...................
...................
DZIBE MUZAFFER AVCI ve AKRABALAR GÜNÜ

KUBE Nurhan Fidan
02 Temmuz 2008

                         
 
...................
 
 
On yedi senedir yapılagelen ‘Akrabalar Günü’ organizasyonunun değerli ev sahibidir. Bildiğiniz sıradan akraba buluşmalarının çok ötesinde ve her sene giderek daha da güzel hale gelen bu buluşma birbirini bilmeyen kaç aileyi bir araya getirmiştir kim bilir. Bırakın Türkiye’yi dünyada bile örneğine az rastlanır modeldeki bu organizasyon her sene genellikle Haziran ayında yapılır.

Uzuntarla-İzmit beldesinde kendisine ait olan Elimsan fabrikasının geniş bahçesinde yapılan bu şölen tüm Çerkeslere açıktır. Orada o şölene katılmak için sadece herhangi bir Çerkes olmanız yeterlidir. Bu yönüyle bile bir takım standartlarla bir araya gelinebilen tüm yapılanmalara, fiyakalı toplantılara aldırmadan sade güçlü ve şahanedir. Muzaffer beyin şiarı anlaşılmaz ve karışık bir söylem değildir. Herkes akrabalarıyla tanışsın, onları bulsun dayanışma göstersin işte bunu ister. Bu kadar sade.
Ona göre bu zor bir şey değildir çünkü pratikte bunu kendisi zaten yapmaktadır. Türkiye’nin hemen her yerindeki ’Dzıbe’ sülalesinin iş arayan çoğu insanını mümkün olduğunca kendi işletmesine toplamıştır. Dzıbe sülalesinden olup buraya çalışmak için çağırılan insanlar belki de hayatlarında Çerkes olmanın, onunda ötesinde Dzıbe olmanın farkını ve avantajını belki de ilk defa yaşadılar. Bu onurlu davranış ve dayanışma biçimi Türkiye’nin hangi Çerkes köyünde, kaç genç insanın tamda umudu tükenmişken imdadına yetişmiştir kim bilir.



Esasen hepimizin sıkça duyduğu hangi ünlü Çerkes düşünürünün (ya da değil) söylediği meçhul ‘Çerkeslerle iş yapmayacaksın’ sözü elbette yukarıdaki örnekten dolayı kendini imha etmektedir. Kendi insanını dışlama üzerine kurulu bu sözü her duyduğumda (ki, genelde iş güç sahibi insanlarımız söyler bunu) onlar ve üçüncü şahıslar adına küçültücü bulurum. Bilmediğimiz şöyle bir kural mı var diye düşünmekten kendimi alamam. Biraz iş güç sahibi olan bu insanlarımız acaba Koç ya da Sabancı grubuyla rekabet edecekken sıradan Çerkesler tarafından kendilerine engel mi olunmuştur ya da biraz para ve göreceli olarak prestij sahibi olmak kendi insanına ve kimliğine hakaret etme hakkı verir mi?
Veya şöyle baksak...

O icap ettiğinde pek sevdiğimiz Çerkes olma haliyle hiçte örtüşmeyen bu yüce tespitler bizi başkaları açısından değerli kılar mı?

Elbette hayır. Ben kendi hayatımda tam tersini uygulayan ve beklentileri insani ölçülerde biri olarak şimdiye kadar ekstra bir hayal kırıklığı tecrübe etmedim. Ayrıca bu aitlik durumları için Nesimi’nin güzel bir dizesini hatırlamak belki de bizi biraz gülümsetir.

''Nesimi’ye sordular, yarin ile hoş musun?
Hoş olayım olmayayım, o yar benim, kime ne?''

Sonuçta bu insanlar bizim insanlarımız ve en azından iş hayatımızda, diğer kişilere olduğumuz kadar onlara da adil olabiliriz. Yetiştiğimiz toplumdan, okullardan aldığımız klasik kültür bizi belki de hoşgörülü ve insancıl yapabilir fakat hayata ve insanlara karşı zor olan, adil olmak değil midir?
Dzıbelerin değerli ‘thamadesi’ Muzaffer bey ve sevgili eşi Zuhal hanım bunu kendi ailesi adına başarmıştır. Kafkasya’daki akrabaları da dahil olmak üzere her sene bir hafta sonu konuk ettiği her kesimden Çerkes ahalisi en azından bu konuda hemfikirdir.



İlk tanışmamızın üzerinden sanırım on üç sene geçmiştir ve bu organizasyonu sanki her sene ilk defa yapıyormuş gibi sevinçli heyecanlı ve zarif bir ev sahibi olarak sürdürür. Önemsenmek ve değerli olmak adına ahkam kesen, takdir edilmeyi beklemeyip bunu talep eden kimi iş sahibi insanlarımız, sanırım dönüp Muzaffer beyin ahlaklı duruşuna bakmalıdırlar.
İş sahibi yaptığınız insanlar adına ve bunu tevazuuyla yaptığınız için var olun...


Not: Uzun süredir yapılagelen Akrabalar Günü şöleni bu sene elbette ki önemli bir nedenden dolayı ilk defa yapılamamıştır. Seneye bu organizasyonun şimdiye kadar yapılmış olanların içinde, en fiyakalı etkili ve prestijli olabilmesini diliyorum.

İnternet Adresi: www.akrabam.com