...................
...................
KİRİL'DE GÜÇLÜKLERİN ANASI

MEŞFEŞŞÜ Necdet Hatam
Maykop, Ekim 2012

                         
 
...................
 
Evet daha önce de belirttiğimiz gibi günümüz alfabesini güç anlaşılır, okuma yazmayı güç öğrenilir kılan Kiril alfabesinin sesli harflerinin Arap alfabesinin etkisi ile Çerkesce'de ünsüz harf sayılmalarıdır.

Bilinen alfabelerden Latin ve Kiril alfabelerinde harfler ünlü ve ünsüz olmak üzere iki kümeden oluşmuştur. Arap alfabesindeki 28 harfin tamamı ise ünsüzdür. Ancak bunların üçü ünsüzlerden sonra uzun ünlü özelliği gösterir ve izledikleri ünsüz ile birlikte hece oluştururlar. Ünlü ve ünsüz ayrımı olan alfabelerle yazılmış metinler, harfleri tanıyanlarca genellikle doğru okunabiliyorken, harfleri tanımak, Arapça sözcükleri okumak için yeterli olmamaktadır. Arapça'da sözcüklerin anlamını bilmek doğru seslendirmenin olmazsa olmaz ön koşuludur.

Burada ünlülerin doğal özelliklerini anımsamak konuyu daha anlaşılır kılacaktır:

- Ünlüler sözcük başında adları olan keskin ünlü sesleri verir. [a(а)], [i(и)], [e(э)], [u(у)] gibi.

- Ünsüzden sonra gelen ünlüler, keskin olmayan yumuşak kendi seslerini verirler. Ankara (анкара) sözcüğünde [k (к)] ve [r (р)] seslerinden sonra gelen [a (a)] sesi. Kul (кул) sözcüğünde [k(к)]'den sonra gelen [u (y)] sesi. Mısır (мысыр) sözcüğünde [m (м)]’den sonra gelen (ы)] sesi. Yeni (йэни) sözcüğünde [y (й)]’den sonra gelen [e (э)] sesi gibi.

- Ünlüleri izleyen ünlüler çift ünlü oluşturmuyorsa eğer, sözcük başında verdiği, kendi keskin sesini verir. Siirt (сиирт), sözcüğünde [i(и)]’den sonra gelen [i(и)] sesi. Saat (саат) sözcüğünde [a(а)]’dan sonra gelen [a(а)] sesi gibi.

- Bir ünlüyü izleyen ünlüler, kimileyin izledikleri ünlü ile birlikte “çift ünlü - diftong” da denen bileşik bir ünlü oluştururlar. Türkçe'de olmayan bu bileşik sesler batı dilleri ve Çerkesce'de yaygın olarak bulunur.

Arapça alfabenin, ünsüzleri izlediklerinde uzun ünlü işlevi üstlenen üç harfi de dahil olmak üzere tüm harfleri sözcüğün ya da hecenin ilk harfi olduklarında ünsüz özelliği gösterdiğinden, tek tek harflerin verdiği sesler bilinse de anlamı bilinmediğinde sözcükler doğru olarak okunamamaktadır.

Örneğin: (ح) ,(س) ,(ب) [б], [с], [хь] harfleri ile yazılan (حسب ) sözcüğü anlamına göre çok farklı okunabilmektedir.

Ancak Kur’an’ı, Arapçayı bilmeyenler de okumaya öğrenmeye çalışmaktadır. Bu nedenle Kur’an’da okuma hatası olmaması için Arap dilcileri Latin ve Kiril alfabe sistemlerindeki ünlülerin işlevini gören ve Türkçede “üstün”, “esre” ve “ötür” diye adlandırılan işaretler belirlemişlerdir. Sözünü ettiğimiz diğer ki alfabedeki ünlülerin işlevini gören bu işaretlerin yardımı ile metinler anlamları bilinmese de doğru okunabilmektedir:

Örneğin:

( حَسَبَ ) хьэсэбэ, ( حَسِبَ) хьэсибэ (حُسِبَ) хьусибэ.

Yukarıda değindiğimiz gibi Arapça alfabenin üç harfi (ا, و, ى,) [â(â), w(у), y(й)] sözcük başında ünsüz olmakla birlikte, ünsüzlerden sonra uzun okunan ünlü görevi üstlenmektedirler.

Örneğin Arap alfabesinin ikinci harfi ünsüz ب [b-(б)] kendisini izleyen yukarıda sözünü ettiğimiz üç harf şu heceleri oluşturmaktadırlar. Ünlülerin işlevini gören işaretlerden farkları bu harflerin heceyi üstün ötür vr esre işaretlerine göre daha uzun okutmalarıdır:

با [bааа (бааа)] (uzun) بَ - [ (ба)] (kısa)
بو - [
buuu (бууу)] (uzun) بُ - [bu (бу)] (kısa)
بى - [
biii (биии)] (uzun) بِ – [bi (би)] (kısa)

Bu üç harf ( ا و ى ) sözcük ya da hecenin ilk harfi olup ünlü bir ses vermeleri gerektiğinde, “hemze elif” (ء) adını verdikleri yardımcı işareti alırlar:

[ أ إى ) (ؤ ) Günümüz alfabesi ile [Iа-Iэ, Iи, Iу]

Ancak bu üç harfin “hemze elif” (ء) yardımı ile verdikleri sesleri, Kiril alfabesinin ünlüleri hiçbir yardımcı karaktere gereksinme duymadan kendiliğinden verebilmektedirler:

[а], [э], [и], [у]

Aynı şekilde Latin temelli Türkçede bu sesler, yardımcı karaktere gerek kalmadan ünlü harflerle verilmektedir:

[ a], [e], [i], [u].

İşte temel hata, ünlülerin önüne, yardımcı karakter gerekmeden verdikleri kendi seslerini verebilmeleri için Arapçanın “hemze elif” (ء)’i yerine düşünülen ve “beşıjıy-çubukçuk” (I) adı verilen yardımcı karakterin konulmuş olmasıdır. Yani (a) yerine (Iа), (и) yerine (Iи), (ы) yerine – (Iы), (у) yerine (Iу) gibi.

Yardımcı karakter arayışının asıl nedeni ise Çerkesce’deki ses sayısının Kiril alfabesi karakter sayısından çok daha fazla olmasıdır. Bu sorun kimi karakterlere birden fazla ses yüklenerek aşılmaya çalışılmıştır. İşte Kiril adığe alfabesine eklenen “beşıjıy-çubukçuk” (I) yardımcı karakterinin dilimizdeki dört görevinden biri aynı karakterin farklı seslerini ayırmaktır.

Şöyle ki;

Harfler                 Sesler
А, а                      1- a ( а-üfürümlü ünlü [â])
                            2- Ιа (а-keskin ünlü sözcük başındaki[а] sesi.
Е, е                      1- е (ünlü iki sesten oluşmuştur [ye])
                            2- Ιе (ünlü [е́])
И,и                       1- и (ünlü hece başında ise iki ses [yı])
                            2- Ιи (ünlü [i]
О, о                      1- о iki ses içermektedir [уэ] (у- ünsüzdür [we])
                            2- Ιо [Ιуэ] (у-ünlüdür [ue])
У, у                      1- у (у-ünsüz [́w ] )
                            2- Ιу (у-ünlü [u])
Ы, ы                     1- ы ( ünlü üfürümlü [ ı̄ ])
                            2- Ιы (ünlü [ı])
Э, э                      1- Ιэ (ünlü [e])
Я, я                      1- я (ünlü bileşik iki ses [yа(йа)])
                            2- Ιя (Çift ünlü [е́а (Iеа)])

Ancak yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi karakterlere seslerin yüklenmesi aşamasında genel eğilimden uzaklaşılmış, bilimsel olmayan kimi uygulamalar benimsenmiştir, harflerin alındığı dildeki seslerinin korunması gerekirken bundan uzaklaşılmıştır. Belki çarpıcı olacak ancak “Rusçaya benzetildiği” için değil, “Rusçadan uzaklaşıldığı” için alfabe güç anlaşılır olmuştur.

Örneklersek;

Türkçe Ankara sözcüğünün başındaki [a] sesi ile Çerkesce ane (sofra-masa) sözcüğündeki [a] sesi birbirinin aynıdır. Dolayısı ile Çerkesce için Latin-Türkçe temelli alfabe taslağı hazırlayanların sofra-masa karşılığı Çerkesce sözcüğü (Iane) ya da ( ‘ane) gibi yardımcı bir karakterle yazmaları Türkçe harfleri tanıyanların alfabeyi anlamalarını güçleştirecektir.

Üzülerek belirtmek gerekir ki günümüz Kiril temelli alfabede tam da bu yapılmış, Rusça (Андрей), Türkçe (Ankara) ve Çerkesce'deki sofra-masa karşılığı (ane) sözcüklerinde baştaki [a] sesi birbirinin aynısı olduğu için, sofra-masa karşılığı sözcük (анэ) şeklinde yazılıp sorunsuz olarak seslendirilebilecekken (Iанэ) şeklinde yazılmıştır. Bu da Rusçanın harflerini tanıyanlar özellikle de dil bilmeyenler için alfabeyi güç anlaşılır kılmıştır.

Bir örnek daha:

Rusça'da (адрес) , Türkçe (adres) ve Çerkesce'deki (адрес) sözcüklerinde sözcük başındaki [a] sesi birbirinin aynı olduğu gibi sözcük de Rusça'daki gibi yazılmaktadır. Yani Çerkesce'ye girmiş olan Rusça kaynaklı sözcükler (Etimolojik olarak başka bir dilin olsa da dilimize Rusça'dan geldikleri için Rusça kaynaklı denmiştir.) Rusça'da yazıldığı gibi yazılmaktadır. Bu kural da doğru seslendirebilmek, yazabilmek için sözcüğün önce Rusça kaynaklı olup olmadığını ayırabilmeyi gerekli kılmakta, metinde aynı [a] sesi kimileyin (a) kimileyin de (Ia) şeklinde yazılmaktadır.

Yukarıdaki tablo iyice incelendiğinde bu yaklaşımın kendi içinde de çelişkili olduğu görülecektir. Sözcük başında ve ünlüyü izlediğinde йэ (ye) sesini veren (е) ve йа (ya) seslerini veren (я) harflerinin önüne çubukçuk yardımcı karakteri ile birlikte verdikleri seslerde harflerin ilk sesleri [й] yok sayılmıştır. Iехы (éxı) ondan alıyor. Iялэ (éale) – çocuk Abdzax ağzı ile söyleyiştir. Yazın dilinde кIалэ (ḉale) olarak yazılıp seslendirilmektedir.

Yine (Э) harfi sadece bir ünlü [Э] sesinin (Türkçe'de [e]) karakteri iken, ve de sözcük başında bir başka ünlüyü izlediğinde kendi sesini yardımcı karaktere gerek duymadan doğal olarak verebiliyorken, bu doğal sesini verebilmesi için önüne çubukçuk (I) yardımcı karakteri konmuştur:

Iэ (e),-el мыIэрыс (mıerıs) - elma Iэтыгъэ (etığhe) yüksek.

İşin ilginci daha 1938 de yayımladığı dilbilgisi kitabında Aşhx̄amafe Davut ünlü harflerin bu özelliğini çok açık olarak yazmış olmasına karşın bunu uygulanmamış olmasıdır:

“ Э зыфиIорэ мэкъэзещэр гущыIапэм е мэкъэзещэм ыуж щыт зыхъукIэ ʺIеʺ махьанэр иIэ мэхъу....ʺ

“ Э ünlüsü sözcük başında ya da bir ünlüden sonra yer aldığında ʺIеʺ sesini verir.ʺ

Bir de ipucu verelim. Yukarıdaki cümleyi taslak alfabemizle şöyle yazıyoruz:

“ Э зыфиýэрэ мэкъэзещэр гущыапэм йэ мэкъэзещэм ыуж щыт зыхъуч́э ʺIеʺ маханэр йыэ мэхъу....ʺ


(sürecek)