Tarihimizi
anlatacak yığma mezarların (Iуашъхьэхэм) kaçak olarak kazılmakta
ve tarihsel mirasın çalınmakta olduğuna ilişkin yazılar bu son
günlerde “Adige Mak” gazetesi sayfalarında yer almaya başlamıştır.
Okuyucular ne gibi önlemler alınmakta olduğuna ilişkin bizi
telefon bombardımanına tutmuş bulunuyorlar, ayrıca gazetemize de
sık sık geliyorlar. Bütün bunları
dikkate alarak, Adigey Cumhuriyeti Ulusal Müzesi müzecilik baş
uzmanı, ünlü arkeolog TEV Aslan’ı ziyarete gittik ve onunla bir
söyleşide bulunduk.
- Her ulusun
değer verdiği tarihsel bir mirası vardır, diyor Tev Aslan.
Adigeler en çok mezarlara, yığma mezarlara değer verirler. Yığma
mezarlar, kurganlar/höyükler tarihimizi, ulusun geçirdiği tarihsel
yolculuğu/evreleri anlatıyorlar.
- Kurganlar
canlı değildirler. Onlarla konuşmak, onların gizlemekte olduğu
tarihimizi açığa çıkarmak için, o mezarlarda bulunan eşyaları
bulmak, o arkeolojik bulguları bilimsel bir değerlendirmeye tabi
tutmak, ardından bu bulguları insanlara duyurmak gerekiyor.
- İncelemeler
yapıyor, bilimsel kurullar oluşturuyoruz ve tarihimizi
derinlemesine öğrenmeye çalışıyoruz. Adigelerin/Çerkeslerin
tarihsel yolculuğu yeterince kağıda dökülmüş değil. Tarihimizin
asıl kökü/temeli toprağın altında. Ancak eski tarihsel mirası
bulup ortaya koymak için yeterli bir çalışma yürütmekte olduğumuzu
da söyleyemeyiz. Bunu ulusumuz açısından büyük bir kayıp olarak
görüyorum.
- “Tarihsel
bulguları kısa bir süre içinde konuşturmayı umuyor musunuz? ”Bugün
bize Yegerıkuaye köyündeki kurganlardan (Еджэркъуае иIуашъхьэхэр)
söz etmenizi istiyoruz.
- Zengin
kurganlarımız acımasızca, dolu dizgin yağmalanıyorlar. Tarihimizi
bizden çalmakta olan kişi sayısı bir ya da iki kişi değil ki. Bu
son yıllarda kurganlarımız kazılıp oradaki tarihsel malzemeler
çalınıyor. Set Kurganları (höyükleri) en kutsal höyüklerimizden.
Bunlar sıradan birer mezar yeri değiller. Buraları Tanrıya
yakarılan, dua edilen yerler, eskiden beri Adigeler buralarda dua
ederler.
- Yegerıkuay
köylülerinin höyüklere değer vermekte olmaları gerçekten ilgi
çekici.
- Köyde bir
zorluk ya da felaket belirdiğinde, köylüler höyükleri ziyarete
gidiyor, üç kez höyüklerin çevresini dolaşıyorlar. Burada dua
törenleri (ТхьэлъэIу) düzenliyorlar, Kurban kesiyorlar. Höyükleri
konuşturma uğraşısı içindeyiz, bize sunacakları tarihsel bilgileri
sabırsızlıkla bekliyoruz.
- Höyüklerin
öyküsü insanlarca biliniyor mu?
-
Rahmetli
HADEĞAL’E Asker’in (1922-2009) Nartlara ilişkin yazmış olduğu
yazılardan ilginç bilgiler öğrenmiş bulunuyoruz. Bu günlerde
Koşhabl rayonunda çalışıyoruz, höyüklerin bulunduğu yerleri
saptamak için modern yöntemler kullanıyoruz.
- Vakit
bulabilecek misiniz? Toprak sürülüyor ve ekiliyor da.
- Bu da bizi
düşündürüyor. Höyük/kurgan yerleri de sürülüyor ve bu yerler
toprağın içine karışıp kayboluyorlar. Böyle kaybolmuş höykleri de
açığa çıkarıyoruz. Elimizdeki teknik aygıtlar sayesinde toprağı
kazımadan da, yerin altında neler bulunduğunu görebiliyoruz.
- Anlaşıldığı
kadarıyla bu gereçlere (sputniklere) büyük bir anlam
yüklüyorsunuz.
- Ne
bulunduğunu bilmeden toprağı kazma ile kazımak ile Nart
höyüklerinde ne bulunduğunu öncesinden öğrenmiş olarak çalışmak
farklı şeyler.
- Aslan,
devlet yetkilileri ile birlikte höyükleri arıyor ve incelemelerde
bulunuyorsunuz. Hırsızların, mezar soyucuların sizden bir adım
önde olmalarını nasıl açıklamalı?
- Bu soru beni
de “kaygılandırıyor”. Set Kardeşlerin höyüklerine gittik, en
küçüğün tepesine çıktık. Üç kazılmış çukur ile karşılaştık,
şaşırıp kaldık. Soyguncular kazma ve kova (щалъэ) gibi
malzemelerini bırakıp gitmişlerdi.
-
Soyguncular geceleri mi kazı yapıyorlar?
- Tarihi
höyüklerin kazılmasının yasak olduğunu bilmiyorlar mı?
Cezalandırmaktan korkmuyorlar mı?
-
“Yakalanamayan kişi hırsız değildir” durumu yaşanıyor. Höyüğün
üzeri çalı çırpı ile kaplı. Her yeri çalı ve diken sarmış.
Dikkatli kazdığında gündüzleyin bile fark edilmeden
çalışabilirsin. Höyükler köyün üç km dışındalar. Soyguncularda
modern gereçler var, yerin altında ne var ne yok görüyorlar.
- “Hırsızlar
mesleki eğitim almış kişiler, mesleklerini sürdürüyorlar”
biçiminde sözler duyuyoruz.
- Onlar boşuna
tepeleri kazmıyorlar, önce orada ne olup olmadığını öğreniyorlar.
Altın varsa, cihaz onu ayrıca gösteriyor. Gümüşü de gösteriyor.
- Soyguncular
sizden bir adım ötede ve sizden önce toprağı kazıyor, değerli
eşyaları çalıyor ve tarihimizin kökünü “kurutuyorlar”. Buna
üzülmüyor musunuz?
Tev Aslan bir
süre sessiz oturuyor, düşünüyor, ne diyeceğini bilemiyor. Üzerine
basa basa yapılması gerekenleri sıralıyor.
-
Arkeoloji ve
para
- Arkeolojik
çalışmalar için cumhuriyetimizce bir tahsisat ayrılmıyor, diyor
Tev Aslan. Son derece modern cihazlarla çalışan hırsızlarla başa
çıkacak durumda değiliz. Gereken ölçüde kazı heyetleri
oluşturamıyor, kazılar yapamıyoruz. Soyguncular ellerini kollarına
sallaya sallaya Adigey’de faaliyetlerini sürdürüyorlar, her türlü
höyüğü ve eski mezarları kazıyorlar. 1994’te soyguncular Set
höyüklerinin en büyüğünü beş metre derinliğinde kazımışlardı.
Ulusumuz açısından üzücü bir durum, ama üst düzey
yöneticilerimizin, bu konuda belirlenmiş bir politikaları yok.
- Şimdiki
dönem eski sosyalist dönem günlerine benzemiyor. Başa gelen
felaketler televizyon ve gazetelerde yer alabiliyor. Düşündürücü
haberler kamuoyuna yansıyor.
- Ölülerimizin
soyulmaları, mezarların kazılmaları ve tarihimizin bizden
çalınmakta olması, işte bütün bunlar herkes tarafından bilinsin,
gerekli önlemler alınsın istiyorum.
Ölülerimizi
rahat bırakın.
.
- Aslan, bize
bir örnek olay anlatır mısınız?
- 25 yüzyıl
kadar önce Pers Kralı Darius (Дарий), İskitlerle savaşmak
üzere bir orduyla bu topraklara geldi. Ancak İskitler
sürekli geri çekiliyor, Perslerle savaşmaktan kaçınıyorlardı.
İskit Kralı İdanfirs Pers Kralına şöyle bir haber gönderir:
“Eğer seninle çarpışmamı istiyorsan, dedelerimizin ve
ninelerimizin mezarları ile höyükleri bulup kazımalısın.
Toprağımız bol, sularımız mükemmel, ülkemiz havadar ve bereketli.
Savaşmak istemiyoruz”. Böylesine sözleri ancak eski Adigeler
söyleyebilirler. İskitler (Скифхэр) Adigeler idiler. Grek
biliminsanları bütün bunları birçok kez yazmışlardır.
-
Anlattılarından Adige geleneği, özellikleri yansıyor.
- Adigeler,
her zaman için ölülerin gömülü olduğu yerlere saygısızlıkta
bulunmazlar, saygılı olurlardı. Bunun için mezarları çitle
çevirir, koruma altına alırlardı. Ninemi iyi anımsıyorum.
Çocukluğumda mezarlığın önünden geçerken durur, dua ederdi. Öküz
arabası içinde mezarlığın önünden geçenler araba içinde kalkar,
öyle geçerlerdi, yni ölüler için de, diri insanlar için olduğu
gibi, ayağa kalkarlardı, onlara diri insan imiş gibi saygı
gösterirlerdi.
- Güneydeki
Maykop rayonumuzda bulunan İsp evlerini (Dolmenleri)
tanıtıyorsunuz.
- İsp evleri
beş bin yıldan beri toprağımızda bulunuyorlar. Son 150 yıldan beri
onları yok etmeye başladılar. Adigeler eski atalarına her zaman
için saygılı davrandılar, onlara değer verdiler. Aramızda yaşayan
başka uluslardan kişiler tarihimizi bilmiyorlar demek istemiyorum.
Ancak 3600 İsp evimiz tahrip edile edile, sayı şu an 100’e
düşmüş bulunuyor.
- Nereye
gidiyoruz, kim nereye götürüyor bizi? Bu soruyu çok kişiye
yöneltip duruyorum da.
- Güzel bir
soru, ama bir yararı olacak mı bilemiyorum. İçimizde yaşayan
birileri için İsp evleri yabancı bir ulusa ait sayılıyor.
Soygunculuğu meslek edinmiş olan ve para için toprağı kazan
gruplar her tarafta, toprağımızda türemiş bulunuyorlar. Çünkü
höyüklerimizde bulunan eşyalar (пкъыгъохэр) nadide eşyalar ve çok
para ediyorlar.
- Bunlar ne
kadar para ediyorlar, biliyor musunuz?
- Bu eşyalar
demir, bronz ve altından yapılma. Örneğin, Vılape Höyüklerinden
(*) çıkardığımız pegas (пегас) gibi yapılmış olan güğüm 50 milyon
EURO üzeri para ediyor. Gümüşten yapılmış ve altın suyuna
batırılmış bir güğüm.
- Soyulmuş
höyüklerin bir geleceği var mı?
-Höyüklerden
çalınmış eşyalar tarihimizi açıklamak için kullanılmayacaklar,
ulusumuza ait oldukları da açıklanmayacak, gizli tutulacak. Bu
eşyalar birilerine satılıyor ve para kazanılıyor. Soyguncular
ulusal tarihimizin köklerini kurutmaya çalışıyorlar. Krasnodar
Kray’da açılmış olan “Kuban Kültürü” (Кубановедение) adlı kampanya
üzüntü verici. Bulunan arkeolojik/tarihsel eşyalar Kazaklara,
Greklere ve başkalarına yamanmaya çalışılıyor, onların Adigelere
ait oldukları gizleniyor. Bizim tarihimizi kendilerine yamamaya
yelteniyorlar, düzmece haberleri Moskova’lara değin yayıyorlar.
- Krasnodar
Kray yönetimini kınıyoruz ama iyi yönlü çalışmaları da var. 1
Eylül’de ilk sınıflarda öğrenime başlayan çocuklara Kray’ın
tarihini anlattılar.
- Adigelerin
tarihine ilişkin kitaplar yayınlandığını gördük. Yanlış yazılmış
tarihsel olaylar çok, çocuklara bu saptırılmış, uydurma şeyleri
öğretiyorlar. Çocuklara okutmak bir yana, gösterilmesi bile
sakıncalı kitaplar yayınlanıyor, okullara dağıtıyorlar. Mükemmel
biliminsanlarımız var, ancak ulusumuza ilişkin yapılan
değerlendirmelere ve çalışmalara yeterince karşılık verilmiyor.
Ulusal tarihimiz yeniden toprağa gömülmeye kalkışılıyorsa,
uyanmak, ayağa dikilmek gerekmez mi? Bizim de kendi okullarımızda
toplantılar düzenlememiz gerekiyor.
- Bilimsel
kadroların hazırlanmaları konusuna hiç değinmediniz.
- Bilimsel
çalışmalarımızı daha da ilerilere götürebilecek gençlerimiz çok az
sayıda. Genç arkeologlar yetiştirme işini bir esasa bağlamamız
gerekiyor. Ne zaman AVTLE Pşımafe (Аулъэ Пщымафэ) gibi bir
arkeolog ytiştirme olanağımız olacak?
- Aslan, bu
konuşmamızda, üzücü sorunlarımıza yeterince değinemedik, olayların
gelişimine bağlı olarak konuşmalarımızı sürdürmeyi diliyorum.
- Çok iyi
olur, sık sık buluşmayı ben de isterim.
(*)
Vilape Höyüklerine ilişkin TEV Aslan
ile yapılan görüşmelerin çevirileri, daha önce “Jıneps” (Жьынэпс)
gazetesinde, CC, İnternet’te de yayınlanmıştır. -HCY |