadar onlara kimse dokunamazdı.
|
|
|
|
|
044 - Sarı Kudanet. Kabardey birinci beyidir.
İki biraderdir. İsimleri Murzabij ve
Mahmut’tur. |
|
|
|
|
045 - Kara Kudanet,
Kabardey’dir, şeriata uymaktadır. İsmi
Kudanteko Dolet Geri'dır. Sarı Kudant'ten bir
iki derece aşağı ise de ünlü Şeyh Şamil'e
itaat eden budur.
|
|
|
|
|
046 - Pedis Chusen Yedic
Hatukuay’dır. Meşhur beylerindendir. Cömert
derler. Bu sülaleden bir zat altmış sene
gurbette gezmiş akrabası hayatından ümit
kestikten sonra avdet etmiş olmasıyla Pedis
Mık'odıjıko adı verilmiştir. Kayıp olmaz
anlamına gelir.
|
|
|
|
|
047 - Mefeşuko, Hatukuay
beylerindendir.
|
|
|
|
|
048 - Açmuko Şertliko,
Abzegh’tir. Sülalesi beydir. Meşhur Pedis
Yedic'in yeğenidir.
|
|
|
|
|
049 - Yedic Kaj. Bu kabile
Abzegh kabilelerinin en büyüklerindendir. İlk
defa olarak Çerkes sahrasına sakin olan budur.
Daha iki kardeşi vardır. Birisi, Kejen
öbürü Leysesudin‘dir. Şhaguaşe adındaki nehrin
yanındaki bir vadide otururlar. Bu kabileden
Selkeri oğlu sağır Mehmet bey ** meşhur, cesur
akıllı, dindar ve cömert bir kişidir. Her
zaman düşmana galip gelir. Altmış hane aile
halkı ve kölesi, koyun vs. hayvanattan sürü ve
hergeleleri vardır. Sultan Mahmut’tan madalya
ve aylık sahibidir.
|
|
|
|
|
050 - Ançok, Abzegh’tir. Bu
kabile Abzegh 'in en nazik beylerindendir.
Kızları dahi gayet dilber, makbul, alim ve
namdar kişilerdir.
|
|
|
|
|
051 - Yenemık, Abzegh’tir.
Yedic kabilesine yakın ve itibarlıdır.
|
|
|
|
|
052 - Tram, Kabardey’dir. Bu
zatın kısraklarından yetişen atlar şiddetli,
derin ve azgın sulara dayanır, yüzer ve çok
güzel hayvanlardır.
|
|
|
|
|
053 - Şemlıko, Kabardey’dir,
çok hayvan ve hergele sahibi, sayılan sevilen
bir kişidir.
|
|
|
|
|
054 - Hapsuku Kabardey
beyidir. Şoloh'un hikayesinde adı geçen güzel
olan meşhur Far atı bunun kısraklarından
doğmuştur.
|
|
|
|
|
055 - Chutat
Kabardey’dir, çok at sahibidir.
|
|
|
|
|
056 - Aypıku Veşucuk Kabardey
ikinci kabilesi olan Anzor kabilesindendir.
Poyra'kuay köyünün reisi ve beyidir.
|
|
|
|
|
057- Abat, Kabardey beyidir.
Shapsugh'da olan Abatlar dahi bu damgayı
kullanırlar.
|
|
|
|
|
058 - Meger Ömer efendi nahiye
kadısıdır, aslı Baschıgh’dır.
|
|
|
|
|
059 - Kubi Muhammed
efendi zengin idi.
|
|
|
|
|
..................................................................................................................................... |
|
|
060 - Levko Hacı Ç'emguy'dır,
hergele sahibidir.
|
|
|
|
|
061 - Kazangi Abzegh’tir,
halktandır (az bulunur).
|
|
|
|
|
062- Dase hacı Abzegh’tir.
Halktandır. Koyun yaylası, büyük ve çok hayvan
sahibi sayılan sevilen bir kişidir.
|
|
|
|
|
063 - Hağunduk Ömer efendi,
Kabardey beylerinden cömert ve beş bin koyunu
vardır. Gayet büyük ve seçmedir ve yabani gibi
insandan kaçarlar.
|
|
|
|
|
064 – Dask, Kabardey
beylerinden iyi bir kişidir. (Dışek)
|
|
|
|
|
065 - Tochşuko
Kabardey’in eski beylerinden, baytarlıkla,
eğer yapmak bunlara mahsus gibi bir şeydir.
|
|
|
|
|
066 - Hazret Kuçoko Kabardey’in
iyi beylerindendir.
|
|
|
|
|
067 - Abuko. Kabardey beyidir.
Atları büyük ve kuvvetli olurlar.
|
|
|
|
|
068 - Şermet, Ali bey
Kabardey’dir, aslı ise Ceraki’dir.
|
|
|
|
|
069 - Yuvan Abaze'dir. Beydir,
hilekarlıkla meşhurdur.
|
|
|
|
|
070 - Hesiv Kabardey’dir.
Eski damgadır.
|
|
|
|
|
071 - Aldoko İsmail, Kabardey
beyidir. Bilgili güzel huyludur.
|
|
|
|
|
072 - Aleskir zengin ve
açgözlüdürler. Kabardey beyleri
kıskandıklarından, iftira atmışlar ve Moskova
hapsine attırmışlar ise de çok para vererek
kurtulmuştur.
|
|
|
|
|
073 - Batıkh, Kabardey
zengindir.
|
|
|
|
|
074 - Ahmet, Kabardey
beylerindendir.
|
|
|
|
|
075 - Dirun Aslan Geri çok
hayvan sahibidir. Çok açgözlüdür.
|
|
|
|
|
076 - Şalbar, Kabardey eski
meşhur beylerindendir.
|
|
|
|
|
077 - Sunaşık, Kabardey
beylerindendir. Şunaficho?
|
|
|
|
|
078 - Şuçuk, Kabardey beyidir.
Şecuckha ?
|
|
|
|
|
079 - Tuğh Hacı Mirzabek
Abzegh’tir, halktandır.
|
|
|
|
|
..................................................................................................................................... |
|
|
080 - Leş Lavistenıko Habuch,
Abzegh’tir, hayvanat
sahibi itibarlıdır.
|
|
|
|
|
081 - K'oeş Abzegh’tir, usta
cerrahtır. (kuvas)
|
|
|
|
|
082 - Semah, Kabardey’dir,
cimridir.
|
|
|
|
|
083 - Saldak, Şudak, Kabardey
beyidir.
|
|
|
|
|
084 - Cansetko Ahmed
Kabardey’dir.
|
|
|
|
|
085 - Hajıko
Abzegh’tir. Han atalığıdır. Bir müddet
(Hatuj?) Han atlarına çobanlık eder. Tecrübe
ettiği güzel hayvanları ücretine bedel olarak
satın aldı ve güzel hayvan sahibi olur.
|
|
|
|
|
086 - Mezan Kabardey’dir, orta
halli bir kişidir.
|
|
|
|
|
087 - Koltıko Yelırmez
(Yelmez) Abzegh’tir Kabilesi
Canket’tir, beydir. Mısır’da Hüseyin Fahri
paşanın babası merhum Cafer paşanın
kabilesidir.
|
|
|
|
|
088 - Kumuk Kabardey’dir.
Atları güzel ve pahalı olur.
|
|
|
|
|
089 - Ademey Kabardey’dir,
muteberdir.
|
|
|
|
|
090 - Kevzır
Kabardey’dir. (Kuzur?okunaksız)
|
|
|
|
|
091 - Şame Kabardey’dir,
beydir.
|
|
|
|
|
092 - Koğuku Kabardey beyidir.
(Fevuk ? okunaksız)
|
|
|
|
|
093 - Bidanıku Arslançeri,
Bjedugh’dur, köy reisidir.
|
|
|
|
|
094 - Ğuç'epsıko Issa Kabardey
sözü geçenlerindendir.
|
|
|
|
|
095 - Chuç'erın (Hak'urun)
Tığuj Abzegh beyidir, köy reisidir.
Rusya’dan rütbesi vardır.
|
|
|
|
|
096 - Karachuk,
Abzegh’tir. Büyük rütbe sahibidir.
|
|
|
|
|
097 - Tuğ Bjedığu, beyidir.
Aslı Laz’dır. Zalidir. Hatta bulunduğu köyde
birisi evlenecek olursa "ilk gece benimdir"
diye başladığından kendisini kesmişlerdir.
|
|
|
|
|
098 - Nestrıp'e Verzemec
Abzegh beylerinden muteber bir zat idi.
1287’de vefat ederek kardeşi Batgeri köy reisi
olunca, ilk işi köylüyü çağırarak hane başı
bir çeki odun ve dört kuruş isteyerek
toplatmıştır. Bir gün köyde ne kadar nüfus
varsa dışarıya çıkartmış. Bunlar cadıdır,
yaşamaları memlekete zarardır diye kadın erkek
içlerinden beş kişi tutturup bir direğe
bağlatmış, etrafına ateş yakarak diri diri
pişirmeye başlayınca, içlerinden biri
kılıcıyla zinciri kesip ikisini kurtarmış,
kalanlar ise yanmıştır. Vahşi zat kovulmuş
hali hazırda bir çınarlık ormanında bekçilik
yapmaktadır.
|
|
|
|
|
099 - Berzec Ali efendi
Kabardey’dir. Gayet zengin, muteberdir.
(Bırc?)
|
|
|
|
|
..................................................................................................................................... |
|
|
100 - Bac Haleşık Abzegh
halkındandır.
|
|
|
|
|
101 - Leğun Savık Bjedugh
halkındandır.
|
|
|
|
|
102 - Şamık Ahmet efendi aslı
Baschığ, rütbe sahibidir. Rus ile çerkes
arasında tercümanlık ederdi.
|
|
|
|
|
103 - Mamchığ Abzegh, hayvanatı
gayet koşucu olur.
|
|
|
|
|
104 - Habeko Ç'emguy,
mütehir ve hergele sahibidir. (Habkir?)
|
|
|
|
|
105 - Berzec tüm Berzec'ler bu
damgayı kullanırlar.
|
|
|
|
|
106 - Kesbi, Bjedugh.
Bjedugh'da Çeçenay'ın önde gelen beyidir.
|
|
|
|
|
107 - Pçıhaluk Bjedugh
beylerindendir. Pçıhaluk Canver'dir.
|
|
|
|
|
108 - Bjıhakok, Bjedugh
beyidir, zengindir, müstakil bir köydedir.
|
|
|
|
|
109 - Psığub, Bjedugh-
Çeçenay'ın ikinci beyidir.
|
|
|
|
|
110 - Teşuku, Bjedugh
beylerindendir. (Neöukh?)
|
|
|
|
|
111 - Kezanıko Panıt
Bjedugh beylerindendir.
|
|
|
|
|
112 - Şumnıku Ivander bir
köy reisidir, Bjedugh’dur. Xımışey'in önde
gelen beyidir.
|
|
|
|
|
113 - Belğuj Bjedugh
halktandır.
|
|
|
|
|
114 - Hatığuy Salımgeri
Bjedugh’dur, pek cesurdur. Bir muharebede
yirmiden fazla kurşun yarası almıştır.
|
|
|
|
|
115 - T'uğruğ, Bjedugh
beylerindendir. Bir kaç köy reisidir.
|
|
|
|
|
116 -
Şep'an
Hatuğ Ismail.
Bjedugh'un muteber
beylerindendir.
|
|
|
|
|
117 - Kavsuku Kazbolet.
Bjedugh beylerindendir. (Kuşuk?)
|
|
|
|
|
118 - Chunce Mahmut paşa
Abhazlıdır.
Alan prensesi
Fatma hanımın beyidir.
|
|
|
|
|
119 - Yutoch Ismail. Hatukuay'dır.
Meşhur İnce hanımın pederidir.
|
|
|
|
|
120 - Konı İsmail, Kaberdey
şat'ırlarındandır
. Bir vakit Hanbekri (Cangeri) Handan
yaverleriyle beraber 100
adet inek bahşiş almıştır.
|
|
|
|
|
121
- Berzec Haşbıyıko Zekeriye bey Abzegh'dir.
|
|
|
|
|
122 - Dudarıko. Kabardey
beylerindendir.
|
|
|
|
|
123
-
Yılarıko Bekmırz Besleney beylerindendir.
|
|
|
|
|
124 - Tıvuz Nesep
Kabardey'dir, hergele sahibidir.
Kabardeylerden Şenibelere aittir.
(Özbay
Cemalettin)
|
|
|
|
|
125 - Kurede Pşımaf, sevilen
Besleney beylerindendir.
|
|
|
|
|
126 - Pşızmığe Wubıh’tır.
(Pşizmafe)
|
|
|
|
|
127 - Astemir, Kabardey bey ve
asilidir. Kabardey ile Dağıstan arasında
yaşarlar.
|
|
|
|
|
128 - Tarkhanun Şumaf Bjedugh
bey ve asilidir.
|
|
|
|
|
129 - Kuni İsmail'in yeni
damgasıdır.
|
|
|
|
|
..................................................................................................................................... |
|
|
130 - Batıko Pşık'uy Bjedugh'da
Çeçenay'ın ikinci beylerinden.
|
|
|
|
|
131 - K'eref, Kabardey
muteberdir.
|
|
|
|
|
132 - Hamırzeko Beslan,
Bjedugh'dur, kabilesi ise Tochutemur'dır.
|
|
|
|
|
133 - Suvamıko Abzegh. Akıllı,
muteber, cesur ve yılkı sahibidir.
|
|
|
|
|
134 - Şerichunako
Bekmirz Kabardey’dir.
|
|
|
|
|
135 - Cerışte, Kabardey
beyidir.
|
|
|
|
|
136 - Canıko Hacı Mirza, çok
defa hacca gitmiştir.
|
|
|
|
|
137 - T'ajıko, Kabardey’dir.
|
|
|
|
|
138 - Ğomleşx, Abzegh'dir.
|
|
|
|
|
139 - Janıko, Kabardey beyidir.
|
|
|
|
|
140 - Bzıb Ahecıko Sulman
sayılan Abzeghlerdendir.
|
|
|
|
|
141 - Mekuk, Shapsugh bey ve
generaldir.
|
|
|
|
|
142 - Kuşruku Beslan
Shapsugh, generaldir.
|
|
|
|
|
143 - Tlechşuko Alches
sayılan Bjedugh beylerindendir. Aranan kişi,
meşhur Kırat'ına sığınırsa düşmandan
kurtulurdu.
|
|
|
|
|
144 - Berzec Levistan Ali.
Hatukuay bir hanenin atalığıdır.
Kendisi halktandır.
|
|
|
|
|
145 - Ermeni Nachubej Han Geri
namında Hamuz`un atalığıdır ve
muteber sahibidir. (Tehupö?)
|
|
|
|
|
146 - Tavrıs Mısost Ermeni'dir,
zengin tacirdir, beş milyonu vardır.
|
|
|
|
|
147 - Hakuk, Can ve Bekmirz
adında iki kardeşi vardır. Sayılan
Ermenilerdendir.
|
|
|
|
|
148 - Babuk, Kabardey’dir. Sene
1285 Rusya bunun salahiyetini almak ister,
vermez.
Tehdit eder, teslim olmaz.
Nihayeti kadın, erkek, çocuk, büyük küçük 500
kişi hepsini siperek ederek sahrada karşı
durur. Ne kadar nasihat edildiysede kabul
etmediğinden, Rus askeri cümlesini topa tutar.
|
|
|
|
|
149 - Aslan oğlu topal Ermeni,
Kafkasya’nın zenginlerindendir.
|
|
|
|
|
150 - Ermeni
Çurklara
aittir.
Tacir sayılan bir kişidir. Sözü
edilen Ermeniler usul ve kıyafet lisanlarıyla
Çerkesten fark olunmazlardı.
|
|
|
|
|
151 - Cigit Kabardey
beylerinden cesur bir kişidir.
(Ceğit?)
|
|
|
|
|
152 - Sıyeko Pşımaf,
Baschıg’dır
|
|
|
|
|
153 - T'akuruk Hamos Abzegh
halktandır, büyük hırsızdır.
|
|
|
|
|
154 - Jane Vesmenıko
Bendetlakuk Şovmaf halktandır
|
|
|
|
|
155 - Tlepserıha Cangeri
Bjedugh beylerindendir. (Tlepşeriha)
|
|
|
|
|
156 - Aaşebuko, Kabardey
beylerindendir.
|
|
|
|
|
157 - Tavıs Aslan'ınındar ve
halktandır.
|
|
|
|
|
158 - Beşe Hacı Mirzabek,
Kabardey’dir, at eyeri yapmakta birincidir.
|
|
|
|
|
159 - Hases Hacı Haşoko
Bjedugh Kemzık Hamzat'ın atalığıdır.
|
|
|
|
|
..................................................................................................................................... |
|
|
160 - Şıhalıko Ali,
Beseney’dir, Kanıko'nun atalığıdır.
|
|
|
|
|
161 - Harıko, Kabardey beyidir.
(Narıko ?)
|
|
|
|
|
162 - Hatko . Abzegh, sayılan
ve halktandır. Yedic Hatkok Pırekok
atalığıdır.
|
|
|
|
|
163 - T'ecıv Muhammed
oğlu Receb'dir. Bjedugh halkındandır.
|
|
|
|
|
164 - Nepsıko Musa,
Bjedugh'dur. Demircidir, Nachöukuay köyü
halkındandır.
|
|
|
|
|
165 - Temzeku Navrız
efendi, Bjedughların kadısıydı. Mal ve rütbe
sahibidir. (Temintlokh?)
|
|
|
|
|
166 - Yemsel lakabıyla
Şomaf oğlu hacı Hasan ağanın damgasıdır.
Bjedugh halkındandır. (Tehutl'ı ?)
|
|
|
|
|
167 - Kuşuk, Kabardey beyidir.
|
|
|
|
|
168 - Kutaş Kabardey
beyidir gazavat sahibidir.
|
|
|
|
|
169 - Davır Mustafa Abzegh
beyidir.
|
|
|
|
|
170. Eski Davır damgasıdır.
|
|
|
|
|
171 - Huşt Hasan efendi,
Shapsugh ileri gelenlerindendir. Sevastopol
savaşından sonra elçi sıfatıyla Londra'ya,
Çerkes komiseri olarak gitmiş idi.
|
|
|
|
|
172 - Neğaptl'e Kesey
efendi, Kabardey Kudantı köyünün imamıdır.
|
|
|
|
|
173 - Şekhaluk yeni damgasıdır.
|
|
|
|
|
174 - Kavış Kabardey beyidir,
yılkı sahibidir. (Kuş ?)
|
|
|
|
|
175 - Koşmezıko Kabardey
beyidir. Bunun köyünde yanar tepe vardır.
Hazır kireç çukurda imal edilir.
|
|
|
|
|
176 - Maan Abaze beylerinden,
asillerdendir.
|
|
|
|
|
177 - Heşç'ekav bu kişi
M. Ali Paşa, Mısır kalesinde kölemenleri
kestiği gün, kale duvarından aşağı düştüğünde
atı helak olup Çerkes’e kaçmıştır.
Besleney'dir.
|
|
|
|
|
178 - Nartıj Hüseyin
Kabardey beyi, edep, namus sahibidir.
|
|
|
|
|
179 - Kuşruk Hacı Kabardey
halktandır ve sevilen birisidir.
|
|
|
|
|
180 - Hapşet Veteğec Abzegh
maldar cesurdur. Mal ve yılkı sahibidir. (
Hapıbşıt?)
|
|
|
|
|
181 - Kavınej Abdülkadir,
Kabardey açgözlü bir hocadır. (Kunj)
|
|
|
|
|
182 - Aku'ay topal Kambot
Kabardey unvanındandır.
|
|
|
|
|
183 - Haç'mez Haşav
Abzegh beylerindendir.
|
|
|
|
|
184 - Kechuşuko Mahmud
Kabardey’dir. Pşımaf namıyla iki köyün
imamıdır. (Khujukh ?)
|
|
|
|
|
185 - Şocen Idris,
Kabardey’dir.
|
|
|
|
|
186 - Ç'enıb İbrahim, Bjedugh
halktandır..
|
|
|
|
|
187 - Ç'emguylardan Çurmüt ve
Asteriyikhlerdendir.
|
|
|
|
|
188 - Tlı'ap'. Bu kitabede ders
edilen damgaları toplayan Hacı Mustafa Mafe
efendinin amcası hacı Tezğuse adlı kişinin
damgasıdır. Bjedugh, itibarlıdır. Yılkısı,
sığır, köle cariye para vahileden yetecek
kadarı vardır. Tuz ve ekmek sahibidir. 1283’de
meskut olan Nechşukay köyünün reisi olur.
Sonra intihabda karası isabet ederek meclis
azası olarak yirmi lira aylık ile üç sene
kalır. İkinci intihabda yine istemişler ise de
kendisi kabul etmez, hacca gider. Bir vakit
elçi sıfatıyla İstanbul’a gelerek Çerkes’e
davet etti. Rusya’dan altın madalya nişan ve
arazi alır. Zamana uyar herkes ile geçinir bir
kişidir. Şimdi terk dail etmişte, mizaç ve
sanata bakmaktadır. 101 yaşında olmasına
rağmen hayattadır.
|
|
|
|
|
189 - Lupake Bjedugh
halktandır.
|
|
|
|
|
..................................................................................................................................... |
|
|
190 - Abezk Zekeriye
Bjedugh halktandır.
|
|
|
|
|
191 - Wubıh unvanında
Tahaslardandır. (Tihas)
|
|
|
|
|
192 - Yelbeztoko Çetığujuko,
atalığıdır.
|
|
|
|
|
193 - Mepteku Abzegh
muteberlerinden emin bir zattır. Çerkesya
defterdarlarıdır.
|
|
|
|
|
194 - Şevcen Hasan efendi.
Yılkı ve nüfus sahibidir. Bir nahiyenin
kadısıdır.
|
|
|
|
|
195 – Harısıjıko al Abzegh
muteber, mal ve akli sahiptir.
|
|
|
|
|
196 - Bekizıko Mahammetgeri
Bjedugh beyi muharibidir.
|
|
|
|
|
197 - Zikri ermeni Nechupeşek
yeni damgasıdır. (Neşupşın?)
|
|
|
|
|
198 - Tuğu Hacı sebekat
etti.
|
|
|
|
|
199 - Vec Hacı Islam
Nasıv ile Hacı Yakup’tur Kaberdey
avamındandırlar.
|
|
|
|
|
200 - Vettzıy Yedıc Besleney ve
meşhurdur.
|
|
|
|
|
201 - Kedpanıtok Bjedugh
beyidir. Askelej isimli köyün reisidir, aslı
Noğay'dır.
Arması yoktur.
(CircassianCanada)
|
|
|
|
|
202 - Şurdum Kabardey’dir.
|
|
|
|
|
203 - Kubantıko Kabardey
beyidir. (Kubankıko?)
|
|
|
|
|
204 - Şedzıkuko Kabardey
unvanındandır. (Şedrukoko?)
|
|
|
|
|
205 - Jey damgasıdır. Wubıh
beyidir.
|
|
|
|
|
206 - Yelmeşıko İsmail adında
zatın damgası Şartlok kabilesinden zalim diye
iddia ediliyor.
|
|
|
|
|
207 - Hatşuko Talustan
Shapsugh’dur ve Şeretlıko kabilesindendir.
|
|
|
|
|
208 - Kadırıko Karımkeri
bey Shapsugh’dur. Şeretlıko kabilesindenim,
diyor lakin, Zan oğlu Karabatır’ın kölesidir.
|
|
|
|
|
209 - Besni. Besleney’dir.
|
|
|
|
|
210 - Nechoş emrai Mısıriye’den
Sabit Paşa'nın kabilesindendir.
|
|
|
|
|
211 - Berzec Babyk Alımkeri
Wubıhların birinci beylerinden idi.
|
|
|
|
|
212 - Berzec Şhanıko Hacı
Mustafa Wubıh beylerindendir.
|
|
|
|
Bu
212 ad sahipleri tarif edilemeyen damgaların kimi
yıkık evlerinin kapısında, kimi mezar taşlarında
bulunup alınmıştır. Nüfus göçmüş; ya ölmüş ya
Osmanlı'ya göç etmiş olmakla; onların hepsi
Kabardey’dir demekten başka malumatı sahibe verecek
adam bulunmadığından böylece tarifsiz bırakılmıştır. |
|
DİPNOTLAR
(*) Tüm Kafkas halklarınca manto olarak
kullanılan, yünden yapılma soğuğa ve yağışa dayanıklı
giysi. (YEDİC Batıray Özbek) (**) Dr.
Batırbi Bırsır 1992 yılında onunla ilgili şu olayları
anlatmıştı. Selkeri ufak tefek yapılı, cesaretli,
akılllı, ünü ise her tarafa yayılmış sevilen ve
sayılan bir kişi idi. Bir gün Ruslarla yapılacak bir
görüşme için Rus askeri kampına giderler. Rus General
Petersburg’a kadar duyulan Selkeri'nin bu kafilenin
başkanı olduğunu duyunca onunla tanışacağı için
sevinir. Seleskeri’nin atının üstünde küçücük
kişinin olduğu söylenince general kahkahalarla gülmeye
başlamış. Selkeri tercümana General’in neden bu kadar
güldüğünü sorunca, tercüman‚ ’’senin ufak tefek
yapınla, ününü bir birine yakıştırmadı da ondan
gülüyor’’ diye cevap vermiş. Selkeri: "Sayın Generale
söyler misin benimle at üstünde güreş tutar mı?" diye.
General yine kahkaha atar ve hemen atına atlar
birbirlerine ters giderek mesafeyi açarlar ve karşı
karşıya dikilirler.. Son süratle atlar bir birine
yaklaşırken Selkeri birden bire uzanarak koca gövdeli
generali atından alarak tek eliyle ileriye doğru
götürerek Rus subayların içine atıverir. Ne olduğunu
anlayamayan general ve Rus subayları hemen gülmelerini
keserler ve görüşmelere otururlar.
Çerkes
adetlerine göre, hemen hemen her üç senede bir kere
gereğinde ise daha evvelde Çerkesya’nın ileri
gelenleri toplanarak toplumsal konularda, örf
adetlerde değişiklikler yani reformlar yaparlardı.
İşte bu toplantıların en sonu Selker'inin
başkanlığında 1828 senelerinde yapılmıştır. Çerkes
adetlerine göre başlık olarak kızın dayısına tam
eğerli bir at hediye edilirdi. Bu ata ise binmek
yasaktı. Yılkıya katılır ve ölünceye kadar da yılkıda
kalırdı. Bu durum savaş nedeniyle ekonomik yönden zor
durumda kalan Çerkesler için -herhalde Çerkes Rus
savaşlarının en yoğun olduğu zamanlar- bu atlar
ailelere yük olmaya başlar. Selkeri bu serzenişleri
duymaktadır. Bir gün evine geldiğinde, avluda bir at
bağlı görür. Atın o yokken evlenen kızın dayısı
olduğundan başlık değeri olarak kendisine
getirildiğini öğrenince, hemen getirilen ata biner ve
köyünde herkesin göreceği şekilde bir baştan öbür başa
bir kez gider gelir. Zeleskeri'nin yaptığı ve dediği
Chabze olarak kabul edildiğinden o günden bu yana da
en azından Batı Çerkeslerinde bu halka yük olan eski
adet böylece kalkarak yerini yeni adete bırakmış olur.
(YEDİC Batıray Özbek) (***)
Bjedugh toprakları iki eyalettir: Çeçenay ve
Xımışey
|
|
|
|
|
|
|
*** |
|
|
|
|
|
*** |
|
|
Бгырыс Адыгэмэ анахь ц1эры1оу
я1э
шы льэпкъхэр
Dağlı Adigelerin en aranan ünlü at
soyları
|
|
*** |
Bjeduğlu El Hacı Mustafa
Mahir Efendi
(Diaspora’da ilk
etnolog ve araştırmacı)
Bjeduğ bölgesinin Laehşokuay köyünden L'iap
soyundan
İsmail
efendinin oğludur. Mısır'da
bulunan, zamanın ünlü kişilerinden merhum
Kavala'lı Büyük Mehmet
Şerif
Paşa'nın gözetiminde tahsilini 1263'te
(1847) tamamlamıştır.
Daha sonra ailesi ile görüşerek müsade
aldıktan sonra, anavatanında yaşanan olayları
yerinde incelemek ve soydaşlarının durumunu
yerinde görmek üzere 1281'te
(1865) Kafkasya'ya gitmiştir.
Çerkesya'daki tüm köyleri dolaşarak incelemiş,
soydaşları ile görüştükten sonra tekrar
Mısır'a dönerek, Ali
Şerif
Paşa'nın idaresinde görev aldıktan sonra,
Seyehatname adı ile kaleme aldığı yazıları
beğeni kazanmıştır ve genel arzu üzerine 29
cemadi 1309'te (1893) bu eserini ilk defa
olarak Mısır'da,
Bulak matbaasında bastırılarak yayınlamıştır.
Bu kitabın yayına hazır hale gelmesinde
katkıları olan
Antalya Yeleme köyden Kaseyko Aziz Uzun,
İstanbul'dan
T'eşu Yasin Çelikkıran ve Karamürsel'den
Ğunak'o Cemalettin Özbay'a teşekkür eder,
saygılarımızı sunarız.
Ayrıca Dr. Otger Wedekind'in (Brandzeichen
bei Pferden. Pferdebrände
einst und jetzt. Hannover, 1975) (59-66
sayfalar) ''At Damgaları'' adlı yapıtta
yayınladığı damgalarda kayıp olmaması için ve
ilgilenenlerin yararına sunulmuştur.
|
|
|
|
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|