Eski Çerkesler kaz yağını ilaç olarak kullanırlarmış. Kaynatılıp
tekrar dondurulduktan sonra muhafaza edilen bu yağ, özellikle
yanık tedavisinde kullanılır ve yanık iyileşinceye kadar her gün
sürülürmüş.
Yanan bölge bağlanmaz, üzerine kaz yağı sürülürmüş ki, bunun
yarayı iyileştirmesi yanı sıra alttan gelen yeni etin de çabuk
gelişmesini sağladığı düşünülürmüş.
Kemik kırıklarının tedavisinde kurutulmuş etten çıkartılan yağ ve
köpük kullanılırmış. Kurutulmuş et ılık suda yıkanır, daha sonra
soğuk suyun içerisine konularak ateşe oturtulur ve yavaş yavaş
kaynatılırmış. Etin kaynaması esnasında üzerinde biriken yağ ve
köpük ayrı kaba alınırmış bu esnada.
Bu şekilde pişirilen et kırığı olan kişiye yedirilir, et suyu da
üzerine içirilirmiş.
Daha sonra etin pişmesi esnasında çıkan yağ ve köpük ise kırık
kemiğe sürülerek kemik iyileşinceye kadar bu şekilde tedavi
edilirmiş.
Bademcik ağrısı için uygulanan tedavi yönteminde ise; bir baş
soğan soyularak bütün halinde pişirilir ve hastanın tahammül
edebildiği sıcaklıkta bütün olarak ağzına konulurmuş. Bu esnada
mümkünse hastanın burnundan soluması sağlanırmış. Genellikle gece
yatarken uygulanan bu yöntem,üç dört gün süre ile tekrar
edildiğinde bademcik sorunu ortadan kalkarmış.
Büyük baş hayvanın safra kesesini ve içindeki safrayı da ilaç
olarak kullanırlarmış Çerkesler. Kesilen hayvanın safra kesesi
alınır içindeki sıvı bir şişeye konularak serin ve karanlık bir
yerde muhafaza edilirmiş.
Bu sıvı gözü ağrıyan kişilerin göz kapağına yatarken sürülürmüş.
Fazlaca sürmek göz kapağının derisini tahriş ettiği için çok ince
bir şekilde bu sıvı sürüldükten sonra hasta sırtüstü yatırılır ve
hastalık iyileşinceye kadar bu tedaviye devam edilirmiş.
Yine aynı safra sıvısının böbreklerdeki taş ve kuma iyi geldiği
düşünülür ve bu tip ağrısı olanlara bu sıvı içirilirmiş. İğrenç
bir tadı olan safra sıvısı bal ile karıştırılarak hastaya
verilirmiş ve bu sıvı böbreklerdeki taş ve kumu eritirmiş.
Akciğerlerini üşütenler ve tüberküloz hastalarının tedavisi için
ise, sadece malt ile yapılmış Maksıme içirilirmiş. Bu şekilde
yapılmış Maksıme’nin aynı zamanda cildi gerginleştirdiği ve
güzelleştirdiği,kanı temizlediği ve kilo vermeye yardımcı olduğu
da düşünülürmüş.
Şk’eplh (*) bitkisi kaynatılarak elde edilen su karaciğer ve
böbrek ağrısı olanlar için kullanılırmış ki bu sıvı aynı zamanda
bademcik ağrısı ve solunum yetmezliğine de iyi gelirmiş.
Dipnot: (*) Şk’eplh bitkisi iki yılda bir yetişen yaprakları pütürlü
ve kırmızı siyah karışımı bir rengi olan yabani bir bitkidir.
Bitkinin kökü Çerkesler tarafından yemeğe renk katması için
kullanılır. Türkçe adı bilinmiyor, İngilizce adı Echium Rubrum
Jack.