Adige ulusunun başına gelen ve bundan sonra gelmesi
olası durumlar üzerine düşünce üreten kişilerimizden
Neğeptle Askerbıy, bu son yıllarda sadece Adigey’de
değil, başka ülkelerde de tanınan biri oldu. 2007
yılında onun öncü ve yönetmenliğinde “Çerkesya”
(Черкесия) adlı tarihsel/popüler bir film
çekilmişti.
Bu yakınlarda filmin devamı “Çerkesya. Adige Geleneği”
(Черкесия. Адыгэ Хабзэ) adıyla geldi. 21 Mayıs’ta
Rus-Kafkas Savaşı’nda ölenlerin anıldığı günde, film
gösterime sunuldu. Filmi izleyenler çarpıldılar ve çok
etkilendiler. İzleyiciler olumlu görüşler belirttiler.
Biz de Neğeptle Askerbıy ile bir görüşme yaptık.
- Askerbıy, aslında bir ekonomi mühendisisin. “Aminet”
adlı özel bir iş yerin de var. Peki, Adigeler üzerine
filmler çekmek nereden aklınıza geldi?
- Çocukluğumdan beri Nart destanlarını, masalları ve
tarihsel öyküleri okumayı seviyorum. Bunlar beni
etkilediler ve çok şeyi öğrenmeme de neden oldular.
Adige halkının başına gelen -sürgün olayı- beni çok
üzüyordu. Bugün bizler Rusya’da yaşıyoruz, eskiden Adige
halkımızın başından geçmiş olan trajedi ile bizim
dışımızda ilgilenen ve ilgilenecek olan kimsecikler de
yok. Bu bakımdan bir ulus olarak varlığımızı sürdürmemiz
için, bize yardım edilmesi ve bizim koruma altına
alınmamız gerekiyor, ama kimsenin umurunda bile değiliz.
Bu nedenle elimizden geldiğince kendi kendimizi
korumamız gerekiyor, çocuklarımıza doğru yolu
göstermemiz, onları okutmamız, güzel dillerimizi onlara
öğretmemiz gerekiyor. Bizi ayakta tutacak tutkal,
geleneğimiz (xabze) olacak. Bu düşüncelerle söz konusu
film işine tüm gücümle sarıldım.
- “Çerkesya” adlı ilk filminizde neyi amaçlamıştınız,
kısaca anlatır mısınız?
- Ulusumuzun başına gelen olay-sürgün- gizlice/gizli
tutularak yapıldı ve halen gizli tutulmaya devam
ediliyor. Kitaplarda yazılı, ama okuyanı da fazla değil,
ama bu olay perdeye yansıtıldığında sadece Adigelere
değil, herkese de sunulabilecek. Ulusumuzun izlediği
zorlu yolu, ulusumuzun başına gelmiş olan yıkımı
göstermek ve bundan sonrası için yapılması gerekecek
şeyleri gözler önüne sermek istedim. Çok eski
zamanlardan bu yana uzanan Adige ulusal tarihi Kafkas
Savaşı sonucu kesintiye uğradı, işte bunu ve Adige
ulusunun büyük trajedisini bu filmle göstermiş oldum.
- Şimdi çekmiş olduğun tarihsel/popüler filme “Çerkesya.
Adige Geleneği” adını verdin. Bu filmin bir öncekinden
farkı nedir?
- Adige ulusu olarak sayıca az olmamız sadece beni
değil, çok kişiyi üzüyor. Ulusumuzu ayakta tutmamız için
geleneğimizin güzel ve iyi yanlarını yeniden
canlandırmamız, çocuklarımıza Adige geleneğini
aşılamamız gerekiyor. Adige ulusunu Adige yapan Adige
geleneğidir. İşte bu kaygılar içinde ikinci filmi
çekmeyi kararlaştırdım. Ayrıca Tanrının Adigece’yi biz
Adigelere vermiş olduğunu da anımsatmak istedim. Adige
ulusu Adige giysilerini ve yemeklerini kendi oluşturdu.
Ama Adige/Çerkes ulusunun oluşturduğu değerler içinde
en değerli, en yüce ve en üst değerde olanı, Adige
geleneğidir. Adige geleneği, ulusumuz tarafından
binlerce yıl boyunca oluşturulmuş, süzgeçten/imbikten
geçirilerek geliştirilmiş ve güzelleştirilmiştir. Adige
geleneğidir halkımızı geliştiren ve ona güç veren ana
etken. Kızlarımızı güzel, utanma/edep duyguları taşır
hale getiren, delikanlılarımızı da korkusuzca ve yiğitçe
ülke savunmasına koşturan, onlara ölümü göze aldıran
etken Adige geleneğidir. Bu nedenle geleneğimizden daha
güzel, daha değerli bir şey/değer bulunmadığını anlatmak
istedim, buna içtenlikle de inanmıyorum.
- İkinci filmin senaryosunu da kendiniz yazdınız. Ne
gibi tarihsel kaynaklardan yararlandınız?
- Biliminsanı Bğejneko Beresbıy’e ve daha birkaç
kişiye düşüncelerimi açtım. Ama hiçbirinin senaryo
yazacak durumu yoktu. İş bana kalınca, Adige Geleneği
üzerine yazılmış kitapları topladım, iki buçuk ay
boyunca o kitaplardan seçmeler yaptım. Bğejneko,
Meşşodz (МэшIодз), Mamhığ, Marzey, tarihçi
Pota, Han-Girey ve başkalarının kitaplarından
yararlandım.
- Bu taşıdığın ve ağırlığını yüklendiğin iş nedeniyle
pişmanlık duyduğun durumlar oldu mu?Nereden güç
alıyorsun?
- Doğrusunu söylemem gerekirse, işim hiç de kolay bir iş
değil. Geceler boyunca uyumadığım, yazıp durduğum oldu.
Asıl zorluk, çok sayıdaki ilginç belge içinden kısa
bir zaman kesitinde kullanılacak olanları seçme işiydi,
bu tür belgeler çok sayıdaydı. Ben de en anlamlı
bulduğum yazıları seçtim. Örneğin, ilk film senaryosu
10, 5 sayfadan oluşuyordu, metni 52 dakikada vermek
gerekiyordu. Belgesel filmlerde süreyi uzatamazsın.
İlginç belge çokluğu nedeniyle ikinci filmi biraz
uzatmışız gibi oldu. Süre ile sınırlı olduğumuzdan,
sonunda kısaltmalar/çıkartmalar yapmak zorunda kaldık.
Adige ulusuna bir yararım olması düşüncesiyle ve bu
düşünceden/amaçtan güç alarak elimden geldiğince
çalıştım.
- Askerbıy, senaryo yazmakla iş bitmiyor, çekim ekibiyle
de uyumlu çalışmak gerekiyor.
- İkinci filmi ilkinden daha güzel yapmak amacıyla
senaryoyu alıp Moskova’ya gittim. Birinci Kanal’da
çalışan Adige genci, yönetmen/rejisör Neh’ay Yura
(Нэхэе Юрэ) ile görüştüm, senaryoyu ona incelettim.
Yura’nın birçok işi vardı, ama filmi önemsedi ve film
konusunda anlaştık. Ayrıca Kuzey Kafkasya’da en usta
kameraman sayılan ve televizyonumuzda çalışan
Aleksandr Nikonov ile de anlaştık. Okulunu henüz
yeni bitirmiş ve film işi üzerine eğitim almış ve işe
tüm gücüyle asılmaya hazır olan Hakun Valer’i
asistan olarak aldık. Çundışke Zavır da (Цундышкэ
Заур) film yönetmeni olarak bize yardımcı oldu.
- Filmi nerede çektiniz? Filmde kimler görev aldılar?
- Nalçik'e gidip Adigelerin eski sofra geleneğini orada
çektik. Kabardeyler sofra geleneğini hala sürdürüyorlar.
Aynı biçimde beşik bağlama (кушъэхапхэ), çocuk eğitme
(кIэлэ пIун) ve diğer geleneksel ilişkileri de
Kabardey’de filme aldık. İki hafta kadar orada çalıştık.
Ardından Adigey’e döndük, gegu (джэгу) üzerine
geleneksel ilişkileri ve üzüntülü gün ve anılara ilişkin
yapılmakta olan uygulamaları/törenleri (нэшхъэигъом
епхыгъэ фэIо-фашIэхэр), halk tıbbı, ç’apşe (кIапщ),
Adige kadınının savaşı/dövüşü durduruş biçimi ve benzeri
konularda çekimler yaptık. Bundan başka at yarış ve
oyunlarını, atlı karşılaşmalarını, atlıların selamlaşma
biçimlerini dağlarda ve deniz kıyısında çektik. Belge
hazır hale gelince, Neh’ay Yura’ya götürdüm,
montaj işini ona yaptırdım. Filmde Kabardey-Balkarya ile
Adigey’in ünlü oyuncularından Mış’evestışh’o Pşızepıy
(Мышъэостышхо Пщызэпый) ve eşi K’une, Nalçık Dram
Tiyatrosu oyuncuları, Adigey’den de Zıha Zavır, Ğuç’e
Zamudin, Vısteko Muhtar, Hakuy Andzavır ve eşi
Anjelika ve başkaları rol aldılar.
- Askerbıy, parasız film çekmenin olanaksızlığını herkes
bilir. Bu konuda size yardım edenler oldu mu?
- Bunları açıklamaktan büyük bir sevinç duyarım.
Yardımcı olanlar arasında RF Devlet Başkanı katında
bulunan yetkili Adigey temsilcisi Hupserıko Murat,
Moskova’da ticaretle uğraşan ve akrabam Neğeptle
Eldar, maddi gücü bulunan Hakuy İsa (Хьакъуй
Хьис), Çerkes Muharbıy, Bılımıha Reşıd, Kabıha
Ruslan, Jane Kazbek, Şhalaho Aslan, Hut’ıj Asker ve
daha başkaları da bulunuyorlar. Aynı biçimde oyuncuların
giysileri gibi konularda Kule Muhamed, Vej Murat,
Hapaye Arambıy, Zıha Melaiçet, Vımar Thabısım Sanat
Koleji ve 8 No’lu çocuk yuvası yardımlarda bulundular.
Hepsine son derece teşekkür borçluyum.
- Filmin galası (лъэтегъэуцо) yapıldı. Amacınızı
gerçekleştirdiğinize inanıyor musunuz? Filmin eksik
kalan yanları var mı?
- 21 Mayıs günü Adige ulusunun yas/anma günüdür. 21
Mayıs’ın Adigeler açısından önemi tartışmasızdır. Filmi
21 Mayıs gününe yetiştirmek için uğraştım ve
yetiştirdim. Gördüğüme göre, filmi izleyenler
ekilenmişler, filme büyük bir değer biçiyorlar. Bu
konuda memnunum, benimle çalışanlar da memnunlar. Dış
ülkelerdeki soydaşlara seslenmesi için filmin altı dile
çevrilmesi hazırlıkları başlatıldı. Amacımı
gerçekleştirdiğime inanıyorum. İlk film bütün Adigelere
ulaşmıştı. İlginç bulup çok sayıda sorular sordular.
İzleyicinin beğenisidir esas ve en değerli olan şey.
- Film diskleri nerelerden satın alınabilir?
- Diskler insanların en çok uğradığı çarşı pazarda,
terminal binasında, dükkan ve mağazalarda satılacak.
- “Yaptığım çalışma yeter” deyip oturacak olanlardan bir
olmadığınızı biliyoruz. Önümüzdeki dönemde de
çalışmalarınızı sürdüme amacını taşıyor musunuz?
- Elbette, ama bu tür işleri parasız götürmek çok zor
bir şey. Büyük bir grubun başaracağı bir işi tek kişi
olarak yüklenmiş durumdayım, ağır geliyor. Kuşkusuz
geleceğe yönelik düşüncelerim var, Tanrı izin verirse o
işlere de başlayacağım. Gerekli donanım ve kameralarım
olursa, başladığım işleri yürütmem kolaylaşacak. Bu
söylediklerim birkaç milyon para gerektiren şeyler. Bu
konuda RF Devlet Başkanlığı katındaki AC yetkili
temsilcisi Hupserıko Murat ve AC Başbakanı
Murat Kumpıl ile görüşmelerde bulundum ve beni
umutlandırdılar. Bu donanımlara kavuşursam, işimiz
kolaylaşacak ve Adige ulusumuzun güzelliğini
genişliğince sergileme olanağımız olacak.
- Askerbıy, adınızın altın harflerle ulusal kültür ve
tarihimizde yer almış olması nedeniyle sizi kutluyorum.
Bundan sonrası için de arzu ve isteklerinizin
gerçekleşmesini diliyorum.
- Teşekkür ederim. |