...................
...................
FOLKLOR HAKKINDA

GHUNEKHO Savsır Özbay

                         
...................
 
...................

Folklor (halk bilimi) halkı tanıma anlamında İngilizce bir terimdir. Folk (halk) lore (bilim) anlamındadır. Folklor; belli bir toplulukta yaşayan insanların alışkanlıklarını, kültürlerini, geleneklerini, adetlerini, el sanatlarını, halk hekimliğini, konut yapımını, araç-gereçlerini, halk danslarını, giysilerini, atasözlerini, masallarını, fıkralarını, bilmecelerini, efsanelerini ve gibi kavramlarını inceleyip, o topluluğun yaşayış ve duygusunu anlamaya çalışan bilimdir. Eski çağlarda, Yunan ve Latin yazarları, halk gelenekleriyle ve töreleriyle ilgilenmişlerdir. Ancak folklorun sistemli bir araştırma dalı olarak kurulmasını İngiliz Thomas Boweme ve Fransız yazar Jean Baptiste Thıers sağlamıştır. Bu sıralarda folklorun öncüleri olarak İskoçya dağlılarının halk şiirlerini derleyen Macpheson (1970) dünya halk türküleri üzerine araştırma yapan Alman Herder (1799) ve halk masalları araştırmacısı Grimm kardeşleri sayabiliriz. Bu anlamda halk kültürlerini, halk yaşamını araştırma adı altında inceleyen bir disiplin olarak kabul edilmektedir.

Folklor kelimesi ilk olarak İngiliz yazar William John Thomas tarafından kullanılmıştır. Londra’da yayınlanan Atheneum adlı derginin 22 Ağustos 1846 tarihli sayısının başlığını ‘’folklore’’ koymuş ve yazar kendi adını da değiştirerek Morton takma adını kullanmıştır. William, folklor (halk atikiyatı) yerine önerdi. Atikiyat eski eserler bilimi, arkeoloji olarak ele alınmıştır.

İlk folklor derneği 1878 yılında Londra’da (Folklore Society) adıyla kurulmuş ve derneğin başkanlığına William John Thomas getirilmişti. Dernek kurulunca folklor sözcüğü bir bilim dalı olarak daha çabuk dünyaya yayıldı.Önce İskandinav, daha sonraları Fin, Rus, Portekiz ve İspanyol bilginlerince kabul edildi. Fransa’da halk gelenekleri karşılığı olarak bir süre daha ‘’tradıtıon populaıre’’, İtalya’da ‘’tradızıonı popuları’’ adı altında kullanıldı. Fakat ‘’folklore’’ sözcüğü bugün benimsendi ve bütün dünyada kabul gördü.

Etnolojinin bir kolu olan folklor, giysileri, melodileri, orijinal müzik ve danslarıyla ilhamını halk sanatından alan bir ifade şeklidir. Halk folklorla duygularını ifade etmekte ve içtenlikle de bunları paylaşmaktadır. Folklor bir topluluğun bütün yaşantısını kapsadığı halde bizler bunu dar bir çerçevede düşünürüz.

Bizim toplumumuzda folklor anlayışı tamamıyla halk dansları, ekipleri üzerine yönlendirmişiz. Folkloru tek taraflı değil çok yönlü olarak ele alındığında, dünyada folkloru en zengin bir ulus olduğumuzu, danslarımızın hareketliliği, ritmi, insanı adeta büyülemektedir.

Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme döneminde siyasal ve politik dürtülerin sonucunda anavatanlarında sürülen bizler Osmanlı topraklarına yerleştirildik. Eski kuşaklar kendi dillerini konuşsalar da yeni kuşaklar ya iki dilli veya kendi dillerini konuşamamaktadırlar. Ancak etnik asıllara özgü gelenekleri biraz daha saklayıp yaşatacağız. İlk ve orta öğrenimin yayıldığı yerlerde asimilasyon hızla devam etmektedir. Her yönüyle zengin olan folklorumuzu biz sürgündekiler daha ne kadar koruyabiliriz? Bu sorunun cevabı hepimizin malumudur.

Folklor ürünlerimizin toplumsal yaşantıdaki etkilerini yeteri ölçüde belirlemek için iki yoldan yürümek gerek. Bunlardan birincisi,yaşamakta olan folklor ve verimlerini derlemek, diğeri de folklorun konusu olan verilerin çağlar içerisindeki görünümünü belirleyerek yaşayanlarla karşılaştırma olanaklarını sağlamalıyız. Folklora ait olanlar toplumun özünü yansıtır. Araştırma, inceleme, derleme ve değerlendirme yoluyla ilgili bulunduğu toplumun gelişip kuvvetlenmesine katkı sağlar. Yani, o toplumun gelecekteki yerini, statüsünü belirleyeceği yolu gösterir.


KAYNAKÇALAR
Dr. Sedat Veyis Örnek, Etnoloji Sözlüğü, AÜDTCF Yay., 1971
Şerif Baykurt/Türkiyede folklorç1976
Prof. Pertev Naili Boratav, Yüz Soruda Türk Folkloru, 973
Doğan Özden, Nartların Sesi, AKKD, 1976
Adli Ayter, Kuzey Kafkasya Kültür Dergisi/1977
Hüseyin Seçmen, Folklor Dergisi, S.19-20