TIĞUJ Mahmut, Adige kültürünü
derleyip elinden geldiği oranda da ona bir şeyler katmak nasip
olmuş insanlarımızdan. Tehutemıkuaye köyünde 1938 yılında
doğdu. Çok iyi bir ressamdı, tüm yaşamı sanatla ilintiliydi.
Adige Cumhuriyeti (AC) Onursal Ressamı, grafiker, yağlı boya
resim sanatçısı TIĞUJ Mahmut'un 2013 yılı 75. doğum yıldönümü.
Ulusal sanatımızı çok sayıda yaptığı resimleri ile
zenginleştiren büyülten, Adige yaşantısını daima gözlemleyen,
gözeten kültür insanının adını anmamız üzerimize düşen bir
görev.
Benim bakış açıma, yaptığım değerlendirmeye göre;
TIĞUJ
Mahmut kendi işi-uzmanlığı üzerinde yoğunlaşan, ağırbaşlı,
aydın, başladığı işi nihayetine ulaştırmayı adet edinmiş,
kendisinden uzak olan şeylerden ayrı durmayı huy edinmiş
birisi. Ulusunu, onun tarihini, öyküsünü, doğasını, önder
kişilerini, eğitimlilerini, aydınlarını, yorulmak bilmeyen
emekçilerini sevdiğine şüphe yok. İşte bunlar, çok erken,
gencecik yaşında eline kalemi fırçayı alıp resim yapmasına
vesile olan şeylerdi. Yaratılıştan olmayan bazı şeyleri
sonradan edinmenin mümkün olmadığı durumlarda var, Mahmut’ta
da yaratılıştan gelen bir yetenek, gözlerinin gördüğünü
parmakları ile, adeta dökülürcesine, o an donmuşcasına aktarma
yetisi vardı. Bu konuda yeteneklerinin açıldığı yer ise askere
gittiği dönemdi. Herkes kendi içinde olan o cevheri bir
şekilde askerde daha da test etmiyor mu, kendisi de işte
o dönem bir şey söylemeye gerek olmadan kalemini işletmeye
başlamıştı. Bu konuda bir eğitimi, okumuşluğu yoksa da o dönem
bu konuda kendisini test etmeyi becerdi.
Askerliğin ardından Krasnodar Öğretmen Enstitüsü Sanat
Fakültesi’ne girerek buradan mezun oldu. 1969 yılından
itibaren Mıyekuape'ye gelerek Adigey ressamları arasında
çalışmaya başladı. İlk defa 1977 yılında Moskova'da düzenlenen
‘’Büyük Ekim’in 60. Yılı’’ ve ‘’Her Zaman Hazır’’ isimli
Sovyetler Birliği genelindeki sanatçıların katıldığı sergilere
iştirak etti. Bu etkinlikler neticesinde SSCB Ressamlar
Birliği’ne üye yapıldı.
Bu tarihten sonra Tığuj çok sevdiği resim yapmaya bıkmadan
devam etti. Pek çok resim yaptı. Eserleri kitaplarda,
katologlarda başka başka basılmış eserlerde yayınlandı.
Yorulmak bilmeyen ressamın yetenekleri grafik alanında iyice
gelişti, aynı zamanda, aynı şekilde yağlıboyayada olan
yeteneği yaptığı natürmort eserlerde açığa çıktı.
TIĞUJ
Mahmut'un grafik eserlerindeki süjetler her zaman ülke ve
ulusal tarihle ilintili, Nart eposu ve folklorla alakalıydı.
Halbuki ilk gençlik dönemlerindeki eserleri daha ziyadesi ile
yağlıboyaya yönelikti, kendisi de o dönemlerde grafiğe olan
yeteneğinin çok farkında değildi. Fakat 'Ustaya karanlık
olmaz' dedikleri gibi üzerinde çalışacak olursan, emek
sarfedersen pek çok konuda başarılı olabilirsin.
Tığuj'ın grafik eserleri yaşamı ince ayrıntısına kadar
gözlemlediğinin kavradığın belirteci olarak önümüze çıkıyor.
Ulusal halk danslarından esinlenerek Zefak'u, Cegu,
Düğünde Atyarışı, Köyde Sabah, Adıyif'in Şarkısı, Çobanlar ve
benzeri eserlerini yaptı. Sanatçının ilk dönem eserleri
ardından çizdiği ‘’Ufak Çocuk Oyunları’’ serisindeki yapıtları
ile daha çok önem-değer verilen eserleri ortaya çıktı.
Yüreğinde hissettiklerini kalemi ilede gösterebilmenin
kolaylıklarını elde ettiği 'нэшъуупIыцI', 'ПэIокIадз',
'Шыуджэгу' adlı sayısı onu geçen aynı temaya sahip eserinde
gösteriyor.
1980-90'lı yıllar Mahmut’un en bereketli, en çok eseri ortaya
koyduğu yıllardı. Sonbahar, harman, ürünlerin hasadı gibi
şeyleri resmediyordu.
Ressamın üzerinde en çok uğraş verdiği resim serisi ise
beş büyük tablodan oluşan '1941- 1945 zorlu yıllar' isimli
eserlerdir.
Mahmut’un bütün resimlerinde, eserlerinin her birinde ustanın
ustalığı, iç dünyasında olan bitenleri, yaşamın her zaman
içinde olduğunu, onunla uyumlu yapıtlar ortaya koyduğunu
gözlemliyoruz.
Mahmut’un Джэгу Мэкъамэхэр adını verdiği tablo serisinde yer
alan ДжэгуакIохэр, НыбжьыкIэхэм апае хъохъу, Нысэищ, Джэгу
къашъу, Нахьыжъхэр isimli tablolarında ulusuna ait
gelenek-görenekleri tablolaştırdı.
TIĞUJ
Mahmut bunların yanısıra ulusumuzn yetiştirdiği, aydın, ileri
görüşlü, tanınmış, eğitimli, akıllı insanlarımızn bazılarının
portrelerinide yaptı. Bunlar arasında ulusal aşığımız-ozanımız
TEVÇOJ Tsığo, ünlü tarihçimiz NEGUME Şore, ilk büyük
devrimcimiz HAHURATE Ş., Sovyet sisteminin kuruluşunda büyük
mücadeleler veren ŞOVCEN Mos ve eşi Goşevunay, ünlü ulusal
yazarımız ÇERAŞE Tembot yer alıyor.
Mahmut'un natürmort eserleride ayrıca ilgi çekiciler. Onlar
sadece öylesine resimler değiller, eserlerinde gördüğünüz her
bir nesnenin adeta canlı imiş gibi sizde izlenim bıraktığı
sanatçının yeteneğinin kanıtlandığı yapıtlar. Kuru Çiçekler,
Atölyede, Güğümler gibi eserleri insanın adeta yüreğinde yer
ediyor, gönlüne dokunuyormuş hissini veriyor.
Tığuj'un büyük bir grafik sanatçısı olduğunu gözlemlemek için
Nart Eposu’nu konu edinen 'Tlepş'ın Demirhanesi', 'Savsırıko
ile Setenay'in Buluşması', 'Anlatıcı' adlı eserlerine göz
atmak yeterli.
'Mıyekuape Manzaraları' isimli tablo serisinde ise
başkentimizi bir daha gözler önüne sermenin yanısıra onun
değerini arttırıcı niteliklerde aynı zamanda sanatçının ne
kadar derin bir gözlem yeteneğine sahip olduğunu ve bu
gözlemlerini olağanüstü derinlikte işlediğinin kanıtı.
TIĞUJ
Mahmut onlarca yıl boyunca çok sayıda eser ortaya koydu.
Grafik tarzında yaptığı eserleri kadar yağlıboya yapıtlarıda
çok sayıda. Bunlar daha ziyadesi ile doğanın, tabiatın içinde
yaptığı eserleri, yüreğinden şu koca dünyaya olan dostluğu,
dağ, tepe, nehir, ovası ile kurduğu yakınlığı, canlı yaşayan
dünyayı eksiksiz bir şekilde adeta donmuşcasına tablolarına
aktarışı ona olan sevgisinin dışavurumuydu. Tüm bunlar
sanatçının sanatsal gücününde belirteci, örnekleriydi.
TIĞUJ Mahmut yaşadığı dönem boyunca eserlerini defalarca
sergiledi. 1971- 1983 yılları arasında defalarca otonom bölge,
Krasnodar eyaletinde düzenlenen yarışmalara katıldı dereceler
aldı.
'Adigey'in Grafiği' isimli sergisi Leningrad, Orconikidze,
Krasnodar gibi kentlerde defalarca sergilendi.
Sovyetlerin Güneyi Sanatsal Sergisi’nde, Moskova’da
düzenlenen Büyük Zaferin 60. yılı, Rusya İkinci Estamp
Sergisi gibi sergilerde eserleri gösterime sunuldu.
Adige Cumhuriyeti Onursal Ressamı TIĞUJ Mahmut ulusal
sanatımızda yeni bir yol açtı ardından silinmeyecek derin
izler bıraktı. Eğer yaşıyor olsaydı bu yıl 75 yaşına
girecekti. Mahmut’un tüm eserlerinde sınırsız bir şekilde
yaşamı, insanları sevdiğini görüyor bunlarıda hem öz olarak
hem betimleme olarak dolgun ve zengin bir şekilde
yapıtlarına işlediğine şahitlik ediyoruz.
|