|
|
................... |
|
................... |
KÜLTÜREL
YOZLAŞMA |
Bahar Şimşek |
|
|
................... |
|
................... |
Değerli dostlar, bu yazımda sizlerle
kültürümüzdeki kayıpları ,yozlaşmayı dile getirmeye çalışacağım.
Bizler toplum olarak her geçen gün kendi değerlerimizi bir
köşelere atıp, başkalarının kültürünü kendimize mal edip
yerleştirmeye çalışanlar olduk ne yazık ki.
Bizi biz yapan değerlerimizi
görmezlikten gelip, Batı’nın her türlü abuk subuk
düşüncelerini, bizim olmayan fakat bizimmiş gibi gösterilmeye
çalışılan bu gelenekleri kendimize neden niçin alıp
uyguluyoruz anlamakta hep güçlük çektiğim konudur.
Ben elbette Batı’ya karşı değilim ama her millet kendi
kültürünü korurken benim kültürüm neden ayak altı ediliyor?
Batı’nın bizleri sömürmek için kullandığı bu saçma sapan
adetlerini neden kültürümüze yerleştiriyoruz.
Elbette teknoloji çağındaki her türlü teknolojiyi kullanacağız
ama bunlar bizim kim olduğumuzu bize unutturmamalıdır. Kendi
kültürümüzde nereden çıktığı çoğu zaman belli olmayan bir sürü
hurafeleri neden kendimize, dilimize, kültürümüze
yerleştiriyoruz. Dış kaynaklı ne varsa aldık bizimmiş gibi
kullanmaktan adeta gurur duyar hale geldik ’bize ne oldu’
nereye gitmekteyiz?
Türk vatandaşı olarak sokaklarımda caddelerimde gezerken
etrafıma baktığımda, sanki Amerika’da, İngiltere’de veya başka
bir ülkedeymişim gibi dolaşmaktayım. Her yerde yabancı
isimler, her yerde yabancı lokanta ve mağaza isimlerine şaşkın
bir vaziyette bakarak acımı içime gömüyorum ve ’ne oldu bize’
diyorum. Herkes milli değerlerinin yanına kuş uğratmazken
dışarıdan gelen yabancılar benim saraylarımın önüne piknik
kuruyor yan gelip çimenlerine yatıyor, Allah’ın bir kulu da
‘’sen burada ne yapıyorsun’’ demiyor.
Türkiye haricinde bir yere gittiğimde hiç kimsenin
lokantasında veya mağazasında Türkçe isim koyduğunu
görmüyorum. Neden koymuyorlar? Çünkü; onlar kültürlerine sahip
çıkıyorlar ve bizim gibi özüne yabancılaşmışları
sömürdüklerini çok iyi biliyorlar. Aynı yozlaşma dilimizi de
aldı götürdü. Hele gençliğin dilinde yarı Türkçe yarı
İngilizce konuştuklarına çok şahit olmuşumdur. Mesela: İki üç
arkadaş karşılaşıyorlar ’hello Ayşe nasılsın bakalım? Yeee çok
iyiyim kanka! Bakar mısınız özentiye? Birbirlerinden
ayrılırken de ‘’see you’’, ‘’bye’’ vb. Maalesef Türkçe’mizin
çok yönlü ırzına geçilmiştir.
Bunlar yetmezmiş gibi birde yabancılara ait günleri
kutlamalarımız yok mu? Daha düne kadar benim gençliğimde böyle
günleri bizler bilmiyorduk, anneler günü, babalar günü vb....
Bizim için her gün anneler, her gün babalar günü olmalıdır.
Yok efendim sevgililer günü diye, sevginin günü mü olurmuş?
Demek ki oluyormuş. İşte bize Batılılar öyle güzel empoze
ediyorlar ki, bizlerde ’hayda’ bugün sevgililer günü deyip,
nerede bir mağaza varsa oraya koşup, rantiyecilerin,
patronların ceplerini doldurarak sömürülüyoruz farkına
varmadan!
Elbette insan sevdiği için hediye alır; çok güzel bir
nezaketçe davranıştır. Ancak, Batı hurafelerine dayanarak
bizleri sömürmelerine şiddetle karşıyım. Çünkü; bir gün için
alınan veya anılan sevgililer, analar, babalar günü gibi Batı
hurafesi için yapılınca tüm özelliğini kaybetmektedir. Birde,
bu tür olayları bence milli olmayan bazı medya kuruluşlarının
abartması ayrı bir olay.
Lafa geldiği zaman; yüzde doksan dokuzu Müslüman ve Türk olan
ülkemizde, yıllarca yapılan Batı propagandasına artık pirim
vermeyelim. Kendi kültürümüze değer verelim ve kültürümüzü
yaşatalım. Bizler tarihimizi ve geçmişimizi unutmamalıyız.
Kültürümüzü geleceğimize daima taşımaya gayret etmeliyiz. Bu
tip konular bazı insanlara çok ufak tefek ayrıntılar gibi
gelebilir sevgili dostlar ama emperyalizmin en tehlikelisinin
kültürel emperyalizm olduğu da bir gerçektir, unutmayalım. |
|
|
|
|
|
|
|