|
|
................... |
|
................... |
BİR ADLANDIRMA
SORUNU:
ABHAZ MI ABAZA MI? |
Murat Papşu
Nart, İki
Aylık Düşün ve Kültür Dergisi
Kafkas Dernekleri Federasyonu Yayın Organı, Sayı 51,
Eylül-Ekim 2006 |
|
|
................... |
|
................... |
Kafkasyalılarla ilgili etnik adlandırmalar hem bu konunun çok
karmaşık olması hem de Türkiye’de etnik meselelerin mümkün
olduğunca üzerinin örtülmek istenmesi nedeniyle birçok kişinin
zihninde hala yerine oturmadı. Sovyetler Birliği’nin dağılması,
kurulan ilişkilerle birlikte Kafkasya’nın daha yakından
tanınmasını sağladı. 1991’den sonra başlayan ve hala devam eden bu süreç hem Türkiye’de
daha önce adı duyulmamış halkların adlarının duyulmasını sağladı,
hem de önceden bilinen etnik adların kullanımında ve bizzat
Kafkasyalıların kendilerini tanımlamalarında değişikliklere yol
açtı.
Türkiye’deki Kafkasyalı nüfusun önemli bir bölümünü oluşturan
Abazalar da bu karmaşadan nasibini aldı. Türkiye halkının çoğunun
belleğinde, ne kadar tanındığı şüpheli olsa da “Abaza” bir etnik
grubun adı olarak yer alır. Kendilerini anadillerinde öyle
adlandırmasalar da bu ad hem Abazaların kendileri tarafından hem
de diğer Kafkasyalılar tarafından benimsenmiştir. Bir de daha çok
yazılı literatürde rastlanan “Abhaz” ve “Abazin” vardır.
Türkiye’de yasayan etnik grupları Afrika’daki kabilelerden daha az
tanıyan Türkiye medyası, 1992-93 yıllarında Abhazya ve Gürcistan
arasında yaşanan savaş sırasında Türkçe’ye ‘Abaz’ ve ‘Abhaza’yı da
kazandırdı.
Bugün bu adların her birini bir yerlerde duyabilirsiniz. Bu
coğrafyada eskiden beri bilinen ve kullanılan “Abaza” ise artık
bazı kesimlerde tercih edilmez oldu. Dışarıdan bakanların
algılamasındaki ve adlandırmasındaki karışıklık bir yana,
Abazaların kendileri de bu konuda fikir birliği içinde değiller.
Benim kullanmayı tercih ettiğim adlarıyla Abazalar, tarihin
bilinen ilk dönemlerinden beri bugün Abhazya olarak bilinen ülkede
yasayan bir Kafkas halkıdır. Bu halkın eski Roma, Bizans, Arap,
Rus ve Türk kaynaklarında geçen tarihi adı da “Abaza” veya bunun
biraz değişik şekilleridir. Anadolu ve Ortadoğu coğrafyasında
eskiden beri bu adla tanınırlar.
Kafkas halklarının bilinen adlarının çoğunlukla dışarıdan,
başkaları tarafından verildiğini, her topluluğun kendisini ve
komşusunu farklı bir adla adlandırdığını da belirtmek gerek.
Abazalar kendilerini “Apsuwa”, vatanları Abhazya’yı da “Apsnı”
olarak adlandırırlar. Gürcüler Abazaları “Aphazi”, Svanlar “Mibhaz”,
Çerkesler de “Azeğa” veya “Azığa” olarak adlandırırlar.
Tarihi bilgilere göre, Moğollar Kafkasya’dan çekildikten sonra,
13. ve 14. yüzyıllardan itibaren Karadeniz kıyısının ve
Abhazya’nın dağlık bölgelerinde yasayan Abazaların bir kısmı
Kafkas dağlarını geçerek Kuzey Kafkasya’ya, Çerkeslerin ve
Karaçayların yasadığı Kuban bölgesine yerleşti.
(Bugünkü Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti toprakları.) Bu grup Çerkesler
(Kabardeyler) tarafından “Bashağ”, Nogaylar ve Karaçaylar
tarafından “Altı Kesek Abaza” olarak adlandırıldı. Yazılı
literatüre ise daha çok, Osetlerin verdiği iddia edilen “Tapanta”
adıyla geçtiler. 19. yüzyıl basında bu Abaza grubu altı prense
bağlı altı boydan oluşuyordu: Loolar, Biberdler, Dudarukolar,
Kılıçlar, Geçler ve Cantemirler.
Diğer bir nüfus hareketi 17-18. yüzyıllarda oldu. Yine Abhazya’nın
dağlık bölgelerinden bir grup dağları asarak, yüzyıllar önce gelen
soydaşlarıyla aynı bölgeye yerleşti. Bunlar, dağlık bölgede
yasadıklarından dolayı diğer Abazalar tarafından verilen
“Asharuva” veya “Skaravua” (Dağlı) adını korudular ve bu bir etnik
ada dönüstü. Asharuvalar Tam, Kızılbek, Sahgirey (Çegrey), Barakay,
Bağ vd. boylarından oluşuyordu.
Bu nüfus hareketleri sonucunda Abazalar coğrafi olarak iki gruba
ayrılmış oldu. Farklı dlandırmalar da buna bağlı olarak ortaya
çıktı. Gürcülerin Abhazya’daki komsuları Abazalara verdikleri
“Aphazi” adı Ruslar tarafından “Abhaz” olarak benimsendi. Kuzey
Kafkasya’daki Tapanta (Bashağ) ve Asharuva grupları ise “Abaza”
adını korudular, fakat o da Rusça’da milliyet adlarının sonuna
eklenen bir takıyla “Abazin” olarak yerleşti. Çarlık döneminde
ortaya çıkan ve Sovyetler Birliği’nin “milliyetler politikası”yla
iyice yerleşen bu ayrım sonucunda “Abhazlar” ve “Abazinler” akraba
fakat ayrı iki halk olarak kabul edildi.
Yani Abhaz ve Abazin Abazaların iki grubuna Rusça’da verilen
adlardır. Abhazya’daki Abazalar “Abhaz”, Rusya’ya bağlı
Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti’nde yasayan Abazalar “Abazin” olarak
adlandırılır. Rusça aracılığıyla geçtiği Batı dillerinde de
genellikle böyle kullanılır. Türkçe’de ise yüzyıllardır var olan
“Abaza” adı böyle bir ayrım içermez. Ancak 1950’li yıllardan
itibaren yayınlanmaya başlayan Kafkas dergileri aracılığıyla, o
zaman bu konuya kafa yormayan yazar ve çevirmenler “Abhaz” ve
“Abazin” adlarını Rusça’dan Türkçe’ye ithal ettiler. 90’lı
yıllardan itibaren Kafkasya’dan bilgi akısının artmasıyla birlikte
“Abhaz” ve “Abazin” kullanımı daha da yaygınlaştı.
(İtiraf etmeliyim ki, ben de birçok çeviride böyle kullandım.)
Ancak son zamanlarda bu adlar anlamlarından farklı şekilde, çoğu
kişinin de genellikle farkında olmadığı şekilde tutarsızca
kullanılmaya başladı. Özellikle son yıllarda derneklerin
bültenlerinde, dergilerinde ve ilgili kişilerin ağzında ‘Abhaz’ın
Abaza ile eşanlamlı kullanıldığını görüyoruz. Oysa Abhaz sadece
Abhazya’da yasayanlara verilen isimdir (ki o da Türkçe’de değil)
ve Kuzey Kafkasya’daki Abazaları kapsamaz.
Küçük bir çevre dışında halkın kullanımına henüz girmeyen “Abazin”
adına gelince, Türkçe’de bu sekliyle kullanmak en basta bir dil
yanlısıdır. Birçok dilde olduğu gibi Rusça’da da milliyet
isimlerinin sonuna bazı takılar gelir; bunların en yaygınlarından
biri de ‘-in’dir. Rusça’da Tatarin, Gruzin (Gürcü), Lezgin, Dargin,
Kabardin, Osetin, Abazin olan halk adları başka bir dile takısıyla
birlikte geçmez (geçmemelidir).
Abazaların kendi içindeki adlandırmalar da ayrı bir konudur.
Kendilerine verdikleri “Apsuwa” adı Kuzey Kafkasya’daki
Abazalarda, özellikle Tapantalarda yoktur; kendi dillerinde
kendilerini yine “Abaza” olarak adlandırırlar. Apsuwa adı
muhtemelen zamanla kaybolmuştur; Aşharuvalar da ise son zamanlara
kadar korunduğuna dair izler vardır. Abhazya’daki Abazalar
(Apsuwalar) Kuzey Kafkasyalı soydaşlarını topluca “Aşuva” diye
adlandırır. Türkiye’de ise bu konuda bir karışıklık var. Orta
Anadolu’daki (özellikle Uzunyayla’da) Aşharuvalar kendilerini
Aşuva saymazlar, sadece Tapantaları Aşuva kabul ederler.
Muhtemelen Abhazya’dan kuzeye yerleşmeden önce kullandıkları
terminolojiyi sürdürmektedirler. Kuzeyli Abazalarla Apsuwaların
birlikte yasadığı daha batıda ise (Eskişehir, Bilecik, Bursa)
kullanım farklıdır. Burada ‘Aşharuva’ bir topluluk adı olarak
bilinmez; Apsuwalar dışındaki bütün Abazalar ‘Aşuva’dır.
Türkiye’de Abazaların iki grubunun da Kafkasya’dakinden daha fazla
nüfusu vardır. 1860-70’lerde Osmanlı topraklarına Abhazya’dan
gelen Abazalar (Apsuwalar) Anadolu’nun batı ve orta bölgelerine
(İzmit, Adapazarı, Düzce, Bolu, Bursa-İnegöl, Kütahya, Bilecik ve
Eskişehir’e) yerleştiler.
Kuzey Kafkasya’dan gelen Abazalar (Aşuvalar) ise köylerini İç ve
Orta Anadolu’da kurdular (Bilecik, Eskişehir, Samsun, Amasya,
Tokat, Yozgat, Sivas, Kayseri, Adana). Bu ikinci grup içinde büyük
çoğunluğu Aşharuvalar oluşturur; Tapanta (Bashağ) köylerinin
sayısı bütün Türkiye’de onu geçmez. (1)
Son yıllarda ‘Abaza’ yerine ‘Abhaz’ın tercih edilmesinin bir
nedeni de, birçok kişinin hoş bir anlamı olmayan ‘abazan’ı ‘Abaza’
ile karıştırmasıdır. Bunun elbette psikolojik etkisi vardır. Fakat
bu, Abazaların bir halk olarak tanınmasıyla ortadan kalkacak bir
durumdur ve bunun için ondan
vazgeçmek yerine yaygınlaştırmaya çalışmak gerekir. Birkaç yıl
önce Lale Müldür’ün Radikal İki’de yaptığı patavatsızlığı ve gelen
tepkiler üzerine gazetenin özür dilemek zorunda kaldığını
hatırlayın.
Simdi en azından medya bunu öğrendi. Böyle bir durumla
karşılaştığınızda karsınızdakine ‘Abaza’nın 150 yıldır bu ülkede
yasayan bir halkın adı olduğunu ve biraz saygılı olmayı öğrenmesi
gerektiğini söyleyebilirsiniz.
Sonuç olarak ‘Abaza’ hem tarihi, hem de Türkçe’ye yerleşmiş
karşılığı olarak bu halkın ortak adıdır. Kafkas halklarında nadir
görülen bir durum, bir halkın tamamının tek bir adla
adlandırılması gerçekleşmişken bunu tersine çevirmenin gereği
yoktur. Bu ayrım zaten halkın dilinde değil, daha çok
yazar-çizerlerin, dernekçilerin ağzında ve kalemindedir. Bu sadece
bir dil sorunu değil aynı zamanda kendini tanımlama sorunudur.
Dipnot:
1) Kafkasya’da, Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti’nde 13 Abaza (Aşuva)
köyü vardır. 2002 sayımına göre bütün Rusya’da Abazaların toplam
nüfusu 37 bin 942 kişidir (Rusya’da yasayan ‘Abhazlar’ dahil
değil). Abazalar Rusya’nın yok olma tehdidi altında olan
halklarının yer aldığı ‘Kırmızı Kitap’a girdiler. 1999 yılında
çıkan "Rusya Federasyonu’nun Az Nüfuslu Yerli Halkları” yasası ve
Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti’nde Kasım 2001’de
çıkan "KÇC’de Az Nüfuslu Yerli Abaza Halkının Haklarının Teminatı”
yasası Abazaların durumunda bir değişiklik yaratmadı. Sadece,
kurulusu 2007’de tamamlanacak bir ‘Abaza rayonu’ oluşturulması
kararı alındı |
|
|
|
|
|
|
|