|
|
................... |
|
................... |
OLAYLAR ve SANAT |
Şamil Jane
Nartların Sesi, Kuzey
Kafkasya Kültür Derneği Gençlik Kolu Bülteni,
Sayı 7, Ocak-Şubat 1975 |
|
|
................... |
|
................... |
Geçen
sayımızda siz okuyucularımızla "Kültür ve sanatkarımız"
üzerine yaptığımız kısa sohbeti noktaladıktan sonra
okuyucularımızın bu konu üzerindeki ilgisi, geçen sayıda
başladığımız sanat ve kültür konusunu gittikçe açılarak
topluma en yararlı bir şekilde işlenmesi fikrini
kuvvetlendirmiş oldu. Bültenimiz
hiçbir zaman sanatı tek başına yaratmak ve yaşatmak
iddiasında değildir ve olamaz... Kültür ve toplum
karşılıklı etkileşim içinde olduklarına göre,
kültürümüzü toplumsal amaçlarımıza uygun bir şekilde
diriltmede önderlik edecek olan sanat, yine toplumumuz
tarafından yaratılacaktır. Bu konuda biz sadece
fikirlerin ulaştırılmasında ve eserlerin sergilenmesinde
koşullar el verdiğince aracı olmağa çalışacağız.
Sanatın yaratılmasını, onun gayesini anlamış olan tüm
toplum üyelerine bırakıyoruz, çünkü "bir hayat şeklinin
anlatım vasıtası" olarak sanat, sadece belirli grupları
değil, tüm toplumu ve toplumun hayat şekli de sanatı
etkileyecektir.
Örneğin, sanat ilk olarak ilkel insanın en önemli
ihtiyaçlarını yansıtmıştır. Mağara duvarlarına yanılan
bizon, mamut gibi devrin türlü hayvanlarının resimleri
ve av sahneleri önceleri sadece avcı insanın yaşantısını
sergilerken, sonraları yavaş yavaş bir haberleşme aracı
haline gelmiştir. Kafkasya’da göçebe hayattan
yarı-göçebe hayata geçişin anlatımını, kazılarda bulunan
kil ve bronzdan yapılmış tekerlekli ev, ve ev üzerinde
duran atlı heykelciklerinde en güzel şekliyle görüyoruz.
Tarıma geçen tüm avcı toplumlarının sanatları aynı
değişmeyi göstermiştir; ilk olarak geometrik şekilleri,
tarım hayatına geçen toplumlar işlemişler ve stilize
sanatın ilk temellerini atmışlardır. O halde geometrik
şekillerle süslü ilk eserlerin Kafkasya’dan yayıldığı
artık bilinen bir gerçek olduğuna çöre (1) çevresinde
göçebe avcılıktan yerleşmiş tarım hayatına geçen ilk
toplumun Kafkaslılar olduğu iddia edilemez mi? Bu basit
örneklerde bile sanatın toplum hayatının
anlaşılmasındaki tarihi yerini görebiliyoruz.
İlk çağlar için verdiğimiz örnekte "sanatın, toplunun en
çok etkilendiği olayları anlatmakta bir vasıta olarak
kullanıldığını görüyoruz. Bunun daha açık örnekleri
folklor araştırmacıları tarafından ortaya konmuştur:
Hindistan'ın hemen her yerinde Hintli için en büyük
tehlike dalga dalga akın eden kobra sürüleridir. Bu
olaydan duyulan korku ve onun gücünü kabul, Hint
oyunlarının hareketleriyle Kobra yılanının hareketleri
benzerliğinde açıkça görülmektedir. Aynı benzerlik çöl
yeknesaklığı içindeki tek canlı deve ile Arap oyunları,
vahşi tepelerin tabiatına uygun kartal, geyik ve atın
hareketleriyle Kafkas oyunları için de geçerlidir.
Bütün bunlara kısa bir şekilde göz attıktan sonra, Bir
sürü sorunun cevap beklercesine canlandığını görüyoruz:
O halde sanatımızı en çok etkileyen olaylar nelerdir?
Olayların gelişimi içinde sanatımız nasıl
değerlendirilmelidir? Bu gün sanatımıza konu olabilecek,
toplumumuzun en çok etkilendiği olaylar nelerdir.? Bu
olayların ortaya çıkışında sanatımızın gelişmesinin veya
sahipsiz bırakılısının rolü nedir?
Bu soruların tümünü birden açıklayamayacağımızı
biliyoruz. Onun için şimdilik üçüncü soruyu alıp,
diğerlerini daha sonraki yazılarımızda mümkün olduğu
:kadar işlemek üzere bırakıyoruz.
Burada konumuz "toplumunuzu en çok etkileyen olaylar"
olduğuna göre, işe önce bu günkü toplum hayatımızın
durumunu kısa sorularla açığa çıkararak başlayabiliriz:
Bu günkü toplumumuzun yaşama modeli statik midir? Hayır
toplumumuz devamlı bir değişim içindedir ve toplum
tümüyle çözülmeye ve özüne yabancılaşmaya doğru
gittiğine göre "bu değişim sevinilmesi gereken bîr olay
değildir."
Mademki konumuz toplumumuzun özünden uzaklaşıp
değişmesi, ve yozlaşması problemine gelmiştir, bu
problemleri yaratan olayları mümkün olduğu kadar
incelemekte fayda vardır. Çünkü problemlerimizin çözüm
yollarını inceleyecek olan sanatkarımızın bu problemleri
doğuran olayların sebeplerini bilmesi sanatımız
açısından faydalı olacaktır. Konuyu genişleterek ele
alacak olursak toplumsal olayların meydana gelmesinde:
a) Özel
b) Genel sebeplerin bulunduğunu görüyoruz.
Özel Sebepler: Birden bire ortaya çıkan
olaylardan veya gelip geçici hal ve şartlardan; harpten,
açlıktan, göçten, maddi buhranlardan ve problemlere
eğilen yol gösterici grupların (Iiderlik ve
hiyerarşinin) yokluğundan doğarlar.
Biz burada olayları yine sanat açısından açıklayacağız.
"Sanat, estetik ve fikrin, maharetle bir gaye uğruna bir
noktada yoğunlaştırılmasıdır." burada gayeye götürecek
olan fikir, sanatkar ve toplum arasındaki alışverişten
doğar. Yani toplumdan kopmuş bir sanatkar düşünülemez.
Bu durumda, toplumu meydana getiren gruplar arasındaki
bağ zayıflamışsa, bir alışveriş olmayacağı için, sanat
zayıflayacak ve ölecektir, İşte göçün bize getirdiği
hazin neticelerden biri de budur. Tarihi sebeplere
dayanan göc, tesirlerini toplumunuzun sosyal, kültürel
ve siyasi davranışlarında göstermiştir. Göçten hemen
sonra sanat hareketleri bir müddet oyun havaları, maden
işlemeciliği, ğıbze, wered pşınalh ve hikayelerimizde
plansız bir şekilde devam etmişse de birden bire dağınık
bir yapıya geçiş, göç eden grupların birbirleriyle ve
hepsinin Kafkasya’yla temaslarını kesmiş ve sanat
hareketleri toplum yerleştikçe artacağı yerde giderek
azalmıştır. Aynı zamanda göç neticesinde ortaya çıkan
yeni kültürel ve ekonomik nedenler toplumumuzu zorlu bir
yaşam kavgasına itmiş ve sanatla olan ilgisini
kesmiştir.
Genel Sebepler: Korunlarla ihtiyaçlar arasındaki
anlaşmazlıktan ve kurumların ihtiyaçlara
yetersizliğinden doğarlar.
Biz burada sanatın toplumumuzun problemlerine eğilmesi
ve problemlere çözüm yollarını işlemesiyle bir kurum
olarak alabiliriz. Ancak bu kurumun olumlu veya olumsuz
gelişimi yine sanatkarını çıkaracak olan toplumun
davranışlarına bağlıdır. Şöyle ki:
a) "Kendi problemlerine sahip cıkmayan ve yabancı
kültür çevrelerinde bulunan tnplumlarda, yabancı
kültürlere uygun sanat görüşü yer alacaktır. Bu da
toplumun özünden uzaklaşmasını hızlandıracaktır.
b) "idealist sanat, kültürü (toplumun hayatını
etkileyebileceğine göre) ileriye dönük yeni bir kültür
ve düşünceye yön vericidir."
Bu durumda yeni bir soruyla karşı karşıya kalıyoruz
sayın okurlarımız: "Sanat yeni bir kültür ve düşünceye
yön verebileceğine göre, çözümü getirecek yön hangisidir
ve çözüm hangi metotlarla bulunabilir?"
Dilerseniz bu soru üzerinde hep birlikte düşünelim ve
sayfalarımızın okuyucularınızın fikirlerine açık
olduğunu unutmayalım. |
|
|
|
|
|
|
|