Kafkas Dağları'nın iki tarafında yerleşik 500
bin Oset (Osetçe'de İron) yaşar. Osetler,
Kafkasya'nın yerlileri ile, bir Hint-İran dili
konuşan ve Hint-Avrupa göçmenleri olan
Alanların karışmasından oluşmuştur.
Osetlerin gerçek anavatanı Kuzey Kafkasya'dır
ancak; bazı Osetler 16.yy'ın başından
başlayıp, 17. ve 18. yy'lar boyunca Kafkas
Dağları'nın Güney'ine göç ettiler. Bugün
Kafkasya'da, Kuzey ve Güney Osetya adında iki
ayrı cumhuriyetin olması siyasi bir sonuçtur
ve Osetler, tek bir cumhuriyetin özlemini
çekmektedirler.
Müzikal açıdan Oset gelenekleriyle Hint-İran
grupları arasında çok az ortak nokta vardır.
Osetler Ortodoks Hıristiyan'dır.
Nart kahramanlarının maceralarını anlatan Nart
Destanı, Kuzey Kafkasya'daki tüm halkların ve
Osetlerin geleneksel müziklerindeki merkezi
öğedir. Telli bir çalgı ile kendi kendine
eşlik ederek şarkı söyleme şeklindeki özgün
icra tarzı halen korunmaktadır.
Kuzey Kafkasya'daki müzikal kültürde Avrupa
biçimlerinin ağırlıkta olması 1920-40
dönemindeki Sovyetler Birliği kültürel
politikalarını yansıtır. Önce müzik okulları
ve kolejler açıldı, arkasından dini
etkinlikler yasaklandı. Halk dansları ve
şarkıları icra eden devlet toplulukları
kuruldu. 1930'larda Kuzey Kafkasya
cumhuriyetlerinde, geleneksel üflemeli ve
telli çalgılara dayanan farklı büyüklüklerde
yeni çalgılar yapıldı. Ayrıca yapay çalgı
orkestraları düzenlendi. 1960'ların daha
ılımlı olan siyasi ortamında ilk pop ve rock
toplulukları kuruldu.
Tüm Kafkasya çoksesli geleneğinde olduğu gibi,
geleneksel ziyafetler ve benzeri etkinliklerde
hazır bulunan katılımcılar, şarkının bas
bölümüne (gırnın veya fersag) katıldığı için,
toplum icracılar ve dinleyiciler diye
ayrılmaz. Ağırlıklı olarak erkekler şarkı
söyler. Kadınlar sadece ninniler, çalışma
şarkıları, ağıtlar ve çağdaş akordeon
eşliğinde solo şarkılar söylerler.
Aeol, İyon, Dor ve Mikrolid diziler eski Oset
müziğinde daha yaygındır. Bir solistin hikaye
anlatır gibi söylediği şarkılar, ritmik açıdan
karmaşık olup serbest ritimlidir.
Çobanlar halen Nart Destanı'nda da bahsedilen
eski bir flüt (wadındz) kullanır.
Eskiden destanlara eşlik için kullanılan, iki
ya da üç telli, yaylı bir lut olan gisın
fendır, en popüler Oset çalgısı olup
1950'lerden beri zaman zaman yerine keman
kullanıldığı görülür. 1930'larda Sovyetler
Birliği'nde yerel halk müziği orkestralarının
kurulmasıyla, gisın fendır'ın çeşitli boyları
ortaya çıktı. Osetler, telleri çekilerek
çalınan, uzun saplı, perdeli bir çalgı olan
dala fendırıda kullanırlar. Bu çalgının
aslında iki ya da üç teli vardı ama 1930'larda
Oset Devlet Topluluğu'nda kullanılmak üzere
uyarlandığında çeşitli boyları geliştirildi.
Geleneksel olanı halen solo şarkılara eşlik
için kullanılır. Oset arpı duadastanon,
diatonik olarak akort edilmiş on-on iki tele
sahiptir. Eskiden bir destan kahramanının
çalgısı olduğu için, sadece erkekler
tarafından çalınırdı. Nart Destanı'na göre
Nart Sirdon bu çalgıyı, ölü oğlunun kemik ve
sinirlerinden yapmıştı.
Osetler için akordeon (iron kandzal fendır)
bir kadın çalgısı haline dönüştü. O kadar
popüler bir çalgı haline geldi ki 19. yy'ın
sonlarından itibaren bu çalgı düğünlerde damat
tarafından geline verilen zorunlu bir hediye
oldu ve kadının ölümünde, çalgı onunla
birlikte gömüldü. Günümüzde ise, Kafkasya'ya
özgü el yapımı bir akordeon çeşidi
geliştirilmiştir ve bu özellikle Osetyalı
ustaların elinde yetkinliğe kavuşturulmuştur.
Osetler, dansa eşlik için, tahtadan, bir
vurmalı çalgı olan kertsgeneg kullanırlar.
Oset müzikal repertuarının büyük bir kısmını
destansı şarkılar oluşturur. Halen popüler
olan bu şarkılar, anlattıkları olaylar kadar
eskidir. Metinlerde kahramanın ölümü en önemli
trajik öğedir. Destansı şarkıların icrası, tüm
katılımcılar tarafından çoksesli biçimde icra
edilen geleneksel şenliklere dayanır. Ancak
kadeg adlı destansı şarkı, kendi çalgısal
eşliğiyle bir solist tarafından söylenir (kadeggeneg).
Destansı türlerin solo icrasının tüm Asya'da
tipik olmasına rağmen, destansı şarkıların
genellikle çoksesli biçimde icra edildiği
Osetlerdeki şekli, Kafkasya için tek örnektir.
İş sırasında yada hemen sonrasında hasat
şarkıları söylenirdi; ancak günümüzde bu
gelenek işlevini yitirdi ve çoğunlukla
geleneksel şenliklerde icra edilir oldu.
Sağdıç şarkılarının büyük bir kısmı dışında (çındzembelttı
zarcıte-geline eşlik şarkıları) geleneksel
düğün şarkıları hakkında çok az şey biliniyor.
Ritüel danslarına çoksesli şarkılar yada
çalgısal müzikler eşlik ederdi. En popüler
dans olan Şimd 'in farklı türevleri vardır (Nartan-Şimd.Nart'ın
Şimd'inde iki bölüm olması ve şarkı söyleme
veya çalgısal eşlik olması gibi). Bu türün bir
versiyonu yeni yıl kutlamalarında icra edilen
ve ateş etrafında yapılan iki sıralı bir halka
dansıydı (halka olmuş dansçılardan bir kısmı,
halka olmuş diğer dansçıların omuzlarına
çıkarak dans ederdi). Çift olarak yapılan
danslar, Honge-kaft ve Zilge-kaft ya da
Lezginka'dır. Ustalık gerektiren diğer bir solo
bir dans da Rog-kaft'dır. Geleneksel olarak
danslara çoksesli şarkılar eşlik ederdi.
Günümüzde ise akordeon eşliğinde dans edilir.
Erkek ve kadın repertuarları geleneksel olarak
ayrılmıştır ancak; 1930'lardan sonra bu ayrım
kalkmıştır. Geçmişte kadınlar, erkeklerin
duyabileceği yerlerde şarkı söyleyemezdi.
Akordeon bir kadın çalgısıydı, gişın fendır
gibi belli çalgılarsa, erkeklere aitti. Ninni
(lolote) gibi çoğu kadın şarkıları tek
sesliydi ve kadınların sosyal hayatıyla
bağlantılıydı. Keçe ve yamçı gibi geleneksel
giysilerin hazırlanmasına eşlik eden, seyrek
görülen eski bir çoksesli kadın şarkısı onai
bu türe örnektir. Kadınlar ayrıca,
akordeonları eşliğinde çağdaş lirik şarkılar
da söylerler.
Çağdaş Oset müziği, bestecileri bilinen
şarkılardan ve bir akordeon ve diğer
çalgılarca eşlik edilen küçük varyasyonlardan
oluşur.
NOT: Bu yazı, Muammer Ketencoğlu'nun
arşivindeki, "Kuzey Kafkasya Müzikal
Genellemeleri" isimli makaleden yararlanılarak
hazırlanmıştır. |