Aşağıda
düşüncelerinden kısa kesitler sunarak tanıtacağımız
biliminsanı, Adige dili ve edebiyatı alanında sayılı
bir uzman, bir kültür emektarıdır.
Nalçik Gençlik Grubu
Kabardey-Balkar Devlet Üniversitesi,
Dil-Tarih Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı bölümünü
bitirdikten sonra, kendi döneminde eğitim alan 52
öğrenci arasında,yüksek lisans yapacak 2 kişiden biri
olmayı başarmış.
Yüksek lisansını Rusya Federasyonu (RF)
Halkları Edebiyatı bölümünün, Kabardey Dili ve Edebiyatı
alanında yapan Baq Zera, bu gün bile eğitim aldığı
dönemdeki edebiyatçı ve öğretim görevlilerini, başta
‘’Sokur Musarbi‘’ olmak üzere övgü ve saygıyla anıyor.
Zera, eğitim aldığı dönemin Brejnev zamanına denk
gelmesini kendisi için bir şans olarak görüyor ve o
zamanlar gittiği her yerde Adige olduğu için ayrıcalıklı
saygı gördüğünü, bununla gurur duyduğunu anımsıyor
sohbetimiz sırasında.
Perestroyka döneminde yani 1990‘lı yılların başlarında,
diaspora ile ilişkiler daha yoğun kurulmaya başlamışken
“Çerkes Diaspora Edebiyatı” konulu ilk tez
hazırlayan akademisyen olan Zera Baq, Türkiye’ye farklı
zamanlarda giderek bu konuda araştırmalar yapmış ve daha
sonra Kabardey-Balkar Devlet Üniversitesi’nde
“Diaspora Edebiyatı” adı altında ilk uzmanlık
dersini başlatmıştır.
“Dil ulusun belkemiğidir”
diyor Prof. Zera ve ekliyor; “insan diline doğuştan
sahip olmalı, sahip doğmalı ki onu öğrenmek için
mücadele etmek zorunda kalmasın. Ancak diaspora
gerçeğimizi de gözardı etmeden söylemek gerekirse,
insanlarımızın anadillerini öğrenebilmelerini sağlamak
için en iyi yöntem, dile ilgi ve ihtiyaç hissettirmek,
bunun bir tercih değil zorunluluk olduğunun bilincini
uyandırmaktır.”
“Ulusun olmazsa olmazı dilidir.
Ancak ulus olarak dilimizle varolmamızın ön koşulu da
anavatanda bir arada yaşamamızdır. Dili sadece konuşmak
değil, yaşamak gerekir. Bir kelimenin anlamı ile
taşıdığı düşüncenin, ideanın ortak olması gerekir.İşte
bu nedenle, dünyanın bir çok ülkesine dağılmış olan
halkımız aynı dili konuşuyor olsalar dahi, aynı toprakta
doğup yetişmiş insanların birbirleriyle olan
iletişimleri kadar paylaşım içinde olmaları mümkün
değildir” diyor Baq Zera.
Kabardey Edebiyatı’nın önde gelen
isimlerinden K’işoko Alim ve Şogentsuk Ali’yi takdirle
anıyor ve ilk kitabında K’işoko Alim’in eserlerini konu
aldığını belirtiyor Prof.Zera.
Adigece’nin zor bir dil olduğunu ifade eden bu dil
emektarı, bir araştırmaya göre zorluk dereceleri baz
alınarak yapılan sıralamada Adige dilinin en üst
sıralarda yer aldığını belirtiyor ve ekliyor: Diğer zor
sayılan dillerin kullanımları; teknolojik, ekonomik ve
demografik gelişmelere paralel olarak arttığı için
zorluk dereceleri azalmıştır. Bizim dilimiz ise çok sese
sahip derin bir dildir ve kullanımı da yaygın değildir.
Bu nedenle üzerinde çalışılması, emek verilmesi,
kullanımının teşvik edilmesi gerekmektedir ki daha çok
insanımız dilini kullanabilir hale gelsin.”
Prof. Zera, şu anda kendi uzmanlık alanındaki en önemli
problemin, eğitimde kullanılan materyaller yani kitap
sorunu olduğunu özellikle vurgulayarak ”ortada sorun
yoksa iş de yoktur ya da tam tersi ifade ile iş
yapılmıyorsa sorun da çıkmaz” diyor.
Zera, şu anda Kabardey’deki tüm okullarda hatta
üniversitede dahi, eğitimde kullanılan kitapların revize
edilmesi gerektiğini, bunun için de ciddi emek ve zamana
ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, “doğru eğitim kaynakları
ile yapılan eğitimle ancak dilimize sahip çıkabiliriz,
hem bürokratların hem de dil bilimcilerin bu konuda
ciddi sorumlukları vardır ve umarım en kısa zamanda
gerekenler yapılacaktır” diye sözlerine devam ediyor.
Gerek üniversite eğitimine yeni başlayanlar gerek yüksek
lisans öğrencileri olsun, yetiştirdiği hemen herkesi
kendisinin sahip olduğu geniş ve sorgulayan
perspektiften bakmaları yolunda eğittiğini ifade eden bu
Adige dili emektarının öğrencilerinden bahsederken
gururla gözlerinin ışıldadığını hemen fark ediyorsunuz.
Profesör Zera, öğrencilerinden övgüyle gururla söz
ederek, her birinden çok umutlu olduğunu ve bu
öğrencilerin gelecekte birer dil eğitimcisi olarak çok
güzel adımlar atacaklarını tekrar tekrar vurgulayarak
ifade ediyor.
Değişik sosyal ve eğitsel aktivitelere
öğrencileri ile birlikte katılan eğitimci, onların
ufuklarının genişlemesi, sorumluluk almayı öğrenmeleri
ve sonuçta topluma yararlı bireyler olmaları için
sessizce fedakar bir çaba sarf ediyor.
Bu fedakarlığın ve çabaların somut bir sonucu olarak;
Nalçik Perit Xase’de anayurda dönenler için açılmış
ücretsiz Adigece ve Rusça kurslarda Prof. Zera’nın
asistanları gönüllü öğretmenlik yapıyorlar bu gün.
“Tanrı'ya şükrediyorum vatanımda dünyaya geldiğim için,
Tanrı'ya şükrediyorum anadilimle konuşup insan
yetiştirdiğim için!”
diyor Zera.
Rahata kolaya kaçan, yeterince sorgulamayan, bilimsel ve
kalıcı olmayan eğitim sistemine karşı, tüm gücüyle
mücadele veren anadil tadında bir insan, bir Adige
Prof.Baq Zera. |