|
|
................... |
|
................... |
KUŞHA DOĞAN ÖZDEN ve YENİ
ALBÜMÜ |
KUBE Nurhan Fidan
26 Temmuz 2008 |
|
|
................... |
|
|
Kendisiyle beni tanıştıran
değerli Yaşar Bağ her zamanki zarifliğiyle ‘'bak
Doğan bey, bu genç hanımda Adigece şarkı söylüyor.
Seni tanıştırayım'’ dediğinde ben onun nam-ı diğer
Kuşha Doğan olduğunu elbette bilmiyordum. Zaten Doğan beyde böyle
heveskar insanların ayaküstü tanıştırılmalarına alışık
olduğu için sadece ‘'öyle mi güzel'’ demekle yetinmişti.
Bense şık kruvaze ceketli ve operasyonel tavırlı
kendisini bırakın şarkı söylerken, en mağrur dans olan
Kafe oynarken bile düşünemezdim. (Dans konusunda zaten
usta ve öğretici olduğunu ise çok sonra öğrenecektim.)
Daha sonraları Kadıköy Çerkes camiasında ve davet
edildiğimiz kimi etkinliklerde her karşılaşmamızda,
tanıştığımız zaman edindiğim imajın yanlış olduğunu
anladım. İstanbul Kafkas Kültür Derneği’nde (İKKD) şarkı
söylemeye hevesli genç ve kalabalık bir grubu epey bir
zaman çalıştırıp konserlere hazırladı ve grup kendisinin
azmi ve disipliniyle başarılı konserler verdi. Bir
müddet sonra bu kalabalık grubun dağılmasını ise ‘'ne
yapayım birbirleriyle evlenip dağılıp gittiler’'
serzenişiyle açıklamış oldu. Oysa bu hayırlı tanışmalara
bilmeyerek de olsa vesile olan kendisine, ayrıca sosyal
açıdan da minnettar olunmalıdır.
Doğan bey sadece şarkı söylemez, o şarkının güftesini,
bestesini nasıl ne için yazıldığını yani hikayesini
baştan aşağıya bilir. Bilmediğini zaten söylemez. Çoğu
konser ve dinletilerde her şarkıdan önce bunları
anlatır. Kimilerine didaktik ve gerekli değilmiş gibi
gelen bu anlatılar özellikle ‘'ğıbze'’ (*) ve
derlemelerde, söylenen şarkıyı dinleyiciyle tanıştırmak
için gereklidir. Onu izlerken başka tarafa kaymış
olsanız da hizalanırsınız, Çerkes toplumunun bu ülkedeki
hüzünlü yaşam serüvenlerini dinlersiniz.
Çerkes müziği araştırmacısıdır. Şarkı derleyicisidir
icracıdır. Bütün büyük sürgün yaşamış halklarda olduğu
gibi, yanlarında götürmelerine izin verilen tek şey
hafızaları dilleri ve şarkıları olan toplumun bu
ülkedeki en namlı anlatıcısıdır. Üstelik sadece bu
ülkede değil Kafkasya'da da saygın ve bilinir bir
sanatçıdır. Kendisine yakın bir zamanda Kabardey Balkar
Cumhuriyeti devlet sanatçısı unvanı verilmiştir. Fakat
tüm bu bilinir resimlerinin dışında burada yazı konusu
olmasının esas nedeni, saygın olmasının yanı sıra
insanlara dokunmayı bilmesi ve kendisine duyulan
sempatidir.
Bu hak edilmiş sevgi elbette boşuna değildir. Çerkes
fikir dünyasının tutarlı duruşuyla her zaman ihtiyaç
duyulan değerli üyesi, bu toplumla ilgili sempozyum ve
oturumların üretken moderatörlerinden biridir. Bu hali
dışında eğlence şölenlerinin de ‘'şawoğ'’ (**) grubuyla
en keyif alan üyesidir ve her seferinde ondan istenen
dans, şarkı gibi aktiviteleri geri çevirmeyip kendisine
duyulan sempatinin ne kadar haklı olduğunu gösterir.
‘'Bir an için bütün insanlığın dünyadan çekilip
gittiğini düşünün, geriye kalan sesler tınılar ve
bıraktıkları şeylerdir kültür’' diyen ünlü yazar
Bernard Shaw’ın henüz dünyadan çekilmemiş ama kültürleri
yavaş yavaş yok olan halklar içinde elbette özlü bir
sözü vardır. Doğan beyin tasası ise, dünyanın dört bir
tarafına dağılıp saçılmış bu halkın müziklerini
şarkılarını derleyip toplamaktır.
Bu saygın çalışmanın ürünü olan ikinci CD'si ‘'Warada2'’
dinleyicilerini hayal kırıklığına uğratmayacak nitelikte
ve teknik açıdan da oldukça özenlidir. Çerkes müziğinin
kimi kereler ‘'gadre'’ uğramış fakat hiç vazgeçmemiş,
küsmemiş, bıkmamış bir ‘'wored'’ (***) ustasının
çalışmasıdır bunlar.
Bu şarkılar sanki bize azalan bir dilin hüzünlü
tınılarıyla seslenir. Bu CD'yi alın ve uzak yerlere
giderken arabanızda dinleyin sizi kilometrelerle
gidemeyeceğiniz yerlere götürecektir belki de.
Yüreğinize ve emeğinize sağlık Doğan ağabey...
(*)
Ağıt
(**) Aynı yaş grubundan olan arkadaş.
(***) Adige dilinde şarkı. |
|
|
|
|
|
|
|