Hünkarım Tayyib'im beni halk otobüsü
durağına bıraktırdığında taksiye atlar giderim, dedim ama sinir
tipli sivil de bekledi benle. Atatürk hava limanına geldiğimizde
Adana-İstanbul seferi yapmış taze domatese döndüm.
|
Encila ile
Almanların ünlü James Last orkestrasının bize özel
konserinden önce aramızda sohbet ederken. Gerçi o anlattı
ben dinledim. Ne de olsa hanımdır. Dikkatinizden kaçmamıştır
ama ben yine de söyleyim. Fotografı Reuters Ajansı çekti.
İnanmazsanız sol alta köşeye bakın. Biz ne dersek o... |
Lafı uzatmayayım, iyikine Türk vatandaşı değilim. Yoksa bir de
evet mi hayır mı derdiylen uğraşacaktım.
Frankfurt havaalanına uçağımız indi. Aşağı inecektik ki iki
izbandut Alman polis uçaktan içeri girdi. Ahtung! Ahtugh! Vallaha
eski Nazi filmlerinde hissettim kendimi. Meğerleyim THY ile gelen
yolcuları daha uçaktan inmeden kontrol ediyorlarmış. Yanımdaki
Şereflikoçhisarlı, abi senelerdir Alamanya'ya geliyrik, böyle
kepazelik neyim olmazdı. Napiyiiin leng derdik evelden. Şindik
sıkıysa de.
Nedense polislerle askerlerin yüzlerinin hep aynı olduğu hissine
kapılırım. Türkiye'deki sinir sivilin tek yumurta ikiz kardeşi
olan Alman polis elindeki kağıda bakıp, Ich frage mich, wer ist
Herr Şıx, gibi bir şeyler diyor. Bir yandan da ses edecek biri var
mı diye koridoru boydan boya gözleriyle tarıyorlar. Yanlış
anlaşılmasın. Almanca bilmediğim için duyduğumu yaklaşık olarak
yazdım size. Almanca bilen hemşehrilerim düzeltsin sonra.
Neyse sinir tipli Alman polis ortalara geldi. Sert bir tonla Herr
Shıx! Herr Shıx! diyor. Elindeki kartonu kaldırdı. Aha da kocaman
harflerle yazılmış adım suratımın tam karşısında. Herr SHIX SAMIL.
Ulan dedim, Osmanlı hünkarından kaçtık Alman kraliçesine
yakalandık. Ses etmeyim dedim sonra uçaktaki diğer yolculara
acıdım. Elimi kaldırdım, Ich liebe dich, dedim. Yanımdaki
Şereflikoçhisarlı kıkırdadı. Abi sen ne dedin şimdi polise, dedi.
Ne diyecem, ben buradayım dedim. Yok abi sen polise seni
seviyorum, dedin. Ulan Müller alacağın olsun alçak! Tek cümle
öğrettin onu da yanlış yerde söyledik. Sinirli polis sert sert
baktı bana, Ich liebe dich auch! Şereflikoçhisarlıya döndüm. Ne
dedi ulen dedim. Abi o da seni seviyormuş, dedi.
Lafı uzatmayım, fakat bunları yazmadan geçmeyeyim. Çünkü, bir;
bilmediğin dilde polise hitap etmeyeceksin, iki; çok ünlü
olmayacaksın. Bu iki şey ders olsun size.
Koluma girip uçaktan çıkardılar. Koridorlar neyim geçtik. Bir
kapıdan çıktık. Breh aman. Breh... Breh... Bir limuzin. Siyah
renkte. Ancak siyah bu rengi gördüğünde amma da gri kaldım yanında
diye hayıflanır. Öyle siyah yani.
Limuzinin kapısında ben diyim 1.80 siz diyin 1.90 bir Alman
kızı duruyor ki arabaya gidene kadar düz zeminde 5 defa ayağımı
tökezledim. Neyse efendim. Önce beni buyur etti koltuğa ama serde
Çerkeslik var. Önce hanımlar.
Yolda zevzeklik edeyim dedim...
Tamam tamam çok uzattım. Zaten dışarda acayip yağmur başladı.
Almanya'da İngiltere'den farksız değil kardeşim, sürekli yağmur
yağıyor. Allah rahmetini niyeyse hep buralara yolluyor. Azcık da
Araplara yollasa ya... Neyse...
Merkel'in saray yavrusu malikanesine geldik. Kapıda Der
Spiegel Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Hans Müller'in dudakları
kulağında sırıtıyor. Önünde kraliçe Angela Merkel. Elinde şemsiye
beni bekliyor. Yahu haynape falan demeye kalmadı. Limuzinin
kapısına kadar gelip kapımı açtı. Çok utandım. Koskoca Alman
kraliçesi kapımı açıyor.
Neyse uzatmadan duramıyorum röportaja geçiyorum.
ALMANYA BAŞBAKANI
ANGELA MERKEL İLE BAŞ BAŞA
CC and CNN Report, 02
Eylül 2010
Şıx Şamil:
Sayın Merkel...
Angela Merkel:
Aaaa. Aşkolsun Şamil.
Lütfen şu sayın mayını bırak. Bana Angela, de.
Şıx Şamil:
Ya Encila ben derim dermesine de. Yanlış anlaşılmasın sonra.
Angela Merkel:
Niye yanlış anlaşılacak! Biz senle yılların dostuyuz.
Şıx Şamil:
Tamam Encila. İlk soruma geçiyorum. Almanya'nın en ünlü içeceği
nedir?
Angela Merkel:
Bira! Geleneksel biramız Beck's. Yanına şöyle nar gibi kızartılmış
piliç, onun yanına da dağ gibi çerez gibi patates kızartması...
Şıx Şamil:
Encila bunu hep yapıyorsun. Şurda senle ciddi ciddi röportaj
yapmaya çalışıyorum, sen beni tahrik ediyorsun...
Angela Merkel:
Waaaaaaasssssss! (Türkçesi: Neeeeeyyyyy!)
Şıx Şamil:
Bak işte. Şimdi ne anladın sen...
Angela Merkel:
Şaka şaka...
Şıx Şamil:
Soruma geçiyorum. Bizim ulu Çerkeslerimizden bir hemşehrimiz sizin
mecliste milletvekili. Cem kardeşimiz...
Angela Merkel:
Aaaaa... Cem Çerkez mi?
Şıx Şamil:
Encila Çerkez değil, Çerkes. Sonunuda ''S'' var.
Angela Merkel:
İyi ama biz Almanlar ''Z''yi, ''S''; ''S''yi ''Z'' okuruz.
Şıx Şamil:
Valla mı?
Angela Merkel:
Valla...
Şıx Şamil:
Peki o zaman Cem nasıl bir çocuk? Size sorun
çıkarıyor mu?
Angela Merkel:
Yooo... Çok şirin bir çocuk Cem. Bir ara baya bir gündeme getirdi,
sürgün mürgün dedi. Sonra sesi soluğu kesildi.
Şıx Şamil:
Peki Almanya'daki
Çerkesler hakkında bir bilginiz var mı?
Ne yerler ne içerler? Nasıl yaşarlar?
Angela Merkel:
Şamilciğim biz toplumda hiçbir milliyete karşı ayrımcılık
yapmıyoruz. Alman neyse Çerkes de o. Yalnız sizinkiler biraz sana
benziyor!
Şıx Şamil:
Vıy! O da ne demek şimdi övdün mü, dövdün mü?
Angela Merkel:
Aşk olsun Şamilcim. Övdüm tabikine. Yani senin gibi asiller.
Dürüstler. Sadece biraz fazla kaprisliler. Biz Almanlar bile
yanlarında Sulukule'li gibi kalıyoruz.
Şıx Şamil:
Benim milletim öyledir tabikine...
Angela Merkel:
Hani ne derler burunları düşse yere almıyorlar.
Şıx Şamil:
Öyledir.
Angela Merkel:
Ben bu kadar dürüst, asil ama bir bu kadar da tembel bir millet
görmedim. Hiç çalışmıyorlar. Varsa yoksa düğün, dernek.
Şıx Şamil:
Ya Encila, tamam düşüncelerini söyle de böyle dangadanak da
söylenmez ki.
Angela Merkel:
Şamilciğim biz Almanlarda bir söz var...
Şıx Şamil:
Yahu nereye gitsem ''bir söz var'' duyuyorum. Millet habire söz mü
üretiyor.
Angela Merkel:
Was?
Şıx Şamil:
Yok bişi. Devam et sen.
Angela Merkel:
Yok yok kızdın sen.
Şıx Şamil:
Kızarım tabikine. Sen benim milletime tembel diycen de ben ses
etmiycem. Olur mu öyle şey.
Angela Merkel:
Şamilciğim, sana bir Beck's geliyor. Benim özel mahzenimden.
İçelim güzelleşelim.
Şıx Şamil:
İçmiyorum senin biranı da... Encilacım bak güzel kardeşim. Biz
Çerkesler dünyanın en çalışkan insanlarıyız. Senin Almanya'nı bu
hale kim getirdi? Tabikine biz...
Angela Merkel:
Peki o zaman niye anavatanınızı da birer Almanya haline
getirmiyorsunuz da sen Amerika'da Cem Almanya'da Şamilciğim...
Şıx Şamil:
Beck's kasayla geliyor değil mi?
Angela Merkel:
Ich liebe dich!
Şıx Şamil:
Ben de... Ben de... |