Son
zamanlarda Çerkesler arasında evlilik yeniden gündeme getirildi.
Eskiden sıkça yapılan geç evlilik ve yabancıyla evlilik
tartışmasına anavatandakilerle evlilikte eklendi.
Çerkeslerdeki evlilik kavramını üç ana bölümde değerlendirmek
istiyorum.
1) Geç evlilik, konu yıllardır farklı şekillerde yazıldı,
çizildi. Çerkeslerin geç evliliğinin temelinde insanın ölüm yaşı
pekte yazılmadı. Dünyaya baktığımızda en uzun yaşayanların başında
Çerkesler gelmektedir ve ölüm yaşı ortalaması da yüzdür. Günümüzde
bu oran Kafkaslarda 80’e düştü. Fakat göç ve evveliyatında 100’dü.
Dünya genelinde ölüm yaşının 60-70 olduğu kabul edilmekte evlilik
yaşının da bu oranda 20-30 yaş olması kabul görmektedir. Bu
oranlara bakılınca Çerkeslerdeki 40 yaşta normaldir.
Yalnız muhacerette, ölüm yaşımızın düşmesine rağmen psikolojik
olarak geç evlilikten kendimizi alamıyoruz. Hal böyle olunca da
geç evliliklerimiz devam etmekte ve bu düşünceden sıyrılmamız
gerekir. Yoksa benim gibi 35’inden sonra evlenilir. Kızlarımız
doğal, iklimsel yapılar gereği daha hızlı geliştiklerinden evlilik
farklı toplumlara da yönelmekte.
2)
İkinci konu, yabancı evliliğidir. Bu tip evlilikler her toplumda
olmasına karşın yok olan bizlerde daha da belirginleşmektedir.
Bunun altındaki düşünce iletişim, Çerkeslikten kopma, rahat yaşam
gibi bir çok konulardan kaynaklanmaktadır. Sanırım bizleri en çok
üzende bu tip evliliklerdir.
3) Üçüncü evlilik şekli anavatandaki evliliklerdir. Biz bunu
da kendi içinde iki ana konuda ele almak zorundayız.
a)
Dışarıdaki erkeklerin anavatandaki kızlarımızla evliliği.
b)
Anavatandaki erkeklerin, muhaceretteki kızlarımızla evliliği.
Bu
evliliğin biçimi de bana göre en iyisi ama anavatan kızlarının
evliliğini tercih ederim. Çünkü, kızlarımızı ailelerinden koparmak
zordur. Hele aile anavatandaysa.
Şimdi asıl konu Çerkeslik düşüncesidir. Bu konuda ben kendimi
örnek vermek istiyorum. Hiçbir zaman Çerkes dışında evliliği
düşünmedim, aklımın ucundan dahi geçmedi. Çünkü ben, bir
Çerkes’tim ve kendimi, ailemi, ulusumu devam ettirmeliydim. O
halde, kafatasçı olmamama rağmen evliliğimle neslimi devam
ettirmeliydim. Dünyada ‘’A’’ ulusu yaşayacaksa Çerkesler de
yaşamalı. Bizler yayılacaksak onlarda yaşamalı. Temel
düşüncelerimden biride buydu. Gençlerimiz evlilik yaparlarken, ben
Çerkes’im, yok olmaktayım, buna dur demem gerek. Bunun içinde ilk
adımımı ‘’Çerkes ile evlenerek atmalıyım ki neslimin devamını
sağlayayım’’ düşüncesinin hakim olması gerekir. Bu şekildeki
evlilik yapanların çocukları da genel olarak aynı düşüncede
yetişirler.
Kısaca, gençlerimize tavsiyem, evliliklerinizi Çerkes ulusunun
geleceğini ön planda tutarak yapın. Bu ulusun geleceği sizin ve
çocuklarınızın elinizde. Evet, sabah günün habercisi olduğu gibi,
çocuklarımızda ulusumuzun habercisidirler.
|